Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21
Kocaları tarafından belirli kalıplara sokulan, sıklıkla ihmal edilen ve içselleştirdikleri toplum baskısıyla baş etmeye çalışan Bayan Wilkins ile Bayan Arbuthnot, gazetede gördükleri “kiralık şato” ilanının verdiği ilhamla cüretkâr bir plan yaparlar: Birlikte tatile çıkacaklardır. Kasvetli ve yağmurlu bir Londra’dan ayrılıp Akdeniz kıyılarındaki bu ortaçağ şatosuna vardıklarında karşılarında denizin ve türlü türlü çiçeklerin kokusuyla sarmalanacakları bir cennet bulurlar. Kirayı güzeller güzeli Leydi Caroli
Kocaları tarafından belirli kalıplara sokulan, sıklıkla ihmal edilen ve içselleştirdikleri toplum baskısıyla baş etmeye çalışan Bayan Wilkins ile Bayan Arbuthnot, gazetede gördükleri “kiralık şato” ilanının verdiği ilhamla cüretkâr bir plan yaparlar: Birlikte tatile çıkacaklardır. Kasvetli ve yağmurlu bir Londra’dan ayrılıp Akdeniz kıyılarındaki bu ortaçağ şatosuna vardıklarında karşılarında denizin ve türlü türlü çiçeklerin kokusuyla sarmalanacakları bir cennet bulurlar. Kirayı güzeller güzeli Leydi Caroli
Gustave Flaubert (1821-1880): İlk romanı Madame Bovary ile hayat-edebiyat ekseninde önemli tartışmalara yol açan Flaubert, ölümünden bir yıl sonra yayımlanan Bouvard ile Pécuchet’de iki yarı aydın küçük burjuva üzerinden döneminin bilimlerini ve bilim anlayışını, dine yaklaşımını, felsefesini, edebiyatını, tarih yazımını ve tarih felsefesini kıyasıya eleştirir. Roman kahramanı iki arkadaşın gülünçlüğü kendi kişilik özelliklerinden kaynaklandığı kadar yazar tarafından eleştirilen dönemin düşünsel hayatındaki
Gustave Flaubert (1821-1880): İlk romanı Madame Bovary ile hayat-edebiyat ekseninde önemli tartışmalara yol açan Flaubert, ölümünden bir yıl sonra yayımlanan Bouvard ile Pécuchet’de iki yarı aydın küçük burjuva üzerinden döneminin bilimlerini ve bilim anlayışını, dine yaklaşımını, felsefesini, edebiyatını, tarih yazımını ve tarih felsefesini kıyasıya eleştirir. Roman kahramanı iki arkadaşın gülünçlüğü kendi kişilik özelliklerinden kaynaklandığı kadar yazar tarafından eleştirilen dönemin düşünsel hayatındaki
Tükendi
“[Sait Faik’e] geceleri sinemalarda rastlardım. Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü. Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu’nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker giderdi. Sinemada bulunanlar arasında bu gedikli birinci mevki müşterisinin yazısını okuyan var mıdır acaba, diye çok düşünmüşümdür. Kuşkusuz, yoktu. Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan
1863 yılında yayımlanan Balonla Beş Hafta, Jules Verne’in hem ilk romanı hem de muazzam Olağanüstü Yolculuklar koleksiyonunun ilk yapıtıdır. Üç İngiliz kâşifin o dönemde Avrupalıların gözünde hâlâ gizemini koruyan Afrika kıtasını balonla baştan başa aştıkları macera dolu yolculuğun hikâyesi, sonraki Jules Verne romanlarına da damgasını vuran bütün özellikleri taşır. Yenilikçi bir bilimsel icat, gerilim ve sürprizlerle dolu girift bir olay örgüsü, bilinmeyene yapılan bir yolculuk, hedeflerine ulaşma yolunda
1863 yılında yayımlanan Balonla Beş Hafta, Jules Verne’in hem ilk romanı hem de muazzam Olağanüstü Yolculuklar koleksiyonunun ilk yapıtıdır. Üç İngiliz kâşifin o dönemde Avrupalıların gözünde hâlâ gizemini koruyan Afrika kıtasını balonla baştan başa aştıkları macera dolu yolculuğun hikâyesi, sonraki Jules Verne romanlarına da damgasını vuran bütün özellikleri taşır. Yenilikçi bir bilimsel icat, gerilim ve sürprizlerle dolu girift bir olay örgüsü, bilinmeyene yapılan bir yolculuk, hedeflerine ulaşma yolunda
Yazarın ve Barış Özkul’un önsözleri, G. D. Klingopulos’un sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Orman Sakinleri, İngiliz edebiyatının büyük yazarı Thomas Hardy’nin kozmik düzenin doğadaki yansımalarını ve insan ilişkilerine etkilerini konu eden unutulmaz romanı. Bir orman köyünde yaşayan Grace Melbury, ona ilgi duyan fakir ve eğitimsiz Giles Winterborne yerine babasının baskısıyla doktor Edred Fitzpiers ile evlenmeyi seçer. Ne var ki, kırsal yaşamın âdetlerine ayak uydur
Tükendi
Burma Günleri, Britanya İmparatorluğu’nun Burma’daki sömürgecilik zamanlarında yaşanan yerel yozlaşmayı ve imparatorluğun bağnazlığını anlatır. Bir kereste tüccarı olan Flory, imparatorluk yanlısı olan Dr. Veraswami ile arkadaş olur. Doktorun yardıma ihtiyacı vardır. Kyauktada Sulh Hâkimi U Po Kyin onu mahvetmeye hazırlanmaktadır ve onu kurtarabilecek tek şey Avrupa’nın himayesidir: beyazlardan oluşan bir kulübe üyelik. Bu sırada genç ve güzel bir İngiliz olan Elizabeth Lackersteen Paris’ten Burma’ya gelir.
Dünya Prometheus Şeref Kürsüsü Ödülü sahibi Orwell’ın Hayvan Çiftliği kitabı, bugün yediden yetmişe herkesin anlayabileceği şekilde distopik bir realizmi gün yüzüne çıkarıyor. Kitap hem bir sosyalizm hem de bir kapitalizm eleştirisi olarak 2. Dünya savaşından bu yana güncelliğini koruyor. Bay Jones’un Manor Çiftliği’nde yaşayan hayvanlar, çiftlik koşullarına isyan ederek insanları gönderir ve çiftliği ele geçirir. Hayvanlar kendi kurallarını belirleyerek, eşit ve özgür olarak yaşamak isteseler de olaylar
“Aşk sizi çağırdığı zaman, yolları zorlu ve dik olsa da onu izleyin.Kanatları sizi sardığı zaman, tüyleri arasına gizlenmiş kılıç sizi yaralayacak olsa da ona teslim olun.Ve aşk sizinle konuştuğu zaman, Kuzey rüzgârının bahçeyi talan etmesi gibi sesiyle hayallerinizi darmadağın etse de ona inanın.”Ermiş, ilham veren modern edebiyatın en yaygın ve etkileyici örneklerinden biridir. Politikacılardan tutun da film ve pop yıldızlarına kadar bütün okuyucuların hayatına dokunduğu için oldukça etkilidir.PEN ödüllü
Aydınlanma Çağı düşünürlerinden Voltaire'in felsefi romanı Zadig, doğruluktan sapmayan bilge bir adamın başına gelenlerin öyküsüdür. Erdemli, iyi niyetli, zeki ve ahlaklı bir insan olan Zadig'in başına, bir insanı mükemmel kılabilecek tüm bu özelliklerinden dolayı pek çok felaket gelecektir. Babil'den kaçmak zorunda kalır, sevdiği kadının peşinden yollara düşer ve her yerde zulümle, kötülüklerle karşılaşsa da bunlardan bir şekilde sıyrılmayı bilir. Voltaire bu uzun anlatıya kendi yaşamını yansıtmış, düşünc
“Aşağıdaki hikâyede aşk üzerine anlatılacak olanlar okuyuculara garip gelmemeli. Çünkü aşk doğanın bir yasasıdır ki, insanlığın tümünde, yani erkeğinde dişisinde, ufağında büyüğünde, çocuklukta ergenlikte, gencinde ihtiyarında, fakirinde zengininde, akıllısında aptalında, âliminde cahilinde, kentlisinde köylüsünde görülür. Herkesin gönlü aşk ile yoğrulmuştur.”Osmanlı’nın en önemli aydınlarından olan Şemsettin Sami’nin kaleme aldığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (Talat ve Fitnat’ın Aşkı) iki âşığın, dönemin gele
“Cinnet bir fırtınalı dimağdır. Mecnun daima taşkın dehası faaliyette bir ulviyettir. Akıllılık yaratılışa aykırıdır. Cinnet tabiatın kendisidir. Dengelenmeye çalışılan bir kafa, çarkına zincir vurulan bir makineye benzer. Mademki kazana ateş veriyoruz, bırakmalı uzuv serbest işlesin.”Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1924 yılında Son Telgraf gazetesinde tefrika edilen ve hem dönemin hükümetine eleştirileri hem de cinselliğin birçok yönünü ve esrar, kokain gibi maddelerin kullanımını açıkça öykülemesi nedeniyle edebe
Sarı Odanın Esrarı, kilitli oda ya da imkânsız suç gizemi olarak anılan türün ilk örneklerinden biridir. Dedektif kurgunun bu alttürü, suçlunun hiçbir çıkışı olmayan kilitli bir odada sırra kadem bastığı; görünüşe göre imkânsız ve karmaşık bir suça işaret eder. Bu suçu soruşturanların gözle görünenin ardına bakıp muammayı çözmeleri gerekir. Leroux, 1907’de L’Illustration dergisinde tefrika edildikten sonra 1908’de yayımlanan romanında bizi acar dedektif Joseph Rouletabille ile tanıştırır. Esrarlı olayları ç
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatın en dibindeki lağımlara” sü
Moll Flanders, 17. yüzyıl İngiltere’sinde dünyaya gelen bir kadının yaşamöyküsünü, kendi ağzından aktarır. Zindanda doğup on iki yıl fahişelik, on iki yıl hırsızlık yaparak yaşayan, başından beş evlilik geçen, maceraları İngiltere’den Amerika’ya uzanan Moll Flanders, tartışmaya açık hayat görüşü ve derinlemesine sunulan portresiyle İngiliz edebiyatının en ilgi çekici kadın kahramanlarından biridir. Roman türünün ilk örneklerinden olan Moll Flanders, bir yandan dönemin toplumsal değerlerine ışık tutarken
Tükendi
Şafak tüm ışıklarını yaktı. Güneş, akşamüstü intihar etti. İçimde büyüttüğüm kız çocuğunun elini tutup benden uzaklaşmaya başladığında, uzun boyu kadar derin bir kuyunun önünde durmuş, kuyunun dibinde ölmüş güneşin sönmüş cesedini izliyordum. Beklediği kişi gelmediğinden ölemeyen o insandım; ölüm döşeği yaşadıklarımdı. Suya düşen yansımama bakıyordum. Boğuluyordum, ölmek nedir bilmiyordum. Yanıyordum, sönmek nedir bilmiyordum. Diniyordum, bitmek nedir bilmiyordum. Ne kadar kesilmem gerekiyorsa tam sırasıydı
Tükendi
1872 yılında yayınlanan Seksen Günde Dünya Turu, Jules Verne’in neredeyse tüm yapıtlarında olduğu gibi okuyanı kimi zaman fil sırtında kimi zaman gemiyle maceradan maceraya sürüklüyor. Bir iddia üzerine, gizemli İngiliz beyefendisi Fogg’un, yardımcısı ile birlikte Londra’da başlayan bu olağanüstü yolculuğuna bir aşk hikâyesi de eşlik eder. Günümüzde de değerini yitirmeyen, adeta zamana meydan okuyan Jules Verne’in kitaplarının büyülü dünyasına hoş geldiniz…
Tükendi
“Sherlock Holmes bizlere her zaman 19. yüzyıl Londra’sının güzelliklerini hatırlatır. Ve bence,19. yüzyılın neye benzediğini hatırlamayanlar için bile bunu yapmaya devam edecek; fakat onu ilk kez, eski çizimlerin olmadığı bir baskıda okumanın nasıl olacağını hayal bile edemiyorum. Sanatçının ismini hatırlamıyorum; ama atlı arabaları, Holmes’un şapkasını ve frakını hatırlıyorum. Sherlock Holmes hikâyelerinde 19. yüzyıl her zaman romantik, her zaman nostaljiktir, ancak hiçbir zaman saçma değildir.–T. S. Eliot
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21