PROF. DR. MÜNİRE ERDEN
1979 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun olan Erden, 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesinde, "Eğitim Programları ve Öğretim" dalında doktora derecesi aldı. 1997 yılında Hacettepe Üniversitesinde profesörlük unvanını alan Erden, aynı yıl Yıldız Teknik Üniversitesine geçmiş ve bu üniversitede, Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanlığı ve kurucusu olduğu Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevlerini yürütmüştür. Erden'in Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Eğitim
Elinizdeki "Bâh-nâme (Cinsel Sağlık) Terimleri Sözlüğü", birkaç yıldır sürekli olan çok yönlü bir çalışmanın ürünüdür. Bâh-nâme (Cinsel Sağlık) Terimleri Sözlüğü özellikle sağlık bilimleri alanlarında ve ilgili her bir alt alanda yararlanılacak, sözlük kapsamında yer alacak alanlar belirlendi. Her bir sahaya, alt disipline ait yararlanılabilecek sözlükler ve yararlanılması düşünülen kaynaklar tespit edildi. Bu eserlerde tespit edilen terimler abecesel sıraya uygun bir biçimde birleştirildi. D
Okul hayatımızın başlangıcından bugüne kadar öğrendiklerimizin büyük çoğunluğunu okuyarak
öğrendik; bilgi birikimimizin büyük bir kısmını okuduklarımızla elde ettik.
Madem öğrendiklerimizin birçoğunu okuyarak öğreniyoruz, o hâlde iyi bir okuyucu olmak
zorundayız. İyi okumak, seçerek okumaktır; iyi okumak, okuduğumuzdan aldıklarımızla hayatın
içinde yer açabilmektir; iyi okumak, öğrenileni eyleme katabilmektir; iyi okumak, anlayarak ve
hızlı okumaktır.
Değişime inanan bizler, okumayı hayatımızın vazgeçilmez
Bu kitap, üniversitelerin matematik ve matematik öğretmenliği bölümlerinin birinci (veya ikinci) sınıflarında okutulan Analitik Geometri derslerinde ders kitabı olarak okutulabilecek niteliktedir.
Bu bölümlerde eğitim alan öğrencilerin ileri sınıflarda okuyacakları derslerde ihtiyaç duyacakları temel konuları kapsamasının yanı sıra, öğretmen adaylarının liselerde öğretmenlik yaparken okutacakları konularda da onlara yardımcı olacaktır. Bu konular fazla ayrıntıya girilmeden oldukça öz olarak verilmiştir. Ko
Şimdiye kadar yetişkinlerin din eğitimi ihmal mi edilmiştir. Elbette onlara da din eğitimi veriliyordu. Nasıl ki insanoğlu daha kendisini tanımadan uzayı, denizleri, okyanusları ve diğer canlı ve cansız alemi tanımaya kalkıştıysa, aynı durum eğitim alanında da kendisini göstermiş; eğitimciler ve psikologlar işe yetişkinlerden başlayacakları veya en azından insanı bir bütün olarak ele alıp inceleyecekleri yerde, çalışmalarının büyük bir kısmını çocuklara ayırmışlardır. Dolayısıyla 17. asırdan 20. asrın ikinc
Özdüzenleme; genel itibariyle, bireyler tarafından hedef odaklı olarak sergilenen, planlı ve sistematik duygu, düşünce ve davranışlar olarak tanımlanır. Yakın zamana kadar, öğrenme ortamlarında özdüzenleme davranışlarının sadece erken ergenlik ve sonrası dönemlerde sergilenebileceği düşünülürken; gelişen kuram ve araştırmalar yoluyla bugün sahip olduğumuz bilgi, özdüzenleme davranışlarının okul öncesi dönemlerde dahi farklı düzey ve niteliklerde var olabileceğini göstermektedir. Özdüzenleme literatürünün, u
Sosyal hizmet araştırmalarında ölçme araçları ya da ölçeklerden yararlanılması, sosyal
hizmet mesleğinin etkin bir şekilde yürütümünü sağlamaya dönük müracaatçı, danışman,
sosyal hizmet ortamları ve uygulamaları vb. hakkında verilen çeşitli kararların yerinde ve
isabetli olması için gereken bilgileri ortaya koyması bakımından önem taşır. Bu bağlamda
yetkin bir sosyal çalışmacının müracaatçıların kişisel özelliklerine saptayarak planlı müdahale
sürecinde yerinde ve etkin kararlar alabilmesi, ölçek geliştirme
Deneylerin tasarımı ve analizi; mühendislik, tıp, doğa bilimleri, sosyal bilimler, zirai bilimler vb. alanlarında çalışan araştırmacılar için son derece önemlidir. Bu nedenle, deney tasarımında kullanılan metotların ve bu metotların dayandıkları temel ilkelerin çok iyi anlaşılması gerekir. Kitabın yazımındaki temel amaç, istatistiksel deney tasarımı konusunda çalışan öğrenci ve araştırmacılara Türkçe yazılmış, anlaşılması ve takip edilmesi kolay, örneklerle zenginleştirilmiş bir kaynak sunmaktır.
Kitap, v
Elinizdeki bu çalışma, sevgili çocuklarımıza yönelik özel amaçlı bir çocuk romanıdır. Romanın asıl amacı, yavrularımıza aile sıcaklığını yaşatmak ve değerlerimizi bir öykü tadında benimsetmektir. Kitapta, Anadolu’nun bir şehrinde yaşayan üç neslin içimizi ısıtan öyküsünü bulacaksınız. Romanın konusu kurgusal değil, günümüzdeki yaşanmışlıklardan oluşmaktadır. Bu kitapla, çocuklarımızı hayatın gerçeklerinden koparmadan, onlara değer yargılarımızı benimsetmek hedeflenmiştir.Roman kaleme alınırken önceliğimiz o
Ana dili ediniminde bireylerin sırasıyla dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini
edindikleri görülür. "Yazma; dil becerileri içinde insanların yapmaktan çekindiği, sevmediği ve
en çok korktuğu beceridir." desek yanlış olmaz sanırım. Türkçe derslerinde müfredatın
yetiştirilmesi için en az zamanın, Türkçe ders kitaplarında da en az yerin ayrıldığı beceri, yazma
becerisidir. Evet, gerçekten de yazma beceresi dil becerileri içinde geliştirilmesi en zor olan
beceridir; bu görüşe sanırım kimse karşı çıkmaya
Bu çalışma, kökenleri dünyada 1960'lı yıllara kadar geriye götürülebilecek ve dolayısıyla görece
yerleşik bir disiplin olarak adlandırılabilecek "eğitim iktisadı" disiplinin Türkiye'deki
var olma mücadelesine destek sunma ve bu disiplinin birikimine katkıda bulunma çabasından
kaynaklanmaktadır.
Disiplinin Türkiye'deki serüveni özgünlük göstermektedir. Bilindiği gibi disiplinin akademik
örgütlenmesi farklı akademik düzlemlerde gerçekleşmiştir. Disiplin bazı ülkelerde iktisat
bölümlerinde ve iktisadın bir alt
HERKES HATA YAPAR!
TARİHE DAMGASINI VURMUŞ EN BÜYÜK DÂHİLER BİLE!
Charles Darwin, William Thomson (namı diğer Lord Kelvin), Linus Pauling, Fred Hoyle ve Albert Einstein... Bu isimlerin hepsi bilime inanılmaz katkılarda bulunmuş, fikirleriyle bilim tarihinde adeta devrim yaratmıştı. Fakat onlar bile hatadan muaf değildi ve hepsi de bir dönem fena çuvallamıştı. Darwin yaşadığı dönemin hâkim görüşlerine yenik düşerek Doğal Seçilim teorisini yüzüne gözüne bulaştırmıştı. Muhteşem Lord Kelvin Dünya'nın yaşını ya
Ekonomik aklın her şeyi esir aldığı günümüz piyasa diktatörlüğü koşullarında, öğretmenlik mesleği de bu iklimden payını almıştır. Aslında yalnızca öğretmenliği değil, tüm eğitim sistemini dönüştüren mekanizma ekonomi merkezliliktir. Ekonomi merkezli yaklaşım eğitim alanında özellikle merkezi standart sınavlarla kendini göstermektedir. Bu anlamda merkezi standart sınavlar geç kapitalizmin pedagojik mantığı olarak görülebilir. Artık öğretmenden istenen, bu mantığa hizmet ederek sınava hazırlayıcı teknisyene d
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.