Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Bu kitap, İngiliz filozof R. G. Collingwood'un sanat kuramının ilkelerini ortaya koyduğu temel eseridir. Sanat nedir? İfade olarak sanat ne anlama gelir? Sanatın, zanaat ve büyü ile bağı nedir? Dil, duyum ve hayalgücünün sanat ile ilişkisini nasıl okumalıyız? Tarihsel olarak sanatın toplumdaki konumu nedir? Tüm bu sorularla beraber Collingwood, ‘sanat' sözcüğünü yanlış kullanımlarından arındırmaya çalışarak ‘sözde sanat' ve ‘hakiki sanat' ayrımını ortaya koymaktadır. Psikoloji temelli sanat kuramlarının ele
Moisei Yakovlevich Ginzburg 20 yüzyılın ilk yarısında yayınlanan Mimarlıkta Ritm adlı bu kuramsal çalışmasında mimari kompozisyonun kurucu ilkesi olarak ritm kavramının izini sürer. Konstrüktivizmin önde gelen temsilcilerinden olan Ginzburg ritmi bir müzik dersi gibi ele alır, ritmi temel bileşenlerine ayırır, bunları birer nota gibi gördüğü mimari öğelerle ilintilendirir, ardından bunların sentezini yapar, tıpkı bir senfoni gibi... Antikçağ ve Rönesans binalarını analiz ederken geniş bir mimari kültüre sah
Tükendi
Türk tezyini san'atlarına 18. Yüzyılda o zamâna kadar görülmedik bir tarz ve renk anlayışı getiren ve eserleri bulunduğu koleksiyonlarda el üstünde tutulan büyük bir bezeme san'atkârı ve çiçek ressamı olan Üsküdârî Ali Çelebi bu kitapta eserlerine bağlı kalınarak tanıtılmaktadır. Ayrıca kitabın sonuna İngilizce özet metin ilave edilmiştir.
Tükendi
Sunuş Sine-masal ya da Sinema-sal'ın Yeniden Doğuşu Oğuz Adanır Sinema İdeoloji İlişkileri Üzerine Kısa Bir Not Ertan Yılmaz Sinema ve İdeoloji İlişkileri Üzerine Burak Bakır Fassbinder İdeoloji Politika M. Talha Altınkaya İdeoloji ve İdeolojinin Sinik İşleyişi: Slavoj Žižek'te Sinema, İdeoloji ve Anlatı İlişkisi Dilara Balcı Gülpınar Türkiye'de Politik Sinema ve Kitlelere Etkisi Üzerine Bir İnceleme: "Güneş Ne Zaman Doğacak?" Filmi Hüseyin Kırmızı Modern Toplumlarda Düş ve Gerçeklik Çatışması Bağlamı
Tükendi
"Sanata gerçek gücünü veren şey, sıradan olanı en yüce duyguyla ele almaktır." Jean-FrançoIs Millet Barbizon Ekolü'nün öncü ismi Millet'nin zorlu yaşam mücadelesi. Devrimlerle çalkalanan Avrupa'nın karışık siyasi ortamı ve Barbizon Ekolü'nün kuruluş hikâyesi. Millet'nin Théodore Rousseau ve Gustave Courbet gibi çağdaşı ressamlarla olan ilişkisi ve Sürrealizm'in önemli ismi Salvador Dalí üzerindeki yoğun etkisi. Resimlerinin derinlerindeki şifreler ve çocukluğuna ilişkin izler. Fransız Realizmi'nin önemli re
Türk edebiyatının tanınmış ve kıymetli yazarlarından Tarık Buğra sadece romanlarıyla öne çıkmış bir isim değildir. O, kalemini gerek hikâye gerek fıkra ve deneme gerekse tiyatro ve senaryo çalışmaları için de kıvrak ve usta bir şekilde kullanmıştır. Pek çok romanı oyunlaştırılmış ve hatta dizileştirilmiş, tiyatro eserleri de çok kez sahnelenmiştir. Ötüken Neşriyat tarafından 1994 yılında Sıfırdan Doruğa-Patron şeklinde yayımlanan kitabı da bu tiyatro ve senaryo çalışmalarından ikisinin müstakil bir kitap o
Tilda Tezman, başta Paris olmak üzere, dünyanın farklı kentlerinde izlediği tiyatro oyunlarını anlattığı ve irdelediği Oyunname II ile dünya tiyatrosunun ayrıntılı bir fotoğrafını çekmekle kalmıyor, bu sanatla ilgilenenlere kapsamlı bir kaynak kitap da sunuyor. İnsanı, insana yine insanla anlatan tiyatronun perdesinden dökülen replikler, sahnede boy gösteren oyuncular, yaşamın en kuytu köşelerine bile ışık düşüren piyesler, Oyunname II'de görselle zenginleştirilmiş akıcı bir anlatımla okurlarla buluşuyor. O
Tükendi
"Karagöz; kafası, suratı, hareketleri, düşünüşü ve söyleyişi itibarıyla tamamıyla Türk'tür. Hem de başka harslardan büsbütün uzak kalmış, Bizans maneviyatıyla asla bulaşmamış halis muhlis bir Türk'tür. İşte bundan dolayıdır ki Evliya Çelebi'nin sözlerine itimat edemem. Karagöz'de Türk milletinin halk tabakasına has bir maneviyatın her türlü tecelliyatı görülür. O Türk'ün bütün nakisa ve faziletlerini yüklenmiş bir örnektir. Evvela her Türk gibi saf ve dürüsttür. Dost bildiği herkese evinin kapısı gibi ruhun
"Süprematist unsur, resim ya da mimari fark etmeksizin, sosyal veyahut materyalist her eğilimden bağımsızdır. Her sosyal fikir, ne kadar büyük ve önemli olursa olsun, açlık duyumundan kaynaklanır; her sanat eseri, ne kadar küçük ve önemsiz görünürse görünsün, resimsel veya plastik duygudan kaynaklanır. Sanatın sorunlarının mide veya akıl sorunlarından çok uzak olduğunu anlamamızın tam zamanı. Artık sanat, Süprematizm sayesinde kendi saflığına kavuştu -yani karmaşıklaştırılmamış biçimine ulaştı ve nesnesiz d
"Çeviri belasına uğramış bir ülkede yazarlık gitgide bir zengin gösteriş özentisine büründü. Nesirde de nazımda da öyle. (...) Üstelik vefa mı gördük o kupkuru yerde. Sözle ırmağı akıtıp, söz deryasını dalgalandırabildikçe ne işimiz var can kaygısında olan o cansız suretler beldesinde. Haddini bilsin resim de, ressam da bundan böyle."
Tükendi
Bütün Türk sanatı ve mimarisini içine alan bu kitap aynı zamanda son yıllarda İran, Afganistan, Türkistan (Sovyet Orta Asya ve diğer Sovyet cumhuriyetleri ile Çin Türkistanı) ve Anadolu`da yapılan kazı ve araştırmaların sonuçlarını bir araya getirmektedir. Kitabın büyük kısmı mimariye ayrılmış olup, cami, medrese, türbe, hamam, kale, kervansaray, saray ve çeşeler, taş ve alçı kabartmalar gibi konular yanında, çini ve seramik, maden işleri, cam işleri, halı, kumaş, minyatür ve hat sanatı ile çeşitli küçü
Bu kitap Modern ve Postmodern dönemlerde soyut sanatın gelişimine, soyutun ve soyutlanmanın kelime kökeninden başlayarak felsefi düşüncenin önderliğinde, çeşitli felsefe ve sanat akımları aracılığıyla bir yol gösterme çabasıdır. Soyut sanat için bir şeyin tamamlanması onun sonlanması ve ölümüdür. İşte bu nedenle bu kitap, tamamlanmamışlığın, yaşamın, soyutluğun, felsefenin ve sanatın ürünüdür.
1740 yılının hemen başında, tüm Avrupa'yı etkisi altına alan şiddetli bir kış mevsiminde, Çariçe Anna'nın emriyle St. Petersburg'da inşa ediliyor. Yapı malzemesi saf buz. Sadece yapı da değil, dekorasyonu, mobilyası ve hatta yatak odasındaki terlikler dahil tüm eşya buzdan. Ölüm ve açlığın kırıp geçirdiği bir dönemde gözleri üzerine çeviren olağanüstü bir şaşaa. Sanatın gücüyle doğaya bir meydan okuyuş olduğu kadar aynı zamanda, ardındaki niyetin tersine, her despotik rejimin er geç çökeceğinin simgesi bir
Tükendi
Elinizdeki kitapta dökümünü yaptığımız filmleri izledikten sonra (Beynelmilel, Eve Dönüş, Bu Son Olsun gibi filmleri -belki birkaç film daha eklenebilir- dışında tutarak) toplamdan ortaya çıkan, geriye kalan sonucu tek cümlede özetlemek istersek, ‘yenilgi, teslimiyet, yılgınlık ve umutsuzluk' sözcüklerini yan yana/arka arkaya kullanabiliriz. Bu filmlerin toplamında anlatılan, bir yenilgiler tarihidir. Geçmiş yoktur. Nasıl bir geçmiş, hangi yaşanmışlıklar kahramanlarımızı bu filmlerde ‘bir sonuç olarak' izle
Tükendi
Shakespeare ile aramızdaki kültürel, coğrafi, zamansal ve algısal mesafeleri kapatmanın bir yolu yok belki, ama onun dünya ile sahne arasında kurduğu dönüşüm mekanlarındaki yansımalar oyununa yeni bir çevirinin yer değiştiren kelimeleriyle katılmaya davet ediyoruz sizi. Bulduğu her aralıkta sonsuzca dönüşen ve yaratan saf şiirin dramla bedenlenmiş oyununa. We are such stuff As dreams are made on, and our little life Is rounded with a sleep. Bizler aynı hamurdan yoğrulmuşuz düşlerle Ve naçiz hayatımız döner
İlahi Komedya ölmeden önce ölmenin ve yeniden doğmanın yolculuğudur. Yazıldığı 14. yüzyıla dair bir tanıklık sunduğu kadar insanın iyiye, salim ve kâmil olmaya nasıl ulaşacağına dair bir rehberdir de. İtalyanca orijinalinden çevrilen bu eksiksiz ve tamamı kafiyeli İlahi Komedya, ayrıca Dante'nin referans ve hayal dünyasına vâkıf olunabilmesi için ayrıntılı notlarla zenginleştirilmiştir. Dante'nin başyapıtının ikinci menzili olan Araf'ı sizlere, Komedya'nın en canlı tasvirini sunduğu kabul edilen 19. yüzyıl
Tükendi
Öyle Bir Geçer Zaman ki, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik gelişmeleri zemininde, orta sınıf bir ailenin çalkantılı ilişkilerini yansıtır. Aşk, tutku ve kavga, bu ailenin yazgısıdır. Ailenin her bir bireyi, hayat mücadelesinde var olmak ve sahip olduğuna inandığı değerleri savunmak için savaşır. Bu savaş, birbirleriyle olduğu kadar, kendi ruhlarında da olanca şiddetiyle sürer. Bu bireysel varoluş mücadelesi, ailenin en küçük bireyi Osman tarafından gözlenir, dönemin toplumsal koşullarıyla harmanlanır ve onun
Tükendi
Türk tezyînî sanatlarında klâsik kuralların yeniden hatırlanıp uygulanması için büyük emekler veren Feyzullah Bey, Güzel Sanatlar Akademisi'nde 1949 yılındaki vefatına kadar 13 yıl hocalık yapmıştır. Dayıgil gerek tezhib, gerekse çini desenlerinde farklı motifleri değişik tarzlarda kullanarak birbirine benzemeyen desenler hazırlamayı başarmış bir sanatkârdır. Kitap, Cumhuriyet devrinin unutulan bu sanatkârını hayatı, sanat görüşü ve desenleriyle gelecek nesillere tanıtmak gayesiyle hazırlanmıştır.
Yazarlar Ali Somel, Asu Beşgen, Berrak Erdal, Ceyhun Gürkan, Deniz Yıldırım, Emre Erol, Erdem Yazar, Evren Haspolat, Ezgi Karmaz, Gülgün Meşe, Güncel Önkal, Hakan Sağlam, Hilal Peker Dural, İshak Memişoğlu, N. Ezgi Zünbüloğlu, Saim Can Beritan, Şeyma Duman, T. Kerem Koramaz Mekân, gündelik hayatta genellikle "nerede" sorusuyla ilişkili olarak kullanılır. Oysa söz konusu kavram başka sorularla ilişkili olduğu gibi, tek disiplinin bakış açısıyla da sınırlı bir anlama sahip değildir. Mimarlıktan sinemaya, fel
Tükendi
Editörlüğünü Brian Winston’ın yaptığı Belgesel Sinema Kitabı etik, estetik, siyaset gibi konularla ilişkisi içinde belgesel sinema ve farklı belgesel formlar başta olmak üzere geniş ve verimli bir yelpazede, zengin bir kaynak olarak okurla buluşuyor. Kitaba yazıları ile katkıda bulunanlar belgesel üzerine uzun zamandır çaba ve emek sarf eden, belgesel üreten, üzerine düşünen, araştı ran, bu alanın gelişmesine ve ilerlemesine çeşitli açılardan kıymetli katkılarda bulunan uluslararası isimler. Benzer bir yakl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6