Zafername, Türk edebiyatında hatırı sayılır bir şöhrete sahiptir. Çünkü alanında örnek bir eserdir. Ziya Paşa, yazdığı eseriyle, özellikle Terkib-i Bend ve Terci-i Bend'iyle edebiyatımızda haklı bir yer edinmiştir. Ancak onun şöhretini, Zafername'si perçilemiştir, denebilir. Ziya Paşa eserini; İzmit Mutasarrıfı Mehmet Fazıl Paşa, Karantina Kitabeti'nden emekli Hayri Efendi ve Zaptiye Müşiri Hüseyin Hüsnü Paşa'nın adlarını kullanarak yazmıştı. Adları kullanılan bu üç şahsiyetten yalnız Mehmet Fazıl Paşa, Zaf
"Bütün inkar edenlerin inkardan geldikleri; yaratılışı insan merkezli açıklayan felsefesi; Hakkı insanda gören derin kavrayışı; Cem erkalı ibadeti; müsahipliği farz gören sosyal düzeni, öbür dünyasız ve kıyamet günsüz dünyasallığı, Kızılbaş kimliği ile seçkinliği ve dikiliş tarzı; Dört kapı kırkmakanlı öğretisi ve sürekli öğrenmeye, öğretmeye hizmetkar enginliği; Gerçek vatan, özyurt, hakkın doğum kapısı anlamını yüklediği kadına yaklaşımı; yaratanın, her zerresinde mekan tuttuğu vücular olarak gördüğü doğa
... Yazmış olduğum bu kitapta Yüce Allah´ın varlığından şüphelenenlere Allah´ın varlığını kanıtlayıp, bu kötü zanlardan kurtarmak gayesiyle Cenab-ı Hakk´ın bize ihsan eylemiş olduğu nimetlerden başkalarının da faydalanıp, kendi şahsiyetlerine ve topluma yararlı olmalarına vesile olabilirsek en büyük kazancımızdır...
(Arka Kapak)
M. Tevfik Oytan´ın, ilk baskısı 1939 yılında yapılan ve defalarca basılan, on yıldır baskısı bulunmayan "Bektaşiliğin İçyüzü" adlı değerli eserini demos yayınları olarak okuyuculara yeniden sunuyoruz
" Biz bu eserimizle, yalnız Bektaşîliğin ve Alevîliğin içyüzünün neden ibaret olduğunu ortaya koymak istiyoruz.
Şimdiye kadar, Bektaşîlik ve Alevîlik hakkında epeyce yazı yazanlar olmuş, fakat kendileri Bektaşîliğin içyüzünü bilmedikleri için, yazdıkları eserler, dar bir çerçeve içinde kalmış ve bunlar,
Üçler, beşler, yediler, kırklar ve üç yüz altmış altı. Ne anlam ifade ediyordu bu sayılar? Alevi dedelerinin yazdıklarını okudum, şiirleri inceledim. Özellikle Başköylü Hasan Efendi`yi, ne anlatmaya çalıştığını, sırrı nasıl saklamaya çalışıyor olabileceğini günlerce, aylarca kendimle tartıştım. Pek çok farklı bilgiyi bir araya getirdim. Bir sabah gözümdeki perde kalktı. Sırrı bulmuştum...
BEKTAŞİ´NİN DEDİKLERİ...Bektaşi fıkraları, Nasrettin Hoca öyküleri gibi halkımızın dilinde dolaşır. Bektaşi, haktan biridir, sevimli bir kişiliktir. İslamlığı kendine göre yorumlayan Hacı Bektaşi Veli´nin yolundan gidenlere bu ad verilir. Şair Ali Püsküllüoğlu, Bektaşi fıkralarını şiir diliyle yeniden yazmış, bir kitapta toplamış. (...) bu fıkralar şiirleşmiş, böylece daha rahat okunur, akılda kalır bir nitelik kazanmış. (...) Püsküllüoğlu´nun kitabında birbirinden anlamlı fıkra-şiirler var.
Arzulayıp sana geldim
Pîrim Hacı Bektaş Veli
Eşiğine yüzüm sürdüm
Pîrim Hacı Bektaş Veli
Pîr elinden dolu içtim
Erenler demine düştüm
Ak cenneti gördüm coştum
Pîrim Hacı Bektaş Veli
Zakirlik, Alevi-Bektaşi toplumunun ibadet biçimi olan Cem töreninin temel harcı demektir. Sazsız-sözsüz Cem olmaz.
Gürani Doğan kardeşimiz, cem törenlerinin içinde pişmiş, zakirliği üstadlardan öğrenip, kendi gönül aşkını da katarak bu kitabı hazırlamış. Yol erenleri için bir kılavuz olacağına inandığımız bu kitaptaki bilgiler ışığında yapılacak ibadetlerin daha düzgün olacağına inanıyoruz.
Bugüne dek yayınlanmış kitaplarda Cem törenleri bu düzgünlüte ele alınmamıştır. A´dan Z´ye yolun gereklerini duyarlı b
Sanatçı kişi hangi tezgahta neyi dokuduğunun farkında olmalı. Sadece, sazın akordu değil; toplumların da ahenkli olması gerek. Evet, sanat ve sanatçının ´akort´ edilmesi gerek diye düşünüyorum...
Ak yarınların kara sevdalısı, sevdalıları olarak, sanat ve kültür çeşmesinin sakisi olabilmenin derin aşkını-şevkini taşıyorum, taşıyoruz! Korkup kabuğuna çekilen, gerçekler karşısında büzülen salyangozlardan olmadım. Ödediğim ağır bedeller pahasına da olsa...
Yunus gibi sevi´nin, Pir sultan gibi haykırışın,
1960´lı yıllarda gelişen devrimci gençlik hareketlerinin odağında, değişen toplumsal, siyasal, sosyal ve ekonomik olayların eleştirildiği bu romanda, Amerika´nın dayatmasıyla yasaklanan haşhaş üretiminin sonuçları irdelenerek antalımaktadır.
Romana ad olan Haşhaş; kaçakçılığı, kara parayı ve her türlü kötülüğü pompalamasına karşın, toprağı kıt olan yoksul köylünün de geçim kaynağıydı. Roman kahramanlarımızdan Hasan´ın kişiliğinde devrimci hareketler değenlendirilmekte ve bir tür özeleştiri yapılmaktadır.
İcadi´nin hobisi, küçük yaştan itibaren çok çeşitli kitap okumuş, şiir yazmış, edebiyat ve tasavvufa gönül vermiş, ömrünün bir kısmını bunlarla geçirirken, diğer taraftan İslam tarihinin hakikatlerini araştırmaya başlamış, kanlı mezhep kavgalarını ve bu yüzden dönen entrikaların esrarını çözmek için gayret ve enerji sarfetmiştir. Bu konuyu kendisine ait şiir hayatında ve yazmış olduğu eserlerinden anlamak mümkündür.
Tanrının sırrına ereyim dersen
Kendi evreninde kendini ara
Hakkın kudretinden içeyim dersen
Kudret kaleminden Ali´yi ara.
Ali, nurdu ol kalemden süzülür
Bu hikmetse ariflerce sezilir
Cennet bahçesinde dostla gezilir
Rahim ummanın da doluyu ara.
Şekili alırken ruhumdan verdim
Narı vahdetinden meydana geldim
Hikmet ilahiye orada erdim
Kendi bedeninde uluyu ara.
Evrensel güç kudret, hepside sende
Bakıp görmezsen de hikmetim fende
Gürcü-Kul Erdal´la meydanda hem de
Fark edip sende gör nasib
Yazmış olduğum bu kitapçıkta çoktan beri bize yapılan ithamların aslı olmadığını değerli okurlarımıza kanıtlayıp, kötü zanları ortadan kaldırmak, kardeşçe bir hayat yaşamak gayesindeyim. Hüsniniyet bizden, muvaffakiyet Allah´tandır.
"Öğretmen Dünyası", "Kemalist Ülkü", "Cem", "Nefes", "Gönüllerin Sesi", "Yurtta Birlik", "Milliyet", "Aydınlık" ve "Teori" gibi gazete ve dergilerde Atatürk, Milli Mücadele, Alevi kültürü v e tarihiyle ilgili birçok makalesi yayınlanmıştır. Aleviliğin tarihsel gelişimiyle ilgili yoğun çalışmalar içerisindedir.
İrtibatı olan gönüller, kişiyi yüce mertebeye ulaştıran, yükselten tevazuya indiren, her gelen derde belaya sabır ilacı ile tedavi olan, çıkarsız sevgi, Ehli Beyt sevgisidir.
... Kitap, tarih boyu Ehlibeyt´e yapılan haksızlıkları konu alıyor. Tarihin, uygulamaların, yönetimlerin davranışlarının bir eleştirisi, bir değerlendirmesi veriliyor bu çalışmada.
Geçmiş sorgulanarak akla kara ayırt edilmeye ve geleceğe ışık tutulmaya çalışılıyor. Çünkü amaç insanlık, insanlığın geleceği... Yazarın amacı bu.
(Arka Kapak)
Alevi Bektaşi Güneş gibi olmalı. Çünkü, güneş ışığını herkese ve her yere serpiyor.
Yolda riyakarlık, taklitçilik olmaz, riyakar ve münafik ikiz kardeştir. En büyük riyakar ve münafık, Muaviye ve mel´un Yezid´dir.
Alevi Bektaşi´nin esas karakteri olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmaktır. Alevi-Bektaşi yolu sevgi ve muhabbet yoludur. Bu muhabbetler canları bir araya toplar, böylelikle birbirleriyle muhabbet ve dostluk bağları daha da kuvvetlenir.
(Sunuş´tan)
Bir gönülü yaptın ise, er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise, binde bir ise az değil
-Yunus Emre-
Sen hakkı uzakta arama sakın,
Kabin pak ise Hak sana yakın
-Pir Sultan Abdal-
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın...
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kuran okunur,
Küçük büyük herkes bilir duyduğunu Hüda´nın...
Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın
-Ziya Gökalp-
Lise yıllarında din dersi okumadım ben. Şu an iki duayı kaşını gözünü yarmadan okuy
Yüce Allah, insanlara birşey anlatmak, onları doğru olan yöne çekmek ve kendilerine az bilgi verdiğini göstermek için, kendi peygamberlerine resullerine mucize yaratmak gücünü vermiştir. Böylece yüce Allah, insanların iyi olmalarını, kendisinden başkasına tapmamalarını, doğruluktan ve haktan sapmamalarını istemiştir.
Bu kitabımızla, Kur´an´ın çizdiği İslam kurallarında ve Peygamber´in (S.A.V.) sünnetlerinde ortaya çıkan ihtilafları, mezhep değişiklikleri ve bunların getirdiği anlaşmazlıkları açıklamağa çal
Toplam 339 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 300-320 /
Aktif Sayfa : 16
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.