Adını söyler misin ?
Adın her şeyin olabilir
Obanı beylik yapan kımız
İçindeki çehre
Ve çehrendeki kaplan
Gücünü oradan alır
Şehri putlarla dolduran halk
Dünyayı kuluçkaya yatıran mucit
Mitolojinin etcil kahramanları
Ve Endülüs ,Ortaçağ, Gotik
Adının ardından gelir
Kadının erkekte saklanması
Göğün yere eğilmesi
Rahman olanın adıyla
Ve Rahim olanın adıyladır
Adem sadece adları bilir
Adını söyler misin ?
İnsan adından doğmuştur.
MUHAMMED HİKMET : 26 Mart 1974´ te Erzurum´da doğdu. İlk ve orta öğrenimin
Kar yağmayan bir şehre karlar yağdığın gün görmüştü bu gözler onu. Bembeyaz yağan karlar sanki
nur, o da yeryüzüne ayak basmış bir melekti. Ve zaman durmuş, kalbim olanca gücüyle çarpmaya
başlamıştı. Sanki sahibi ben değilmişim gibi gögüs kafesimden çıkıp ona gitmek isyen bir kalp vardı artık
bu bedende. Bütün sesler susmuş, hareket eden herşey durmuş sadece onu görüp vurulmuştu bu gözler.
Daha önce yaşanmamış, anlatılmamış bir duygu yaşıyordum. Dünyayla baglantım saglandığı zaman
durmuştu yağan kar oda geç
Silüetine büründüm yine dün gece
Baktığımda aynaya yoktum artık
Avuçlarımda hissettiğim her kırıntı
Bedenimi eriten son nefesti
Çok iyi anlıyorum şimdi
Ben sen olmaya yüz tuttum
Sinirleri alınmış beyin gibi
Duyularımla yaptığım bu tabloyu izliyorum
Çizgileri silinmiş, kaybolmuş derinliği
İçinden sana ait bir renk buldum
Aydınlattığın her bir parçamı
Sana geri yolluyorum
Alır mısın peki?
Müberra Bülbül
"Aşkını candan duymuşum
Canım yoluna koymuşum
Tam dokuz yaşındaymışım
Dünyaya geldiğin zaman.
Kimbilir nasıl güzeldin,
Göklerden yere süzüldün
Benim alnıma yazıldın
Dünyaya geldiğin zaman."
Dağlar ve Rüzgar, Kurbağanın Serenadı ve öteki şiirler...
Küçük ahşap bir dizi evlerdi
On yıl önce o sokak.
Sonra geniş caddelere çıktık
Apartıman - - sizden uzak.
Tadımlık
GECE VE YAS
Bir köşeye büzülüp
Böyle susmazdım ama
Kapılardan süzülüp
Gece doldu odama.
Bir yağmur ince ince
Çarpıyor şimdi cama
Hasret kaldım sevince
Korku yüzümde yama.
Dalarken gözümde yaş
Ben böyle sonsuz gama
Artıyor yavaş yavaş
Damlardaki ağlama.
LÂDES
Uzayacağa benzer,
Tutuştuğumuz lâdes.
İşi gücü bırakıp
Mezarlığa nâzır
Bir eve taşındım.
Ölüm, sen beni aldatamazsın,
Aklımda!
AİLE
Sa
Zülfü Livaneli, "Hep bir ağızdan türkü söyleyen" bir halkın sesi oldu. Onun ezgileri ve dizeleriyle halklar
arasında dostluk köprüleri kuruldu, gidenlerin ardından yaslar tutuldu. Bireysel olanla toplumsal olanın iç
içe geçtiği bir çağda, Livaneli'nin sözleri, "Gökyüzü herkesindir", "Dünyayı güzellik kurtaracak" diyenlerin
umudu oldu...
Gökyüzü Herkesindir, Türkiye'nin kuşaktan kuşağa aktarılan şiiri.
Bir gün
çok bunalırsan
denizin dibinde
yosunlara takılmış gibi
soluksuz
sakın unutma gökyüzüne bakmayı
gö
İnsanlar aktı gönlümden
Ve beyaz kediler
İnsanlar acıda karardı
Kediler kaldı bembeyaz.
O vakit bu vakit oldu
Su dondu ömür duruldu
İnsanlar; akmakta kara'ya
Ve kediler; kırık beyaz
En uzun bekleyişti bulutlar altında.
Yağmur dahi yağmış olabilir, geçmiş gün.
Şeylerdendi zaman, şeyin geldiği an.
Avlunun karanlığı gölgeleri sildiğinde,
koyu yeşil meydan okumaydı konan,
siyah sanılan.
Günlük yaşamın pratiğinden kalan kimi yaşam izleri üzerinde gezinirken, az sözcükle çok anlamlı ve katmanlı bir
dünyanın içine davet ediyor bizi Ömer Asaf. Şair, vazgeçilmez esini olan hayatın duraklarını sözcüklerle yeniden
kurarken; bizi, bir yolculuğun içinde çoğalmaya ve çoğaltmaya da davet ediyor.
Rahmi Emeç
"Hiçbir şair bir şiiri bitirmeyi Cahit Külebi gibi bilmez. Oktay Rıfat bile... (Cemal Süreya)
Şiire başlamak ve bitirmek kadar, kitap adları da önemli. Ömer Asaf'ın ilk kitabı "ala pranga", katmanl
"Orta çağda aforoz edilmiş bir Katolik gibi
Yüksek tahsilli acılardan geçerek
Kimse geçmesin diye çizdiğin kırmızı çizgiden
Bir hokkabaz gibi atlayarak
Gözlerinin protokolünde yer kapıp
Seni sevdiğimi ilan ediyorum sevgili
Hiçbir yönetim şekli güzel değil gülüşünden,
Cumhuriyet dâhil."
Bir demiryolu işçisinin oğlu olan Pablo Neruda, 20. yüzyılı büyük yaşamış şairlerden. Şiir, diplomatlık ve toplumsal savaşım, onun yaşamının üç büyük uğraşı. Hem sürgünler yaşamış, hem de ülkesi Şilinin Paris büyükelçiliğine kadar yükselmiş bir ozan. Yirmi Aşk Şiiri, Umutsuz Bir Şarkı, Yeryüzünde Konaklama, Yürekteki İspanya, Evrensel Şarkı ve Macchu Picchu Dorukları gibi yapıtlarıyla 1971 Nobel Edebiyat Ödülüne değer görülen Neruda, çağımızın en saygın ozanlarından biri. 1958de yayınlanan Kuruntular Kitabı
Gitmek istiyorum ismini bilmediğim şehirlere.
Sıktı bu şehrin havası her ne kadar güzel olsa da.
Sen avuçları gül kokan insan, bak satırlarımda kokundan bir nebze var. Soran olduğunda susup içime
gömdüğüm şiir bakışlım. Her şeye inat bir sana sadık kaldım.
Senin fark etmediklerin arasında bir ben varım.
Yazmaya korktuğum elim, titreyerek yazdığım her satır, seni uzaklara götürüyor.
Kâğıda yazarken iyi hissediyor, sana yazarken korkaklaşıyorum, okursun diye yazdığım sayfalara
gömülüyorum.
Susuyor, sustukça o
İbrahim Yolalan ikinci şiir kitabı Teslim'de kendine özgü söyleyiş tarzını derinleştirerek yoluna devam ediyor.
"hangi kelimeye güvenip
koyduysam göğü cebime
onunla / öylece
koşarak çıkıyorum gölgelikten
ey şarkılara sığmayan güz kuşu
ey bitimsiz dünya / eksik mor
hançer kapının arkasında
seyyaleden kopan rüzgara tutunmuş
sakın unutma"
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.