Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 326 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
İbrahim Kaypakkaya, 1871'de Paris Komünü ile başlayıp, 1976'da Kızıl Çin'in kapitalist restorasyonu ile kapanan komünizmin yüz küsur yıl süren birinci evresine aittir. O, bu coğrafyada kendisinden evvel komünizm adına, paslı, küf tutmuş ne varsa; geçmişin tortularından arınmış bir ekolün kurucusu olarak tarihe geçti... Kaypakkaya'nın, Türkiye'de köyden kente göçün en yoğun olduğu 70'li yıllarda yaptığı dikkatli araştırmalar ve tespitlerle vardığı sonuçlar üzerinden oluşturduğu Marksizm çözümlemeleri niteliğ
Tükendi
?Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız." Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar,
Tükendi
Bu kitap Türker Ertuncay'ın bireysel hikâyesi olmaktan öte, Türkiye tarihinin önemli ve acılı bir dönemine dair ortak belleğimizin, silinmek ve unutturulmak istenen belleğimizin yeniden inşası için elzem yapı taşlarından biridir, o dönemi anlatan diğer bütün otobiyografi, biyografi ve monografiler gibi. Ertuncay'ın kitabı benzerlerinden farklı olarak öncülüne pek tanık olmadığımız iki perspektif getiriyor yeniden inşası gereken bu ortak belleğe. İlki, Ertuncay'ın durduğu ve baktığı yer; gençlik yıllarının ö
Tükendi
"Bu kitapta Maraş'ta 1978'de yaşanan olaylar sonucu gerçekleşen katliamın perde arkası düşünülerek, zamanın siyasi atmosferi ile olayların amacı ve sonuçları hedeflenmiştir. Olaylar, Alevi-Sünni, sağcı-solcu zıtlaşması ile ateşlenmişse de olayın boyutları farklı siyasi sonuçlar doğurmuştur. Eserde olayların amaçları ve uygulaması kurgulanmıştır. Anlatımda belirtilen kişi, düşünce ve kurumlar tamamen hayali kurgu ile adlandırılmıştır. Bölge genelinde zamanın siyasi sürecinde, anti-komünizm tehlikesi adı al
Tükendi
Kafalı Hoca, Mete devrinde yaşasaydı bir ordunun komutanı olurdu; Fatih devrinde yaşasaydı, serdar yapılır, ülkeler fethederdi. Yaşadığı çağda kıymeti bilinmedi; bir üniversiteden ötekine dolaştırıldı, mağdur edildi. Ancak O, hiç eğilmedi, iktidarlara dalkavukluk yapmadı, sözünü dosdoğru söylemeye devam etti. Kafalı Hoca, Çin Seddi'ni defalarca aşan, Anadolu'yu fetheden, Mohaç'ta savaşan Türk alp tipinin yani Türk yiğitliğinin 20. ve 21. yüzyılda yaşayan temsilcilerinden biridir. Bu yüzden O'nu çok seviyor,
Tükendi
"Yenilmek her zaman kaybetmek demek değildir. Spartaküs yenildiği için Spartaküs'tür; eğer Spartaküs yenseydi adı sanı bilinmeyen Roma komutanlarından biri olurdu. Spartaküs'ü herkes biliyor çünkü mücadele edip güzel yenilerek de tarihe geçmek mümkün. Mahir'i, Deniz'i ve İbo'yu halklarımız biliyor ama onları katledenleri hatırlayan yok. Öte yandan tarih, hayatı ve siyaseti sadece 'kazanmak' üzerine kurgulayanların yanılgılarıyla doludur..." -Bülent Uluer Yıllar kimi legal kimi illegal sınırları geçerek geç
Tükendi
9 Ocak 2007de doksan üç yaşında ölen Jean-Pierre Vernant, XX. yüzyılın yetiştirdiği en büyük Antikçağ tarihçisiydi. Ve benim dostumdu. Sorbonneun merdivenlerinde gizli gizli ince purolarından tüttürdüğümüzü, Malamoudun Eski Hint seminerlerinde yanyana oturup fısır fısır physis konuşmamızı, o müthiş kahkasını, babacanlığını ve samimiyetini unutamayacağımı biliyorum. Ama bütün bunlar Eski Yunana bakışımızı kökten değiştiren bu büyük adamı anlatmaya yetmez. Jipé derdi yakınları ona. II. Dünya Savaşı sırasında
Tükendi
Bülent Ecevit'i nasıl hatırlıyoruz bugün? Solu iktidara taşıyan dürüst siyasetçi, devletin güvenilir çınarı, politikaya zarafet ve tevazu katan şair olarak mı? Yoksa solun birliğini engelleyen inatçı, kuşkucu, yalnız lider diye mi? Acaba kaç kişi bir dönem dağlara taşlara adı yazılan "Karaoğlan" efsanesini biliyor? Tabandan zirveye çıkışın, zirveden cezaevine düşüşün, cezaevinden yeniden zirveye tırmanışın ve son olarak da sandıkta unutulup gidişin nedenleri sorgulanıyor mu? Türkiye, son elli yılına damgası
Tükendi
Bu kitapta Denizin durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKMnin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız. Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mekt
Tükendi
Yılma Durak, 12 Eylül Askeri Müdahalesinden sonra Önce Harbiye'de, Ardından Ankara Mamak'ta Altı yıl tek kişilik Hücre'de tutuklu kaldığı günleri eşine yazdığı bir mektubunda şöyle tasvir ediyor; ?Hz. Yusuf'un bu daracık, karanlık hücrelerden yeniden doğuşunun manasını şimdi daha iyi anlıyorum. Şair ?Ana rahmi zahir şu bizim koğuş, karanlıkta nur, yeniden doğuş" diyor. Yeniden doğuş bütün suniliklerden sıyrılarak, yüreğindeki samimi duyguların birer ifadesi ise ne mutlu bize... Yani yarın biraz daha farkl
Siyaseti, toplumsal adaletsizliği giderecek bir manivela olarak gören bir politikacıydı İsmail Cem. "Servet edinmek maksadıyla siyasete girenler"in tersine o, "Neden benim sahip olduklarıma başkaları sahip değil?" sorusuyla kolları sıvamış ender siyasetçilerden biriydi.Milliyet'te, Cumhuriyet'te, Politika'da, Güneş'te, Sabah'ta köşe yazarlığından genel yayın yönetmenliğine, her düzeyde görev yapmış bir gazeteci ve TRT'nin efsanevi genel müdürüydü.Kültür bakanlığı, Dışişleri bakanlığı yaptı. On sene Avrupa K
Tükendi
Erdal Bey'den en çok aklımda yer eden özellikler: Karşısındakinin mevkii, yaşı, unvanı ne olursa olsun herkese eşit ve bonkörce dağılan, samimi bir kibarlık...Oturduğu odadan bindiği arabaya, giydiği kıyafetten seçtiği sözcüklere değin uzanan, hayranlık uyandıran bir sadelik...Dünya literatürüne girmiş akademik çalışması için bile, "Aslında yeni bir şey değildi," diyecek kadar özgüven yüklü bir tevazu...Artı güler yüz, çalışkanlık ve nüktedanlık...Bu "son söyleşisi"nde, onun kamuoyunun yakından bildiği bu ö
Tükendi
4 Aralık 1945... Türkiye tarihinin en utanç verici olaylarından biri gerçekleşti. Kalabalık bir güruh, Tan Matbaası'nı bastı. "Milli hassasiyetleri yüksek" bu kalabalığın hedefinde Tan gazetesiyle Sabiha ve Zekeriya Sertel vardı. Tutuklananlar "göstericiler" değil Tan gazetesi yazarları oldu. Elinizdeki kitap, "Tan Davası"nın tüm yönlerini; savunmaları, iddianameleri ve "dava" konusu olan yazıları içeriyor. 1946'dan bu yana ilk kez yeniden, tarihe "ışık" tutmak için yayımlanıyor. Türkiye tarihinden belge
Tükendi
Türkiye basın tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Zekeriya Sertel, tüm yaşamını demokrasi ve ifade özgürlüğü uğrunda geçirdi. Selanik'te başlayan gazetecilik hayatında, Türkiye'nin geçirdiği çalkantılı kuruluş yılları süresince pek çok ürün verdi. Resimli Ay dergisinde Nâzım Hikmet'in gür ve "güneşi zapt etmeye" azimli sesiyle "putlar yıktı". Halikarnas Balıkçısı'yla yargılandı. Eşi Sabiha Sertel'le beraber yılmadan, usanmadan ve korkmadan daima yazdı, üretti, gazetecilik düşündü. İkinci Dünya Savaş
Tükendi
Bu kitap, Türkiye'de sosyalist kültürün ve sol hareketin tarihinin gerçek kökleriyle anlaşılması için önemli bir olanak sunmaktadır. Ermeni sosyalist liderlerinden Paramaz'la 19 arkadaşının idam sürecine ve sonrasına tanıklık eden bu kitap, Türkiye'de sosyalist kültürün ve sol hareketin tarihinin gerçek kökleriyle anlaşılması için önemli bir olanak sunmaktadır. İstanbul'daki bir halk kütüphanesinde tesadüfen bulunan kitap, Ermenice aslından Aris Nalcı tarafından Türkçeye kazandırıldı. Tanıkların ve idam
Tükendi
İKİ FARKLI ÜLKÜCÜLÜK 1975 yılında aile içi sohbetler ve o dönemde Türkiye'de cereyan eden hadiseler nedeniyle Türk Milliyetçiliği düşüncesine ve buna bağlı olarak Ülkücü Harekete mensup oldum. Okuyan, düşünen ve analiz eden bir anlayışla hareket ettim. Ülkücü teşkilatlarda görevler yaptım. Hapis yattım ve kurşun yedim. Yılmadım, mevcut durumda hareketimize hizmet etmek gayretindeyim. Tam kırk yıldır fiilen hareketin içindeyim. Öyle büyük dava adamları tanıdım ki, önünde saygıyla eğilmek icap eder. Bu sür
Tükendi
Kemal Anadol, 1944 tevkifatının ünlü isimlerinden Zihni Anadol ile terzi Emine Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Zonguldak'ta başlayan yolculuğu onu önce İstanbul'a, sonra Ankara ve İzmir'e taşıdı. 27 Mayıs 1960'ı hızlı bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak yaşadı, 12 Mart'ta çiçeği burnunda politikacıydı, 1980 darbesinde ise milletvekili. Darbe sonrası siyasi yasaklı olacak, Barış Derneği davasında yargılanacaktı. "Film 12 Eylül 1980 günü kesiliyor. 12 Eylül tarihi, tüm ülke için olduğu kadar benim iç
Tükendi
Bu kitapta Altan Öymen´in çocukluğuyla birlikte, 1930´lu 1949´lı yılların hikayesi var. Dönem çok ünlü bir dönem. Konuları arasında İkinci Dünya Savaşı´nın öncesi var, kendisi var, sonrası var. "Savaşa girdik, giriyoruz" günleri, Trakya sınırındaki köprülerin atılması, İstanbul´un boşaltılması, "Karartma Geceleri", opera geceleri, Köy Enstitüleri devrimi, Irkçılık-Turancılık davası, Tan gazetesinin basılması, çok partili hayatın ilk seçimi, dönemin olayları arasında. Dönemin adı geçenleri arasında da, Atatü
Tükendi
İlk defa savaş sırasındaki başarı ile idare edilen bir propagandamın ne olağanüstü sonuçlar sağladığım gördüm. Esasen burada her şeyi karşı tarafın nezdinde incelemek gerekiyordu. Çünkü maalesef, bizim tarafımızdaki faaliyet çok geri idi. Alınanlarda önemli nispette propaganda yokluğu, her askerin gözüne açıkça batıyordu Propaganda ile esaslı surette meşgul olmamın sebebi işte budur. Fiiliyata gelince, düşman bize pek parlak örnekler veriyordu.
Tükendi
VATANA HİZMET'in dili, dini, ırkı, rengi, etnik kimliği, siyasi görüşü yoktur! Beş kez Belediye Başkanı seçilen Aytaç Durak için şunları söylediler: Yeni Adana bir gün üniversitelerde doktora tezlerine konu olacaktır." (S. Demirel) Belki Adanalı bir gün seni seçmez; ama daha sonra heykelini dikecektir." (T. Özal) Durak, yepyeni bir Adana, bir Avrupa şehri yaratmış, bu kadar olur." (H. Uluç)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 326 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3