Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 326 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
"Fırtına, derin uğultu ve iniltilerle devamda. Bir tüy hafifliğiyle uçan karlar, gelip elime, yüzüme, elbiselerime yapışıyor, yavaş yavaş eriyip sönüyor. Onların bu sessiz temasında ölümün soğuk tehdidi var. Bunu seziyorum. İçim ürperiyor derinden, derinden... Daha buraya gelirken bile, bazı neferlerin yiyecek yetersizliğinden çarıklarını kızartıp yediklerini işitmiştim. Ölüm sayısı da artmıştı. Doktor Dimitraki´ye, bu açlıktan ölenlere nasıl rapor verdiğini sormuştum: "Umumi zafiyet neticesi tevakkufu kalp
Tükendi
Sinema sanatçısı Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askerî darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında, Almanya´da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklandı. Tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdi. Böylece uzun bir yargılanma süreci başladı. Siyasî Şube, sorgulanmalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, idamlıklar Uzun zaman sonra aklanıp serbest kalan Tarık Akan, aradan yıllar geçse de o g
Tükendi
Altan Öymen, anılarının ilk cildi Bir Dönem Bir Çocuk kitabında, kendi çocukluğuyla birlikte, 1930´lar ve 1940´lar dönemindeki Türkiye´nin ve dünyanın hikayesini anlatmıştı. Bu ikinci kitaptaysa o dönemi izleyen "değişim yılları"nı anlatıyor. 1947,1948,1949,1950, 1951... Yani, İkinci Dünya Savaşı´nın ardından "Soğuk Savaş"ın başladığı yıllar... "İki bloklu dünya"nın, hatta bir anlamda "iki dünyalı dünya"nın oluştuğu yıllar... Türkiye, o "iki dünya"dan Batı dünyasının içinde yer almaya çalışıyor. O arada, ta
Tükendi
Siyaset ve eğitim dünyasının değerli isimlerinden Mustafa Gazalcı ile yakın tarihe bir yolculuk... Öğrencilerinin, öğretmen arkadaşlarının desteğiyle siyaset sahnesine çıkıp halkı için canını dişine takan bir siyasetçi... Seçim meydanlarından TBMM kürsüsüne, hapishane günlerinden SHP ve CHP'nin üst yönetimine mücadele alanı sürekli değişiyor; değişmeyen tek şey, halkçı bir düzen, laik, bilimsel eğitim arayışı... Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Deniz Baykal, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Al
Tükendi
Emre Kongar`ın babası 1900, torunu 2000 doğumlu. Kongar bu yüz yıllık aile öyküsünü, hem torun ve evlat hem eş ve baba hem de dede kimliğiyle anlatıyor. Bu kitapta, aile içi ilişkilerdeki mutluluğun gizemini keşfedecek, toplumsal depremlerle sarsılan bir ailenin bütünlüğünü nasıl koruduğunu merakla izleyecek, Yahya Kemal`den Nurullah Ataç`a, Cemil Meriç`ten Haldun Taner`e ve Melih Cevdet Anday`,a Doğramacı`dan Ecevit`e, Demirel`den Erdal İnönü`ye pek çok ünlünün bilmediğiniz yönlerini de hayretle okuyacaks
Zamanın kaybolmuşu yoktur. Yaşanan her şey, müspet, menfi, bizi inşa eder. Yalnız bizi değil, bizden sonraki kuşakları da... Yaşadıklarımızı anında belki en iyi şekilde inşa edemeyiz. Ama, onları değerlendirdiğimiz vakit; gelecek daha emin olur. Hayat gemi mi bilmiyorum, gemicilik olduğu gerçektir. Yaşandıkça ve akılda tutuldukça daha iyi seyrüsefer ederiz. Herkes kendi talihinin mimarıdır. Yaşadıkları, an be an insanı oluşturur ve arkasında bıraktıkları, farkına varmadan önüne geçer. Kader, gaipten yaz
Tükendi
Frank McCourt`un çocukluğunu anlatan Angela`nın Külleri dünyanın her yerinde büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okundu ve çok sevildi. Büyük bir yoksulluğu anlattığı halde, McCourt`un kalemindeki sevecenlik ve ince mizah, satırların arasından sızan umutla birleşince, ortaya bir kurtuluş, bir başarı öyküsü çıkmıştı. Kitap birçok ödül aldı (Pulitzer Ödülü - Ulusal Kitap Kriterleri Çevresi Ödülü - Los Angeles Times Kitap Ödülü). Pek çok dilde defalarca basıldı. Umuda Doğru işte bu öykünün devamı; Frankie`ni
Tükendi
Yazarın çocukluk hâtıralarını topladığı bu kitapta 31 Mart Vak´asından Balkan Harbi´ne kadar birçok târihî olay, âile büyükleri, akrabalar ve eski İstanbul manzaraları ile birlikte akıcı bir uslupla âdeta bir masal gibi anlatılır.
Tarihler 1914’ü gösterdiğinde dünya üzerinde bir cihan savaşının kopacağını gösteren bulutlar dolaşıyor ve ilgili devletler savaş hazırlıklarını son hızla sürdürüyorlardı. Devlet-i Aliye-yi Osmaniye’de iktidarı kesin olarak ele geçirmiş olan İttihat ve Terakki Fırkasının en etkili mensubu harbiye nazırı ve Erkân-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi (daha sonra başkumandan vekili de oldu) Enver Paşa idi. Enver Paşa bir taraftan orduyu ıslah ederken, diğer taraftan propaganda faaliyetlerini yürütmek üzere Teşkilat-ı M
Henry Rosovsky, dünyanın en nitelikli üniversitelerinden biri sayılan Harvard Üniversitesi´nin en büyük fakültesi olan Fen Edebiyat Fakültesi´nde on bir yıl dekanlık yapmış, konusunda yetkin bir kişi. Amerikan üniversitelerinin gizli iç kimliği, eğitimin niteliği, gerek öğrenci gerekse öğretim görevlisi olarak sivrilmenin koşulları, kitapta açık ve nükteli bir dille anlatılmış. Öğrenci, öğretim üyesi ya da yönetici olarak üniversiteyle ilişkisi olmuş herkes, kendi yaşantıları ile bu kitapta anlatılanlar ara
Tükendi
Bizimkisi Bir Ocak Hikâyesi; ocakta sabahlamayan, ocakta bölüşmeyen, ocakta buluş­mayan, ocakta tanışmayan, ocakta vedâlaşmayan, ocakta özle­meyen, en yakın arkadaşını toprağa bırakıp ocakta bir köşede sessizce ağlaşmayan, ocakta nöbete durmayan, ocakta marş söy­lemeyen, hülâsa ocakta yaşanmayan bir hayatı anlamsız bulan hayatların hikâyesini anlatıyor. Ruhi Kılçkıran'dan Fırat Çakıroğlu'na yitip giden hayatların hikâyesi aynı zamanda... 12 Eylül darbesiyle ocaklarına ateş düşmüş, ateş gibi ama ate­şi yalnı
Benim siyaset kervanına katılışım ve Erbakan Hocamızla ilk defa karşılaşmam Milli Selamet döneminde oldu, diyerek bu kutlu yola çıkışını anlatıyor Şevket Kazan. Zaman içinde yollarına çıkan engelleri, bu engellemeleri kimlerin yaptığını, bu engelleri nasıl aştıklarını tarih tarih anlatıyor. Bu kitabı okuduğunuzda yaşadığınız olayların sadece görünenlerden ibaret olmadığını, maneviyatın da bir o kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz. Ve yine yrünen bu kutlu yolda "Yoldaki İzler"i takip ettiğinizde All
Mustafa Kemalin harp politikası hakkındaki tenkitlerini,gerek Türk,gerek Alman kumandanları ile münakaşalarını kendi anlatımından ve dönemin en yakın tanıklarından olan Falih Rıfkı Atayın kaleminden bir solukta okuyacak ve; -Atatürkün Vahdettin hakkındaki düşünceleri nelerdir? -Vahdettin Atatürkü Samsuna neden gönderdi? -İstiklal Savaşına gidilen yolda karşılaşılan güçlükler neydi? -Yakın tarihimizin en tartışılan ikilisi olan Atatürk ve Vahdettin,birlikte yaptıkları Almanya yolculuğunda neler konuştu ve y
İstanbul Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, kendi kaleminden hayat hikâyesini anlatırken, ülkenin son elli yıllık siyasi ve sosyal tarihine de ışık tutuyor. Fotoğrafla zenginleşen bu anı kitabıyla rektörlük yıllarından Ergenekon yargılamalarına, özel hayatından doktorluk yaşamına kadar kıymetli bir Türk aydınının yaşamöyküsünü okura sunuyoruz. "Milletlerin tarihi, geleceklerine ışık tutacaktır. İnsan toplulukları ve bireyler de geleceklerini geçmişleriyle şekillendirecektir. Bu a
Kızıl Kıtlık adını verdiğimiz bu kitapta Türklüğün 20. yüzyılda yaşadığı büyük felaketlerden yalnızca biri hakkında Sovyetler Birliği yöneticilerine yazılmış mektuplar, o korkunç yılları yaşayan bazı insanların anıları ve birkaç röportaj yer almaktadır. 20. yüzyılın başlarında Türk Dünyası'nın hemen her yerinde son derece değerli bilim ve siyaset adamlarıyla aydınlar yetişti ve bu insanlar hayatlarını hiçe sayıp ömürleri boyunca millet için Bilge Kağan'ın dediği gibi öle yite çalışıp çabaladı. Aydınların bu
Orhan Keskin, Diyarbakır Cezaevi'nde, 1984'teki ölüm orucunda yaşamını yitiren bir Devrimci Yolcu... "Bana Beyaz Bir At Getirin" ise Orhan'ın şuurunu yitirdiği anlarda hücreyi inletircesine sürekli sayıkladığı cümle. Kitap, Orhan Keskin'in yaşam ve mücadele öyküsünü ailesi ve arkadaşlarının tanıklıkları üzerinden ele alırken, Devrimci Yol'un 1975-80 döneminde Kürdistan'daki mücadelesini de ayrıntılarıyla gözler önüne sermektedir. Diyarbakır Cezaevinde zulmün zirve yaptığı dönemde gündeme gelen direnişi
Tükendi
Kıymetli bir hukuk âlimi olduğu kadar Türk milletiyle bütünleşmeyi de başararak onun değerlerine sahip çıkan Ord.Prof.Dr. Ali Fuad Başgil´in hayatının son yirmi yılını anlattığı hâtıraları aynı zamanda tarihî bir döneme de ışık tutmaktadır
İnsanların yaşamına yön veren bazı nihai değerler, sadece pratik nedenlerle değil, aynı zamanda, prensipte, kavramsal olarak da, uzlaştırılamaz veya bir araya getirilemez. Hiç kimse aynı anda hem titiz bir planlamacı hem de bütünüyle içinden geldiği gibi davranan biri olamaz. Tam özgürlükle tam eşitliği birleştiremezsiniz; kurtlar için tam özgürlük, koyunlar için tam özgürlükle birleştirilemez. Adalet ve merhamet, bilgi ve mutluluk çatışır. Isaiah BERLIN Türk okurunun, Romantikliğin Kökleri (YKY, 2004) ve
Tükendi
"Köylüye özgüven gelmişti. Eskiden durmadan onlara hakaret eden şehirli insanlar ve hatta köydeki toprak sahipleri eski rahatlıklarıyla hakaret edemiyorlardı. Herhangi bir saldırıya karşı da kendileri savunma mekanizmaları geliştirmişti. Şehre gelirken onlara 'Kürt' diye taş atan Kürt çocuklar artık onları savunan gençler olmuşlardı. (...) O döneme denk düşen önemli bir değişim daha yaşanmaktaydı. Büyük toprak sahipleri traktör kullanmaya başlayınca toprağa bağlı yaşayan köylülerin çoğu köylerden kovuldu. B
Tükendi
Gerçi milletimizin istiklâlini kurtarmak için dört yıldır askerî, idarî ve siyasî icraat ve teşebbüslerimiz hakkında Mustafa Kemal Paşa ile bazı fikir ayrılıklarımız dolayısıyla münakaşalarımız olmuştu. Fakat sonunda fikir ve elbirliğiyle yürümek ve muvaffak olmak büyük mazhariyetti. Çünkü her fikrimiz, her hamlemiz şuurlu, hesaplı ve tabii neticeleri de muvaffakiyetli idi. Benim, fikirlerimi apaçık bütün samimiyetle söyler ve yazar bir adam olduğumu ve bütün düşüncelerime hâkim olan ruhun da millet ve meml
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 326 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2