Ben sana dolanan halatlarımdan başka
Seni çekmeliyim sıralı kıyılarıma
Hrant Dink'in rütbesi sökülmüş
Ve saçları üçe vurulmuş askerlik fotoğrafında
Bak öyle durmadan kendine saplandığında bir son yoktur
Teybet Ananın ölüsü günlerce sokaklarda bırakıldığı sırada
"Uygun şüphenin" öldürülme bahanesi sırasında
Boşluğuna sığamamana hayat denmesi sırasında
Denizatı olsaydın anneni daha az severdin belli ki
Çünkü taşınmanın bırakılmaktan daha hayati olmasında
Katip Bartebly'nin iskemlesinin
Kırmızıda Beklerken; günlükten hikâyeye, hikâyeden denemeye tüm biçimleri sınayarak şiire dahil eden bir kitap. Güncel bir müdahale.
Gücünün temsilini; kimsesizlikten ve herkesten alan bir şiir. Osman Konuk, son dönem şiirimizin sessiz ustası... Kırmızıda Beklerken ile yeniden aramızda, Edebi Şeyler'de..
neden bir şey olmuyor diyor sonra
bardaktaki zehri sinsice uzatırken
--bir şey olmamasının en az bin beş yüz şekli var--
Biri ölüyor mesela, biri yani önemsiz biri
Bir şey ölmüş diyorlar, bildiğimiz e
Edip Cansever'den karşı şiirler Umutsuzlar Parkı
Edip
Cansever
şiirinde
toplum
belirginleştiği, dönemin muhalif duyarlığının yargılayıcı
bir dile kavuştuğu kitabı Umutsuzlar Parkı'nın yeni
baskısı Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı.
Türk şiirinin büyük ustalarının belli başlı kitaplarının ilk
baskılarına göre hazırlanmış yeni basımları sürüyor.
Edip Cansever'in, ilk baskısı 1958 yılında Yeditepe
Yayınları tarafından yapılan ve Sonrası Kalır I: Bütün
Şiirleri içinde yer alan Umutsuzlar Parkı da yeni, ayrı
bir b
"ÖZLEMLER BAZEN ÇIĞLIKLAŞIR AYLA" Her insanın kendinden bir şeyler
bulabileceği bir kitap.
Onunla, bazen aşkı iliklerinize kadar hissedecek;
Bazen toplumsal ve evrensel konular karşısında yüreğiniz sızlayacak.
Bazen Anadolu'yu hatırlayıp Soma'da madencilerle beraber umudunuz yanacak.
"AYLA" aşk ve ölüm karşısında duyulan çaresizliğin girift bir çığlığıdır.
"Hangi bekleyişin adıdır, çaresizliğimi sineye çekişim?" bu çığlığın kelimelere
bürünmesidir.
"Bir akşamın loş ışıkları mıydı,
Götüren seni uzaklara?"
Yo
Nurullah Genç, Çiçekler Üşümesin ile şairin uzun yolculuğunun ilk duraklarına götürüyor
okurunu yeniden. Şiirine yön veren izlekleri okurlarıyla buluşturuyor bu eserle.
Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden
Kar yağsa da bu ıssız vadiye, gün bitmesin
Yapraklar üşüse de, çiçekler üşümesin
Usta şair Nurullah Genç'in kalemiyle hayata armağan ettiği kelimeler, Nuyageva'da yıllar sonra
yeniden nefes buluyor.
O nasıl maceraydı, o nasıl "düş"tü
Çevresine ihtilâl kuzgunları üşüştü
Ay görünce düzenli ışıyan gözlerini
Hıçkırıklı bir mendil gökten kıyıya düştü
Öyle maktul bir esaret boşaldı ki doğudan
Köleler ata bindi; sultanlar yaya düştü
Nuyageva bir gümüştü, tılsımlı bir gülüştü
Al işte
Yine zifiri siyahtan yaptım kahveyi
Ateşi sönsün dedim aşkın
Nafile ki namussuz
Yanar ha yanar
Çırıl çıplak göğsün değsin göğsüme
Ten yanmazsa ateş utansın
Bu ateşi belime dolayan sen
Madem hal ettin ahvalimi
Yat rüyalarıma söndür ben de ki aşkı ateşi...
Kalender mısraların
Şımarık Gülü
Sabahlarıma
Elâ gözlerin gibi doğ
Doğ ki
Ben aşk ateşiyle yanmış
Mevlânâ gibi sana semah edeyim
Velevki ölür Hafız
Kırklar semahın da
Yana yana döne döne
Semahın ta güldiyarına gömesin
Kabrime bir demet Gül ile
Kafeslere inat kuş sesleriyle geliyorum
İlk veya son değil, sayısız gün seviyorum
Dalalım eskisi gibi serin sulara
Kanım kaynadıkça mertebene geri dönüyorum
Belki dizlerim yeniden kanayacak
Belki yerime bir başkasını konduracak
Sen, belki de olasılıkların en güzeliyken
Belkilerin yerini keşkeler alacak
Erdoğan Ekiner'in şiirleri; Varlık, Çağdaş Türk Dili, İnsalcıl, Damar, Evrensel Kültür, Kıyı,
Karşı, Kopuş, Tavır, Gercek Sanat, Edebiyatta Seçki, abece,
Dünya Kitap gibi edebiyat ve sanat dergilerinde yayımlandı.
Şair bu kitapta yer alan üç şiir ile 2000 yılında Mülkiyeliler Birliği Ş. Özdenoğlu Şiir
Birincilik Ödülü kazandı. Kitap yayımlandıktan sonra, KYÖD 2003 Ulusal Şiir Ödüllerinde,
Ruşen Hakkı Jüri Özel Ödülüne değer bulundu..
(...)
Biz susarsak, kan toplanır gözlerine yaşantıların
Yeryüzünün en güze
Pazarın sokağına kurulan ikindi
Ertesi gününü gösteriyor sana
Bir sıkıntıdır yapışmış yakana
Mesai saatlerindeki koca akrep
Çünkü ayrılığa çalışıyorsun hep
Sevgili Meleğim;
benim cennet kokulum...
Aslında çok şey var yazmak istediğim;
ama bazen aklımı toparlayamıyorum işte...
Sen sessiz sedasız durduğuma bakma,
aslında fırtınalar kopuyor içimde.
Bir ucu eksik kalıyor hep hayallerimin, ümitlerim hep yarım.
Ancak gülüşündeki o masumiyete,
Bakışlarındaki o berrak samimiyete sesleniyor ve diyebiliyorum ki;
Sen...
Yusuf'um...
Sen büsbütün her halinle benim kabulüm, emanetimsin.
Anlatması güç;
Sen benim en güzel duam, en güzel amin'imsin.
Annen
"Türk şiirini tattım, tanıdım" diyebilmek için yapılacak işlerde ilki Yûnus Divanı'na yol
düşürmektir. Anadolu'yu sözlerini maneviyatıyla yoğuran, tohumlayan bu mana sultanı, Türk
şiirin dahi mayalayan ilk öncüdür. Sözü yücelerden aşırıp gönlümüz düşüren bir pîrdir.
Türkçenin o çocuk çağında söylenmiş bu nefis manzumeleri okumadan şiir kapısından
girmemek gerekir.
Pulları hiç aramadım
Kalemlere, kelamlara
Sığınmadım
Duygu denizinde damla olmuşum
Seni tufanlara, kasırgalara
Bırakmak istemedim
Ve her şeyin üzerine
Yeminler olsun
Kahrından çatlasa da gururum
Kuş kanatlı ömrün
Sonbaharın da olsan,
Bil ki,
Ben hep seni sevmişim
Ve sen bilmezsen kurban
Kim inanır ki bana
Kim inanır
Senden başka
Yüreğinden başka...
Atakan Yavuz'un yeni şiir kitabı Tanıyor
Olabileceğin Kişiler; tertemiz Türkçenin bütün
imkanlarını kullanan bir kitap. İyinin sessizlikle
kolkola girdiği çağımızda bu kitap da sessizliğin
gücünü ve kudretini içinde barındırıyor.
Bir şiir kitabında olması gereken bütün
güzellikleri içinde barındıran bir kitap Tanıyor
Olabileceğin Kişiler.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.