Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 152 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Bütün insan toplumları siyaset üretir ve hepsi de tarihin akışından etkilenirler. Uzun süre antropoloji biliminin marjinal bir dalı olarak görülen Siyasal Antropoloji, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, özellikle de 1960'lı yıllarla birlikte yeni bir disiplin olarak kendini kabul ettirdi. Bu gelişmede belirleyici rol oynamış eserlerden biri de hiç kuşkusuz Georges Balandier'nin kitabıydı. Yazarın, "tarihin itibarının iade edilmesine yönelik güncel girişimler" arasında saydığı bu kitapta, toplumların içsel din
Tükendi
Bu kitabı, ülkede giderek yaygınlaştığına sevinçle tanık olduğumuz antropoloji ilgisine katkıda bulunmak üzere hazırladık. Ve güncel tartışmalara dek tüm kuramsal yönelişleri, arka planlarıyla birlikte kapsamaya çabaladık. Son yıllarda Türkiye'de antropolojiyle ilgili pek çok kitap yayımlandı. Ancak kuramların tarihine ilişkin derli-toplu bir çalışma, şimdiye kadar ne yazık ki yoktu. Dolayısıyla elinizdeki çalışma/ kendi ilgi alanında bir ilk olmanın kıvancını taşıyor. Kitap, sayıları giderek artan antrop
Tükendi
"Barbar Avrupa" tanımımız M.Ö 8000 ile M.S. 1000 arasındaki dokuz bin yılı içermektedir. Bu başlangıç ve bitiş tarihleri rastgele değil, bilinçli bir şekilde karar kılınmış tercihlerdir. Başlangıç tarihi olarak, Avrupa'nın buzullardan kurtulması ve modern iklim koşullarının oluşumu alınırken, bitiş tarihi olarak da Hristiyanlığın Kuzey ve Doğu Avrupa geneline yayılması ve günümüzde de varlığını devam ettirmekte olan pek çok Avrupa devletinin kuruluşu tercih edilmiştir. Bu dokuz bin yıl içinde Avrupa toplum
Tükendi
Ejderhaların sadece dünya mitolojisi ya da kadim medeniyetlerle değil bildiğiniz, dokunduğunuz, yaşadığınız nesnelerle olan bağlantılarını keşfetmeye hazır olun! Elinizde nazikçe ve bazı güçleri uyandırmamaya dikkat ederek tuttuğunuza inandığımız bu metin Avustralyalı bir evrim, kültürel çalışma ve anatomi uzmanı olan Grafton Elliot Smith'in aynı mesleki hassasiyetle yaptığı ejderha kazılarından oluşan üç parçalık bir çalışmadan meydana geliyor. İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından fantastik bir kaçış r
Tükendi
Talal Asad, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sert kamusal tartışmalar yaratan bir kavram olan laikliği ya da sekülarizmi, genellikle dinleri konu almış olan antropolojinin araştırma nesnesi haline getiriyor bu kafa açıcı kitabında. Wittgenstein´dan esinlenen bir perspektif benimseyen Asad, bu kavramın Hıristiyanlık ve İslam tarihi içinde izlediği gelişim sürecini izliyor: Din ve sekülarizm etrafındaki kavramlar "gramer"indeki değişikliklerin, bu tarih içindeki pratik değişiklikleri nasıl
Tükendi
20. yüzyılınbaşından başlayarak 1949'daki Çin Devrimi'ne gelene kadar Çin entelektüelleri, geleneksel düşünce biçimlerinden koparak, Batılı düşünme alışkanlıklarıyla düşünmeye başlamış, siyasi bakımdan içinde bulunulan durumun sebep olduğu dağılma sürecinde, Çin kendi kültürünü ve daha da önemlisi dilini yeniden tanımlamak zorunda kalmıştır. Dört Mayıs Hareketi'nden sonra Çin Dili, eski, kısa ve mecazi anlatım alışkanlıklarından sıyrılmış ve akılcı bir zemine taşınmıştır.
Tükendi
Kuruluşundan bu yana Sosyal Antropolojinin en ayrıcalıklı, belki de karakterini teşkil eden bir alt disiplini akrabalık. Etnografinin klasik döneminden bugüne, yoğunluğu azalarak da olsa dönüp dolaşılıp bir kez daha ziyaret edilen bir liman. Tartışmaların üzerine döndüğü, argümanların ona referansla ortaya konulduğu, neredeyse hiçbir çığır açan antropoloğun uğramadan geçmediği bir fikri durak. Peki, nelerden müteşekkil bu durak? Ana disipline, buradan çıkan ne gibi meseleler önderlik etmiş, neler tartışılmı
Kurmaca Mekân: Kuzey Kıbrıs'ın Duygu Coğrafyası, Yael Navaro'nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, sınırın hâlâ kapalı olduğu dönemde (1998-2003 arasında) yürüttüğü etnografik bir araştırmaya dayanıyor. Navaro'nun analitik bir kategori olarak kullandığı "kurmaca" yalnızca mekân ve ülkeye değil, yönetime ve maddi pratiklere de gönderme yapıyor. Kitabın yanıtlamaya çalıştığı temel sorular arasında şunlar var: Kurmaca bir mekân nasıl yaratılır? Özellikleri nelerdir? Hangi pratiklerle oluşur? Nasıl bir hissiya
Burada "ölçme" ile kastedilen, pozitivist bilimin 20. yüzyıl başındaki prestijinden yararlanarak insan kafatasının, kemiklerinin, alın açıklığının ve benzeri beden parçalarının ölçülmesi ve Türkiye Cumhuriyeti´nin kuruluş yıllarında bu bilimkurgusal antropolojinin "bilimselliğine" dayanarak "ırkın" bir gerçek sayılması, gerçekmişcesine kullanılmasıdır. Hiç bir insanın ayağına tam gelmeyen, masal kahramanlarına yaraşır, camdan bir ayakkabıdır bu tasarı. Ama bu debdebeli fantastik ayakkabı (ölçü) bir işe yara
Tükendi
Her şeyin birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır. Bilgi toplumunda yaşadığımızı kabul ettiğimiz şu son yıllarda, toplumsal dinamiklerimizin temellerinde, bilimsel bilgiye, felsefi düşüncelere ve kanıta dayalı çıkarımlara daha çok rastlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Oysa toplumun değer yargıları, düşünüş biçimi ve eylemlerine açıklama olarak geliştirdiği nedensel hipotezler, veriye dayalı ve bilimsel olmaktan uzak; kanıya, kanaate ya da inanca dayalı dogmalar olarak
Tükendi
- Homo sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü? - Para neden herkesin güvendiği tek şey? - Kadınlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çoğu toplum erkek egemen? - Güç elde etmekte böylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluğa dönüştürmekte başarısızlar? - Geleceğin dini bilim mi? - İnsanların miadı çoktan doldu mu? 100 bin yıl önce Yeryüzü'nde en az altı farklı insan türü vardı. Günümüzdeyse sadece Homo Sapiens var. Diğerlerinin başına ne geldi ve bize ne olacak? Çoğu çalışma insanlı
1948 Arap-İsrail Savaşı sonucunda Filistin'de yaşayan binlerce Arap yerinden oldu, onlarca köy yok edildi. Filistinlilerin önemli bir kısmı Lübnan, Suriye, Ürdün, Mısır ve Gazze Şeridi'nde mülteci statüsünde yaşamaya başladı. Filistinliler tüm bu olayları nekbe (felaket) olarak adlandırdı. Nekbe sürecinde boşaltılan ve büyük ölçüde yok edilen 400'ü aşkın Filistin köyü hakkında 120'den fazla "köy anma kitabı" yayımlandı. Bugün bu kitaplar, Filistinlilerin yaşadığı bu köylerin bir zamanlar haritada var olduğu
Tükendi
Antropolojiyi "masabaşı"nda yapılan bir iş olmaktan çıkaran Bronislaw Malinowski, bugün hatasıyla sevabıyla bizzat bir düşünce klasiği haline gelmiş durumda. Yabanıl Toplumda Suç ve Gelenek de onun temel metinlerinden biri. Okur bu küçük kitapta, yapıtlarından birine Batı Pasifik Argonautları gibi şiirsel bir isim verebilmiş olan Malinowski'nin hâlâ birçok soru üretmeye elverişli düşünceleriyle ilk elden tanışma fırsatı bulacak. "Çağdaş insanbilimci, elde ettiği sonuçları kâğıda dökerken, doğal olarak daha
Tükendi
Antropoloji Gözüyle: Sınıf, Kültür, Kimlik Yazıları Bu kitabı oluşturan yazılar, bir "sav" ve bir "ilgi" etrafında toparlanıyor: "Kimlik" ile "sınıf" arasında aşılmaz bir uçurumun olmadığı, her ikisinin birbirini besle(yebil)diği ve insanlığın kadîm düşü "Özgürlük" ve "Eşitlik"in, ya da özgürlükçü bir eşitlik içerisinde kardeşleşmenin, hem farklılık hem de birliği vazgeçilmez sayan bir yaklaşımdan, bir başka deyişle kimlik ile sınıfı bağdaştırabilmeden geçtiği savı; ve bu savın argümanlarının gözlemlenebi
1968 Mayıs'ındaki çarpıcı öğrenci isyanı günleri sonrasında ve AİDS salgınının tahribatı öncesinde Paris'te yazılan BOKUN TARİHİ, dönemin ve sonrasının: teori, politika, cinsellik, deneyleme ve mizahı birleştirme girişiminde bulunan teorik yazımının vahşi ve maceracı yapısının ürünüdür. Diyalektik düşünceyi ve Marksist politikaları temelinden yeniden tanımlayarak, Foucault, Deleuze, Guattari, ve Lyotard gibi postmodern düşünürlerin eserlerinin yanı sıra önemli ve saygısız bir tavır koyar. Laporte'nin al
Tükendi
Kerbela konusu tarih ve mitoloji açısından tüketilmiş gibi görünen bir alandır. Çoğunlukla tarih, mitoloji ve İslam inancı çerçevesinde ele alınmakla yetinilmiştir. Kerbela'nın antropolojik yönden ele alınması ise ne yazık ki yetersizdir. Çalışılması gereken disiplinlerden biri büyük ölçüde eksik kalmıştır. Kerbela'nın İslami içerikle sınırlı olmadığının, evrensel bir uygulama ve takvimsel hayata yani doğaya bağlı bir durum olduğunun tartışılmamış olması büyük kayıptır. Bu çalışmada, Kerbela'ya benzer olayl
Tükendi
Evrimci budunbilimin kurucusu sayılan Lewis Henry Morgan, hukuk öğreniminin ardından Amerika kıtasındaki yerli halklara karşı yapılan haksızlıklara karşı çıkmıştır. Morgan 1851-1877 yılları arasında Kızılderililerin arasında yaşamış, yaptığı gözlemleri ve araştırmaları kitaplarına konu etmiş ve antropolojinin simge adlarından biri haline gelmiştir. Eski Toplum yapıtıyla Friedrich Engels'e de esin kaynağı olmuş; Engels bu eserle Charles Darwin'in Türlerin Kökeni 'ni kıyaslayarak Ailenin, Özel Mülkiyetin ve
Tükendi
1945 sonrasında sömürgeleştirilmiş toplumların bağımsızlıklarını kazanmaları, feminist hareketler, küreselleşme gibi bazı siyasal, iktisadi ve sosyal gelişmeler, modernite anlayışının tüm araçlarıyla birlikte sorgulanmasının hazırlayıcısı oldu. Özellikle 1970'lerde şekillenmeye başlayan postmodernizm, postkolonyalizm, postyapısalcılık gibi düşünce hareketleri sosyal bilimlerde yerleşik kuramların ve pozitivizmin konumunu sarsarken, antropoloji de bu eleştirilerden muaf olamadı. Kendisi de beşeri çalışmalara
Tükendi
Gelişmiş siyasi yapıları, sanatları ve kültürleri ile eşsiz, askeri dehaları ile dönemin boyun eğdirilemez gücü olan Hititler, günümüz Anadolu kültürüne sanılandan çok daha derin izler bırakmışlardır. Bu kitap Giresun'un küçük bir köyü olan Harava'nın adından yola çıkarak bu kültürün izlerini sürüyor. Doğduğu coğrafyanın kültürel birikimini her yönüyle ele alan yazar Mevlüt Kaya; "Bir Çepni Köyü Tarihi ve Kültürü", "Çepniler" ve "1922 İzmir Yangını" adlı kitaplarından sonra bu kitabı ile pek çok yerel tarih
Tükendi
Türkiye'de sosyo-kültürel antropoloji alanında yapılan çalışmalarda son yıllarda büyük bir artış görülmekte. Türkiye'nin farklı sosyal, siyasal ve ekonomik meselelerinin ve sorunlarının antropolojik bir perspektifle hem yerli hem de yabancı araştırmacılar tarafından ele alındığı bu çalışmalar, aynı zamanda sosyo-kültürel antropolojinin Türkiye'de neden gerekli ve yeterli kurumsal gelişimi gösteremediği sorusunu da tekrar gündeme getirmekte. Antropoloji bölümlerinde yaşanan yapısal sorunlar, eksiklikler ve "
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 152 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3