Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 377 kayıt bulunmuştur Gösterilen 320-340 / Aktif Sayfa : 17
Erendiz Atasü, kendisinde önemli yerleri olan yazarları ve eserlerini irdelediği ve çeşitli tarihlerde edebiyat dergilerinde yayımlanmış denemelerini, ´Benim Yazarlarım´da biraraya getirdi. Kendisi de yazar olan duyarlı bir okur gözüyle kaleme aldığı yazılarında, kendi deyişiyle, ´Mesnetsiz övgüler ve abes yergilerle uğuldayan, yok saymalarla bakış açısı dar, edebiyat dünyamızın etikten yoksun üyeleri´nden farklı bir açıyla irdeliyor yazarlarını.
Tükendi
"Birkaç yıl öncesine değin, Türkçenin kirlendiğini düşünerek konuşup yazıyordum. Bir gün, yanlışı yineleyerek, bir başka yanlışa çanak tuttuğumu anladım. Dir kirlenmişse, bunca bilim sanat insanı nasıl düşünüyor, neyle yazıyordu? Anadili öğretimi ve öğretmenler gözden çıkarılmışken, yabancı dille öğretim yaygınlaşmışken, ´sistem´in kendisi kirlenmişken... Dil devrimi eğitimin özünden kazınıp yerine Türk İslam sentezinin ´Yaşayan Türkçesi´ konmuşken; eski yazı ve dile özlem devletin politikası olmuşken...
Tükendi
Bu eserde; Doç. Dr. Ali Fuat Bilkan tarafından, "Nâbî´nin Hayatı, Sanatı ve Eserleri üzerinde durulmuştur. Nâbî, XVII. yüzyıl Divan Edebiyatı şairlerimizdendir. Edebiyatımızda "Hikemî Tarz"ın temsilcisi olarak da kabul edilir. Bunun en önemli sebebi; Nâbî´nin Mevlânâ ve Yunus Emre ile temsil edilen "Tasavvuf Geleneği" ile Fuzuli tarafından temsil edilen "lirik şiir" tarzının imajlarından, farklı imajlar kullanmış olmasıdır.
Tükendi
"Türkçenin Gücü", Türk dilinin zenginliklerini gözler önüne seren önemli bir kaynaktır. "Prof. Aksan" da "bu ilk denemeyle, ilgi ve çalışma alanları dilcilik olmayan kimselerin Türkçenin gücünü tanımalarına, dilimizin zenginliğine inanmalarına yardımcı olmayı amaçladık" diyor. Yazar, "Türkçenin Gücü"nü, güzelliklerini görmek isteyenlere yüzlerce örnek sunuyor. (Arka Kapak)
Türkiye Türkçesi dil bilgisi üzerine yapılan çalışmalar, bir yandan geleneksel yöntemlerle incelenmeyi sürdürürken, diğer yandan da dil bilimi yöntemlerinden yararlanarak yepyeni bakış açılarıyla irdelenmektedir. Bugün pek çok konu akademik çevrelerde yeniden tartışmaya açılmakta ve sonuçları,bilim dünyasına sunulmaktadır. Yetersiz düzeyde ve tam olarak oturtulmamış olsa da, konuyla ilgili araştırmaların umut verici olduğunu söylemek, Türkoloji adına sevindiricidir. Önemli olan, ulaşılan verilerin ilgili
Tükendi
Bu güne kadar Türk Halk Hikayeleri hakkında gerek metin neşri ve gerekse bilimsel inceleme olarak önemli pek çok çalışma yapılmıştır. Bir folklor ürünü olan halk hikayesi (türkülü hikaye), gelenek, anlatıcı, dinleyici çevresi, müzik ve metin unsurları üzerine bina edilmektedir. Eğer incelenecek malzeme türkülü hikaye ise, gelenek´e bağlı olarak anlatıcı´lar tarafından icra edilen bu örnekleri, bir sosyal olay/ canlı gösterim olarak kabul etmek ve onları ait oldukları bağlam (context) içerisinde değerlendirm
... Bu kitapta, Türkçenin söz dizimi kuralları, çeşitli edebi metinlerden seçilmiş örneklerle anlatılmaya çalışılmıştır. İki bölümlük bu çalışmanın birinci bölümünde, kelime gruplarının yapısı, çeşitleri ve görevleri, cümle unsurları ve cümle çeşitleri ele alınmıştır. Bu bölümde, her yapı, her görev ve her sınıflandırma, bir veya birkaç örnekle açıklanmıştır. Kitabın uygulamaya ayrılan ikinci bölümünde değişik tür ve yazarlardan seçilmiş cümleler, birinci bölümde verilen bilgilerin ışığında tahlil edilmişti
Tükendi
Türkiye´nin tarihte Selçuklular ve özellikle Osmanlılar zamınında Orta Asya kültür çevreleri ile çok yönlü ilişkisi olmuştur. Anadolu´nun İslamlaşmasında önemli yeri bulunan kolonizatör dervişlerden başlayarak, bu ilişkilerin din, tasavvuf, ilim,kültür ve sanat alanlarında çok boyutlu olarak sürdüğü bilinmektedir. Özellikle Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde Orta Asyalı birçok ilim ve sanat adamı Osmanlı ülkesine gelerek faaliyet göstermiştir. Orta Asya ile Ana
Tükendi
Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, çok geniş bir alana yayılan dilimizin hikayesidir. Bilinmeyen dönemlerden bilinen dönemlere uzanan; ancak bilinen dönemlerin de çok uzun, uzak ve çetin yollarında kaybolmadan yirminci yüzyıla ulaşmaya çalışan bir tarih ve dil yolculuğu. En eski dönemler, Sakalar, Hunlar, Köktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Kıpçaklar, Çağatay ulusu ve Oğuzlar... (Arka Kapak´tan)
Türk masalları üzerin ilk çalışmayı yapanların başında gelen Ziya Gökalp´ın gösterdiği yoldan yürüyen Türk araştırıcıları, zengin bir masal külliyatını ortaya koymuşlardır. Elinizdeki bu eser, Dr. Sakaoğlu´nun1969´dan beri yaptığı çalışmaların bir sonucudur. Giriş bölümündeki bilgilerin özünü, 1973´te basılan doktora tezinin günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi ve yeni gelişmelerin eklenmesi oluşturmaktadır. Dört bölüm halinde verilen araştırma ve inceleme yazılarıyla farklı konulardaki ilgi çekici
Bu kitap, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü´nde öğrencilere yıllardan beri verilen Eski Türk Edebiyatı derslerinin notlarıdır. Bu notlar, yeniden gözden geçirilerek iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Nef´i´nin yaşadığı XVII. yüzyılın siyasi ve sosyal görünüşü hakkında genel bir değerlendirmenin yanında, XVII. yüzyılın edebi görünüşü ve genel bilgilerin verildiği ve bu sahada öne çıkan isimlerin hayatları ve eserlerinin dile getirildiği bir Giriş eklenmiştir... (Önsöz´d
Tükendi
"Türk Dünyası Halk Biliminde Yöntem Sorunları", Sovyetler Birliği´nin dağılmasından sonrBatı ve Doğu ile daha aktif ilişkiler içerisine giren Türkiye7de ortaya çıkan büyük değişim karmaşasının, sosyal bilimler alanına yansımalarının yazarın düşünce dünyasında yarattığı etkinin halkbilim olay ve ürünlerinde dışa vurumudur. ... (Arka Kapak´tan)
Bu kitap, Üniversteilerimizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri ile Türkçe Eğitimi bölümlerinde okutulan Eski Anadolu Türkçesi dersi göz önünde hazırlanmıştır. Kitap, genel olarak üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde Eski Anadolu Türkçesinin başlangıcı, dönemleri ve bu dönemlere ait müelliflerden başlıcalarıyla eserleri kısaca tanıtılmıştır. Müellif ve eserlerle ilgili çalışmalar gerek diplomatlarda gerekse kitabın sonunda bulunan kaynakça bölümünde verilmiş, bu yolla mümkün olduğu kadar ilgili
17.yüzyıl Divan şiirinde önemli bir yeri olan Nâilî, ince ve zarif üslûbuyla, anlam derinliği ve hayal genişliğiyle çağının temsilcisi kabul edilir. Prof. Dr. Haluk İpekten, Fuzûlî ve Bâkî çalışmalarında olduğu gibi, biyografiyi aşan bir çalışma örneği sunuyor Nâilî adlı bu eseriyle. Bu kitapta, Nâilînin hayatı, edebi kişiliği ile birlikte Divanı da tanıtılmış, şiiirinin muhtevası, tasavvufu işleyişi, şiire getirdiği yeni üslubu incelenmiş ve 16 gazelinin açıklamalarına yer verilmiştir.
DR. Muhsine Börekçi’nin büyük bir dikkat ve titizlikle günümüz Türkçesine uyarladığı, İnceleme, Metinler ve Dizin’den oluşan Risale-i Tevhid adlı eserin müellifi Şemseddin Marmaravî, II. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezıd’ın saltanat yıllarına rastlayan, Osmanlı Devletinin en ihtişamlı olduğu dönemde yaşamıştır. Eğitim sistemimizdeki aksamaları çözme amacıyla çağdaş eğitim sistemlerini, yöntem ve tekniklerini inceleme, toplumumuzta uygulanır hale getirme gayretinde bulunan her eğitimcinin ve araştır
Tükendi
1915 yılında, Moskova Üniversitesinde bir grup genç öğrenci Moskova Dilbilim Çevresini kurdu. İlk toplantı, üyelerden Roman Yakobson´un ailesinin evinde gerçekleşti. 1916 yılında da, Sen Peterburg´da bir grup genç filolog, Şiirsel Dili İnceleme Topluluğu (Obşestva İzuçeniya Poetiçeskova yazıka)nu, yani "Opoyaz"ı kurdular. Opoyaz´da, Moskova Dilbilim Çevresinden yalnızca Roman Yakobson vardı. Ünlü Rus filoloğu Potebnia, şiire bir dilbilimsel fenomen olarak bakıyordu, o halde yapılacak en mantıklı iş, bu yold
Ne zaman ki gösterilen hiçbir şekilde tasacvvur edilemez almakta ve işaret algılanır bir nesneye değil de bir anlama gönderme yapmalıda, nihayet tam anlamıyla sembolik imgeleme varmaktayız. Bir kez daha sembolizmin tercih alanının ne olduğunu görmekteyiz: Bütün şekilleri altında algılanır-olmayan yani bilinçdışı, metafizik, tabiatüstü ve gerçeküstü.
Tükendi
Ülkemiz bizim evimizdir, tanığı olduğumuz hayatlar bu evdeki hayatlardır, kültürel veriler bu evdeki verilerdir, miras bu evdeki mirastır. 40´lı yıllarda evrensel karakterli bir yerlilik anlayışı, öz kültüre dönüş çabası, kimlik kaygısı kendisini büyük oranda hissettirmiştir.
Tükendi
... Elinizdeki kitapta bulunan yazıların bir kısmı günlük makalelerden, bir kısmı da araştırma ve incelemelerden oluşuyor. İçlerinde Türk dünyasından sesler, haberler ve intibalar taşıyanları da var. Farklı seviyelerine rağmen konu bütünlüğü dolayısıyla hepsini bir araya toplamakta beis görmedim. İstedim ki kitap her seviyeden okuyucuya hitap etsin. Esasen en detaylı incelemeleri dahi açık bir dille yazarak genel okuyucu seviyesini daima düşündüm. Makalelerin çoğu, son beş yılda yazılmış olmakla beraber had
Tükendi
Bu kitap Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi´nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü´nde 5. yarıyıl öğrencilerine yıllardan beri verilen Eski Türk Edebiyatı derslerinin notlarıdır. Notlar iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Fuzuli´nin yaşadığı XVI. yüzyıl Türk Edebiyatının genel durumu hakkında kısa bir Giriş eklenmiştir. Birinci Bölüm´de şairin, hayatı, edebi kişiliği ve eserleri üzerinde durulurken, bugüne kadar ortaya konan bilgiler verilmiş, şüpheli konuların tartışması yapılmamıştır. Kitapta, -bir ders
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 377 kayıt bulunmuştur Gösterilen 320-340 / Aktif Sayfa : 17