Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Dar Bir Çember İçinde, Behçet Necatigil'le Kâmuran Şipal'in 1948-1972 yılları arasında birbirlerine yazdık¬ları 32 mektuptan oluşuyor. Yaşamlarının, yazı ve çeviri uğraşlarının, edebiyat anlayışlarının yanı sıra dönemin edebiyat ortamının ipuçlarıyla, dahası giderek güçlenen bir dostluğun izleriyle dolu mektuplar, onların kişiliklerini yansıtan birer belge. Yazılmadan kaldı bazı şeyler, gene de yazılmış kadar oldu. Geldim, gelmek bir mecburiyeti yerine getirmek, bir şey ümid etmekse. İnsan bir yere giderk
Tükendi
Ahmed Arif'ten Leylâ Erbil'e Mektuplar 1954-1957 Ahmed Arif'in Leylâ Erbil'e gönderdiği mektuplardan oluşan bu kitap, edebiyat tarihçilerimize kuşkusuz önemli bilgiler sunmayı vadediyor. Yazıldıkları dönemin entelektüel ve yayın ortamını, Ahmed Arif'in sürgün günlerini, yaşadığı siyasi baskıyı, içsel dünyasını ve en çok da aşkını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. "Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade başdönmesini bulurum. B
...Altmış yıl karşılıklı saklanmış mektuplar... Uğur Derman, Süheyl Bey'in kendisine yazdığı mektupları bunca sene muhafaza etmiş. Süheyl Ünver de Uğur Bey'in kendisine yazdıklarını diğer pek çok evrakıyla birlikte Süleymaniye Kütüphanesi'ne bağışlamış. Öyle titizlikle saklanmış ki bu mektuplar, insanın aradan bunca yıl geçtiğine inanması hakikaten zor oluyor. Bunlar hoca-talebe mektupları olmanın çok ötesinde, aynı zamanda iki dostun ve gönüldaşın mektupları... Aralarındaki onca mesafeye karşın kopmamış bi
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı, Eyüp Durukan'ın ifadesiyle "meşum" Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla sona erer. O sırada Boğazlar Umum Kumandanlığı'nda görev yapan Durukan, kumandanlığın lağvedilmesiyle Boğazlar Şubesi Müdürü olarak tayin edilir. Eyüp Bey pek çok resmi görevinin yanı sıra, Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'ya eleman ve harp için gerekli her türlü malzemeyi kaçırmakla görevli, İmalat-ı Harbiye adlı gizli örgütü kurar. Ayrıca Anadolu'ya geçmek isteyenlerin araştırmasını yapıp "geçiş vesikası" düzenlemek
Tükendi
Onat Kutlar, 1982-84 yıllarında yazdığı bir dizi mektup-denemede dönemin duyarlığını bir ozan edasıyla yansıtmıştı. Dostlukların, acıların, umutların, dahası özgürlüğün ve tutsaklığın usta işi bir biçimde dile geldiği yazılar Yeter ki Kararmasın... adıyla kitaplaştığında Memet Fuat, Ferit Edgü, Erdal Öz, Işıl Özgentürk ayakta alkışlamışlardı. Şiirin, romanın, resmin, müziğin ve elbette sinemanın bileşiminden çıkan kıvılcımlarla tutuşmuş bu mektupların, yazılışlarından otuz yıl sonra da kimi karanlıklara ki
Tükendi
Bir de sevgilim vardır, pek muteber; İsmini söyleyemem, Edebiyat tarihçisi bulsun. O zamanlar ismini söyleyemediği sevgilisi Nahit Hanımdı Orhan Velinin. Hayatta iki varlığı oldu: Şiiri ve sevdası. Şiirleri okurlarının ezberinde... Sevgisine gelince, onu, tek büyük aşkı Nahit Hanıma vermişti: Bu kitap onun belgesi.Şiirimizde çığır açmış ustanın aslında nasıl bir gönül ustası olduğunu kanıtlayan mektuplarını okuduğunuzda onu çok daha yakından tanıyacaksınız. Istanbul Türküsü gibi pek çok şiirini daha iyi anl
Dünyanın belki de en fazla tartışılan, kurcalanan ve okunan beş mektubudur bu kitaptakiler. Acaba bu mektuplar sahici mi? Bunları gerçekten Portekizli bir rahibe mi yazmış? Sevgilisi kimmiş; mektupları Fransızca'ya kim çevirmiş? Yaklaşık dört yüzyıl boyunca "Portekiz Mektupları" yukarıdaki kışkırtıcı soruların ördüğü bir ilgi halesiyle çevrelendi; edebiyat araştırmacıları, din adamları, tarihçiler ve hatta felsefeciler, bu arada hiç kuşkusuz okuyucular, aslında çok sıradan görünen bir kurguya dayalı bu kita
15 Mayıs günü Yunanlılar İzmir´e asker çıkarmış. Bu, o gün öğleden sonra dedikodu kabilinden söylenmeye başladı. 16 Mayıs tarihli gazetelerde bunun doğruluğu ortaya çıktı... Dedikodular sürüp gidiyor: Yunanlar´ın asker çıkarması üzerine İzmir´de büyük bir ihtilal çıktığı, bizden 600 kadar ölü olduğu, bu miktardan fazla da Yunanlı öldüğü ve bu harekete 300 kadar kadının da katıldığı söyleniyor... İki günden beri Yunanlar´ın Karadeniz kıyılarından bazı yerlere asker çıkaracağı söyleniyor. Düşmanın bu hareke
Duyguların, duyumların, düşüncelerin dolaysız, sade, birebir aktarımıdır mektuplar. Hele de "en yakın" arkadaşa, bir "can dostu"na yazılmışsa, yazılan Leyla Erbil, yazan da Tezer Özlü´ysem... bu mektuplar, okuru bir başka boyuta taşıyor.
Tanzimat edebiyatının öncü ve üretken kalemi Ahmet Mithat Efendi'nin henüz 28 yaşındayken kaleme aldığı Felsefe-i Zenan (Kadınların Felsefesi), Letaif-i Rivayat adlı hikâye koleksiyonunun en kıymetli cüzlerinden biri olmakla beraber kadın sorununa ses veren ilk yerli eserdir. Bu yapıtında, Tanzimat'tan sonra en çok değişime uğrayan kurumlardan biri olan ailenin mevcut geleneksel yapısının, kadınların hayatını ne denli yıkıcı bir dönüşüme uğrattığına odaklanan yazar Akile, Fazıla ve Zekiye gibi sembolik anla
Dört kişi var hikâyemizde, kahraman sayılıp sayılmayacakları okuyucuya bırakılmış. Yaşamı düşlerinde sürdürmeyi seçmiş, dik başlı eski zaman bakiresi; dünyaya kaydını bir türlü yaptıramamanın tragedyasını komik bir imgeye dönüştürerek yadsımaya çalışan hüzünlü palyaço; yaşamla buluşmasına, bitişe çok az kala yetişen geçmişi karışık yalnız kadın; ve doğmak için ölen yaşayamamış yazar eskisi. Birkaç kişi daha var tabii, arada bir görünüp kaybolan: ölüm meleği, şeytan, ölümsüz büyücü, vesaire. Ve onlar birlikt
Tükendi
Sami Baydar ömrünün son yirmi yılı aşkın kısmını Merzifon'da anne evinde geçirdi. Oradaki yaşamı çoğumuz için muamma. Gece Çıkış Yolu Bulamadım, Sami Baydar'ın İstanbul'dan Merzifon'a dönüşünün ilk yıllarında dönemin genç şairi Ömer Aygün'e yazdığı mektupları bir araya getiriyor. Mektuplaşmaya başladıklarında Sami Baydar otuz, Ömer Aygün on yedi yaşında. Temmuz 1992 ile Aralık 1996 arasında yazılan mektuplar, Sami Baydar'ın Merzifon'daki günlerini, kişiliğini bütün sadeliğiyle yansıtırken, şiire ve dünyaya
Tükendi
Türkçenin gözbebeği Salâh Birsel'in düşüncelerini anbean kaydettiği gerçek bir edebiyat tefrikası olan Hacivat Günlüğü sıradan bir günce değil, yazının dehlizlerine açılan bir kapıdır. Günlüğünü bir deneme ustasının gayreti ve titizliğiyle tutan Birsel, bu türün edebi sınırlarını genişleterek bir ilke imza atmıştır. 1949-1956 ve 1972-1975 yıllarında tutulan notları kapsayan Hacivat Günlüğü, Birsel'in nüktedan kaleminden nasibini alan pek çok yazar, şair ve sanatçıyı bir araya getiriyor. Kimisi Birsel'in sev
Tükendi
Yolculuk Günlükleri, Albert Camus´ün (1913-1960) İkinci Dünya Savaşından hemen sorna, 1946 yılı mayıs ayında Amerika Birleşik Devletlerine, 1949 yılı haziran-ağustos ayları arasında Güney Amerika ülkelerine yaptığı gezilerde tuttuğu notları kapsıyor. Birincisinde otuz üç yaşında henüz yeterince tanınmamış; ikincisinde ise otuz altı yaşında ve ünlenmeye başlamış bir yazar. Öznel ve nesnel koşullar nedeniyle, iki günlüğün havası birbirine benzemiyor....
Merak ediyorum, bende bir delilik var mı diye. Yoksa aşk delilik mi? Bir an seni bir bakire ya da Madonna gibi görüyorum, sonra utanmaz, küstah, yarı çıplak ve açık saçık görüyorum! Ya sen beni nasıl düşünüyorsun? Benden iğreniyor musun? James Joyce, önce sevgilisi sonra karısı olan Nora Barnacle ile 1904 yılından 1924 yılına kadar aralıklarla mektuplaşır. İlk kez 1950'de ortaya çıkan mektuplar, 1957'den beri Cornell Üniversitesi'nin koleksiyonundadır. Kayıp olduğu bilinen ve bir kitabın yaprakları arasında
Tükendi
Yıl 1981... 12 Eylül darbesinin üstünden bir yıl geçmiş... CHP Genel Sekreter Yardımcısı Altan Öymen siyasi yasaklı olsa da Cumhuriyet gazetesinde yazılarına devam etmektedir. Ancak 52 sayılı bildiriyle "eski politikacı"ların "Türkiye'nin siyasi veya hukuki yapısıyla ilgili olarak beyanda bulunmaları, makale yazmaları, toplantı yapmaları" yasaklanır. Artık Altan Öymen siyasi yazılar yazamayacağına göre başka bir çare bulunur; "il röportajları" fikri oluşur. Kentleri sosyal, kültürel, ekonomik yönleri, ta
Tükendi
Coğrafyaların değiştiği, tarihin yeni bir bakışla yeniden yazıldığı dönemlerin öyküleri yüklü olur. Abdülkadir Kemali Bey'in 19. yüzyılın sonlarında Osmaniye'de başlayan hayat hikâyesi de bize söyleyecek çok sözü olan anlatılardan biri. Bir imparatorluğun çözülüşünden yeni bir devletin doğuşuna varana dek son derece önemli tanıklıklar içeren bu hayat hikâyesi, çağımız insanına geçmişe daha geniş bir perspektifle bakma imkânı sunuyor. Tüm eserlerini yayımlamakta olduğumuz değerli yazar Orhan Kemal'in de bab
Erkekler kadınlara liman olmayı severler. Kadınlarsa yüklerini boşaltacak limanları iyi seçer, çünkü sürekli demir atmayı sevmezler. En uzun kaldıkları liman en büyük ve güçlü limandır ama yükü ağır kadınlar ilişkiyi öldürür. Çünkü erkekler arada bir hafif yük gemilerine izin verirler. "Kadınlar dünyaya melek olarak gelmiştir, fakat şeytan olmaya mecbur edilmişlerdir." -Erol Büyükburç-Türk Pop Müziğinin Mimarı "Çok şey bekler kadın, çünkü çoktur kadın, çokluktur, çoğalmaktır. Çoktur, çünkü tek bir bedende
Tükendi
İslami mücadele saflarında kaçınılmaz olarak yaşanan bir çok aşama vardır: Zindan, muhacerat ve şehadet… Bunlardan birkaçı ve tümüyle tanışan kahramanımız…ve nicelerinin gerçek hayat hikayesi.
Mektup yazmak, kişinin doğrudan kendisiyle konuşmasını sağlar ve bu, kişinin duygu katmanlarını birer birer açıp saklı olan duyguların açığa çıkmasına neden olur. Yüzleşmek denilen eylem biçimi de tam olarak böyle bir şeydir. Ama yüzleşmeler çoğu zaman can sıkıcıdır. O yüzden yüzleşmeler "cesaret" ister. Varoluş gayeniz; katliamlara, zulümlere, insan hakları ihlallerine, adaletsizliklere ve eşitsizliklere karşı ortak bir irade geliştirmekse eğer, hiç durmadan mücadele etmek ve tüm yıkıcı küresel faaliye
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8