Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 123 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İstanbul sadece padişahlar ve halk tarafından bina edilmiş değildir.Vatanın dört bucağından,Konya'dan,Bursa'dan,Erzurum'dan,Hicaz'dan,Bağdat'tan Tunus,Trablus,Cezayir gibi Mağrip topraklarından buralara gelip istanbul'da kalan,burada yerleşin nice Müslüman Türkler;kadınları,ihtiyarları,el sanatları, mûsikîleri ile,halk ve dîvan şiirleri ile mîmârÎleriyle hâsılı vatanın her bucağıyla ve tarihin her asrından getirdikleri hüner ve hatıralarla bu şehri hep birden binâ etmişlerdir. Yayha Kemal BEYATLI
Hicvi ve dolayısıyla mizahı; toplumsal yozlaşmayı, kurumların bozulmasını, insanlar arasındaki bitmek bilmeyen çekişmeyi ve adaletsizliği anlatmak için bir silah olarak gayet iyi kullanan Hagop Baronyan, yaşadığı dönemde sansür baskısına uğramış ve elinden geldiğince buna direnebilmiştir. İstanbul Mahallelerinde Bir Gezintide XIX. yüzyılın ikinci yarısının İstanbulunda 34 mahallenin toplum yaşantısı, mahalle hayatı oldukça kuvvetli bir mizahi dille anlatılıyor. Ermeni ileri gelenlerinin Ermeni toplumunun
Ferzan Özpetek, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbulu yıllardır uzaktan gözlemliyor. Bu sevginin ve hüznün romanı olan İstanbul Kırmızısı, sanatçının sinema eğitimi için İtalyaya gidişine kadarki İstanbul yaşantısından izler taşıyor. Mesafelerle ölçülebilen uzaklığın kişiyi bir şehre ait olmaktan alıkoyamayacağını, önemli olanın şehirde yaşamak değil, şehri yaşatmak olduğunu gösteriyor. Filmleriyle tüm dünyada adından söz ettiren Ferzan Özpetek, romancılıkta da bir o kadar iddialı.
Kaybolan Selamiçeşmede unutulmaz simalar vardı ki, bunlardan biri Şişman Yanko idi. Asıl adı Yanko Ananyadisti. Tuhafiye işi ile uğraşırdı. Her türlü yünlü, peştamal, Amerikan bezi, ama ille de Selanik işi yünlü fanilalar satardı. Evinin bahçesinde o da üzümler yetiştirir, Rumların pek çoğu gibi, bunları satmaz, şarap yapardı. 1930da Yanko Yunanistanın yolunu tuttu. Köşkün yeni yaşamı, Tevfik Sabuncu Bey ailesine açılıyordu. Ne var ki, bu ailenin yaşantısı Yankonunki kadar keyifle örülü olamadı. Tevfik Beyi
Emir, Ela ve Ali, yurt dışından gelen arkadaşları Kim ve Wendy'e İstanbul'u gezdirecekler. Yanlarından hiç ayırmadıkları arkadaşları Kedi ise bu macera dolu gezide onlara eşlik ediyor. Siz de çocuklarımızın ev sahipliğiyle İstanbul'da Harika Bir Gün geçirmek ister misiniz?
Tükendi
Modanın kadınlar üzerindeki etkisi güncelliğini yitirmeyen bir tartışma konusudur. Bazı tarihsel dönemler ise kılık kıyafet gibi günlük yaşamı ilgilendiren bir mevzuyu siyasal ve toplumsal açıdan daha da önemli kılmaktadır. Mütareke dönemi de böyle bir dönemdir. Bu dönemde İstanbullu kadınlar modayı güzelleşme ve toplumsal statü edinme aracı olarak görmenin ötesinde bir tür kimlik dönüşümü olarak yaşadılar. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan bu "yeni kadın" yalnız Osmanlı İmparatorluğu'nda değil
Tükendi
Hülya Karakaş hazırladığı bu özel kitapta 40 ünlü kadın oyuncuyu bir araya getirdi. Şimdi sıra onlarda. Şimdi onlar konuşacak, biz sessizce dinleyeceğiz. Bu kitap, 1860lı yıllardan 1940lı yıllara, oradan günümüze nasıl geçtiğimizi, Mari Nıvarttan Afife Jaleye uzanan oyuncu kadınların hikâyesini anlatıyor. Bu kitap, cesaretleri soy isimlerinden büyük kadınların, günümüz ve gelecekteki oyuncu kadınlara hangi kapıları araladığını söylüyor. Bu kitap, burada olan, olmayan, ulaştığım, ulaşamadığım bütün oyuncu k
Tükendi
"Ebru Elif'i edebiyat okyanusuna atıldığı bu ilk kitabıyla tanıyoruz. Şiirlerinin her hecesinde sevgi ve aşk barındıran bu eser sizi kimi zaman uzak diyarlarda bir kır gezisine çıkaracak kimi zaman sevgilinizden ayırıp uzak yollara gözünüzün yaşına bakmadan vuracak."
Tükendi
Bir şehri tanımak için sadece orada yaşamak yeterli midir? Peki ya kaçımız yaşadığımız şehrin geçmişi hakkında bilgi sahibiyiz? Bildiğinizi sandığınız tüm gerçekleri unutun ve büyülü bir İstanbul gezisine hazır olun!.. Öğretmenleri, Pelin ve sınıf arkadaşlarından İstanbulun tarihiyle ilgili öyküler bulmalarını ve bunlarla ilgili birer ödev hazırlamalarını ister. Çağlar boyunca sayısız farklı uygarlığa ve kültüre ev sahipliği yapmış yedi tepeli bu efsane kenti tanıyabilmek için pek çok kitap okuyup araştır
İçinde yaşadığımız dünya yaşlı bir ağaçsa, İstanbul da o ağacın tam kalbinde durur. Bu nedenle İstanbulda her ne olursa olsun, bundan tüm dünya etkilenir. Eski gizemciler, İstanbulla ilgili böyle söyler. Kentte yaşayanlar bilir ki, şehir güzel yüzünü her¬kese göstermekten pek de hoşlanmaz. Koyu, karanlık, derin ormanların bağrında saklanmış bilge bir baykuştur İstan¬bul, ancak onu gören olmaz. Giovanni Scognamillo ile beraber imza attığı Vampir Manifestoları ile Scognamillo hakkında hazırladığı Aşk ve Kor
Üzerinde yaşadığımız bu kıymetli coğrafya, zengin bir iiim ve irfan geleneğiyle yoğrulmuştur. İlim geleneğimizin halkalarını birbirine bağlayan âlimlerimiz hakikat aşkıyla bu dünyayı ve ötesini idrak edebilmemiz için bize rehberlik etmişlerdir. Hikmet sevgisi, sadelik ve nezaketin timsali olan irfan ehli ise kalplerimizin aydınlanması için bize ışık tutmuşlardır.Yahya Kutluoğlu tarafından kaleme alınan bu eser, İstanbul'un ilim ve irfan ehline hasredilmiştir. Kendilerini ilme ve irfana adayan bu mümtaz şahs
Tükendi
İstanbul'a, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en büyük kentlerinden birine "okumaya" gelmek Sadece derslerle, hayat gailesiyle değil bir metropol olan İstanbul'la da mücadele etmek A. Çağlar Deniz, "Öğrenci İşi"nde İstanbul'a okumak için gelen üniversite öğrencilerinin uyum sağlama "taktiklerini" tespit etmeye çalışıyor. Bu taktiklerin gençlerin sosyal ve kültürel sermayelerine göre değişip değişmediğini, ideolojik veya dinî gruplara üye olunmasıyla farklılaşıp farklılaşmadığını, etnisite yahut cinsiyet
Tükendi
Görev gereği İstanbulda bulunan ve o sıralarda ününün doruğundaki Pierre Loti, 1904 Nisan ile 1905 Mart tarihleri arasında çarşaflı üç esrarengiz kadınla birkaç kez gizli gizli buluşur. Bu üç kara hayalet ona Doğulu kadınların yaşadıkları zor koşulları anlatmak ister. Bu gizemli kadınlardan ikisi, Sultanın nazırlarından birinin kızları olan Zennur ile Nuriye, 1906 yılının ocak ayında trene atladıkları gibi İstanbuldan gizlice ayrılır. Amaçları Avrupaya gidip mahkûm edildikleri harem hayatından kendilerin
Tükendi
Türkiyede, ekonomik gelişme ve büyümeyi sağlamak için en büyük koz olarak inşaat sektörü görüldü. Ancak bu sektörün sağlıklı ve kalıcı bir ekonomik büyüme yaratamadığına dair pek çok araştırma ve inceleme daima gör- mezden gelindi. Şehirler inşaat projelerinin arazisi haline getirildi. Emine Uşaklıgil bu durumu İstanbul üzerinden gösteriyor. İnsanlar, mahalleler, sokaklar, çarşılar, pazarlar, kentin tarihî tanığı binalar, dereler, ormanlar, anılar ve hikâyelerden oluşan şehir, özellikle İstanbul, bir rant
Tükendi
Chardin Seyahatnamesi 1686'da yayınlandığından bu yana seyahatname türünün klasikleri arasında yer aldı. Chardin ilk doğu yolculuğuna 1664'te çıkmış, ama bu kitabın konusunu oluşturan yolculuğu ortağı M. Raisin ile 10 Kasım 1671'de İzmir'e gitmek üzere Livorno'da buluşmalarıyla başlıyor. Yolculukları üç ülkeyi; Osmanlı imparatorluğu, Gürcistan ve İran'ı kapsıyor. Chardin Osmanlı imparatorluğu hakkında genel bir bilgi vermeyi iddia etmiyor. Buna karşılık kapitülasyonların yenilenmesi konusunda Fransız-Osmanl
Tükendi
Türkiyede son yıllarda gündemi meşgul eden kentsel dönüşüm projeleri, özellikle İstanbulda birçok toplumsal ve siyasi tartışmayı da beraberinde taşımaktadır. Mülk, Mahal, İnsan: İstanbulda Kentsel Dönüşüm, bu alandaki literatüre önemli bir katkı sunarken, hem geniş bir çerçeveden kentsel dönüşümü ele almakta, hem de özel olarak altı bölgede yapılan saha çalışmasını ortaya koymaktadır. İstanbulun Başıbüyük, Derbent, Aydınlı, Tarlabaşı, Tozkoparan ile birlikte Ayazma ve Tepeüstü Mahallelerinde yapılan saha ça
Tükendi
Kuşatılmış İstanbul'da fiziksel mekânda betondan, kamusal alanda baskıdan nefes alamıyoruz, boğuluyoruz. Aniden ortaya çıkıveren her yeni projede biraz daha gerginleşiyoruz; onaylayanlar ve karşı çıkanlar olarak kutuplaşıyoruz. Taksim'de gereksiz bir Kışla ısrarı, karşısında bezdiren bir direniş! Olimpiyatlar uğruna ormanları, mendirekleri, kıyıları, neredeyse tamamı pazara sürülen bir kent. Karşı çıkan, vatan haini bile ilan edilebilir. Ormanların ortasına yapacağımız devasa bir havalimanı, insanımıza düny
Tükendi
Batılıların Türklere ve İslama olan ilgisi Osmanlı İmparatorluğunun güçlenmesinden sonra iyice arttı. Özellikle 16. yüzyıldan sonra Türkler ve İstanbul üzerine Batıda çok çeşitli yayınlar çıktı. Bu yayınların önemli bir kısmı Oryantalist bakış açısını içerdiği için pek objektif değildi. Genelde Türkler aşağılanır ve küçümsenirdi. Osmanlı İmparatorluğunun güç kaybetmeye başladığı 18. yüzyıldan sonra bu tür yayınlar daha da arttı. Aşağılama ve küçümseme bu yayınlarda da ağırlıktaydı. Bazı istisna çalışmalar
Tükendi
"İstanbul, musikîsiyle, edebiyatıyla, güzel, sanatlarıyla, tasavvufu, güzel hayatı, leziz yemekleri, zarif insanları ve nükteleri ile bitip tükenmez Fakat biz tükendik, üzüntüden, yeisten, ümitsizlikten tükendik... Zira 'yıkıldı, yandı, ağaçlar kesildi, balık tükendi, çayırlar kurudu' demekten yorulduk" Münevver Ayaşlı, Dersaadet adlı eseriyle; bahçeleri, yüksek duvarları, konak-yalı mimarisi, sahil-sarayları ve hepsinden öte insanlarıyla eski İstanbul'un şimdi tarih sayfalarında kalan siluetini zamanımıza
Tükendi
İstanbul, kendisine ve duvarları arasında olup bitenlere tanıklık etmem için bana fırsatlar yaratır. Bunun için ona her defasında minnettar olurum. Boğaziçi, Tarihi Yarımada, vapurlar, birbirini kesen binlerce sokak, yalılar, köprüler, martılar, seyyar satıcılar, balıkçılar, sokak sanatçıları... Fotoğraflarımda gördüğünüz hikâyeleri onlardan öğrenmişimdir. Ne şanslıyım ki şehrin neresine gidersem gideyim ya ben onları arar bulurum ya da onlar karşıma çıkar. İstanbul'un hiçbir köşesi hikâyesiz değildir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 123 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1