Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Çehov'dan, bir taşra kasabasında boğulup giden, kısır hayallerine, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek düşlerine yenik düşen insanların içler acısı ilişkileri.. "İki yüz yıllık bir geçmişi var şehrimizin, bugün yüz bin kişi yaşıyor ama tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de yaşayanların hepsi diğerinin bir benzeri... Aralarında kendini yüce bir ülkeye adamış tek bir insan bile yok! Hani şöyle biraz olsun dikkatleri üzerinde toplayacak, azıcık da olsa yetenekli ne bir sanatçısı var ne de bir bilim insanı... Koskoca
Kimsenin farkına varmadığı küçük, önemsiz kaygıları ve acılarıyla, bir başkasının mutluluğu uğruna katlandıkları büyük özverileriyle, yaşadıkları umutsuz aşklar ve hayal kırıklıklarıyla 19. yüzyıl Rusya'sında "küçük" insanların gündelik yaşamlarına büyüteç tutulan bu eserde ayrıca, her biri birer ömür törpüsü olan taşra kasabalarında heba olup giden nice güzelliklere ve yeteneklere dikkat çekiliyor. Çehov tıpkı diğer oyunlarında olduğu gibi bu eserinde de döneminin gerçekçi yaşam biçimini ve aydın kesimin
Tükendi
Rusya'da 19. yüzyılın ortalarında toprak köleliği kaldırılmış, burjuvazi yükselişe geçmiştir. Vişne Bahçesi ülkede değişen toplumsal, politik ve ekonomik düzenin gerçekliğiyle yüzleşemeyen aristokrat bir ailenin dokunaklı portresidir. İçinde büyük bir vişne bahçesinin bulunduğu aile çiftliğinin borçlar nedeniyle satılması söz konusudur. Çiftlik sahiplerinin çocukluk anılarıyla birlikte, vişne bahçeleri de geçmişte kalmıştır artık. Yeni düzen karşısında kararlı davranıp mülklerini ellerinde tutmaktan acizdir
Kırlarda Bir Gün, Çehov'un yazarlığında büyük bir atılım yaşadığı 1886 yılına ait öykülerini derliyor. Çehov, 1886. Asıl mesleği olarak gördüğü doktorluğa devam etse de Çehov, 1886 yılında yeteneği edebiyat çevrelerince fark edilmiş bir yazardı. Bu yılda ilk eserlerindeki komik eskizlerden uzaklaşmaya, Peterburgskaya gazeta ve Novoye Vremya gibi prestijli haftalık yayınlara daha uzun öyküler göndermeye başlamıştı. Çehov'un Rus okurunun hafızasında edindiği yeri hiç kaybetmemiş bu esprili ve dokunaklı hikâye
Tükendi
Modern öykünün en önemli ustalarından Anton Çehov’un Öyle Bir Hikâye’si, tıpkı Martı adlı oyundaki Nina gibi, büyük kentte geleceğini aramaya giden, ama hayâl kırıklığıyla geri dönen bir tiyatro oyuncusunun, Katya’nın başından geçenleri anlatır. Ama Çehov, hemen hemen tüm yapıtlarında olduğu gibi burada da, yaşamın yüzeysel gerçeklerinin ötesine geçer, kahramanının davranışlarının ardında gizlenen dürtüleri sergiler. Tipik bir Çehov öyküsüdür Öyle Bir Hikâye. Karmaşık olay örgüleri ve kestirme çözümler bula
Tükendi
Çehov 1895'te tiyatro eleştirmeni ve dramaturg A. S. Suvorin'e yazdığı mektupta Martı 'dan şöyle söz eder: "Üç kadın, altı erkek karakterin yer aldığı, manzaralı (göl görünecek arkada), dört perdelik bir komedi; bolca edebi lakırdı, az aksiyon, seksen kilo kadar da aşk? Tüm dramaturji kaidelerinin aksine piyes forte başlayıp, pianissimo bitecek." Gerçekten de bu oyunda 19. yüzyılın geleneksel olay örgüsünü tersyüz etmiş, tıpkı Martı 'daki genç oyun yazarı Treplev gibi, yeni biçimler keşfetmiştir. Gerçek hay
Asma Katlı Ev'de Çehov, 19. yüzyıl Çarlık Rusyası'nın değişen toplumsal yapısını ustalıkla işler. İnsanın evrensel sorunlarını günlük yaşamın kesitlerini resmederek ve bireyi toplumla ilişkilendirerek yansıtır. Dili bütün zenginliğiyle kullanan ve öykülerinde insanları ve durumları büyük bir ustalıkla anlatan Çehov, yaşadığı devrin önemli tarihsel ve sosyolojik durumlarını ve bu durumların verdiği acıları, insanın iç dünyasını kapsamlı şekilde anlatan, eşine az rastlanır yazarlardan biridir. "Çehov'un
"Tıp, nikâhlı karım benim, edebiyat ise metresim. Birine kızarsam, geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin, ama en azından sıkıcı değil. Hem zaten, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok!” Kısa öykünün büyük ustası Anton Çehov (1860-1904), dostu ve yayıncısı Aleksey Suvorin’e 1888’de yazdığı bir mektupta böyle bir ‘aşk reçetesi’ sunuyordu. Dünya edebiyatına, öykü sanatını temelinden değiştiren yüzlerce öykü; tiyatro sanatına Martı, Vanya Dayı, Üç
Tükendi
() Bir martıyım ben. Yo, hayır, hayır... Hatırlıyor musunuz, bir martı vurmuştunuz? Rastlantı sonucu bir adam geliyor, yapacağı bir şey olmadığı için can sıkıntısından öldürüyor onu... Küçük bir öykünün konusu olabilir bu... Ama bu öyle değil... (Alnını ovuşturur.) Neler söylüyorum ben?.. Sahneden söz ediyorum. Artık değiştim ben... Şimdi gerçek bir aktrisim. Haz duyuyorum sahnede olmaktan. Heyecanla, kendimden geçerek oynuyorum ve harika buluyorum kendimi. Şimdi burada olduğum sürece hep yürüyorum, durmada
Tükendi
Çehovun 1889 yılında yazdığı Orman Cini adlı oyunu, daha sonra amaçtan yoksun hayatların çarpıcı biçimde işlendiği Vanya Dayı ya dönuştu. Bir çiftlikte toplanmış ve her biri kendi mutsuzluğuna gömulmuş karakterler, atalet içinde, can sıkıntısı ve pişmanlıkla boğuşmaktadır. Kimi yaşlılıktan mustariptir; kimi angaryalarla geçip giden ömrune, kimi de kaçırılmış fırsatlara hayıflanmaktadır. Bir şeyler ellerinden kayıp gitmiştir, ama hayatlarındaki eksikliğin tam olarak ne olduğu muphemliğini korur. Hiçbir sonu
Emekliye ayrılmış bir Profesör olan Serebryakov'un yeni eşi Yelena ile birlikte bir önceki eşinden olan kızı Sonya, Sonya'nın dayısı Vanya ve eski kayınvalidesi Maria'nın yaşadığı çiftliğe taşınması ile başlayan olaylar zincirini Çehov'a özgü bir mizah anlayışı ile aktaran "Vanya Dayı", bir yandan da aile ilişkileri üzerinden bir sistem eleştirisidir.
Tükendi
Anton Çehov (1860-1904): Kırk dört yıllık ömrüne karşın, hayatın yalınlığı ve karmaşası içindeki insanlık durumlarını büyük bir duyarlılıkla işlediği öykü ve oyunlarıyla, dünya edebiyatına damgasını vuran en önemli 19. yüzyıl yazarlarından biridir. Elinizdeki ciltteyse, Çehovun kısalı uzunlu otuz yedi seçme öyküsü, yazılış sırasıyla yer almakta ve bu büyük ustanın öykü yazarlığının farklı evrelerine ışık tutmaktadır.
Anton Çehov (1860-1904): Kırkdört yıllık ömrüne karşın, hayatın yalınlığı ve karmaşası içindeki insanlık durumlarını büyük bir duyarlılıkla işlediği oyun ve öyküleriyle, dünya edebiyatına damgasını vuran en önemli 19. yüzyıl yazarlarından biridir. Bu ciltteyse, İvanov ve Martı´dan Vişne Bahçesi´ne, Çehov´un altı büyük oyunu, yazılış sırasıyla yer almakta ve bu büyük ustanın oyun yazarlığının farklı evrelerine ışık tutmaktadır.
Anton Çehov (1860-1904): Oyun ve hikâyeleriyle hayatın yalınlığı ve karmaşası içindeki insanlık durumlarını büyük bir duyarlılıkla işleyerek dünya edebiyatına damgasını vuran en önemli Rus yazarlarından biridir. Bu kitapta yer alan dokuz kısa oyununun altısı komedi, üçü dramdır. Başta Ayı olmak üzere komedileri tüm dünyada defalarca sahnelenmiş, büyük beğeniyle karşılanmıştır. Dramlardan Kuğunun Şarkısı ve Şehir Yolunda kendi hikâyelerinden, TatyanaRepinaysaSuvorinin bir oyunundan ilhamla yazılmıştır. Çehov
Mehmet Özgül çevirisi, Bevrely Hahn'ın önsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Yolunu Şaşıranlar, Çehov'un mizah yazarlığında kalemini geliştirdiği gençlik döneminden hikâyeleri bir araya getiriyor. 1880'lerde genişleyen okur kitlesinin iştahla okuduğu Oskolki ve Budilnik gibi dergilerde yer alan hikâyeleriyle Anton Çehov mizah yazarlığında kısa sürede ustalığa erişmiştir. 1884-1886 yılları arasında yazdığı öykü ve eskizlerin yer aldığı Yolunu Şaşıranlar, çağdaş okurların görür görmez
Tükendi
Anton Çehov (1860-1904): Kırkdört yıllık ömrüne karşın, hayatın yalınlığı ve karmaşası içindeki insanlık durumlarını büyük bir duyarlılıkla işlediği oyun ve öyküleriyle, dünya edebiyatına damgasını vuran en önemli 19. yüzyıl yazarlarından biridir. Bu ciltteyse, İvanov ve Martı´dan Vişne Bahçesi´ne, Çehov´un altı büyük oyunu, yazılış sırasıyla yer almakta ve bu büyük ustanın oyun yazarlığının farklı evrelerine ışık tutmaktadır.
Tükendi
Dünya Edebiyatının ustaları arasında yer alan Anton Çehovun Hikâyeleri yazılmalarının üzerinden yıllar geçse de değerinden birşey kaybetmiyor. İnsan sevgisinin ön plana çıktığı hikâyeler, çocuklara başka hayatlarla tanışma imkanı sağlıyor.
Tükendi
Madam Ranevskaya yurdundan ayrı geçirdiği beş senenin ardından kızıyla birlikte evine, ülkesine geri döner. Ama bu geri dönüş savurganlıklarıyla servetlerini son kuruşuna dek tüketen, borçlandıkça borçlanan ailenin sonunun başlangıcıdır. Çalışanlarının paralarını bile ödeyemezken sazlı sözlü eğlencelerden geri kalmazlar; borçlandıkça harcarlar, harcadıkça borçlanırlar. Bir tek vişne bahçesi kalır ellerinde ama onu bile koruyamazlar... Çehov, serf olarak adlandırılan derebeylik kölelerinin özgürlüklerini k
Tükendi
Yaşadığı dönemin toplumsal hayatından kesitler sunuyor.
"İnsanlık kendini geliştirerek ilerliyor. Eskiden akıl erdiremediği bazı kavramlara gittikçe yaklaşıyor, aydınlanıyor. İşte bu nedenle çalışmamız, tüm gücümüzle çalışarak gerçeği arayanlara yardımcı olmamız gerekir. Bugün Rusya´da çok az kişi çalışıyor. Tanıdığım okumuş kişilerin büyük bir çoğunluğu hiç bir araştırma yapmıyor. Henüz çalışmaya, işe yatkın değiller. Kendilerini "entelektüel" olarak adlandırırlar, hizmetçilerine "sen" diye hitap ederler, kölelerine hayvan muamelesi yaparlar. Ne yeni bir şey öğ
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3