Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4
bütün acılara karşın / hayat / içimize bir nota bırakır ya en bitik günümüzde / direnme notasını bir zarfa mı koyar / bir deniz çırpıntısıyla mı / savurur / yüzümüze neşe üşüşür hayatımıza / birden güç aşılar / iyi güçtür başeğdirmeyen /umut / altın kafesinden / çıkıverir / dolaşır tepemizde
bütün acılara karşın / hayat / içimize bir nota bırakır ya en bitik günümüzde / direnme notasını bir zarfa mı koyar / bir deniz çırpıntısıyla mı / savurur / yüzümüze neşe üşüşür hayatımıza / birden güç aşılar / iyi güçtür başeğdirmeyen /umut / altın kafesinden / çıkıverir / dolaşır tepemizde
“Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu. Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız! O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğu
“Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu. Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız! O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğu
Mitat bir gıcık oldu, herkesin ama herkesin şu hayatta bir destekçisi vardı, kimin başına bir haksızlık gelse en az bir kişi çıkıp onun için “yalnız değildir” hashtag’i açardı. Mitat Karaman dışında. Olur da bir gün Mitat haksızlığa uğrarsa, başına bir iş gelirse bir kişi, bir Allah’ın kulu bile arkasından “yalnız değildir” diye yazmayacaktı. O bir istisnaydı. Mitat önceki tweet’lerini sildi. Kimliğini açık etme pahasına yeni bir tweet girdi, yeni bir hashtag açtı, kimsenin desteklemeyeceği, sons
Tükendi
Yıllar yıllar evvel, üzerinde yaşadığımız şehirler henüz inşa edilmemişken; Kutsal Barış’ın Koruyucusu, Megara Kralı Byzas, ülkesini tehdit eden bir savaşla karşı karşıyaydı… Halkını savaştan korumak için günlerce düşündü. Bilgeleri topladı, yaşlıları dinledi fakat işin içinden çıkamadı. Ve bir gün, kâhinlere gitmeye karar verdi. Uzun yollar aştı, sabırla bekledi ve nihayetinde kâhinler ona yol gösterdi. “Halkınla birlikte Körler Ülkesi’nin karşısına yerleş,” dediler. Emanetler verdiler ona; denizin derinle
Tükendi
Dışarısı soğuktu. Büyük kümeler halinde çıkan memurlar farklı yönlere dağılıyorlardı. Her akşam olduğu gibi karşı kaldırımdan bir grup meraklı, onların çıkışını izliyordu. Şeyhülislam ve sadrazamın dairesi dâhil olmak üzere tüm devlet birimlerinin içinde Rüyalar Sarayı, halk arasında en büyük ilgi odağıydı; yüzlercesine memurların çıkış saatini bekletecek kadar. İnsanlar, soğuktan yakalarını kaldırmış, sessizce devletin derin işleriyle ilgilenen gizemli memurları dikkatlice inceliyorlardı. Memurların yüzler
Tükendi
Kötülük dünyanın bir yerinde altımızı oymaya devam ediyor. Dünya tarihinin en acımasız liderlerinden Hitler’in yolu Türkiye’ye, Tarlabaşı’nın tam orta yerine düşse ve kötülük tohumları karanlığın bağrında, yerin yedi kat dibinde yeniden filizlenmeye yüz tutsa, hatta Yermük’ten Trafalgar’a tünellerle bağlansa, dalga dalga yeryüzüne yayılsa… Ne olur? İkinci Dünya Savaşı’nın ardından insanlığın yeni bir hayat kurma uğraşı verdiği yıllarda, İnönü Türkiye’sinde sıradan bir memuriyet hayatı süren Ali Ulvi büyük p
“Saksıdan koparılmak. Bu sözü nereden hatırlıyorum? Ölümünden sonra şifreli deri çantasında bulduğum mektupta babam benim için söylüyordu. Zarfın üstünde adım var, yuvarlak damgadaki tarihte on yaşındayım. O zamanlar annemle yaşadığım eve postalanmış ama elime geçmemiş. Muhtemelen bana vermemişler. Babam, bunun olacağından endişeyle mektubun ve zarfın bir fotokopisini almış, bir gün bulacağım umuduyla çantaya bırakmış. Neden beraber yaşadığımız onca sene kendisi çıkarıp bana vermedi ya da bahsetmedi, bunu i
Tükendi
“Sıra dışı bir kalpazanlık serüveni.” Giancarlo, “Hedef üretim 10 milyon liret!” dediğinde, Alberto aldığı emre istinaden “Tamam patron” diyerek ivedilikle makinelerin başına geçti. Makineler, aynı bir köstekli saatin mekanizması gibi takır takır çalışıyordu. Çıkan sesler Giancarlo için adeta büyülü bir terapi gibiydi. Oturduğu koltukta gözlerini kapatarak kendisine kısa bir mola verdi ve zihninde çalmaya başlayan orkestraya konsantre oldu… İtalya Merkez Bankası darphane çalışanı Giancarlo’nun macera dolu h
ne kadınlar sevdim zaten yoktular yağmur giyerlerdi sonbaharla bir azıcık okşasam sanki çocuktular bıraksam korkudan gözleri sislenir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir *Gündelik Şeyler *Kavaklıdere Balladları *Varsağı *Jilet Yiyen Kız *Gözlüklü Hamdi’nin Notları *Ki
ne kadınlar sevdim zaten yoktular yağmur giyerlerdi sonbaharla bir azıcık okşasam sanki çocuktular bıraksam korkudan gözleri sislenir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir *Gündelik Şeyler *Kavaklıdere Balladları *Varsağı *Jilet Yiyen Kız *Gözlüklü Hamdi’nin Notları *Ki
Tükendi
Leylâ Erbil’in öykülerinin ve romanlarının odağında hep bir kabus çekirdeği vardır. Bu çekirdek, okurlarının korkularını da kışkırtır. Korku ve kabusu besleyen ise yaşamda ve edebiyatta kadınların kurcalaması değil değinmesi bile yasaklanmış konu ve sorunların incelenmesidir. Leylâ Erbil, birçok söyleşisinde “insanın yaralı, sakatlanmış, doğduğunda sevgiye, sevecenliğe muhtaç olduğuna” değindi. Ancak yazarken “insanlığın her an şaha kalkabilecek kötülük tohumlarıyla donanmış olduğunu” da görmezden gelmedi.
Tükendi
Leylâ Erbil’in öykülerinin ve romanlarının odağında hep bir kabus çekirdeği vardır. Bu çekirdek, okurlarının korkularını da kışkırtır. Korku ve kabusu besleyen ise yaşamda ve edebiyatta kadınların kurcalaması değil değinmesi bile yasaklanmış konu ve sorunların incelenmesidir. Leylâ Erbil, birçok söyleşisinde “insanın yaralı, sakatlanmış, doğduğunda sevgiye, sevecenliğe muhtaç olduğuna” değindi. Ancak yazarken “insanlığın her an şaha kalkabilecek kötülük tohumlarıyla donanmış olduğunu” da görmezden gelmedi.
Bir kadının “kendime yetebilirim” noktası diye bir şey var. O noktadan sonra kapıyı kaç virgülün çaldığı sayıdan ibarettir...
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4