Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 152 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Osmanlı İmparatorluğu ve onun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti azınlıklara hoşgörü örnekleri olarak gösterilegelmiştir. Hatta bugün bazı Türkler, geçmişte kalan Osmanlı kozmopolitizmine karşı nostaljik hisler beslemektedirler. MarcyBrink-Danan, geçmişe dair bu görüşleri sorgularken, Yahudilerin gözünde, günümüz İstanbulunda hoşgörülen bir azınlık olarak yaşamanın ne anlama geldiğini mercek altına alıyor. Çoğunlukla iyi azınlık olarak tasvir edilen Türkiyedeki Yahudiler, bölgedeki uzun geçmişlerini kucaklarke
Elinizdeki kitap, başlığı her ne kadar Alevileri anlamaya dönük bir vurgu taşısa da Alevileri anlamaktan çok, devletin ve ondan daha geniş olarak bir iktidar şebekesinin Alevi ayinselliğine yönelik ağır saldırıla-rını -Alevilik açılımından Tuzluçayıra, Dersimin seyitlerinden devlet kirliliğiyle malûl dedeliğe- devlet, ayin ve siyasallık çerçevesinde tartışmaya yöneliktir. Ayhan Yalçınkaya tam bu ânda bir kez daha soru-yor: Bedreddini mi seçeceğiz, devleti mi? Bedreddin bugün Gezi ve Gezinin dolanıp durduğu
Tükendi
Diaspora denildiğinde dünya kamuoyunda ilk akla gelen Yahudi, Ermeni ve Afrika göçmenleridir. Oysa belki de onlardan daha dramatik ve acıklı diaspora sürecine maruz kalan, halen anayurt özlemi çeken ve ülkelerine dönememiş olan sürülmüş topluluklar vardır. Dünya bunları pek seslendirmemekte ve gündeme getirmemektedir. 1944 yılında Stalin yönetimi tarafından zorla sürülen Ahıska Türkleri de belki de Yahudi ve Ermenilerden daha ağır sürgüne maruz kalmışlar ve diaspora şatlarında yaşamak durumunda kalmışlardır
Tükendi
Well-known specialists of Judeo-Spanish and newcomers explore the intersection of language and social identity in the chapters of this book. How did linguistic self-perception shape the thriving Judeo-Spanish speech and print cultures of the Jews in the Balkans, Turkey, and the Levant? Did their attitude toward language influence the crisis that they experienced after encountering the assertive nationalisms of the twentieth century? Can identification with the language continue in other forms after emigrati
Tükendi
Kültürlere, harita üzerinde sınır çizmek mümkün değildir. Kültürler, tarih içinde birbirlerinden etkilenmiş; alış verişte bulunmuşlardır. Görünüşlerinin değişmesine rağmen ritüellerden, mutfak kültürüne, etnoğrafik ürünlere, mimariye, duyuş ve davranış biçimine, adet ve geleneklere kadar komşu kültürlerde benzer yahut yakın motiflere, unsurlara rastlamak mümkündür. Farklı kültürler üzerinde arkeolojinin metodlarından istifade edilerek yapılacak çalışmalar bizi orijinal kültürlere götürecektir. Özellikle hal
Tükendi
Kültürlere, harita üzerinde sınır çizmek mümkün değildir. Kültürler, tarih içinde birbirlerinden etkilenmiş; alış verişte bulunmuşlardır. Görünüşlerinin değişmesine rağmen ritüellerden, mutfak kültürüne, etnoğrafik ürünlere, mimariye, duyuş ve davranış biçimine, adet ve geleneklere kadar komşu kültürlerde benzer yahut yakın motiflere, unsurlara rastlamak mümkündür. Farklı kültürler üzerinde arkeolojinin metodlarından istifade edilerek yapılacak çalışmalar bizi orijinal kültürlere götürecektir. Özellikle hal
Tükendi
Kuzguncuk'un, tarihsel olarak farklı dinlere mensup insanların birlikte yaşadığı, nostaljik mahalle kültürünün hâlâ yaşanabildiği hoşgörülü bir semt olduğu düşünülür. Halbuki burada bir zamanlar yaşamış olan Rum, Ermeni ve Yahudi nüfus yirminci yüzyılın ortalarında semtlerinden sürüldü; arkalarında derin izler bırakarak... Amy Mills, Kuzguncuk'ta yaptığı etnografi çalışmasında, sokak sokak, eski insanların bıraktığı bu izlerin peşine düşüyor, günümüzde burada yaşayanlar için bu izlerin ne anlama geldiğini
Tükendi
Kürt meselesinin çözümlenmesinde en temel konu tanım ve tespittir. Bunun için de en başta ulusçuluğun kökeni ve çıkmazları üzerinde durulmalıdır. Ayrıca bölgemizdeki Türk, Arap ve Fars ulusçuluk dayatmaları ve bunların öteki kavimler üzerinde oluşturduğu hak ihaleleri ile yüzleşilmelidir. Coğrafyamızda seküler ulusçuluğun ve küresel kapitalizmin dayatmaları devam ettiği müddetçe fitri özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca Kürt Sorunuyla ilgili çözüm ufkunun, Müslümanların var kalama, özgürleşme,
Ünlü antropolog Claude Lévi-Straussun varisi olarak devraldığı Sosyal Antropoloji Laboratuvarını yöneten Philippe Descola, Doğa ve Kültürün Ötesinde adlı bu eserinde, Batının doğa ile kültür arasında yapageldiği ayrımın başka toplumlarda bu şekilde kurulmadığını gösterirken, bu konuda hâkim olan natüralist bakış açısını da antropolojik bir tahlile tabi tutuyor. Amazon ormanlarında yıllar süren saha çalışması ile bir dizi başka araştırmanın sonuçlarını karşılaştıran Descola, insanların çevrelerindeki varlıkl
Tükendi
Wendy James bu kitapta antropoloji disiplininin kökleri sağlam biçimde sosyal bilimler geleneğinde bulunan, ancak dalları butun komşu alanlara dokunan bir sentezini sunuyor. Gunumuz antropolojisinin giderek genişleyen ufuklarını yansıtan, kapsamlı ve çok boyutlu bir antropoloji portresi bu. Törensel Hayvan başlığı Wittgensteindan ödunç alınma James toplumsal formun antropolojinin ve bir butun olarak insan bilimlerinin asli unsuru olduğunu savunuyor. Ayrıntılı ve sağlam bir etnografik malzemeyle yoğrulmuş bu
Tükendi
Bireyin, en sade vatandaşın ön plana çıkması, kendisine özgü bir kimlik sahibi olması, tarihte bini aşan yıllar süren bir dönemin sonucunda gerçekleşmiştir. Bütün toplumlarda bu alanda öncelikle bayraklar ya da anıtlara konulan ve toplumsal birliği belirten simgelerle ilk adımlar atılmıştır. Arkasından, hükümdarlar ya da cihangirler gibi yönetimin en üstüne yerleşenlerin kimliğini öne çıkarma süreci başlar. Bireyin bunlara saygı duyması doğaldı. Ancak daha çok ilgisini çeken, günlük yaşamının güvencesini o
Tükendi
Bozkurt Güvenç, Akile Gürsoy, Nedret Kuran-Burçoğlu, Belkıs Kümbetoğlu, Ulf Hannerz, Barbro Klein, Michael Herzfeld, Erdoğan Gedik, Ubaldo Martínez Veiga, M. Muhtar Kutlu, Jenny B. White, Sibel Özbudun, Nikolas Kosmatopoulos, Fabio Vicini, Hande Birkalan-Gedik Bu derleme, Avrupalılık kavramının antropoloji pratikleri içinde nasıl tanımlandığı ve Avrupalı antropologların "kendilerini" ve daha sonra araştırmalarına konu olan "ötekileri" nasıl algılayıp araştırdıkları sorusundan hareket ederken, Avrupa'nın an
Tükendi
Alevi olgusu, sürekli marjinalde kalma sonucu bir Alevi radikalizmine dönüşmüştür. İslam radikalizmi de, Batılılaşma süreci karşısında otokton yönetiminin kendi değerlerinden sapması nedeniyle, ortaya çıkan gerilimlerin ürünü olmuştur. Önemli olan köklere inmek, Peygamber ve damadının inanç sistemi ve yaşantılarını tüm değerler sistemiyle olduğu kadar, Alevi fundamentalizmidir de. Her Alevi insanı, Peygamber ve Hz. Ali dönemini, yaşantılarını Kur'an'ı doğrudan doğruya inceleyerek, gelenekli bilgi yerine, ih
Tükendi
John Monaghan Meksika ve Guatemala´da yaşayan yerli halkları arasında birçok etnografik araştırma yürütmüştür. Vanderblit Üniversitesi´nde profesördür. Peter Just Endonezya´da krallık, toplumsal örgütlenme ve dinsel ritüellerle ilgili birçok araştırma yürütmüştür. Williams College´de antropoloji profesörüdür. İÇİNDEKİLER I. Bölüm - Donggo´da Bir Anlaşmazlık: Alan Çalışması ve Etnografya II. Bölüm - Arı Larvası ve Soğan Çorbası: Kültür III. Bölüm - Kısa Bir Rastlaşma: Toplum IV. Bölüm - Fernando Kendine B
Tükendi
Polislik, bir meslekten daha fazlası, ayrı bir yaşam biçimidir. Polisliğe antropolojik açıdan yaklaşmak, anlatılamayıp yaşananları ya da söze dökülemeyen manzaraları bizatihi o dünyanın içine girip o biçime bürünerek tecrübe etmek; pek çok çelişki ve bizatihi o dünyanın içinden insani olanı bulmaya çalışmak; olan bitene keskin açıklamalar tutarsızlığın içinden insani olanı bulmaya çalışmak; olan bitene keskin açıklamalar getirmezden önce polisliği toplumsal bağlamı içerisinde ele alarak derinlere nüfuz edeb
Tükendi
George E. Marcus ve Michael M.J. Fischerın ilk defa 1986da yayımlanan bu kitabı, 1980lerde var olan toplum ve kültür yorumlama tarzlarına yönelik kritik gözden geçirme dalgasının bir parçasıdır. Dünyada hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönemde toplumsal gerçekliği temsil etme çabalarının merkezindeki antropolojinin durumunu netleştirmeyi amaçlayan yazarlar, geçmiş antropoloji çalışmalarının tarihsel eleştirisini yaparken deneysel etnografya yazımı çabalarının imkânları ve sorunları üzerinde duruyor. İnsan b
Tükendi
İnsan olmanın anlamının çok muhafazakâr bir tarifiyle bile, insan türünün bugüne kadarki varlığının yüzde 99dan fazlası yazılı kayıtların gelişiminden önce olmuştur. Bu oranın yüzde bir bile düşmesi için binlerce yıl geçecektir. Bugün varlığımızı yöneten insan davranış biçimleri bu sisli geçmişin derinlerinde kurulmuştur. İlk önder, ilk savaş, ilk antlaşma, ilk suç hakkında kimse yazmamıştır. İlk anıtsal mimari ya da ilk artistik başarılar hakkında hiçbir eleştirmen yorum yapmamıştır. Aile ve toplumsal fa
Tükendi
Bu kitap, Claude Lévi-Strauss adıyla özdeşlenen yapısal antropolojinin temellerini oluşturmaktadır ve yazarın en önemli eseridir. Bu kitaptan önce antropolog, gözlemlediği nesneyi tarihsel boyutları içinde betimlemekle yetiniyordu. Lévi-Strauss'un Yapısal Antropoloji'sinden sonra her şey değişti ve antropolojinin toplumsal gerçekliğin yapısal ve karmaşık niteliklerini, hatta insan ilişkilerini bile ortaya koyabileceği kanıtlandı. Antropolojinin bu şekilde kabuk değiştirmesi sosyal bilimlerin bütün dalların
Tükendi
İki Kültürde İslam: Fas ve Endonezya'da Dinî Değişim'de Geertz, mukayeseli din ve antropoloji çalışmalarında iki önemli kavramsal yenilik sundu. 1960'lar boyunca dinler tarihindeki baskın eğilim, karşılaştırılan fenomenlerin tipolojik tasnif edilmelerine dayanmaktaydı. Bu yaklaşımda, örneğin 'mistisizm' gibi fenomenler 'özsel' nitelikleri önceden varsayılarak çalışılırdı. Oysa Geertz, Faslı ve Javalı velilerin kendi toplumsal ve tarihsel bağlamlarındaki temsil ve pratiklerinin canlı tasvirlerinin gösterd
Tükendi
What I saw in these kilims] was this combination of color and design. Everybody always said that these women could only copy and that they copied and copied and copied. But within each kilim, there were all of these variations and they managed so well to conform to my concept of what was interesting and what was beautiful. I know that they hadn't woven them for me, but they fell within what I was interested in." Josephine Powell Born in 1919, Josephine Powell visited Turkey for the first time in 1955 to ph
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 152 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5