Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Kıçımı bilgisayarın başındaki sandalyeye ilk koyduğum zamanı hatırlıyorum. Ağır bir yükle başlamıştım. İnsanın canını acıtan bir süreç bu, evet. Sanki gözünüze kıymık batmış gibi. Ellerim ter içinde kalmıştı. Ama aştım. Kolay olmadı, yine de bunu yapmak zorundaydım. Bilgisayarımı açtım ve evet karşımda boş, beyaz bir sayfa!Yazdınız, sildiniz, tekrar yazdınız ve yeniden sildiniz! İlk seyirci, okurdur ve okuru senaryonuzun içine çekmeniz, hikâyenizin dehşetine kapılmasını sağlamanız gerekir. Hey, kâğıtta olmu
Tükendi
Sinema filmler aracılığıyla bize ne söyler? Filmler, bilinmeyen bir dünyanın ve tarihin mitolojik hikayesi, psiko/sosyal travmaların dramatik krizleri, ideolojik ve politik çekişmelerin perde arkasındaki veya perdeye yansıyan gerçekliği, anlam arayışının sanatsal ve estetik döngüsü, bir mağara alegorisi yanılsaması, gelecekte olması muhtemel bir dünyanın dijital evreni, ütopyaları mümkün kılan sıra dışı bir ekran deneyimi, toplumsal ve bireysel hafızayı yenileyen ortak bir değer veya bu hafızayı deforme etm
Yaşamı, yapıtları ve yazdıklarıyla sanat ve tarih sayfalarında özgün yerini alan Leonardo da Vinci ardında 7000 sayfalık yazı ve çizimlerden oluşan notlar bırakmıştır. Da Vinci’nin ölümünden sonra öğrencisi Francesco Mezzi’nin, bu notlardan derlediği Resim Kitabı’nın ilk bölümü Paragone delle arti (Sanatların Karşılaştırılması) veya kısaca Paragone (Karşılaştırma) adıyla bilinmektedir. Resim sanatının temelleri üzerine notlardan oluşan bölümde Leonardo da Vinci, resim sanatını şiir, heykel ve müzikle karşı
Tükendi
Gerçek sanat eseri organizmaya ve çevreye ait koşulların ve enerjilerin etkileşiminden bütünlüklü bir deneyim inşa etmektir. Deneyim, organizmanın “şeyler dünyası”nda mücadele ve başarılarıyla tatmin olması demektir, bu bağlamda tohum hâlindeki sanattır. Deneyim Olarak Sanat, öncelikle deneyimin tamamlanmışlığını ifade eden, deneyimi kültür ve anlamla özdeşleştiren ve insanın dünya ile ilişkisindeki tüm deneyim olanaklarını kapsayan estetik deneyim kavramının derinlemesine bir değerlendirmesini sunar. Öt
Tükendi
Bir şeyi sanat eseri yapan nedir? Eski Yunanlar ideal güzelliğe nasıl biçim verdi? Renk, ruhu doğrudan etkiler mi? Bu kitap 200'den fazla eser üzerinden önemli sanat hareketlerini, temalarını ve üsluplarını araştırarak bu soruları ve daha fazlasını inceliyor. Sanat tarihinin ve teorisinin anlaşılmasını kolaylaştıran Sanat Kitabı dünyanın en büyük sanat eserlerinden örneklerle ve bunların arkasındaki düşünceleri açıklayan bilgilerle doludur. Tarihöncesi bereket figürlerinden çağdaş video enstalasyonlarına
Filmin dilini var eden kaynakları kuramadığımız sürece sinema yapamayız. Sinema önce, sinemadan başka bir şeydir. Bu, bütün alanlara uyarlanabilecek bir ilkedir. Dünyada sinema dilini geliştirmiş ve yeni bir dil kurmuş ülkelerle aradaki makası kapatmak çok da zor değil. Çünkü donanımlı sinemacı sayısı hiç de az değil ve çok da kaliteli. Küçük bir fırça darbesi gerekiyor. Sinemada da reaksiyoner değil, aksiyoner olduğumuz zaman bazı şeylerin kendiliğinden değiştiği görülecektir. Çü
"… bu 35 yıl içinde, binlerce film seyrettim, sayısı belli değil, ama şöyle söyleyeyim: Kuşkusuz istisnai günleri ve çok çalıştığım dönemleri katmazsak, günde en az 3-4 film seyrettim, elbette kötü olanları baştan elemek ya da 15 dakika-da bırakmak da dahil edilirse, çok daha fazladır, ama bazen bir filmin olumsuz eleştirilebilir olması onun her halükarda seyredilmez olduğunu göstermez, dolayısıyla her film seyir ufkunuza girebilir ve tam da bu yüzden, geleceğin sinema yazarlarına da söylüyorum: Film seyre
Tükendi
"Mitoloji insanların her zaman etkisinde olduğu bir mitoslar bütünüdür. İnsanlar farkında olmadan ya da bilerek kökenini oluşturan mitolojinin etkisi altında yaşamaktadır. Mitolojilerin ve mitosların günümüze kadar gelmesi hala onları bir yerlerde canlı tutan insanların, toplumların varlığını kanıtlamaktadır. Mitolojik anlatılar toplumlarda ortak bir dil oluşturup, insanları ortak bir yaşayışa yönlendirmiştir. Mitoloji imgeleri hepimizin içinde olan ruhsal potansiyelin birer yansımasıdır. Mitolojilerde geç
Tükendi
"Sinemasal anlatı ve toplumsal yapı ilişkisi birbirine ayrılmaz köklerle bağlanmış durumdadır. Bu bağ, beraberinde cinsiyetlendirilmiş toplum yapısının sinemasal temsiller yoluyla aktarımını ortaya çıkartmıştır. Kadın ve erkeğin belirlenmiş rolleri ve rollerin değişimi, toplumsal yapının tarihsel dönüşümüyle ilişkilidir. Kadın, tarihte iki uç noktada konumlandırılmıştır. Uygarlık, kadının konumundaki değişimin çizgisini oluşturmaktadır. Kadın, anaerkil dönem olarak adlandırılan, uygarlık öncesi dönemler boy
Tükendi
Paris’in son derece zengin ve bir o kadar da cimri burjuvalarından Harpagon, oğlu Cléante ve kızı Élise’i varlıklı kişilerle evlendirmeyi planlamaktadır ancak işler istediği gibi gitmez. Napolili genç Valère, Élise’i bir deniz kazasından kurtarmış ve ona gönlünü kaptırdığı için Harpagon’un evine vekilharç olarak girmiştir. Cléante ise maddi sıkıntılar çeken Mariane adlı genç kıza âşıktır. Gençlerin endişesi sevdikleriyle evlenip evlenemeyecekleri iken Harpagon’un tek derdi, çalınır korkusu ile bir sandığın
Mecburi Kıraat serimizin ikinci kitabı “Vatan Yahut Silistre” neşrolunuyor. Kitap, İstiklâl Takvimi'nin 1443 nüshasının neşri münasebetiyle açılacak sergide temin edilebilecektir. Namık Kemal'in bu meşhur piyesini neşretmek gayesiyle eserin birkaç farklı nüshasını tedkik ettik. Birçok farklılıklar dolayısıyla ilk nüshasını, yani Namık Kemal henüz hayatta iken neşredilmiş nüshayı esas aldık. Birçok farktan bir tanesi dikkat çekici ve düşündürücü. Piyesin sonunda hep bir ağızdan söylenen "Yaşasın Vatan" sözü
John Berger, kuşağının en etkili sanat eleştirmenlerinden biriydi. Büyük ölçüde, 1972 tarihli BBC televizyon programı Görme Biçimleri ile ses getirdi. Hayatı boyunca muazzam derecede üretken olan yazarın programdan uyarlanan kitabı Görme Biçimleri hâlâ görsel kültür ve sanat hakkında eleştirel düşünmenin en iyi ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sanatın okunma ve anlaşılma biçiminde devrim yaratan Görme Biçimleri’nin bir tahlili olan bu kitap, Görme Biçimleri’nin yayımlandığı günden bu yan
Elinizdeki kitap ilkel sanatın temel özelliklerinin analizini sunmaya yönelik bir girişimdir. İnsanlık mağara duvarlarına ellerinin silüetlerini ve av sahnelerini resmettiği ilk andan itibaren çevresini ve sahip oldukları şeyleri güzelleştirmek için çaba harcamıştır. Dolayısıyla elimizdeki bulgulara dayanarak, bizim uygar toplumumuzda olduğu gibi ilkel insanların da güzele yönelik bir beğeni duyduklarını söylememiz mümkündür. Bir antropoloğun tam olarak ne yaptığını düşünecek olursak vereceğimiz cevap, b
Tükendi
Leonardo Da Vinci, insanlık tarihinin en yaratıcı ve yenilikçi isimlerinden biridir. Rönesans döneminde yaşamış İtalyan hezârfen başta resim olmak üzere, felsefeden astronomiye, matematikten anatomiye, botanikten mühendisliğe, mimarlıktan jeolojiye kadar pek çok alanda çalışmalar yapmış, dünyanın gördüğü en büyük sanatçılardan ve dâhilerden biri olmuştur. Da Vinci’nin yaşamının farklı dönemlerinde günlüklere, kâğıtlara, kitapların kenarlarına yazdığı düşüncelerini, gözlemlerini ve öngörülerini derleyip bir
Tükendi
Patates fırlatacağınıza bir fikir ortaya atın, aptallar! Carlo Carra Eskiye ait hiçbir şey yok! Ağdalı, bol aforizmalı, naftalin kokan her şey yerle bir edildi. Fütüristler geleceği modernitede arıyorlar. Bunun için elbette eskiye dair her şeyi reddediyorlar. Kaldır başını telefonundan. Çoktan bir algoritmaya dönüştüğün bu yüzyıldan, geçtiğin yüzyıla el salla. Resimler tarifsiz, müzik gürültülü, edebiyat sınırları zorluyor. Sanatın da adrenaline ihtiyacı var tabii... Bu kitap, sanatın sınırlarını zorlayan d
2012 yılında Çin’de Xianrendong Mağarası’nda bulunan ve MÖ 18.000 tarihli seramik parçaları bugüne değin bulunmuş en eski parçalardır. Önceleri tapınma aracı olarak, küçük figürünler olarak üretilen seramiğin dünya üzerinde kullanım amaçlı ilk buluntuları ise M.Ö.8.000’li yıllarda Türkistan- Aşkava’ da bulunmuştur. Çanak çömleklerin elle şekillendirilmesine ilk olarak Neolitik dönemde (M.Ö. 8000-5500) başlanmıştır. Bunu M.Ö.7000’li yıllarda üretilen Anadolu Çatalhöyük seramikleri ve Mezopotamya Filistin Jer
Tükendi
Cismanî aletlerle ortaya çıkan rûhanî hendese’ olarak tarif edilen hat sanatı, özü itibariyle ilahî vahyi değeriyle mütenasib bir formda takdim etme gayretlerinin bir neticesidir. Bu yönüyle hüsn-i hat, yazıyı sadece bilgiyi nakleden bir vasıta olmanın ötesine taşıyarak ona estetik ve teknik bir hususiyet kazandırmıştır. İbn Mukle ile başlayan tekamül yolculuğunda Yakût el-Musta’simî ile yeni bir merhale kat eden hüsn-i hat, Osmanlı’da Şeyh Hamdullah ile başlayan hat mektebiyle zirveye ulaşmıştır. Her ekol
Tükendi
Diyarbakırlı büyük hattat Hâmid Aytaç’ın sanat tarihindeki yeri pek çok açıdan zikre değerdir. Ancak Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan inkıta sürecinde, kültürel hafızamızın yansıması olan hat sanatını korumaya yönelik çabaları emsalsizdir. İslam medeniyetinin önemli bir şiarı olan bu sanatı sonraki nesillere aktarmaya yönelik ifa ettiği hizmet, hüsn-i hattaki kudretiyle birlikte onu sanat tarihinde müstesna bir konuma yerleştirmektedir. İmam Şafiî’nin Ebû Hanîfe için söylediği “İnsanlar fıkıh ilmini
Tükendi
İslam sanatları ve mimarisi yatay ve dikey boyutlarla sembolize edilen ilahî ve beşerî boyutların buluşma alanı olma vasfını haizdir. Arap alfabesinin ilk iki harfi olan ‘elif’ ve ‘bâ’ harflerinde temsil edilen bu sembolizm, ilahî kaynaktan zühûr eden tecelli ve tezahürleri varlık alemine estetik bir surette yansıtma çabasıdır. Bu çaba aynı zamanda kozmolojik denge ve ahengin görünür kılınması gayesine matuftur. Zira insanın ‘kemâl’ arayışı kainattaki düzenle mütenasib bir hatt-ı hareket içinde olmasıyla mü
Tükendi
Euripides (MÖ y. 484-406): Atina’nın yetiştirdiği üç büyük tragedya şairi arasında en fazla eseri günümüze ulaşan sanatçı olarak özel bir yeri vardır. Bu özelliği şenliklerde Aiskhylos ve Sophokles kadar birincilik ödülü kazanmamış olsa da halk arasında daha çok beğenilen bir şair olmasına bağlanır. Euripides’in kahramanları insana özgü zayıflık ve kusurları taşırlar, yaşadıkları tragedyalar da bu kusurları ile vazgeçemedikleri tutkularından kaynaklanır. Euripides çağdaş tiyatroya en yakın eserler veren kla
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4