Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Nuray Mert, Batı İslâm’ı Çok Sevmişti-Batı’nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık’ta, tarihsel-siyasal süreçleri göz ardı etmeden, yalnızca Müslümanların yaşadığı topraklarda değil, aksine ve özellikle Müslümanların yaşadığı topraklar dışında İslâm’ın nasıl İslâmcılığa dönüştüğünü soruyor, bunda Batı’nın rolüne odaklanıyor. Bu çerçevede özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında Nazilerin İslâm’ı siyasette nasıl kullandıklarını; Soğuk Savaş döneminde bir “komünizmle mücadele” aracı olarak İslâm’a nasıl şekil ve
Tükendi
Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor. Bu hikâyeyle özdeşleşen sendika önderi Şemsi Denizer’in portresiyle birlikte… Bir işçi havzası olarak Zonguldak’ın emek tarihindeki yerini hatırlatan Büyük Madenci Yürüyüşü, aynı zamanda bu
Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği.Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada? Toz fırtınalarıyla tarladaki mahsulün mahvolması, Büyük Buhran’da bankaların topraklara el koyması ve sonunda, göçle gelen sefalet… Bir otomobili kamyona dönüştürerek çıktıkları mecburi yolculukta, acılarını ve açlıklarını, düşlerini ve öfkelerini de peşlerinden sürüklüyor Joad ailesi.Gazap Üzümleri, kaygı dolu günleri se
Tükendi
Kingsley Amis’in komedi ile trajediyi aynı ipte ustaca oynattığı Yaşlı Kurtlar, her an yoldan çıkmaya hazır bir arkadaş grubunu anlatan muazzam bir roman. Kapkara bulutlarla sarmalanmış, yağmursuz geçen günlerin bir mucize olarak karşılandığı küçük bir Galler kasabasındaki tekdüze hayat, ünlü yazar Weaver’ın memleketine, bu kendi halinde kasabaya dönmesiyle değişmeye başlar. Az rastlanan parıltılı anların şöyle böyle aydınlattığı bir taşra atmosferinde, kasabalılar kendilerini gündelik hayatın tuhaf akışına
Tükendi
Osmanlı sosyalist hareketinin farklı bileşenlerinin teorik öncülleri ve benimsedikleri siyasal stratejiyi oluşturan temel ilkeler durağan olmaktan ziyade sürekli olarak değişen ve evrilen bir biçime sahiptir. Bu bileşenler hem kendi fikrî ve örgütsel pratikleri hem Osmanlı sosyalizminin diğer bileşenleriyle olan etkileşimleri hem de uluslararası sosyalist ve işçi hareketindeki fikrî arayış ve stratejik yönelimlerden beslenmişler ve kendi yapılarını buna uygun biçimde dönüştürmüş
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, bağımsızlık mücadelesinin bir parçası olarak, tıpkı yeni ortaya çıkan diğer ulus-devletler gibi kendi kendine yetmenin ve çağdaşlaşmanın yollarını aradı. Bunun en önemli ayaklarından birini de hiç kuşkusuz iktisadi kalkınma oluşturuyordu. Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluş
Tükendi
Sencer Divitçioğlu, iktisat ve tarih alanında yaptığı çalışmalarla, özellikle de bir dönem epeyce tartışılan “Asya Tipi Üretim Tarzı”na (ATÜT) dair analizleriyle tanınan, “efsane hoca” nitelemesiyle anılan bir akademisyendi. 2014’te hayatını kaybeden Divitçioğlu arkasında onlarca kitap, makale, önemli çalışma bıraktı. Adnan Ekşigil, Sencer Divitçioğlu - Yaşamı ve Düşüncesine Dair Notlar’da yakından tanıdığı Divitçioğlu’nun hem özel yaşantısına hem de teorik ve akademik dünyasına
Tükendi
1926 yılında tefrika edilmeye başlanan ve bizzat Mehmet Rauf tarafından “Eylül ’den bile kuvvetli ve şahsiyetli bir eser” olarak değerlendirilen Son Yıldız, edebiyatımızın büyük aşk romanlarından... Geçirdiği felç sonucu sağ kolu tutmaz hale gelen ve bu yüzden büyük bölümünü eşine dikte ederek yazdırdığı bu romanında Mehmet Rauf, Şehrâh gazetesinin sahibi Fahri Cemal, Avukat Şefik Bey, onun eşi Perran ve Perran’ın gençlik aşkı Fuat İlhami arasındaki sevgi, merhamet ve çıkar dolu i
Tükendi
İnsan bir başkasının hikâyesidir. En çok da anne ve babasının. Genetiği geçtim, bu ruhen böyledir. Hiç istemezken onlar gibi olursunuz. Özünde yani. Evet, tıpkı nefeslerim gibi kesik kesik düşünüyorum. Ama anlatacaklarım öyle değil. Bir bütün. Yani en azından benim kafamda öyle. Ağaçtaki kız anlatıyor. Güzel, içten, kalpten, derin ve tedirgin. Hiç olmayacak bir yerde olabilirmiş gibi. “Bu bir özgürlük ve aşk hikâyesidir” diyor ama çok daha fazlası. “İki hasta gencin hikâyesi.
Tükendi
Michel Foucault, kuşkusuz 20 yüzyılın en önemli figürlerinden biri. Sadece felsefeye değil sosyal bilimlerin bütün alanlarına sızan yeni kavramlar ve yeni bakışlar sunmuş bir düşünür, ayrıca çağının siyasal olaylarına kayıtsız kalmamış bir entelektüel. Foucault’nun Collège de France derslerini yayına hazırlayan Frédéric Gros, onun yaşam güzergâhını takip ederek, döneminde olduğu kadar bugün de tartışılmaya devam eden eserlerini birbirine bağlayan halkaları ortaya koyuyor. Michel
Tükendi
Yüzlerce yıldır verili gerçeklik olarak kabul edilen Batı modernliğinin “evrenselliği”, Batı merkezli dünya tarihi anlayışları artık tartışmaya açılmış durumda: Dünyadaki güç dengelerinin de değişmesiyle gerek siyasi gerek akademik alanda farklı ülkelerin, bölgelerin dünya tarihindeki yeri, Batı’ya hiç de benzemeyen gelişim çizgileri, modelleri ele alınıyor. Öteden beri tarihteki süreğenliğe dikkat çeken Huricihan İslamoğlu da alışılagelmiş Batı merkezli modernleşme söylemine ka
Tükendi
Kadının ev işleri ve çocukların bakımıyla ilgilendiği, erkeğin aileye maddi kaynak sağlamak üzere ev dışında çalıştığı geleneksel çekirdek aile modeli bugün artık çok gerilerde kaldı. Kadınların iş dünyasına giderek artan katılımı, erkeklere ev içinde yeni sorumluluklar getirdi. Aile içi organizasyon ve ebeveynlik, epeydir tek başına kadının sorumluluk alanı olmaktan çıkıp ortaklaşa yürütülmesi gereken bir iş haline geldi. Ebeveynler arası işbirliği, aile gelişiminin hâlâ tam ke
Tükendi
“Siyasi alan söz konusu olduğunda, köylüler siyasette pasif unsurlar olmaktan ziyade, siyasetin daha aktif bileşenlerine dönüştüler. Köylüler, çok partili sistemin ortaya çıkardığı yeni araçları kullanarak açıkça siyasallaştılar. Buna göre, hem siyasette hem de toplumsal hayatta, köylülerin sesi giderek daha fazla duyulabilir hale geldi. Daha önce büyük ölçüde görmezden gelinen köylüler ve diğer alt sınıflar, siyasetin kendi çıkarları için dönüştürücü bir güç olabile
Tükendi
“1856-1908 arası ‘dîn ü devlet’ kaygısı ‘muhacir’ politikasını belirlerken; 1912- 1923 arası ‘mülk ü millet’ kaygısı ‘mülteci’ politikasını; 1923-1998 arası ‘millet ve devlet’ kaygısı ‘göçmen’ politikasını ve 2011 sonrası ‘mülk ve din’ kaygısı ise ‘sığınmacı’ politikasını belirledi.” 1856-1908 arası göçen Türk, Tatar, Çerkes, Nogay, Boşnak, Gürcü ve Girit müslümanlarına yönelik Osmanlı politikasını ele alan Hicret, Dîn ü Devlet, göç yönetiminin, bu ülkede devletin modernleşme süre
Tükendi
Lunapark, tüm ülkenin bir “olay yeri”ne dönüştüğü zamanlarda, burnunu politikaya sokmadan cinayetleri çözmeye çalışan Gereon Rath’ın altıncı vakası. Nazilerin iktidarlarını pekiştirmeye başladığı 1934 Mayısı’nda, sokak aralarında bulunan SA cesetleri zaten sis bulutlarıyla kaplı Berlin’i iyice karanlık bir atmosfere sokuyor. Bu cinayetleri bir komünist avına dönüştürmesi işten bile olmayan Nazilerin karşısında, Komiser Gereon Rath gizliden gizliye kendi soruşturmasını yürütüyor. Ko
Tükendi
Varoluşlarını sürdürmek için yer değiştirenler, ormana kaçanlar, uçurumların ve büyük umutların peşine düşenler, deliliğe varan bir tutkuyla sanatın izini sürenler... Felsefeciler, ressamlar, şiir avcıları, akademisyenler, çıkışı arayan üniversiteliler, âşıklar, eski devrimciler... Vuslat Çamkerten, Görenler Olmuştur’da yer alan öykülerinde büyülü sonlar yaratıyor. Hayat sıradan bir şekilde ilerlerken, bu akışı toz duman edenleri anlatıyor.
Tükendi
Terkediş, modern dünya edebiyatında sömürgecilik sonrası dönemde yazılmış en parlak romanlardan biri. Terkediş, kolonyalizmin bireysel ve siyasal düzlemdeki sonuçlarını üç neslin birbirine örülmüş hikâyeleri üzerinden anlatan bir insanlık epiği. Gurnah, Terkediş'te uygarlığın es?ig?inde ufalanan bir ülkeyi, ülkeden göçenlerin yakasını bırakmayan suçluluk duygusunu, yurtsuzluğu, kalanların üzerine çöken karanlığı, din ve geleneğin şaşmaz bir süreklilikle muhafaza ettiği değerleri ve yok ettiği aşkları anl
Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, âşıklar, yevmiyeciler, küçük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar. Devran, inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor. Umut umut, cümle cümle... Evvela mahsus selam ediyor doğan güne. Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan... Doksanların başı, ziraat fakültesini yeni bitirmişim, iş güç
"Sokakta topladığımız paralarla yaşamaya çalışıyorduk ama sokak müziği bizim için paradan fazlasını ifade ediyordu. Yaşadığımız tüm sıkıntı ve olumsuzluklar bir yana, sokakta müzik yaparken aldığımız keyfi ve hissettiğimiz güzel duyguları yazıya dökebilmem mümkün değil. Sokak müzisyenliği çaresizlik değildir, bir duruştur. Sokakta insanlarla iletişim kurmanızı engelleyen hiçbir şey yoktur. Sokak, insanlarla hemhal olmayı öğretir. (...) Yaşamadığımız hayatın sanatı olmaz..." Sedat Anar'ın Urfa-Halfeti'de
Tükendi
Son Hediye, etnik kimlik, köken ve aile temaları etrafında dokunmuş bir kültürel sentezin romanı. İngiltere'de yaşayan bir Afrikalı göçmen olan Abbas, yakalandığı hastalığın ardından geçmişini sorgulamaya başlar. Abbas'ı bir hikâye anlatıcısına dönüştüren hastalık süreci, yıllardır eşi Meryem ve çocuklarından sakladığı büyük sırrını da ortaya çıkartır. Abbas'ın sınırları aşındıran hikâyesi etnik kimlik ve köken, gerçek ve kurmaca gibi ayrımların kayganlığını ortaya koyarken yüzleşilmemiş hatıraların, di
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3