Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Osmanlı İmparatorluğu, Fatih devrinin kapanmasından üç yüz yıl sonra bile hâlâ bir ortaçağ devlet sistemiyle yönetilmekteydi. Osmanlı devlet adamları ortaya çıkan problemlerin nasıl giderileceğine dair çeşitli önerilerde bulunmaya 17. yüzyılda başladılarsa da sorunların kaynağının teşhisi ve çözümünde istenilen başarı elde edilemedi. 18. yüzyıla gelindiğinde özellikle askeri alanda olmak üzere Avrupa devletlerinin üstünlüğü açıkça kabul edilmeye başlandı. Osmanlı padişahları, 18. yüzyıldan itibaren de devle
Tükendi
Osmanlı Devleti'nde İstanbul Boğazı, Tuna Nehri, Azak gibi yerler ilk akla gelen balıkçılık merkezleri olmakla birlikte küçük göl, dere, çay gibi balık avlanabilen her yerden beslenme veya satış amacıyla istifade edilmiştir. Deniz, göl veya nehirlerde Osmanlı balık avcılarının (sayyad-ı mahi) en yaygın biçimde kullandıkları av araç-gereçleri, özellikle kıyı sularındaki balıkların avında kullanılan dalyan ve ığrıp ağı ile daha açıklarda kayıklardan bırakılan ağlar ve oltalar olmuştur. Balık avcıları da kulla
Tükendi
"Bağıra çağıra, göz yaşları dökerek isteklerinin yerine getirilmesinde direten çocukların çevrelerindeki insanları emirleri altına almayı amaçladıklarına ve anne-babalarının çocuğun bu eğilimini desteklememesi gerektiğine inanırız. Çocuğumuzun isteği yerine getirilmediğinde saldırganlaşıp bize vurmaya, tükürmeye, bizi ısırmaya kalkıştığında ne yapacağımızı şaşırırız. ‘Acaba çocuğumuzu yanlış mı yetiştiriyoruz?' diye içimize kuşku düşer. Acaba onlara bazı yasaklar koymamız mı gerekiyor? Ne de olsa çocuğumuz
I. Selim'in Osmanlı tarihyazımındaki sayısız imajı kahraman ile kıyıcı kişilikleri arasında salınıp durur. Ölümünden sonra kendisine yakıştırılan sıfatın muğlaklığı da böyle bir belirsizliğin yansımasıdır. Osmanlı tarihçileri Selim'in atalarını "Gazi," "Hüdavendigar," "Yıldırım," "Fatih," "Veli" ve "Sofu" gibi yüceltici unvanlarla anar. Avrupa kaynaklarında Selim'in oğlu I. Süleyman çoğu zaman "Muhteşem" lakabıyla anılmakla birlikte Osmanlı kaynakları onu "Kanuni" olarak över. Ancak Selim, Osmanlı tahtına
Sultan Abdülhamid ve dönemi söz konusu olduğunda istihbarat, hafiyelik ve jurnalcilik gibi kavramlar mutlaka gündeme gelir. Osmanlı tarihinin doğru anlaşılması için istihbarat konusunu basit bir ispiyon ya da jurnalcilik sistemi olarak değil, daha geniş bir bakış açısıyla, devlet sisteminin bir bileşeni olarak ele almak yerinde olur. Abdülhamid dönemi haber alma/istih¬barat ağını incelemek hem imparatorluğun içinde bulunduğu durumu, hem de 19. yüzyıl dünyasının tarihsel arka planını iyi okumayı gerektirir.
Tükendi
Hristo Stambolski 1858'de memleketi Kazanlık'tan okumak için İstanbul'a geldiğinde 15 yaşındaydı ve Osmanlı tahtında Sultan Abdülmecid (1839-1861) bulunuyordu. Osmanlı Devleti ile müttefikleri İngiltere ve Fransa ile Rusya arasında cereyan Kırım Savaşının son bulmasının üzerinden henüz iki yıl geçmişti. Sultan Abdülaziz (1861-1876) tahta çıktığında Stambolski, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane öğrencisiydi. Bu okuldan yine Abdülaziz döneminde mezun olacak ve yine onun döneminde İstanbul'da hekimlik ve Mekteb-i Tıbb
Biri Türk diğeri Ermeni iki dostun hikâyesini anlatan bu kitap, 19. yüzyıl başlarında küçük bir Balkan kasabası olan Rusçuk'ta yaşamış iki Osmanlı tebaasının hayatlarından günümüze kalan izleri sürmeye çalışıyor. Bu hikayenin kahramanları, önce Rusçuk ayanı Tirsiniklioğlu İsmail Ağa'nın, ardından da Alemdar Mustafa Paşa'nın iki sadık bendesi olan Köse Ahmed Efendi ve Manuk Bey'dir. Bu iki şahsiyet, hamileri sayesinde, bir kolu Balkan eşrafına; diğer bir kolu Osmanlı merkezi bürokrasisi ve Rus devlet ricalin
... İslam toplumu, 7. yüzyılın son çeyreğinde geri dönülmeyecek bir değişimin içine girdi. Kureyş aşiret federasyonunun üyesi Ümeyye Oğulları, aynı federasyonun diğer üyesi Hâşim Oğullarıyla İslamdan çok önce aralarında zuhur eden iktidar kavgasına, 661 yılında son noktayı koydular [ve] ...siyasal otoriteyi tekrar ele geçirdiler. Muaviye b. Ebî Süfyanın politik entrikalarıyla baş edemeyen dördüncü Râşid halife Hz. Ali, Hakem olayı ile, siyasal bir hata işleyerek yetkisini tartışılır hale getirdi ve sonuçta
Tükendi
Kadim bir kökeni olmakla birlikte İslam medeniyeti içinde müstesna bir konuma sahip tasavvuf düşüncesinin temsilcisi olarak kabul edilen mutasavvıflar gerek yaşadıkları dönemlerde, gerekse ölümlerinden sonra kendilerini takip eden müritleri yahut etraflarında oluşan kült sayesinde bireyleri ve toplumları derinden etkilediler. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kuruluştan yıkılışa hemen her devirde Sünni ya da diğer anlayışları benimseyen, bazen sultanlarla çok yakın ilişkiler kurup, bazen de muhalif olmaları
Tükendi
Zeybekler, sözlüklerde ekseriyetle, "Batı Anadolu'daki özellikle dağlık yerlerde yaşayan, iyi savaşçı, asayiş ve yolların muhafazasından sorumlu ücretli asker" olarak tanımlanmaktadır. Ancak zeybekliği, sınırları keskin çizgilerle belirlenmiş olan bir müesseseden ziyade, tarihsel süreç içinde farklı kulvarlardan yapısal ve folklorik özellikler barındıran bir olgu olarak ele almak daha doğru olacaktır. "Zeybek" adı verilen silahlı grup, Osmanlı idaresi zamanında, Batı Anadolu topraklarındaki pek çok önemli g
Tükendi
Unesco'nun bir tahminine göre yeryüzü denizlerinde üç milyon deniz kazası olmuş. Bu kitapta milyonlarca gemi kazası ve binlerce yeri belirlenmiş batık arasından, on altısı şu üç kritere göre seçilmiş: 1. Batık, insanlık tarihinde önemli bir etki yapmış türden bir gemiyi temsil etmeli; 2. Yeryüzünün her yerinden gemi kazaları ele alınmalı; 3. Gemi kazasının, geminin içinde hareket ettiği dünyaları, örneğin ekonomileri, göçleri, fikir hareketlerini, siyasi rekabetleri, savaşları ve çevresel kısıtlamaları b
Osmanlı döneminin yayınlanan son yemek kitabı olan Fenn-i Tabâhat (Aşçılık Sanatı), özgün tarifleriyle Osmanlı dönemi mutfağına ilgi duyan ve araştıranlar için değerli bir kaynak. Mehmed Reşad'ın yazdığı kitap, Hicri 1340-1341 (1921-1923) yılları arasında dört cilt halinde yayınlanmıştır. Kız mekteplerinde okutulmak üzere "sıhhate naf'i ve zevk-i millimize" uygun yemeklerin tariflerinden başka yemek malzemeleri, pişirme teknikleri ve mutfak eşyaları konusunda bilgiler veren ansiklopedik bir eserdir. Kitapta
Tükendi
Bu kitap Avusturya'dan Mısır'a ve İstanbul'a uzanan bir tekstil ve hazır giyim ailesinin öyküsü. Mayer Firması 1830'lara, o zamanlar Pressburg adını taşıyan günümüzün Bratislava'sındaki bir Yahudi gettosuna dayanıyor. Seyyar satıcı Salomon Mayer'in o yıllarda kurduğu küçük kumaş firması asıl gelişimini Mısır'daki faaliyeti sırasında sağlıyor, çok erken bir tarihte 1882'de İstanbul'da Mısır Çarşısının yanındaki dükkanlarını açıyorlar. Bunu Karaköy ve Beyoğlu'ndaki mağazalar izliyor. Bu mağazaların en uzun öm
Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşındaki muharebe tarihini özetlemek için Yarbay Mustafa Kemalin 57. Piyade Tümenine verdiği bu emirden daha iyi bir örnek bulunamaz. Osmanlı ordusu dört yıllık savaş boyunca büyük zorluk ve felaketlere katlanan, düşmanlarını şaşkınlığa ve yenilgiye uğratan; Rusya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan, Sırbistan ve Romanya orduları yere serildikten sonra bile hâlâ inat ve kararlılıkla savaşmayı sürdüren bir orduydu. Osmanlı ordu
Tükendi
Türkiyenin Avrupa Birliği ile yürüttüğü üyelik müzakerelerinin gündemin önemli bir maddesi olduğu bir dönemde, Osmanlı İmparatorluğunun, Avrupa uluslarının modern ve çağdaş tarihlerinde oynadığı rolü hatırlatmak kuşkusuz çok yararlı. İstanbulun fethinden, 1923te imzalanan Lozan Antlaşmasına kadar, birden çok medeniyetin stratejik buluşma noktasında yer alan Osmanlı İmparatorluğu, Batı Avrupa için meydan okunacak başlıca hedef konumundaydı ve Batı Avrupa ile Asya dünyası arasındaki ilişkilerde de ağırlığını
Yemek ile düşünmek iyidir." Peki yemek ile neyi nasıl düşünebiliriz? Yemekle kültürel değişimi, dönüşümü, tarihi, coğrafyayı, milliyetçiliği, ırkçılığı, çok kültürlülüğü, kimliği, aktivizmi ve teknolojiyi düşündüğümüzde ilginç hikâyelerle karşılaşırız. Yemek kültürleri, coğrafyaları ve tarihi anlamak için bir araç olmakla birlikte, kimlikleri belirleyen, yaratan ve bozan; milletleri, dinleri, toplumları ve insanları birleştiren veya ayıran; sınırlar koyan veya sınırları tekrar ve tekrar yaratan veya yıkan s
Tükendi
Hürrem Sultan, Osmanlı Devleti'nin en parlak zamanında Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi olarak imparatorluğun en nüfuzlu kadınıydı. Ukrayna'da esir düşen, yurdunu ve ailesini kaybetmiş bir kadının çok kısa sayılabilecek bir zamanda inanılmaz boyutlarda güç sahibi olmuş efsane bir kadına dönüşmesi herhalde tarihte örneğine çok az rastlanabilecek bir şeydir. Sultan Süleyman'ın hayatında bu Ukraynalı kızdan önce, ona ilk oğlu Mustafa'yı doğuran Mahidevran vardı. Ama Hürrem 1520-1530 arasında Sultan Süleyman'a bir
Elinizdeki sözlüğün hazırlanmasına, Osmanlı dönemine ait yüzlerce arşiv belgesi, sözlük, anı, seyahatname gibi kaynaklarla, Cumhuriyet dönemi araştırmacılarına ait kitap ve metinlerde rastlanan Osmanlı yemek tarihiyle ilgili terim ve tanımlar taranarak başlandı. İkinci aşamada, bu ham bilgilerin derlenmesi sırasında kaynaklardaki çelişkilerle, terimlerin zaman ve mekânla değişen anlamlarının çözümlenmesi ele alındı. Kitap bilgisinin yetmediği, pratik bilgiye ihtiyaç olduğu durumlarda peynir yapmaktan, terey
Tükendi
Tarihi yarımadanın en görkemli yapılarının arasında sessiz bir koridor; çevresindeki anıtsal yapıları ziyarete gelenler için soluklanılacak bir mekan. Burası Sultanahmet Meydanı, ya da eski adıyla Atmeydanı. Bu meydan Bizans`tan Osmanlı`ya ve Cumhuriyet`e uzanan tarihi geçmişiyle sayısız olaya tanıklık etti. Bugün ortasında Dikilitaş, Örme Sütun, Burmalı Sütun ve Alman Çeşmesi`yle bakımlı bir park görünümünde olan bu meydan aslında Bizans`ın Hipodrom`uydu. Dönemin ünlü araba yarışı takımları burada boy ölçü
Kimdi Osmanlı? Günümüzden baktığımızda Osmanlıları nasıl tasvir ediyoruz? Osmanlı sultanı kendini nasıl tanımlıyordu? Mora yarımadasındaki veya Basra eyaletindeki değişik kökenden gelmiş ama Müslümanlaşmış, Türkçe’yi öğrenmiş ve Türkçe yazmış yönetici sınıf ya da Türkçe bilmeyen ve farklı etnik kökenden gelen Müslüman ya da Hıristiyan köylü için ortak bir tanım getirilebilir mi? Fatih Sultan Mehmed “Sultanü’l-Berreyn” ve “Hakanü’l-Bahreyn,” yani iki kıtanın ve iki denizin hâkimi unvanlarının yanına “Kayser-
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2