Sana geldiğimde
Kanatlarımı
Siyah taşlarla örülmüş
O ıssız şehrin üzerinde açacak
Bulduğum bir ağacın dallarına tüneyecek
Ve acıyla bağıracaktım.
Her kadın kendi ağacını tanır.
Uçtum o gece.
Karanlığın girmeye korktuğu şehri geçtim.
Gölge olmayınca ruh yalnızdı. Uludum.
Karanlıkta Beyaz Kuşlar, Ahmet Haşim’in dışarıda tek bir dizesini bırakmamak gayretiyle
hazırlanmıştır. Göl Saatleri ve Piyâle kitaplarında yer alan şiirleriyle birlikte, dergilerde kalan,
kitaplara girmemiş hatta tamamlanmamış şiirlerini de muhteva etmektedir.
“O belde
Hangi bir kıt’a-i muhayyelde?
Hangi bir nehr-i dûr ile mahdûd?
Bir yalan yer midir veya mevcûd
Fakat bulunmayacak bir melâz-ı hûlyâ mı?
Bilmem, yalnız
Bildiğim sen ve ben ve mâî deniz
Ve bu akşam ki eyliyor tehzîz
Bende evtâr-ı hü
çünkü yaşlanıyoruz bir kez daha okunarak
bir kez daha kayarak sırtından dünyanın
porselen mekanlara giriyoruz
oysa reklam şiire düşman güzelim, annen şiire düşman
gerçek şeyler istiyor benden, dokunabileceğin şeyler
oysa ben uyuyamıyorum hijyenik odalarda
fonda onlarca marillion şarkısı ya da
keşke olsaydın burada, keşke bir kez daha deneseydik
örümceği, kurdu-kuşu, en çok da ötekini
Seni ben o gün sevdim
Bana baktın sanki her şeyi anlattın
Çırpınışın bir kumru kuşu gibi
Etrafımda sen uçan kuşun mutluluğu gibi
Ben seni o gün sevdim
Ağlarken gözyaşlarımı silen
İncitmeden bana yüreğini veren
Kumru kuşu ölümsüz sevdası gibi
Ben seni o gün sevdim
O gün yağmur hiç yağmadı
Gökyüzü hiç kararmadı
Bana gülerken kuş sesleri sen diyordu
Ben seni o gün sevdim
Bir kumru kuşu gibi sev beni
Be sevda
Benim yanımdan ayrılma
Be sevda
Beni ölümsüz sev
Be sevda
Beni sen sev
Sev be se
On altı yaşında kalbime saplanan bir ok,
Gecelerimi çaldı benden gözümde uyku yok.
Belki o da sever dedim, bekledim yıllarca…
Heyhat! Bende gönlü yok.
Zaman tükendi, gözyaşı tükendi.
Geçti yıllar ömür tükendi.
Sevdamın bahtı yok.
Sevdamın bahtı yok.
Çözdüm Dünyanın Bütün Müşkillerini, Şeyh Azeri-i Tusi’nin Cevahiru’l-Esrar adlı eserinin dördüncü bölümünün Türkçeye çevirisi olup, şairi bilinen ve bilinmeyen meşhur kaside, gazel, kıt’a, mesnevi ve rubailerde anlaşılmasında güçlük olan beyitlerin izahlarını, bazı muamma ve bilmecelerin açıklamalarını içermektedir.
Şeyh Azeri yazdığı şiirlerle kısa sürede şehzade saraylarında itibar kazanıp önemli şairlerden olmasına rağmen, dünya işleri ile pek ilgilenmemiş, daha çok ibadete yönelmiş, bir müddet sonra
Türk şiirinin mihenk taşlarından biri Orhan Veli. Şiirde hece ve ölçüyü reddederek serbest nazımla
yeni bir akıma dönüşen Garip Akımı’nı başlattı. 36 yıllık ömrüne şiirlerin yanı sıra birçok hikâye ve
deneme de sığdıran Orhan Veli, “Aşk Resmigeçidi” isimli son şiiriyle okurlarına veda etti.
“Âşık olduğum zamanlarda
Şiir yazmak âdetim değildir
Hâlbuki asıl şaheserimi
Onu en çok sevdiğimi
Anladığım zaman yazdım.”
“Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız
1952 yılında Telafer’de doğdu. Irak Türkmenlerindendir. İlkokulu Karakoyunlu Köyü’nde, liseyi Talafer’de, edebiyat fakültesini Musul Üniversitesi’nde bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türkiye de doktora yapmak istedi ancak Irak ordusuna yedek asker olarak alınınca bu isteği gerçekleşmemiştir. Sonradan siyasi suçlu olarak tutuklandı ve yedi yıl hapis cezasına çaptırıldı.
Mahpushaneden çıktıktan sonra muhalif fikirleri yüzünden görevinden atıldı. Geçimini sağlamak için bir mağaza açmak zorunda
Dâvet İlmi, İslâm'in insanlara ulaştırılmasının ve tatbikinin yollarını gösteren käide ve usuller bütünüdür. Bu ilim, doğuş itibariyle İslâmî ilimlerin en yenisidir, ancak konusu bakımında en önemlisi olduğundan bu ilmi tanıtan bir giriş kitabı yazma zarûreti hâsıl olmuştur. İslâmî dâvet, çoğu müslümanın anladığı ve pekçok dâvetçinin yaptığı gibi, sadece insanlara vaaz etmek, İslâm'ın fazilet ve âdâbını anlatmaktan ibaret değildir. Aksine o, doğduğu gün den beri esasları, hedefleri ve kaynaklarıyla temâyüz
Seni tanımıyorum ama denk geliyorsun işte;
sıradan bir kitabın orta sayfasında,
bir yoksunluk cümlesinde,
bir şiirin en acıyan yerinde,
yağmur sonrası gökyüzünde,
yalnızlığın yedi renginde...
Kitaplarla konuşuyorsun benimle sonra izlediğim bir filmde karşıma çıkıyorsun ansızın.
Dedim ya, tanımıyorum seni. Karşımda durup sadece susuyorsun.
Nefesinin sıcağını bile bilmezken sessizliğinle üşüyorum!
Şiirin dünyayı değiştirme gücüne inanmasa şiir yazmayacak sanki Murat Özel. Yadırgayan, sorgulayan ve bu sebeple insanı her önüne konanı kabul etmeden yaşamaya davet eden, kırgınlığına ortak olacak okurlar için yazan bir şair. Özel, kıvrak konuşuyor, gerçekleri kıvırmıyor, eğip bükmeden doğru bildiğini savunuyor. Bu savunmada saldırı yok, kin, nefret tohumları etrafa saçılmıyor fakat asla kabul de yok. Değişimi reddediş ve bu konuda direnen inancıyla duruş sahibi bir kalem. Şiir şaire hareket alanı açtığı k
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 48-64 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.