Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Hamd Alemlerin Rabbi olan Alla'a salatu ve selam Peygamber Efendimize,ashabına,ailene ve şehitlere olsun. Ben bir gün Peygamber Efendimiz'i(sav) rüyamda gördüm ve O'na(sav)''Seni tanıtacağıma söz veriyorum''dedim. Bunun üzerine Yüce Allah'ın izniyle bu belgeseli yapmaya karar verdim. El birliği ile hazırladığımız bu belgeseli gerçekleştirmemize vesile olan hocalarımız Muhammed Emin Yıldırım, Necati Öztürk, Ali Toy,Habib Deveci ve Muhammed Yazıcı'ya minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Tükendi
İslam Düşünce Atlası, İlmî Etüdler Derneği'nde (İLEM), Konya Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle İbrahim Halil Üçer'in koordinatörlüğünde yürütülen ve ikiyüzü aşkın araştırmacının katkısıyla oluşan bir düşünce tarihi yazımı projesinin neticesi olarak ortaya çıkmıştır Düşünce tarihi, düşünürlerin zaman, mekân, dil ve kültür öğelerinden bağımsız bir boşlukta ürettikleri metinlerin yalın bir anlatımından ibaret değildir. Düşüncenin kendisi içerisinde anlam kazandırdığı büyük küre, varolanlara dair idrakimizi
Tükendi
İnsan, ikili bir yapıya sahiptir: Madde-mânâ, beden-ruh. İnsanın mutluluğu bu ikiyi birlemekle, yani aralarında denge kurmakla mümkündür. Maddemiz, bedene bağlı güçlerimiz daha baskın bir yapıya sahiptir. İstenen dengenin sağlanması için manevî tarafın kollanması gerekir. Bu kollama işi, dinin tasavvuf yorumuyla temin edilir. Tasavvuf ilk dönemde "zâhitlik" olarak başladı, zaman içinde zenginleşti, olgunlaşma yöntemleri geliştirdi. Elinizdeki kitapta bu yöntemlerden, nefisle savaş demek olan "Büyük Cihat"
Tükendi
Maddede yapılan keşifler, maalesef insanları köleleştirmek için kullanılan bir araç haline getirilmiştir. Büyük şirketler sadece ekonomiyi değil devletleri ve toplumları yönetir hale gelmiştir. Sözde medeni toplumların insana bakışı ekonomik ve maddi çıkarlardan ibaret kalmış; kendi refah, zevk ve eğlencesinin bir unsuru haline gelmiştir. Kadın ise sömürü sistemi içerisinde cinsellik ve reklam unsuru olarak yerini almıştır. Insan hakları ve demokrasi diğer devletleri sömürmenin siyaseti haline gelmiş, sömür
Insan hayatı çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olarak dört döneme ayrılır. Ergenliğe kadarki süreci kapsayan çocukluk dönemi, insanın gelişimi ve kişiliği açısından çok önemlidir. Yahudilik, Hristiyanlık ve Islam ideal bir insan tipi ve toplum oluşturmak için hayatın her alanını düzenleme amacındadır. Bu nedenle söz konusu dinlerde geleceğin yetişkin bireyi olan çocuk ile ilgili de birçok emir, tavsiye ve yasaklama mevcuttur. Bu kapsamda çocuğun anne ve babasının cinsel ilişkisinin meşruiyeti, çoc
Teozofi Üstatlarından C.W.Leadbeater, ölümden sonraki yaşamla ve diğer planlarla ilgili öğretileriyle büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Leadbeater bu teorileri ortaya atmakla kalmaz, tatmin edici delilleri anlaşılır bir üslupla sunmayı da başarır. Onun, İslam Tasavvufu, Hristiyan Gnostisizmi ve Yahudi Kabala öğretilerinden birçok benzerlik bulacağınız öğretilerini bu kitap gerçekten okunmaya değer. Hürrem Gür Türer
Tükendi
Yörükân'ın bugüne kadar yayımlanmamış olan Türk Dinleri ve Mezhepleri Tarihi adlı iki ciltlik eserinin birinci cildini meydana getiren Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri adlı kitabının baş tarafını oluşturmaktadır. Atatürk'ün isteği üzerine kaleme alınmış ve 1.1.1932 tarihinde tamamlanarak kendisine Dolmabahçe Sarayı'nda bizzat yazarı tarafından takdim edilmiştir. Türk Şamanizm'i anlatılırken, onun Türk Müslümanlığının yanında, diğer dinler ve mezhepler üzerinde ve bu vesileyle Anadolu Türk Alevîliği ve Sünn
Şamanizm bir "Din"mi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi Avrasya coğrafyası halklarının günümüzde de sürdürdüğü eski zamanlardan aktarılarak gelen kültürel bir ritüel mi? Yunan başta olmak üzere dünyanın halkları geçmişindeki "çoktanrılı" mitolojik zamanları bir kültürel miras olarak sahiplenip, o mitolojinin yeniden üretimini yapıp dünyaya kendini yeniden anlatırken, neden biz özellikle ısrarla "Türkler hiçbir zaman çoktanrılı" olmadı diyerek mitolojimizi, atalarımızın dinini utanılacak bir olguymuş gibi
Tükendi
Yusuf el-Karadâvî, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti'nin Batılı sömürgeciler tarafından yıkılıp Müslümanların mağlup olduğu bir dönemde 20. yy.'ın ikinci çeyreğinde dünyaya gelmiştir. Hem kendi ülkesinde hem de diğer Müslüman ülkelerde Müslümanların çektiği eziyet ve sıkıntılara şahit olmuş, bir ilim adamı olarak bundan kurtuluşun nasıl olması gerektiği üzerinde çok ciddi çalışmalar yapmıştır. İncelemenin amacı, el-Karadâvî'nin davetinin temel özelliklerini, davette belirlediği üslup ve esasları,
Günümüz teknolojisi; dünyayı küçültmüş, insanların birbiri hakkında bilgi edinme yollarını ve imkanlarını artırmıştır. 7 milyar civarında insan yaşadığı dünyamızda, insanların 6 milyardan fazlası şu veya bu dinin mensubudur. Bu durum; insanoğlu için dinin ne kadar vazgeçilmez olduğunu, "dinsiz/ataist insanlar" olsa bile ‘‘bir toplumun toptan dinsiz olmadığını'' ortaya koymaktadır. Kanuni Sultan Süleyman'ın, Süleymaniye Camii Vakfiyesi'nde, Süleymaniye Camii imamımda arayacak vasıflar arasına, "İslam'ın yüce
Tükendi
Ahir zamanı yaşadığımız şu günlerde kalplerde küllenen imanın ve İslam ilimlerinin yeniden tazelenmesi için, İslam'ın insanlara verdiği hürriyeti ve derin ilimleri tüm açıklığıyla kavratmak için, insanın kâinattaki sonsuz kere tekrarlanan hayatlarını, bu hayatlarındaki evrelerini ve her evredeki olgunlaşmalarını hatırlayabilmeleri için bazı ayetlerin zamanımıza ve ötelerine hitap eden manalarının açıklanmasının vakti gelmiştir. Bu sepeple, Allah'ın yeryüzlerindeki halifesi olan İlah'ın varlığın
Aydınlanma, uzun dinsel kapanışın içinde insanlığın ışığa ulaşmada yeni bir yol arayışıydı. Kurumsallaşmış din her yerde sapkın gördüğü bu arayışı baskılamaya çalışıyordu. Ama insan merakı şahlanmış, dizginlenemez bir hal almıştı. Avrupa'da parası ve sonsuz merakı olan adamlar türedi. Bir ucu İskenderiye'ye dayanan uzun araştırma gezilerini finanse ettiler. Orada bulduklarını düşündükleri metinleri tercüme ettirdiler ve gizli toplantılarda huşu içinde okudular. Okudukça, buldukları bu metinlerin Kilisenin k
Tükendi
Muhakkak ki akıl ve nakil, kitap ve sünnet görüş birliği etmiştir ki dünya fânîdir, süratle harap olup yok olmaktadır. İzzeti zillettir, nimetleri azap, içecekleri ise seraptır. Ahiret yurdu ise asıl yaşanacak yerdir. İman ehli olanlar, muttakiler için hazırlanmıştır. İzzeti bâkî ve ebedîdir, nimetleri sâfî ve sonsuzdur. Ahiret yurdunda bu üstünlüklere kavuşmak ise peygamberlerin sonuncusu, gelmiş geçmiş bütün insanlığın efendisi Hz. Muhammed'e (s.a.v) inanç, söz, fiil ve ahlakta uymakla mümkündür. Tarîkat-
Ramazan'da rehberiniz olacak bir kitap İçerisinde bulunduğumuz üç ayları en güzel şekilde değerlendirmek için bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7