Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Yunus Emre'nin yukarıdaki mısralarında ifadesini bulan söze dair kültürümüzde şiirler yazılmış, vecizeler ve atasözleri söylenmiştir." Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır" diyerek insanları halimane davranmak gerektiğini belirten veya "Bin düşün, bir söyle " tavsiyesiyle "Öfkeyle kalkıp zararla oturma"mızı engelleyen atasözlerimiz çoktur. Bilindiği gibi atasözünün en temel özelliği söyleyenin belli olmamasıdır.Yani bir kişi tarafından söylenen veciz bir sözken sözlü edebiyatın olduğu dönemde zamanla söyley
Tükendi
Elinizde bulunan kitap, üzerinde çalışılan hikâye, roman, şiir ve deneme türündeki eserlerin satırları arasında saklı kodları, metni yalnızca kendinde arama yöntemiyle ve yorumbilimsel, kuramsal ve poetik izleklerden yürüyerek çözmeyi; içlerindeki büyük resmi yine estetik yorumlarla okurlara sunmayı amaçlamıştır. İrdelenen her metin, tema, kurgu, anlatım dili, kanonik kimlik gibi öne çıkan yanlarıyla değerlendirilmiş, bununla birlikte, kitabın salt teknik bilgiler veren bir yöntembilim denemesi olmam
Tükendi
Yunan yazmalarını karanlığa gömen ilahiler silindi; yeni bir yönetimin ışıltısı dünyaya saçıldı; cismani güçler yeni bir yaşam gücüyle hız kazandığında ve gözler, geleneklerden daha net görmeye başlayıp zihinler kendinden gizleneni kavramaya başladığında ortaçağcılığın buhranlı denizinden sevinç dolu yeniyetmeliğin tüm görkemiyle insanoğlunun özgür ruhu yükseldi. Tarihsel Eleştirinin Doğuşu, bugün hâlâ hayranlıkla okuduğumuz Oscar Wilde'nin bir gençlik çalışması... Wilde, Tukididis, Polibios gibi Yunan ta
Tükendi
Bazı hikayeler yalnızca okumak içindir. Okursunuz sonra arkanıza yaslanıp içinizde bıraktığı duyguyu tadar ve kalkarsınız. Ama "Cam Duvarlar" böyle değil. Okuduktan sonra birine anlatabileceğiniz, anlatmak için can atacağınız hikayelerle dolu. Ama kitabın asıl ilginç yanı, vakıa hikayelerinden hiç beklenmeyen bir derinlik taşıması. Bulanık, helezonik ve başladığı yere asla dönemeyen cümleler yok. Aksine sade, akıcı, berrak bir dil ve bazen gülümseten bir üslubu var. Olaylar, kahramanlar sayfalardan fırlaya
On sekizinci yüzyılda doğmuş olan roman türü, o dönemde birçok eleştirmen tarafından kadınların zaman öldürmek için okudukları hafif metinler olarak nitelenirdi. Roman Nedir?, bugün modern zamanların temel edebi türü kabul edilen romanın sıra dışı yükselişiyle başlayıp, ardından romanla özdeşleştirilen biçimsel özellikleri, roman türlerini kısa ve özlü bir anlatımla ele alıyor. Marina MacKay, her bölümde romanın biçimsel ya da tarihsel bir yönünü, genellikle farklı dönemlerden romanları seçerek açıklıyor.
Tükendi
"Eleştiri, mevcut düzenin kendisi hakkında verdiği kesintisiz söylev, onun övgü dolu monoloğumudur? İlişkilerdeki fetişist katıksız nesnellik görüntüsü, bu ilişkinin şairler arasındaki ilişki olma özelliğini gizliyor olmalı ki en ezici yüzeysel tezahürleri bile göremez hale gelmiş eleştiri tek yanlı olmaktan kurtulamıyor. Eleştiri, varoluş koşullarındaki pratik değişiklikler dahilinde bilinçsizliğin korunması gibi algılatılıyor. Tecrit üzerine kurulu olan eleştirel sistem döngüsel tecrit üretimidir oysa. 2
Tükendi
Eleştirinin özeleştirisi olur mu? Elbette olur, çünkü eleştirinin öz'üne doğru yapılacak yolculuktur söz konusu olan. Dergilerde, gazetelerde eleştiri ve edebiyat yazıları yayımlanan, bu yazılarla edebiyat dünyasında ses getiren tartışmaları konu edinen Ayşegül Tözeren'in ilk kitabı ‘'Edebiyatta ‘Eleştirinin Eleştirisi'' adıyla Manos Kitap'tan çıktı. Tözeren, edebiyatta eleştirel bir kaynak oluşturacak kitabında daha önce gidilmemiş yönlere gidiyor, keşfedilmemiş olan detayları keşfediyor, eleştiride öz'e
Tükendi
Batı toplumunda birey hastadır. Sanayi devrimi sonrasında Osmanlı/İslam toplumunda ise devlet hastadır. Herkes devleti kurtarma çabasındadır. Bu karmaşada birey de devlet de yanlışlara açıktır, tereddüt içindedir, sağlıklı düşünmekten uzaktır. Tevfik Fikret de bu tereddütler döneminin edebiyatçılarından biridir ve yanlışlara, kör bir Batı taklidine açıktır. Onu, yaşamının bir dönemine bakıp ‘dindar', diğer bir dönemine bakıp ‘dinsiz' olarak nitelemek mümkündür. Tevfik Fikret, ‘sloganın ve anafikrin büyüsü'
Edebiyat ve sinemanın birbirine benzeyen pek çok noktası var, öte yandan bu iki türü birbirinden farklı kılan çok temel özellikler de mevcut. Ama edebiyatın ve sinemanın birbiriyle etkileşim halinde olduğu düşüncesine herhalde kimse karşı çıkmaz. Bir edebiyatçının gözünden sinemaya bakış diyebiliriz bu kitaba. Yıldız Ramazanoğlu, sinema ile ilişkisi gereği davet edildiği sempozyumlarda sunduğu bazı tebliğleri bu kitap için derledi. Haricen yazarın seçtiği filmler hakkında yazıları da bağlamları dahilinde ki
Tükendi
"İlk ciltteki gibi burada da başlıkların büyük bir bölümü, güncel Türkçe metinlerde dil ve anlatım yönünden tartışmak, doğrulamak ya da sorgulamak ihtiyacını duyduğumuz noktalardan oluşuyor: Dilbilgisinin, imlanın, İngilizce ile Türkçe arasındaki ilişkinin, dil-toplum ilişkisinin, ayrıca terim ve kavramların uygulamada içebakış ve tartışma gerektiren bazı yönleri; ‘söylem' adını verdiğimiz boyut dahil. Her iki cildin de dizinleri sayesinde birer başvuru kaynağı ve çalışma malzemesi olarak işlev görebileceği
Tükendi
Trajedi fikrinin soykütüğünü çıkartan bu kitabında Raymond Williams, geleneksel edebiyat tarihçiliğinde ender rastlanan bir yöntem benimseyerek trajediyi "gerçek insanların" tarihsel deneyimi olarak ele alıyor. Antik Yunan'dan klasik dönem ve Ortaçağ'a, Rönesans'tan Hegel ve Nietzsche'ye kadar trajedinin bir fikir ve felsefe olarak izlediği seyri bütün karmaşık uğraklarıyla birlikte ortaya koyduktan sonra modern trajediyi birçok kişinin trajik addettiği modern deneyimler ışığında inceleyen Williams, trajik
Tükendi
"Ben olsam Müslüman Doğu'daki tüm mekteplere eleştirel düşünme dersleri koyardım. Batı'nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur."
Tükendi
Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatımızda daha çok şair, hikâyeci, romancı ve edebiyat tarihçisi olarak tanınır, eleştirmenliği ise pek fark edilmez. Oysa eleştirmen olarak bilinen çağdaşı yazarlardan türünde daha başarılı ve işlevseldir. Ahmet Hamdi Tanpınar; şiir, hikâye ve romanlarıyla kurguladığı dünyayı veya içinde yaşadığı "rüya alemi"ni eleştiri yazılarıyla belli bir realite zeminine çekmeye çalışır. Bu anlamda onun eleştirisi, kurgusal olanın reel köklerini bulup çıkarma işi ya da gerçekle hayal arasında
Tükendi
Bu kitap, dünya edebiyatında tam anlamıyla ayrıksı bir yere sahip olan, edebiyatı dilin dille gerçekleştirdiği bir deney(im) olarak kurgulayan Raymond Roussel'in yapıtını çözümlemeye yönelik ilk girişim. Michel Foucault bu kitabında, felsefe ve sosyal bilimlerde çığır açan temel meselelerinden birini, dilin doğası ile dış dünya arasındaki, yani "kelimeler" ile "şeyler" arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Ama bu sefer diğer yapıtlarındaki gibi cinsellik, delilik, bilgi dolayımıyla değil, dilin varlığının kaçınıl
Nergis Ertürk, Türkiye'de Gramatoloji ve Edebi Modernlik'te baskı teknolojilerinin gelişimi ve çeviri olanaklarının artmasıyla birlikte edebiyatımızda yaşanan değişimleri incelerken, 19. yüzyıldan itibaren sözcük dağarcığında, dilbilgisinde gerçekleşen dönüşümleri ve 20. yüzyıldaki alfabe ve dil reformunun yarattığı etkinin izini sürüyor. Böylece edebiyatımızın "19. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadarki tarihi" üzerine tekrar düşünmemizin olanaklarını yaratıyor. Ertürk, bunu yaparken Osmanlı be
Kropotkin ülkemizde siyasi görüşleriyle bilindi, bir anarşist olarak onun siyasi fikirleri biliniyor, tanınıyordu. Ancak bir anarşistin edebiyata dair düşünceleri edebiyatçılar için önemli. Bugün onu yeniden okumanın başka bir değeri var. Kendi sözleriyle etrafımızı çevreleyen ön yargılar ormanına balta vuran bir dâhidir Kropotkin. Anarşistlerin işini tanımlıyor bu sözle ve elinizdeki kitapla edebiyata dair muhteşem bir değerlendirme yapıyor. Rus edebiyatına dair en içeriden, en sahici bilgiler sunuyor. Rus
Sanatçı: Örnek Bir Çilekeş, "karşı durulması güç ve özgürleştirici" eleştirileriyle çağdaş kültürü sorgulayan Susan Sontag´ın, eleştiri kuramı ve uygulaması türünde dokuz yazısını bir araya getiriyor. Sanatın "içerik"e verilen önemle "evcilleştirilmesi"ne karşı çıkan Sontag, tek tek ele aldığı Pavese, Camus, Lukács, Benjamin, Canetti ve Barthes gibi yazarlara büyük bir sevgiyle yaklaşmakla birlikte, eleştirel mesafesini koruyor.Bu seçkinin ülkemizdeki eleştiri yaklaşımına ve diline yeni boyutlar kazandıraca
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde yazılmış ilk kadın romanı, Zafer Hanım'ın 1877 tarihli Aşk-ı Vatan'ıyla başlayan bir serüvene davet ediyor okuru Ayşegül Utku Günaydın. Tanzimat'tan sonra oluşan siyasal, kültürel gelişmelerin kadın hareketine hazırladığı zeminin, kadınların dergi ve gazetelerde kolektif olarak şekillendirdiği edebiyat geleneğinin, Osmanlı kadın yazarların romanlarında modernleşmenin izleri sürülüyor kitapta. Hem kadının serüveni otuz roman analiz edilerek çiziliyor, hem unutturulan k
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4