Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Kafkaslar... İnsanlığın yeryüzüne yayılış tarihiyle birlikte kuzey kavimler göç yolu üzerinde bulunduğu için yüzlerce halkın gelip geçtiği, yüzlercesinin arkasında bakiyeler bıraktığı, onlarca halkın "ata yurdumuz" dediği sarp, hırçın ve stratejik bir bölge... Perslerin, Osmanlının ve Rusların elde geçirdiği, ama tutunamadığı, aynı zamanda pek çok medeniyetin de beşiği olan Kafkasya, stratejik öneminin yanı sıra sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle de bundan sonra önemli güçlerin gövde gösteris
Tükendi
Türkolog D. Sinor’un “erişilmez” dediği, istisnasız tüm araştırmacı ve tarihçilerin birinci el müracaat eseri olarak kullandıkları bu kaynak, hem kitaplığınızın önemli bir boşluğunu dolduracak, hem de sizi bugüne kadar hiç duymadığınız bilgilerle donatacaktır. Tarih yapan ama yazmayı bir türlü beceremeyen bir millet olarak kendi tarihimizi başkalarının yıllıklarından öğrenmekten başka yapacak fazla bir şeyimiz de yok. Ama Rus tarihçisi Gumilev’in dediği gibi, “bir milletin tarihini biraz da onun düşmanları
Tükendi
Eski Türklerden günümüze yetip gelen yazılı kaynaklar sadece taş kitabelerdir. Ama, E. Chavannes'in dediği gibi, onlar da tek başlarına bir halkın tarihini yeniden kurmaya yetmemektedir. İşte bu noktada Çin yıllıkları nispeten imdadımıza yetişmektedir ki,şu ana kadar Liu Mau-tsai'nin çalışması, sahasında yapılan en iyi ve en mükemme çalışmadır.
Tükendi
Kırgızlar ve Kazaklar farklı tarihî seyirlerin aynı kaderi paylaşmak zorunda bıraktığı iki Türk kavmidir. Kırgızlar, Yenisey-Altay sahasında varlıklarını sürdürme mücadelesi verirken Kazaklar bu mücadele arenasında yerlerini bile alamamıştır. Ancak, zaman, Kazaklara büyük devletleri kurma şansını tanırken, hep mücadele çemberi içinde kalan ve bulunduğu coğrafî konum gereği siyasî mücadelelere dahil olan Kırgızlara o kadar da cömert davranmamıştır, Yenisey sahasını terk etmek zorunda kalan Kırgızlar, Tanrı d
Tükendi
• Orta çağda Erdel’de Türklüğün izleri • Türk-Macar ilişkilerinin kaynakları • Tuna havasında Kumanlar • Türklükte kadın adları • Türk özel adlarının menşei • Macar bilimler akademisi • Türklerde halıcılık terimleri ve halıcılığın menşei • Türk has isimleri
Tükendi
Yıllardır Batılı tarihçilerin ve özellikle Hint-Avrupa teorisini savunanların yazdıkları mesnetsiz şeyler beynimize öylesine perçinlendi ki, bunlara karşı ileri sürülen tezleri işitmek dahi istemiyoruz. Batılılar, dilini çözemedikleri, tarihini derinlemesine inceleyemedikleri tüm Doğu Avrupa, Kafkas ve Orta Asya halklarını İranı, Pers asıllı göstererek işin içinden kolayca sıyrılmakta, ama karşı bir görüşe de tahammül edememektedirler. Onların asıl dertleri, bir halkın aslını ve dilini Türk´ten başka bir
Tükendi
Doğu Avrupa halklarının ortaçağa ilişkin tarihi, derin biçimde bozkır halklarınınkiyle iç içe geçmiştir. Doğu Avrupa´ya hayat veren su yolları, özellikle de uluslararası ticaretin hayati damarları olan İtil-Don-Donets kompleksi, bozkır sakinlerini bir mıknatıs gibi kendisine çekti. Doğal felaketler ya da zincirleme tepkiler sonucu yolunu Batı´ya çevirmek zorunda kalan Kuzey Çin sınırı boyundaki halkların bitmek bilmeyen mücadeleleri sebebiyle Orta Asya´daki yurtlarından kovulan göçebe, bu nehirleri kuşatan
Tükendi
• Çağataş sülalesi, Moğolların ülkesi, Doğu Hanlığı veya Uygaristan • Tarih-i Reşidinin başlangıcı • İlyas Hoca Han • Çamur savaşı • Kamerüddin tarihi • Şehazade Cihangir’in ölümü • Şeyh Cemalşetin ve Han’ı ele geçirilmesi • Sultan Said Han’ın oğlu Abdürreşid Han • Hazret Mevlana Muhammed Gazi • Kaşgar’ın fethi, İskender’İn doğumu • Tarih silsilesine dönüş, Han’ın tövbesi
Tükendi
Göktürkler`in gerçek varisleri kimdir? Bugünkü Tuvalılar, Göktürkler`in gerçek varisleri ve devamı olduklarını ileri sürüyorlar. Ama onlardan önce Karahanlılar aynı iddiada bulunmuşlar ve Karahanlı Devleti`nin Göktürkler`in devamı olduğunu belirtmişlerdi. Ya peki biz kimiz? Kimin devamı, kimin mirasçısıyız? Haklarında en az bilgi sahibi olduğumuz Karahanlılar konusu, bu kitapla açıklığa kavuşacaktır. Ekber N. Necef in uzun soluklu bir çalışması Türk tarihine ilgi duyanların kütüphanesinde mutlaka bulunma
Tükendi
Doğum tarihi bilenmemekle birlikte, 946`da ölen Ebu`l Hasan Ali b. El-Hüseyin el-Mesudi, Hicri IV. Yüzyılın çok çeşitli konularda kitaplar yazan tarih ve coğrafyacısıdır. Hayatı hakkındaki bilgileri, kendi eserleri arasına serpiştirilmiş satırlardan bölük pörçük toplamak mümkündür. Mesudi`nin yirmi civarındaki eserinden ancak iki tanesi günümüze kadar yetip gelebilmiştir. Elde bulunan iki eseri arasında ise en önemlisi Muruc ez-Zeheb (Altın Bozkırlar) adlı çalışmasıdır.
Tükendi
Şöyle bir soru soralım: Bu mesele neden bize ilginç geliyor? Halbuki öylesine toplanmış herhangi bir bilgi insanın kafasını kurcalamıyor, dikkatini dahi çekmiyor. Bir şeyi öğreniyor ve onun için enerji sarfediyorsak, onun neye yaradığını da bilmemiz gerekir. Sanırım cevabı basit. İnsanlığın yeryüzündeki var oluş süresi, 30-50 bin yıl gibi gerçekten kısa bir süredir. Ama buna rağmen, onun üzerinde G. Vernadsky`nin küçük ölçekli bir jeolojik devrime eşit tuttuğu sathî devrimler gerçekleştirmiştir. Fakat bu d
Tükendi
Redaksiyonu L. N. Gumilev tarafından yapılan eserin, Orta Asya Türk tarihiyle ilgili kısımlarına ilişkin notlar da yine ona aittir. Hazar tarihi konusunda dünya çapında yapılan en ciddi çalışma olarak kabul edilen bu eserle, Hazarlar`ın tarihiyle ilgili büyük bir boşluk doldurulmuş olacaktır. Türkiye`de bazı akademisyenlerin eseri incelemeden yaptıkları tenkitlerin ne kadar haksız olduğu ise, Artamonov`un okunmasında sonra anlaşılacaktır
Tükendi
Kazakistan`ın eski tarihi, her şeyden önce M.Ö. III-II. Binyıllarda, Volga ile Altaylar arasındaki bozkırları mekan tutan çarvacı (haycancılıkla uğraşan) göçebelerin tarihidir. Bozkır sakinlerinin etnik yapısı, üçbin yıllık tarih boyunca değişilikler geçirmiştir ki, biz de bu değişim dinamiği üzerinde duracağız. Bununla birlikte, burada teşekkül eden çarvacılık ve havyancı-ziraatçilik ekonomisi ve hatta aynı şekilde bu ekonomiye paralel gelişen kültürler, hiç bir zaman geçmiş çağların geleneklerinden tam ol
Tükendi
Rus tarihçisi ve etnoloğu Prof. L. N. Gumilev`un bu eseri, başyapıtı "Eski Türkler"den sonra ikinci doktora tezi olarak hazırladığı bir diğer önemli çalışmasıdır. Etnogenez konusu, henüz Türkiye`de çok az bilinen bir bilim dalıdır. Dahası, üniversitelerimizde etnogenezim okutulduğu herhangi bir kürsü yoktur. Bu durumda, zaten yeterince bilinmeyen bir bilim dalının kendine özgü terminolojisi konusundan sıkıntı çekilmesi tabiidir. Özellikle çeviri eserlerde terminoloji yerine oturmadığı zaman, okuyucunun o k
Tükendi
L.N. Gumilev, Orta Asya Hun (Hyung-nu) ve Türk tarihi konusunda, son dönem tarihçiler arasında bir üstad ve ekol kabul edilirse de, gerek bu eserde, gerek Eski Türkler`de ve gerekse Etnogenez ile Hazar Çevresinde Bin Yıl`ında ileri sürdüğü görüşlerin tamamına katılmak mümkün değildir. Esasen bugüne kadar, bütün görüşleri müttefikten kabul edilen ne bir tarihçi ne bir filozof ve ne de düşünür vardır.
Tükendi
Bu roman, Türkistan klasikleri arasında yer alan eserlerin başında gelir. "Uluğbey`in Hazinesi"ni Türkiye Türkçesine aktarırken, bir tarihi romanda bulunması gereken özelliklerin yansıtılmasına dikkat edilmiştir. Bu yüzden, o dönemin hitap şekilleri, saray konuşmaları, örf ve adetleri yansıtılmış; zamanın kelimeleri bilhassa korunmaya çalışılmıştır. Günümüzde Türkiye Türkçesi ile Türkistan lehçelerini birbirine yakınlaştırma, bir orta-dil geliştirme yönünde bazı çalışmalar yapıldığını düşünürsek, bizlerin d
Tükendi
Endülüslü İbni Cübeyr`in XIII. Yüzyıla ait bu değerli seyahatnamesi, Haçlı Seferleriyle ilgili eserlerin hemen hepsinde kaynak olarak kullanılmıştır. Türk tarihiyle alakalı bazı değerli bilgilerin de bulunduğu sehayatname, özellikle Kutsal Toprakların XIII. Yüzyıldaki durumuyla ilgili ilginç malumat içermektedir. Bununla birlikte yazarın Haçlı Seferleriyle ilgili olarak verdiği bilgiler, klasik tarihçilerin görüşlerinden tamamen farklıdır.
Tükendi
L.N. Gumilov Eski Türkler isimli eserinde "kendi tarih ve kimliğini bilmeyen, bunun şuurunda olmayan hiçbir kültürün anlamı yoktur"¹ diyerek esasen tarih şuuru olmayan kültürlerin de geleceğinin olmadığına işaret etmektedir. Üzülerek belirtmek gerekirse tarih boyunca insanlığın kaderinde çok önemli bir rol oynamalarına rağmen Türklerin tarih şuuruna yeterince sahip olmadıkları da vakıadır. Mesela Göktürk İmparatorluğu`nun birinci hakanlık döneminde bir şuur yoktur ama elli yıllık esaret devrinden sonra kur
Tükendi
İnsanlık tarihi henüz bütün yönleriyle düzenli bir şekilde incelenmiş değil. Avrupa ve Yakın Doğu`daki hadiseler zinciri ve toplu şekillenmeleri XIX. Yüzyıl sonlarına doğru şöyle-böyle incelenmiş; Çin ve Hint yazılı kaynaklarıyla, çok geiş Avrasya stepleri ise, XX.Yüzyılın başlarında hâlâ araştırmacıları beklemektedir. Orta Asya bozkırlarında iki önemli halkın -Hunlar¹ ve kadim Türkler- ve keza isimlerini duyaramamış diğer küçük kabilelerin birbirleriyle kaynaşıp yokoldukları bir dönemde Çingis-han`ın sahne
Tükendi
*Masa Başından 1. Filolojinin zaferi *Bir Coğrafya Gezisi *Tarihi Gezinti *Kuş Bakaşı Karanlık Çağ *Bozulan Sessizlik *Bir Efsane Kahramanının Prototipi *Kurgan Tepesinden "Kral David"in Yiğitliği ve Ölümü
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3