Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 104 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
George Habaş / Filistin: Düşle Gerçek Arasında Kitabı Çıktı... Kitabevi ve Dağıtımcılarda... Bu kitap, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği´nin katkılarıyla hazırlanmıştır... Kitap, Filistin halkının "bilge"si George Habaş´ın mücadelesinin ayak izlerini gözler önüne seriyor. Haluk Gerger, kitaba yazdığı "Birey, Toplum, Hayat" başlıklı önsözde şunları söylüyor: "Elinizdeki kitap, sadece bir kişinin öznel bakışını, yaşamını, mücadelesini, düşünce ve pratiğini okura vermekle kalmıyor, bunları aşıp, Filisti
Tükendi
Emek tarihi çalışması, bu coğrafyadaki işçi sınıfı hareketinin geniş bir tarihsel tablosunu sunuyor. Sınıf mücadelesine damgasını vuran tarihi grevlerin direnişlerin ve siyasal süreçlerin öykülerini gözler önüne seriyor İşçi sınıfı hareketinin dayandığı veüzerinde yükseldiği mücadele deneylerini, birbirinin tamamlayacak seyir içinde sunarken her bir mücadele deneyimini, yeşerdiği toplumsal, siyasal koşullarla birlikte ele alıyor. Emek Tarihi, kendi zemininde veya döneminde sınıf mücadelesinin dorukları olan
Tükendi
Öğrencilerin; büyüklerinden, kitaplardan, TV'den veya başka yerlerden edindikleri bilgilerden yararlanarak öykü veya masal yazmaları istendi. Yazma aşamasına geçilmeden önce konu "Kuşlar" olarak belirlendi. İlk önce yaşadığımız yerde hangi kuşları gördükleri soruldu. Alınan yanıtlardan bir kaç kuş gördükleri ama isimlerini bilmedikleri saptandı. Ataşehir İlçesi sahile yakın olduğu düşünüldüğünde, ilk akla gelecek kuşun martı olması gerekirken adı söylenmedi. İsmini söylemeleri için ipuçları verildikten, in
Tükendi
Gün ağırlığını yüklemişti Kavurucu bir yaz sabahında Devrim türküleri ile düşmüştüler yollara Yürüyorlardı... İnsanlık adına, barış namına Ruhlarında, bedenlerinde devrimin ateşi Gözlerinde umut, yüreklerinde barış Heybelerinde kalem, silgi, oyuncak Yüzlerinde umudun, sevginin yansımaları Devrimin ışığını saçıyorlardı halklara Toprak ana sevdalanmıştı doğan güneşe El sallıyordu sevdalı yüreklere İsyanımdır, aydınlığı karanlığa esir edenlere Kan bürünmüştü cellâdın gözünü Umut çiçekleri boynunu büktü Bereket
Tükendi
Firar etmeye görsün insan. Firar, tutsaklıktan özgürlüğe kaçıştır. Tutsaklık ve zindanlar oldukça firarlar da kaçınılmaz olacaktır. Bir savaşımın iki kutbunu oluştururlar. Bu iki kutbun arasında bir zindan gerçeği ve yaşamı vardır. Ama bu yaşam uzun mu uzundur? Bunun. tutsağın zindanda yaşadığı ve yattığı süreyle bir bağlantısı yoktur. Bir anın bile uzunluğu tartışılmazdır. Acının ve zulmün en katmerlisinin yaşandığı alanlardan birisi de zindandır. Tabi düşlerin de büyütüldüğü yerdir... Tutsaklık süresi, ha
Tükendi
Bu yapıtın fikri nereden mi çıktı? Yazı yazmanın önemi anlatılan dinleyiciler olmanın ötesinde, çocukların da birer şair olabileceğini pratikte göstermek fikrinden çıktı. Neden şiir mi diyeceksiniz? Çünkü: Şiir damıtılmış sözdür. Şiir hayatın anlamıdır. Bir gülüştür. Sestir, çığlıktır, soluktur. Şiir sevgidir. Elini başkasına uzatmaktır şiir. Şiir çocukların gülümsemesini sağlayan ışıktır. Şiir görünürlüktür... Bu yapıt, yarına parıldayan altmış üç öğrencinin katkılarıyla oluşmuş bir şiir demetidir. Bu b
Tükendi
Avrupa'daki bazı emperyalist-kapitalist ülkeleri, ucuz işgücü gerekesinimlerini karşılamak için, ülkelerine sığınan yüz binlerce türkiye kökenli başka ülkelerin emekçileirnin başvurularını kabul etti. Onlara sığınmacı ya da işçi statüsü tanıdı. Günümüzde bile ucuz işgücü olayı güncelliğini önemli ölçüde korumaktadır.
Tükendi
Yazar, bu yapıtında, işçilerin atölyelerde, fabrikalarda, farklı iş kollarında iş kazaları, sendikasızlaştırma, güvencesiz çalıştırma, sosyal haklardan mahrum bırakılma, sefalet ortamında yaşamaya mahkum edilme gibi sorunlarını ele alıyor. Sıradan bir işçinin bu yaşam koşullarında zamanla nasıl dönüşüp değiştiğini, örgütlenme çabalarına giriştiğini anlatıyor. Bu aşamalarda, işçilerin sendikal faliyetlere girişimlerini ve zaman içerisinde algılarının nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.
Tükendi
Pamuk Anne eliden gümüş bir ibrikleçıkıp geldğinde Baki amca irili ufaklı, tekli gruplu, al, mor, pembe, ak, sarı ve hatta siyah güllerle dolu baheçenin en güzel köşesine bir gül fidesi daha dikmii nasırlı elleriyel kökünün toprağını düzlüyor, bir taraftanda Enternasyonal Marşı'nın ezgisini mırıldanıyordu gırtlaktan. Yanına gelmiş bulunan Pamuk Anne, Baki Amca'ya yaslanarak, olduğu yere çömeldi. Aynı ezgiyi becerebildiği kadar, o da mırıldanmaya başladı..
Tükendi
Her gün gerek uzaktan, gerek yakından olsun, birçok çocuk, Diyarbakır sokaklarında dolaşmakta ve barışı özlemektedir. Bu çocukların birçoğu her gün Roza'nın, Diyarbakır ile ilgili gezip gördürkerini hem çocuklara hem de büyüklere anlatmasını isterler.» Roza bu sesi dinler, kararını verir ve yazar. Okuduğunuz kitap, işte o kitaptır... Başka gezide Barış ile beraber dolaşırken başka şeyler duyabilme ümidiyle...
Tükendi
ARKADAŞLIĞIN, ÖLÜMÜN VE BAŞKALDIRININ HİKÂYESİ. KAYIP BİR NESLİN İNSAFSIZCA YOK EDİLİŞİ Chinotto, Rabarbaro ve Citron içiyorlar. Nazionali sigarası kullanıyorlar, FIAT'lara, 127'lere, 128'lere biniyorlar. A112'ye binen bile var. Siyaset adamları, Renault 4'lerle kaçırılıyor. Sol, daima arzu ettiği devrime oldukça yaklaşmış görünüyor. Roma'nın birçok semtinden biri olan Primavalle'de doğup büyümek, politik çalkantıların tam kalbinde olmak, tarihin hızla yanıp kül olduğu yerde olmak demektir. Dört genç arkad
Tükendi
Şevket Karakış, şiirin yol arkadaşı ve hayatında, kalbinde, ilişkilerinde şiire yer açmış bir insan, bir şair...?Çocukluğumu Ört Üstüme" adlı kitabıyla, şiirin yörüngesinde ve imgenin kapısında bizlere selam veriyor. Bu selama, selam durmamak olmaz. Yılmaz Odabaşı Şevket KARAKIŞ da bu topraklarda yaşanan acılardan ve sevdalardan payını fazlasıyla almış ve çoğuna tanık olmuş bir şair... Rahşan Anter ...şiir denen dilber; kendisini yineleyen sevdalısını bir
Tükendi
"Kendini benim yerime koy, Ali İsmail öldürüldüğünde ne hissettin?" "En azından bizden sonraki kuşakların bunu yaşamasını istemiyorum. Bir an önce bitmesini istiyorum." "Bu Türk bayrağı benimdir, dedelerimizindir, atalarımızındır." "Bazen bakıyorum meğer eylemdeymişim yemin ederim, hâlbuki ben eyleme gitmiyordum." "Saldıracakları anı fark edersin, bilirsin nerede saldıracaklarını. Pat topuklu ayakkabı çıkar, yerine Converse gelir, çantaya atar koşarsın." "Gezi'de polis sana gaz bombası atınca ne yapacağını
Tükendi
Şu anda yaşadıklarımız bize hiç yabancı değildir. Biz bu filmi daha önce seyrettik. Yöntemi ve söylemi farklı olsa da özü hep aynıdır. Okuyacaklarınız geçmişte yaşadıklarımızın bugün bir kez daha tekrar pişirilip önümüze koyulmasıdır. Özal'ın isminin geçtiği her yeri Tayyip, ANAP'ın isminin geçtiği her yeri AKP olarak okuyun. Zindanları boşaltacağız söylemi yerine Çözüm Süreci'ni koyun. Terörle Mücadele Kanunu ile İç Güvenlik Kanunu'nu karşılaştırın. Ne söylemek istediğimiz o zaman daha iyi anlaşılacaktır.
Tükendi
Savaşta Barışta Özgürlükte Aşka KADIN DAĞIN HALİ kitabı, Ceylan Yayınları'ndan okurla buluştu. Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Fırat Haber Ajansı (ANF) muhabiri Arzu Demir'in hazırladığı kitap, PKK saflarına farklı zamanlarda katılan 11 kadın gerillanın portreleri üzerinden, dünden bu yana PKK'de kadın cins bilincisinin gelişimini incelemeye çalışıyor. Kürdistan'ın 4 parçasından ve Avrupa'dan gerillaya katılan 11 kadın, öncelikle "neden dağa çıktıkları"nı anlatıyor. Kitap, böylece 1990'ların başı ile bugün
Tükendi
Marksist sınıf savaşımı anlayışı ekonomik, siyasal ve ideolojik birliğini savunur. Tarihi bütün sosyal bilimlerin ilk çekirdeği olarak alır ve bilimsel tarih anlayışının kavgasını verir. İdeolojik savaşım zemininde emekçilerin, halkların sınıfsal tarih bilinciyle aydınlatılmasını, tarih çarpıtıcılığıyla hesaplaşmayı bir görev olarak koyar. Gericiliklerin zehir kattığı tarih suyunu bilimsel materyalizm süzgecinde arıtmak, ezilenlerin bedenine abı hayat olarak akıtmak her şeyden önce Marksistlerin ödevidir. Ö
Tükendi
Alnımdaki yara izi bana Ermenilerden haberdar olduğum günü hatırlatır. Oğlunun yanlışlıkla attığı taş alnımı yardığında, eşi "Bunlar bizi yine kesecek", diye feveran ederken akıl sağlığını kaybetmiş komşumuz Dikran Amca'nın elini ısırıp dizini dövmelerini unutamam. Annemin muhabbet beslediği komşularımızı teskin etmesi zaman almadı ancak pek çok hatıram sisler ardında kalmışken otuz yıl sonra o sahne hâlâ gözlerimin önünde. "Yüzüme Bak"a başlarken Dikran Amca'yla eşi vardı aklımda. Bu roman, Dikran Amca'yla
Tükendi
Meraklı okurlara... İstanbul'un Tatihi Yarımadası'nın üçüncü tepesi kuşlarla daha güzel. Bir camii avlusunda, bir çeşme başında, bir ağaç dalında ya da masmavi gökyüzünde onları görebilirsiniz. Gözünüz gökyüzünde süzülen kuşlarla olsun. Şimdi kitabımızdaki kuşlarla birlikte Beyazıt gezisine çıkmaya ne dersiniz ?
Tükendi
Hem bana arkadaşlık ediyor, hem de onlara kol kanat gerdiğim için mutlu oluyorum. Baksana, koca şehirde yaşayabilecekleri bir yer kalmadı ki... Hayvan barınakları desen şehrin hepten dışında. Ne yapsın zavallılar ? Tabii ki sığınacaklar bana. İstanbul kurulduğundan beri kimlere sığınak olmadı ki ? Şu birkaç hayvancağız mı çok gelecek ?
Tükendi
İlk kez İstanbul'a gelen Zeynep, İstanbul'un deniz kokan kalbine dokunuyor. Yüzyıllar önce yaşamış İmparatorların, Padişahların inşa ettirdikleri devasa eserler arasında süprizlerle dolu bir gün geçiriyor. Bir kentin tarihinde yolculuk yapıyor. Bu yolculukta kendisine martılai güvercinler, turistler, bazen de ünlü bir yazar eşlik ediyor...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 104 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1