Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Mehmet Özgül çevirisi, Rufus W. Mathewson, JR'ın önsözü, Harold Schefski'nin sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Mutlu Son, Çehov'un olgunluk döneminin başlangıcı kabul edilen 1887 yılına ait öyküleri bir araya getiriyor. Peterburgskaya Gazeta'da 1887 yılında yayımlanan öyküleriyle Anton Çehov, mizah yazarlığından öteye geçip 19. yüzyıl realist geleneği içinde kalıcı bir statü kazanmıştır. İnsan hayatının sonraki evrelerine, orta yaş deneyimine odaklanan öykülerin çoğunlukta
Tükendi
Çehov sanatı çokyönlü, yapıtları şiir dolu, mizahı bitip tükenmek bilmez, insanlığın geleceğinin daha iyi olacağına inancı sarsılmayan bir yazardı.–NİKOLAY DMİTRİYEVİÇ TELEŞOVGerçekten de yıllar, yüzyıllar geçecek ve zaman bugün yaşayan binlerce, binlerce insanın anısını silip götürecek ama Çehov’un büyüleyici bir hüzünle mutluluklarını düşlediği çok çok ileriki kuşaklar onun adını şükranla, yazgısından dolayı büyük acıyla anacaklardır.–ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİNGerek yazılarında gerekse konuşmalarındaonun
Yaratıcılığının dönüm noktası olarak kabul edilen bu eserinde Çehov, Ukrayna bozkırındaki bir yolculuğun hikâyesini dokuz yaşında bir çocuğun gözünden anlatır. Eğitimi için annesinden ayrılıp dayısıyla birlikte yola koyulan Yegoruşka capcanlı bir dünyada bulur kendini. Bu yolculukta bütün hiyerarşisi ve âdetleriyle Rus toplumunun farklı katmanlarından insanların; tüccarların, din adamlarının, köylülerin, işçilerin ve arabacıların arasına karışır. Bozkırda doğal akışında sürüp giden yaşamın çocuğun duyuları
Üç Yıl Çehov’un Rus edebiyatının büyük ustalarının mirasçısı ve güçlü bir yazar olarak kabul görmesini sağlayan yapıtlarından biridir. Yazar bu novellada evlilik kurumunu masaya yatırır. Evlilikte zamanın duyguları dönüştüren, kimi zaman da “sağaltan” etkisine; yıllar içinde paylaşılan deneyimlerin, birlikte göğüslenen felaketlerin “aşksız” başlayan evliliklerin bile ufkunda olgun sevgilerin belirmesine yol açabileceğine işaret eder. Moskovalı bir tüccar taşrada tanışıp, ilk görüşte âşık olduğu genç Yuli
Öylesine Bir Hikâye, yaşlı ve güçten düşmüş biri olduğunu düşünen tıp profesörü Nikolay Stepanoviç'le artık hayatta olmayan bir dostunun ona emanet ettiği manevi kızının, Katya'nın hikâyesi. Huysuz karısı, gönlünü bir sahtekâra kaptırdığını düşündüğü kızı ve ekonomik sorunları nedeniyle aile hayatında da mutsuz olan bu başarılı akademisyenin kaleminden okuduğumuz bir günlüğün parçası aslında. 19. yüzyıl Moskova'sının sanat çevresinde bir türlü tutunamayan genç oyuncu Katya'nın ve artık ölümün pusuda bekledi
Öykücülüğün ustası Çehov’un dönemin atmosferine ve gündelik hayatın ayrıntılarına ışık tutan öykülerini derleyen bir şaheser. Kimliğini Saklayan Adamın Öyküsü Çehov’un 1893-1895 yılları arasında Russkaya Mıysıl, Russkiye Vedomosti ve Novoye Vremya dergilerine yazdığı öykülerden oluşuyor. Bu ciltte, Çehov’un kariyerinde bir dönüm noktası olan ve Rus edebiyatının parlayan yıldızı olarak eleştirmenlerin dikkatini çeken “Kadınların Kendi Dünyası” gibi kısa öykülerinin yanı sıra dönemin siyasi gerilimlerine deği
Tükendi
“Boş bir yaşam temiz olamaz.” Profesör Serebryakov ve karısı Yelena ile birlikte Rus taşrasına eşsiz bir güzelliğin verdiği temaşa arzusu ve aydın yaşamının bilge aylaklığı gelmiştir. Oysa taşradakilerin; Sonya, Doktor Astrov ve Vanya Dayı’nın, önlerinde uzanan sonsuz tekdüzeliği unutmak için çalışmaya, üretmeye ihtiyaçları vardır. Çehov’dan eşsiz bir başyapıt.
Tükendi
“Bir gün hayatım gerekirse sana, gel al onu!” Anton Çehov’un dört büyük tiyatro eserinden ilki olan Martı, talihsizliklere ve mutsuzluklara dayanan bir aşk, taşra yaşamından kaçış, aynı zamanda sanatsal çatışmalar hakkında acı-tatlı bir komedi. Aşk ve dostluğun karmaşıklığının en yüce edebi incelemelerinden biri.
Tükendi
Çehov Hayatım’da ait olduğu soylu sınıftan ve alışılmış uğraşlarından gına getirip işçi sınıfına karışmayı seçen genç bir adamın hikâyesini anlatır. “Sermayenin ve eğitimin sağladığı ayrıcalıkları” reddeden Misail Poloznev, rızkını bedensel emek sarf ederek çıkarmaya karar verir. Onun bu “devrimci” hareketi toplumun bütün kesimleri tarafından tepkiyle karşılanır. Hatta yerleşik düzeni sarsan bu cüretkâr adım karşısında en düşük mevkideki işçi bile kendini tehdit altında hissetmektedir.Misail’in evlenip birl
Tükendi
Çehov bir taşra kasabasındaki akıl hastanesinde geçen bu novellasında, eğitimli bir hasta olan İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasındaki felsefi çatışmaya odaklanır. İvan Dmitriç maruz kaldıkları adaletsizliğe, içinde yaşamaya zorlandıkları berbat koşullara karşı çıkarken, Andrey Yefimıç bunları görmezden gelmekte ısrar eder ve durumu değiştirmek için kılını bile kıpırdatmaz. Doktor sonunda içine düştüğü “felsefi” yanılgının farkına vardığında ise artık iş işten geçmiştir. Altıncı Koğuş, Rusya’nın v
Martı- Maviçatı Yayınları
Tiyatro öykücülüğünün kilometre taşlarından biri olarak nitelendirilen Anton Çehov, oyun tadında kaleme aldığı eserlerinde 19. Yüzyıl Rusyasının toplumsal dalgalanmaları üzerinden proletarya ve burjuva sentezini yapar. Birbirlerine karşı sürekli bir mücadele halinde olan bu iki toplumsal sınıf kavramını gündemde tutar ve kültürel yaşamın çatışmaları, zorlukları, aşkları ve özlemleri üzerinden bir toplumsal tablo çizerek, yoksul ve ayrıcalıklı sınıfların hayatlarını felsefi ve politik bir motifte ele alır.
“Kitaplardan öğrenmemiş bu insanlar hayatı, tarlada, ormanda, nehir kenarında öğrenmişler. Şarkı söyleyen kuşların kendileriymiş öğretmenleri; batarken arkasında koyu kızıl bir tan yeri bırakan güneş, ağaçlar ve otlar.”Hayatı kitaplardan öğrenmeyen insanların öykülerini anlatır Çehov, hayatı kitaplardan öğrenen insanlara…
Tükendi
Yaptıkların doğru değil! diye devam etti Bikovski. Bunu senden hiç beklemezdim. Sana ait olmayan eşyaları alman zaten başlı başına bir suç. Herkes sadece kendi malını kullanabilir. Eğer başkasının malını alırsa bu kişi… O kişi kötü birisidir! Diyelim Natalya’nın bir kutusu var ve kıyafetlerini bu kutunun içinde tutuyor. Bu kutu onun, yani, biz bu kutuya dokunmaya dahi cüret edemeyiz, çünkü bu kutu bizim değil. Değil mi? Senin oyuncak atların ve resimlerin var.Ben onları senden alıyor muyum? Belki alsam iyi
19. yüzyıl Rusyasında belli bir düzenin ve bu düzenin oluşturduğu çelişkileri, bir tiyatro eseri çatkısıyla eleştiren yazar, sosyo-ekonomik farklılaşmanın üst düzeye çıktığı bir dönemde sınır, yapı ve toplumsal dengelerin değişmesini feodal yapılı aristokrat bir ailenin bencillikleri, kabalıkları ve anlayışsızlıkları üzerinden eleştiriyor. Ekonomiye egemen olanlarla olmayanların yer değişiminin trajikomik bir şekilde elen alındığı eser, bir devrin sonunu ve yeni bir devrin başlangıcını işaret ediyor...
Her türlü imkâna ve üretim araçlarına sahip sermayeder sınıf ile toplumun kırsal ve marjinal kesim ayrımını kabul etmeyen soylu bir adam seçkin bir tabakanın getirdiği tüm imkanları reddederek, toplumun bozucu ve yozlastırıcı etkilerinin dışında yaşamak ister. Bu tercihi, bulunduğu çevrede hor görülür işçi ve seçkin sınıf tarafından dışlanır ve aşağılanma çemberine alınır. Toplumsal duyarlılığı yüksek olan Rus yazar Çehov, Hayatım - Bir Taşralının Hikâyesinde, sosyal hayattaki kültürel çürümenin ve ahlaki
"Evet hastayım. Lakin dışarıda onlarca, yüzlerce deli dolaşıyor hepsi özgürler zira sizin cehaletiniz onları ayırt etmekten acizdir." İvan Dmitriç, Altıncı Koğuşta niçin tedavi görüyor? Bu sözlerin sahibi bir deli olabilir mi? Yoksa el birliği ile delirtildi mi? Sistemin çarkları arasında ezildikçe çığlıkları duyulan ve bunun sonucunda hastaneye kapatılan kaç kişi vardır? Kısa öykünün yüz akı Anton Çehov sizi insanlık, toplum ve birey üzerine düşünmeye ve sorgulamaya davet ediyor.
Çehov'un 1894'te Artist dergisinde yayımlanan son felsefi öyküsü Kara Keşiş, Lev Tolstoy'un da övgüsünü kazanan en önemli eserlerinden biridir. Öykü, görkemlilik kuruntusuna kapılan vasat biliminsanı Kovrin'le ilgilidir. Bu genç adam kendisinin bir dâhi, Tanrı'nın seçilmiş kullarından biri olduğuna inanmaktadır. Yazar bu öyküsünde delilik ile dâhilik arasındaki olası ilişkiye dikkat çeker. Çehov 1890'lı yılların başında, rüyasında tarlaların üzerinde uçan uğursuz bir kara keşiş görmüş, uyandığında onun hakk
Tiyatro tadında yazılmış eser de yitip giden ömürlerinde imkansız aşkları, hayal kırıklıkları ve kaçırdıkları fırsatlara hayıflanan mutsuz karakterlerin duygusal hallerine ve iç dünyalarına tanıklık ediyoruz.Bir çiftlikte yaşayan taşra insanlarının, yaşantılarını ve birbirleriyle kurdukları iletişimi mercek altına alan Anton Çehov toplumsal sisteme muhalefet etmenin yanı sıra, farklı biçimlerde hüsrana uğrayan insanların, ağır sınavlarla dolu yaşam mücadelesine trajikomik bir boyut kazandırıyor.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1