Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Türkiye'deki modern din bilimleri metodolojisi , Avrupa'dakine nazaran ''çok yeni'' olmasına rağmen Batılı olmayan coğrafyalarla hemen hemen aynı yaştadır. Türkiye ilahiyat fakültelerinde akademik faaliyetlerini sürdüren din bilimlerinden beklenen asli görev, bilhassa metod ve teori konusuna daha fazla önem vermeleri ve özellikle yabancı dilde çalışmalar hazırlayarak hem kıtasal , hem de küresel anlamda Dinler Tarihi geleneğine bilimsel katkılar sağlamaları ve bu akademik kültür içinde gerçek ve layık olduk
Tükendi
Din sosyolojisi son on yıllarda yeni sorun ve tartışma alanlarının katılımıyla önemi giderek artan bir bilim dalı haline gelmiştir. Her ne kadar uzun süre kendi içindeki yöntem tartışmalarıyla meşgul olsa da, günümüzde bu bilim dalı, sosyal bilimlerin kullandığı yöntem ve tekniklerin yanısıra, kendine özgü metodolojik yaklaşımları ve yeni yaklaşım denemeleriyle, ekonomiden sanata, kitle iletişiminden küreselleşmeye ve politikadan uluslararası ilişkilere kadar dinin pek çok alanla ilişkisinin incelendiğ
Tükendi
İlm-i Kıraat'in temel alanlarından birisinin terim düzeyindeki ifadesi olan tevcih kavramı; özellikle anlamı etkileyen bir kıraat ihtilafının meşruiyetini, nakli, dilbilimsel ve mantıki bir sorgulama neticesinde temellendirme ameliyesini tanımlar. Sahih nakil ve Arap dili grameri başta olmak üzere akli ve mantıki bir takım delillere kadar uzanan çok geniş bir hüccet/delil ağından beslenen bu ameliye, Kur'an'ın anlam düzeyiyle ilişkisinden dolayı İlm-i Tefsir'in de önemli bilgi alanlarından biri olagelmiştir
Tükendi
Mortimer J.Adler,bu kitabımda dinlerin çoğulculuğunu ve hakikatin birliğini ele almaktadır.Çoğulculuğun sınırlarını ana hatlarıyla ortaya koyan Adler,din ve mitoloji arasındaki ilişkiye dikkat çekmekte,insanlığın ve hakikatin birliği,kültürel birlik ve kültürel çoğulculuk,insanın doğası,çevresi ve kültürü gibi konuları felsefi bir perspektiften değerlendirmektedir
Tükendi
Şehrin nüfusuna oranı dikkate alındığında, Türkiye'de en fazla Roman, Edirne'de yaşamaktadır. Bu kitap ile sosyolojik ehemmiyeti öncülüğünde Edirne Romanlarının sosyo kültürel hayatlarında geçiş ritüellerinin yeri, din ile ilişkisi bağlamında araştırılmaktadır. Bu yönüyle araştırma, Edirne Romanlarının geçiş ritüelleri aracılığıyla sürdürdükleri veya değiştirdikleri gelenek ve göreneklerini derleme faaliyeti olarak görülmemelidir. Bugüne kadar genellikle Etnolojik ve Antropolojik perspektiflerle incelenmiş
Tükendi
Sivil toplum düşüncesinin kazandığı öneme paralel olarak, bu anlayışın bir türevi/ yansıması olan "sivil itaatsizlik", günümüz siyasal ve sosyal bilimler literatürünün en başat kavramlarından biri olmuştur. Bu eserde, kuşak sınıflamasında "y kuşağı" olarak geçen ve halen yüksek öğretimin lisans ve lisans üstü seviyelerinde eğitim gören gençlerimizin, kendi nesilleri, sivil itaatsizlik ve siyaset hakkındaki düşüncelerini dinle ilişkileri bağlamında ele almaya çalıştık. Dindar gencin kendine has bir protesto
Tükendi
Bugün Din Sosyolojisi alanında yapılmış olan araştırmalara yoğun bir rağbetin olduğu gözlenmektedir. Bu rağbet, sadece sosyoloji alanında değil, aynı zamanda Sosyal Bilimler, Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler, Felsefe ve İlahiyat alanında çalışan akademisyenlerin din ve dinî olgular üzerine yapmış oldukları çalışmalarda da gözlenmektedir. Bütün bu ilgi ve rağbetin doğal bir sonucu olarak din ve toplum ilişkisini açıklarken kullanılan temel kavramların daha iyi bilinmesine ve kavranmasına duyulan ihtiyaç
Tükendi
Yahudilik ve Hıristiyanlık, ortaya çıktıkları tarih sahnesinden itibaren gittikleri coğrafyalarda asırlar boyunca farklı boyutlarda hem gelişim hem de değişim geçirerek varlıklarını devam ettirmiş iki önemli dinî gelenektir. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakub ve Hz. Musa gibi ortak dinî şahsiyetlere ve Tevrat gibi ortak kaynaklara sahip olan Yahudilik ve Hıristiyanlığın esas aldıkları farklı inançlar, bu inançların yorumlanması ve takip ettikleri birbirinden farklı yöntemler, aynı konular hakkında farklı tut
Blaise Pascal, 17. yüzyılda yaşamış büyük düşünürlerden biridir. Bu büyük dahinin en büyük keşfi, hayatının yirmili yıllarında gerçekleşir. Bu keşif, Allah'a imanın, O'nu sevmenin, hayatını O'nun adına yaşamanın ve bu yolda vahyi rehber edinmenin vazgeçilmez önemi ve önceliğidir. Düşünceler, bu ünlü düşünürün kendini ve Rabbini tanıma yolunda Hıristiyani bir duyarlılık içinde yazdığı notları içeriyor. İnsanın acizliği, dünyanın faniliği, Allah'ın varlığı, ilahi sevgi, modern hayatın çelişkileri, filozofları
Bir insan, hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin etkisi altında kalmadan, sadece kendi akıl ve duygularıyla Allah'ı bulabilir mi? Ya da çocukluğundan itibaren bir adada tek başına yaşayan bir insan, neler yapar, neler düşünür ve hayatını nasıl sürdürür? Bundan 900 yıl önce yaşayan İbn Tufeyl adındaki bir İslam düşünürü bu sorulara cevaplar aramış ve ulaştığı sonuçları Hay bin Yakzan adındaki kitabında toplamıştır. Elinizdeki kitap, aslında bir hayli uzunca olan Hay Bin Yakzan isimli bu romanın çocuklar ve gençler
Tükendi
Bir süredir "Sanat Tarihi" giderek daha çok disiplinlerarası olduğu yöntemsel bir değişim, dönüşüm sürecindedir ve eleştirel olma ihtiyacı giderek artmaktadır. Sanat tarihçilerin kendi uzmanlık alanlarının ötesinde farklı anlayış ve diğer disiplinlere bakarak yeni perspektifler bulmaları ve/veya araştırmalarını yürütürken yeni yollar denemeleri gerekmektedir. Bu sorun genel olarak sanat tarihçilerinin ve tarihçilerin sorumluluğu olarak anlaşılabilir, hatta öyle de olmalıdır. Bu noktada 7 Mayıs 2008 tarihind
Tükendi
Din gibi hayatın her alanına nüfuz edebilen bir kurum ile günlük hayatta dilimizden düşürmediğimiz stres kavramı arasındaki ilişkinin ele alınıp incelendiği bu çalışmada, şu sorulara cevap aramaya çalıştık: - Dindarlık düzeyi ile stres düzeyi arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? - Din, stresle başa çıkma sürecinde ne gibi fonksiyonlara sahiptir? - Din ? birey ilişkisi, stresle başa çıkmayı nasıl etkilemektedir? İnsan hem kendisine -yani kendi iç dünyasında geçmiş, şimdi ve gelecek üçgeninde deneyimlemeye
Sürekli değişmelerden etkilenen modern birey, günlük yaşantısında karşılaştığı sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, aynı zamanda bazı kararlar almak, tercihler yapmak ve yeni durumlara uyum sağlamak durumundadır. Bu süreç içerisinde birçok sorununu kendi imkânlarıyla uygun bir çözüme kavuşturabilirken, kimi zaman problemler karşısında çıkmaza girmekte ve kendisini köşeye sıkışmış hissetmektedir. Bireyin yaşantısındaki bu durum, önemli uyum sorunlarına sebep olmaktadır. Uyum problemleri yaşaması ve karşılaştı
Tükendi
Kur'an, insana bazı roller biçer ve bu rollerin yaşamda karşılık bulup bulmadığına bakarak da onu ?değer'lendirir. Bu rollerden ilki, insanın yeryüzündeki halifeliğidir. Bu role uygun yeteneklerle donatılan insan, yeryüzünde, gökyüzünde, bu ikisinin arasında ve yerin bağrında bulunanları ve uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde olup bitenleri algılayabilmekte, Allah'ın evrene egemen kıldığı evrensel yasaları işleterek her geçen gün gayb'ı şehadete, bilinmezi bilinire, görünmezi görünüre çevirmekte ve dı
Tükendi
Toplumu, aileyi, eğitimi, siyaseti, ekonomiyi, zamanı, mekânı, hukuku, ahlâkı, toplumsal hayatın bütün yönlerini, farklı yer ve zamanlara göre değişiklik gösterse de etkilemeye ve yönlendirmeye devam eden din, günümüz küresel dünyasının/toplumunun önemli bir parçasıdır. Din, günümüzde sadece geleneğin, geleneksel sosyal yaşamın bir parçası değil, ayrıca değişimin, hatta hızlı değişimin, bu değişimde kendini gösteren kaosların, şiddetin, çatışmaların, savaşların, göçlerin, çatışma çözümlerinin, barışların ön
İnsanın inanma arzusu o kadar kuvvetlidir ki, zaman içinde dinin formel bilgilerinin yanında başka ritüeller ortaya çıkmaya başlar. Böylece, kitabi dinin yanında bir de halkın muhayyilesinde ve geleneğinde yüzyıllardır varlığını sürdüren inanış biçimleri ve yeni ritüeller doğar ve bunların tamamı bir bütün olarak "yaşayan din" olgusunu meydana getirir. Özellikle ülkemizde, gündelik hayatın din ile iç içe geçtiği yerlerden biri de türbelerdir. Dünyada çok farklı örnekleri de olan bu yerler, insanlar için ruh
Tükendi
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tüm dünyada kamu yönetimi bilimi oldukça kapsamlı sayılabilecek bir değişim sürecine girmiştir. Bazı dönemlerde bu değişim oldukça sert olmuş, gelişmiş ülkelerde kamu oyundan destek görmüş ve teoriden uygulamaya aktarılabilmiştir. Bazı dönemlede ise geçici heves niteliğinden kurtulamamış ve etkisi çok zayıf kalmıştır. Yeni Kamu Yönetimi düşüncesi, kamu yönetiminde görülen bu değişim sürecinden en fazla pay alan akım olmuştur. Bu yönüyle bir çok ülkede etkisi hala deva
Tükendi
Bu kitap, Buhârî'nin Sahîh'ini ciddi tedkik etmeden verilen birçok yaygın ve yanlış kanaati düzeltmektedir. Bu yanlış kanaatlerden biri; Buhârî'nin Sahîh'ini oluştururken İslam ülkesinin muhtelif yerlerini bir bir dolaşarak hadis rivayetlerini şifahi olarak topladığıdır. Ancak bu eser, Buhârî'nin faydalandığı muhtemel birkaç yazılı kaynağı ortaya koymaktadır. Diğeri ise Buhârî'nin isnadı ilk defa ilim hâline getiren kişi olduğu yönündedir. Hâlbuki rivayetler zincirini bertaraf edip hadis ve haberleri çeşit
Tükendi
Nice zamandır, zindan çilesi doldurmada dünya Müslümanları. Zalimler istemeseler de; bu sancı, muştulu bir doğuma gebedir. Hatta doğmuştur bu bebe. Ne ki; garip geldi dünyaya. Yetim çocuklar gibiyiz. Tutan yok elimizden. Hem bebe biziz, hem kendimize anneyiz. Bu bebek büyümek için, bir anneden daha çok şefkat, merhamet, bilgi, plan, gayret ve korunma bekliyor bizden. Vahyin göğsünden süt emerek İslam'ın kucağında büyümeye çalışan; emrolunduğu şekilde Allah'a dosdoğru kul olmayı hayatın gayesi bilen "Asım'ı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8