Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 123 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Ben ol gece fi tarihine gittimdi Dalgaların üstünde sessiz süzüldüler İgildi öptü, öyle gönendim ki Son ilikleri de koptuğunda ceketimin Dogancılar Parkı'na iniverdim Dedi, hangi uçuşta eksildin? Ne gibi sözler kaldı sende
Tükendi
-Hocam, dedi. Son söyleyeceğiniz ilk söyleyin. Zamanımız çok kıymetli. Ömrümüzün yetmeyeceğinden endişe ederiz. Düşmanlar etrafımızı sarmışlar. Daha doğrusu kendi milletlerinin etrafını sarmışlar. Onlara İslamiyeti anlatmamıza mani oluyorlar. Çare, Sultan Muratı görevin başına getirmektir. ve babasına şöyle bir mektup yazdı Genç Padişah; Şayet, Padişah sizseniz ordunuzun başına geçiniz; eğer Padişah bensem, emrediyorum, ordunun başına geçiniz
Tükendi
Türkiye'de 18. yüzyılın sonlarından itibaren mühendislik, tıp, veterinerlik ve ormancılık gibi alanlarda çeşitli dönemlerde yabancı öğretim elemanlarından yararlanılmakla birlikte bunların sayıları bir okulda aynı anda bir veya birkaç kişiyi geçmedi. Birinci Dünya Savaşı sırasında da yabancı öğretim elemanları getirtilerek, günümüzde de bir tutku olarak devam eden reform çabalarının ilk örneklerinden biri Darülfünun'da yapılmak istendi. Günün koşulları içinde Türk-Alman ittifakının bir sonucu olarak bu öğre
Kuzguncuk'un, tarihsel olarak farklı dinlere mensup insanların birlikte yaşadığı, nostaljik mahalle kültürünün hâlâ yaşanabildiği hoşgörülü bir semt olduğu düşünülür. Halbuki burada bir zamanlar yaşamış olan Rum, Ermeni ve Yahudi nüfus yirminci yüzyılın ortalarında semtlerinden sürüldü; arkalarında derin izler bırakarak... Amy Mills, Kuzguncuk'ta yaptığı etnografi çalışmasında, sokak sokak, eski insanların bıraktığı bu izlerin peşine düşüyor, günümüzde burada yaşayanlar için bu izlerin ne anlama geldiğini
Tükendi
1964'de Rumların Sınır Dışı Edilmesi Dönemin gazetelerinde çıkan haberler, Meclis konuşmaları ve o dönemin tanıklarıyla yapılan röportajlar... "Annemle birlikte İstanbul defterdarının odasına çıktık. Annem kâğıdı defterdara uzatırken ağlamaya başladı. Defterdar da ağlıyordu. 'Madam, sizi anacağız. Siz İstanbul'un tuzu biberiydiniz, sizleri bir gün gelecek çok arayacağız' dedi." 1964 yılında Kıbrıs sorununda gerginliğin artması karşısında, kendini aslen "İstanbullu" hisseden bir azınlık topluluğu "diplom
Tükendi
"Annemi babamla anlatamam/ hayat babamdan önce geldi/ o da bir erkekti" şiirin birkaç dizesi şairin kitabının ortak sorunsalını verir. "Annenin yazgısı kızına çeyiz" algısındaki babadan önce gelen erkek egemen yaşam sorgulanır. Şairin kendinden başlayan sorgulama bizi; gecekondulara, eğitim sistemine, 2 Temmuz Yangınına, Katledilen aydınlar, kadınlar, katledilen doğaya, pasaportlar, haritalar ve sınırlara, kapitalist sistemin yalnızlığından, Direnişin İstanbul Denizleri'ne çağırır. Bu alevli ve kanlı yolc
Tükendi
İstanbul'un Gözleri, büyük sessizliklerin, "yaralı geçmişimizin evrensel konusu"nun (Aşk Mektubu) yükü altında sızlanan bizlerle karşılaştırıldığında "Yeni Yaşam" gerçeğini bulmanın endişesiz törensel beklentisi olarak ortaya çıkarılan ve ifade edilen bilgilerin kitabıdır. Bu, yaşamın ve insanın tanımıdır, sevilme konusunda büyük gereksinimimizle kendi kendisini betimlemesidir. Bu, siyah güllerle dolu ucu bucağı bulunmayan bahçede en ileri noktada yaşanan bir aşkın düşüdür. Bu, kendi kendini keşfetmenin tam
Tükendi
İstanbul bâzan bir haliç, bâzan bir boğaz ve bir deniz olup birbirine akan suların, ince bir sâhil şeridi arkasında yükselen tepelerle güzelliğinin sırlarını paylaştığı tabiat hârikası bir mahalli kendine yer etmiş. Neresinden baksanız, neresinde dursanız, bütün gayretimize rağmen hâlâ bozamadığımız bir başka güzellik. Tepeleriyle, sâhilleriyle, düzlükleri, Sarayburnu, Boğazı, Haliçi, Marmarası Üsküdarı, Bebekiyle âdeta bütün hatlarını sanatkârca icrâ ettiği raksına yansıtan bir rakkse edâsı ile güzellikler
Tükendi
Peygamberimizin lafına nail olan bu mübarek komutan ve eşsiz güzellikteki konstantinapolis...
Şahsiyetlerin, dönemlerini ne ölçüde aksettirdiklerinin incelenmesi, edebiyat tarihinin önemli konularından biridir. Elbette bu, söz konusu kişinin temsil gücüne bağlıdır. Bu temsili, milletin tarihî varlığının ve hayatının bir terkibi olarak yorumlamak hiç de yanlış değildir. Elinizdeki kitapta her biri müstakil bir şekilde ele alınan şahsiyetler bize dönemlerini yansıtırlar. Buradaki çalışmaların, kültürümüzün ve edebiyat tarihimizin problemlerini kurcalama görevini üstlendiklerini söylemek gerekir. Edebi
Tükendi
" İstanbul hakkında neden bu kadar az şey biliyoruz?" Gerçek bir İstanbul kâşifi ve Tozkoparan ile Konstantinopolis romanlarının yaratıcısı, dünyaca ünlü Norveçli yazar Thorvald Steen daha çok Batılılara yönelttiği, ama bizim de çok kendimize sormamız gereken bu soruyla birlikte İSTANBUL HİKÂYELERİ kitabıyla karşımızda. Ne İstanbul'a ne de dünyanın başka bir kentine tek bir mülkiyetin penceresinden bakmamalı ve sahiplenmemeliyiz. Aksine anıt değerindeki bir kente bugünden bakmak büyük bir haksızlığa dön
Tükendi
Bir Amerikan diplomatı olan Samuel S. Cox, 1851de ilk kez geldiği İstanbula, Kongredeki Demokrat Parti temsilciliğinden istifa ederek, diplomatik temsilci sıfatıyla 1885te tekrar gelir. Yeni Dünyanın temsilcisi Cox, kadim Osmanlı payitahtında iki yıl görev yaparak ülkesine ve siyasetçiliğe geri döndükten sonra, İstanbulda geçirdiği bu kısacık dönemi geniş hacimli bir kitaba dönüştürür. Dönemin İstanbulu da, sosyal hayatına ve gündelik yaşama dair ayrıntılı gözlemlerle anıların adeta baş rolündedir: harem,
Tükendi
İstanbul'un fethinin 600. yıl dönümü 2053 yılında kutlanacak. Bir balıkçı köyü olarak kurulan binyıllar boyunca küçük bir şehir olarak varlığını devam ettiren İstanbul tarihin gördüğü en büyük devletlerden ikisine asırlar boyunca başşehirlik yaptı. Şehrin kudreti zaman zaman Akdeniz'in tamamına Asya steplerine Batı Avrupa ovalarına ve hatta Afrika savanalarına erişti. İstanbul kimi zaman tabii felaketlerle kıtlıklarla salgın hastalıklarla yağma ve katliamlarla yüz yüze kaldı. Gün geldi var olma mücadelesi
Tükendi
İstanbul'da yaşayan ya da şehrin dışında yaşadığı halde İstanbul'u merak eden çocukların, şehri daha yakından tanıması, anlaması ve sevmesi için yayınlanan "İstanbul'u Tanıyorum Serisi" nin ilk kitabı olan; "İstanbul'un Masal Ağaçları"; sevimli sincapların tohumları saklamasından hareketle ağaçlar ve küçük sincap arasında gelişen arkadaşlığı, çocukların hoşlanacağı bir dilde anlatıyor.
Tükendi
İstanbul'da yaşayan ya da şehrin dışında yaşadığı halde İstanbul'u merak eden çocukların, şehri daha yakından tanıması, anlaması ve sevmesi için yayınlanan "İstanbul'u Tanıyorum Serisi" nin ikinci kitabı olan; "İstanbul'un Tarihi Sarayları"; şehri ilk kez gezen bir kedi ve saraylarla ilgili pek çok kitap kemiren bilgiç farenin eşliğinde İstanbul'un Tarihi Saraylarını anlatıyor.
Tükendi
Uçmayı yeni öğrenen yavru martı ve şehri ona tanıtan baba martıyla birlikte İstanbul'un adalarında keyifli bir yolculuk vaad eden İstanbul'un Prens Adaları, "İstanbul'u Tanıyorum Serisi"nin üçüncü kitabıdır.
Tükendi
İslam medeniyeti tarihsel süreç içinde birçok alanda olduğu gibi sanatta da zirve noktasına erişmiş ve kıymetli sanatçıların yetişmesine imkân vermiştir. Bu sanatçılar tarafından ortaya konan eserler vesilesiyle, geleneksel sanatlarımız bir zincir gibi kesintisiz bir biçimde günümüze kadar intikal etmiştir. Bu anlamda İstanbul medeniyetlerin başkenti olduğu gibi sanatın da başkentidir. Geleneksel sanat dallarının birçoğu İstanbulda yeni bir manâ, yeni bir şekil ve yeni bir ruh kazanmıştır. İstanbulun 100
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 123 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2