Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 116 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Balkan Savaşında Edirnenin Bulgar ordusunun eline geçmesinden sonra, esir olarak Sofyaya gönderilen dönemin kumandanları Şukru Paşa, İsmail Paşa, Rifat Paşa ve Kâzım Karabekirin de aralarında olduğu on beş kişilik kurmay subay kafilesinde Eyup Durukan da bulunuyordu. Eyup Durukan ilk satırlarını savaşın arifesinde yazdığı gunluğunu, Sofya Splendid Otelde yedi ay suren esareti sırasında ve sonrasında da tutmaya devam etti. Durukan esaret gunlerini, dönuşundeDunya Savaşının eşiğinde bulduğu memleketin asker
Tükendi
One of them is, of course, the world's biggest traveller Evliya Çelebi (1611-1682) The other one is the symbol of the conquest of Istanbul, the Hagia Sophia, which this traveller desciribed in his Seyahatname (the book of Travel) as "the Mecca of Christians". Both are full of mysteries; both have been researched a lot, written a lot and told a lot. And there is also that Evliya Celebi tells about Hagia Sophia in a more different way than anyone else has done... To read Seyyah-ı Alem's (The Traveller of the
Tükendi
Murat Belge, seyahatnamesinin 4. cildine dünyanın güneyiyle başlıyor. Önce Latin Amerika'ya, Brezilya'ya götürüyor okuyucularını, bin bir çeşitlilikle göz kamaştıran doğa, insan ve ruh iklimini aktarıyor; politik tarihin girintili çıkıntılı patikalarını takip ediyor. Yolculuğa yine güneyden devam ederek bu kez Afrika'ya Tanzanya ve Sudan'a uzanıyor Bu iki ülkenin merceğinden, Afrika'nın kaderinin nasıl çizildiğini, bu kaderin bugün nelerle cebelleşmek zorunda olduğunu anlatıyor. Sonra seyahatte keskin bir m
Tükendi
Ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde İstanbuldan Bombaya bir eğitim ve araştırma seyahati yapan Server-i muhbir fırkateyni Ege, Akdeniz, Süveyş kanalı, Kızıldeniz, Basra körfezi rotasını takib ederek Bombaya ulaşmıştır. Seyahatnamede takib edilen rota ve geminin seyr u seferi ile ilgili verilen bilgiler yanında uğranılan bütün liman ve şehirlerde buraların tarihçesi, ahalisinin durumu, iktisadî ve ticarî hayatı ile idarecileri hakkında gözlem ve araştırmaya dayalı bilgiler verilir. İngilizlerin ne şekilde ba
Tükendi
... babam, tanınmış bilginlerden merhum Hamdan Efendi'nin Fransa'da bulunduğu sırada Cezayir'de Fransızların o zamanlarda kötü yönetimi ile ahali hakkında neden oldukları türlü kötülükler Fransa'da işitildiğinden yalnız bununla yetinmeyip Arapça ve Fransızca tarihlerine de müracaat olunduğu gibi içindekilerin çoğu eski Cezayirlilerin dilinden güvenlikle işitilmiş ve Fransızlar ile olan savaşta ben de babamla birlikte Cezayir'de bulunup olanların hemen pek çoğunu gözlerimle görmüş ve belleğimde tutmuş olduğu
Tükendi
Elinizdeki çeviri Lady Mary Montagu'nun Türk topraklarına ayak basmasından itibaren yazmış olduğu 21 mektubunu ihtiva ediyor. Bunlardan ilki o zaman Osmanlı'nın elinde olan Belg-rad'dan, 10 tanesi ikinci durağı Edirne'den, 10 tanesi de üçüncü ve son durağı İstanbul'dan yazılmış ve gönderilmişlerdir. Lady Mary Montagu'nun keskin bir gözlem kabiliyeti vardır. Pozisyonunun kendisine sağladığı imkânları en iyi şekilde değerlendirmiştir. Bir İngiliz hanımefendi olarak Türk kadınlarının kıyafeti, hayat tarzı, in
Tükendi
Kardeşine yazdığı son mektuplarının birinde Nusret Bey şu vasiyetlerde bulunmuştur: Kardeşim, Bugün hayatımın son dakikalarını yaşıyorum. Vicdanım katiyyen muazzeb değildir. Hayatımda millet ve vatanıma hizmetten başka gayem yoktu. Onu elhamdülillah kemali sıdk ve istikamette (tam bir sadakât ve doğrulukla) ifa ettim. Bana isnad olunan cerâimin hiçbirisinin faili değilim. Masum ve bîgünahım. Garaza kurban oluyorum. Mustafa Paşa, garazım bugün de gösterdi. Küçük çocuklarımı, zevcemi yalnız ve pek fakir olar
Tükendi
Rivâyetlere göre Sultan III. Murad (1546-1595) Şeyh Şüca Dedeye intisab edince, rüyalarını ve diğer mistik tecrübelerini mektuplar halinde ona göndermeğe başladı. Sonraları Sultana ait olduğu iddia edilen yüzlerce mektup, Sultan henüz hayattayken bir yazma eserde toplandı. Elinizdeki kitap, bu mektupların çevriyazıya aktarılmış halidir. Sultanın Alem-i Misâldeki maceralarını adeta menkabevî bir özellik yükleyerek nakleden metin, onu hem zamanın kutbu bir velî, hem de yeryüzünde Allah adına hüküm sürmek üzer
Tükendi
Kore Savaşı'nda şehit düşen en yüksek rütbeli Türk subayı olan Nuri Pamir Kore'de tuttuğu günlük Yapı Kredi Yayınlarından 316 Gün "Küçük Kartal"ın Kore Günlüğü Albay Nuri Pamir'in Kore Savaşı Günlüğü ve Mektupları adıyla kitaplaştı. Bu günlerde eşiyle olan mektuplaşmaları da kitap yeraldı. Günlükte, Kore Savaşı'na ilişkin şimdiye kadar duyulmamış ve kayda geçmemiş bilgiler yer alırken, Nuri Pamir'in savaşın çetin şartlarıyla çelişen şefkat dolu mektuplarında ise bazen yufka yürekli bir insanı, bazen savaş
Tükendi
Bu yazılar ne seyahattir, ne sistemli bir ilim tetkikidir, ne sübjektif bir sanattir. Bunlar sadece bir Anadolu çocuğunun yurd hakkındaki görüş ve bilişlerini yurddaşlarının önüne sermek için yazılıyor. Hiç davamız yok, biraz emeğimiz var, o kadar. Bir adamı görürüz, onu tanımıyorsak bilmişiz sayılmaz. Bir adamı iyice tanırız, onu görmemişsek gene bilmiş sayılmayız. Beldeler ve mekânlar da öyle. Ne yalnız görünüşle biliniyorlar, ne yalnız okunuşla. İnsanın mazisi içidir. Mekânların da içi var. Üzerinde müh
... Düşman hemen siperlerimizi işgal etti. 1500 metre geride bir tarla içerisinde mevzi aldık ve müdafaada kaldık. Ve fakat her iki taraf şiddetli zayiat verdi. O gün akşama kadar susuz olarak tarla içerisinde meydanda kaldık. Kimse başını kaldırmadan akşam oldu. Başını kaldıran hemen gidiyordu. Akşam karanlığında tabur içtima ederek tekmilde bölükten 24 mecruh, 2 esir, 3 kayıp, 5 şehit olduğu anlaşıldı... Bir Gazinin Anıları, 1915-1923 yılları arasında İstiklal Savaşının çeşitli cephelerinde savaşan Mülazı
Tükendi
Bu çalışma iki ayrı metinden oluşuyor. Birinci metin; Yunanistan'dan Türkiye'ye göçle gelen Muharrem Galip adlı bir emekli polisin anılarıdır. Kuşkusuz şimdiye dek hiç yayınlanmamış, hatta belki de yazanının dışında hiç okuyanı olmamış pek çok anı vardır. Oysa yazılmış her anının tarihsel ve top-lumsal değeri vardır. Dolayısıyla ortaya çıkarılan her anı tarihsel anlamda bilinmeyen, farkında olunmayan bazı eksiklerin gi derilmesini sağlar. Muharrem Galip'in anıları da bunlardan biridir. Öncesi ve sonrasıyla
Bir kimsenin hanesinden bir cenaze çıkarsa vay o biçarenin haline. Ziracenaze çıkan hanenin sahibi her ne kadar fakir olsa da müridi olduğu imamın ne kadar müridi varsa cümlesini davet ederek yedi gün devamlı yedirirlermiş. Artık o biçare adam kendi derdine mi yansın, yoksa müridi olduğu imamın müritlerini mi doyursun. Zavallı adam her gün ancak beş on kuruş ekmek parası kazanıp idare ederken onbin kuruş borç altına girermiş ve senelerce o borcu ödeyemezmiş.* Yukarıdaki alıntıdan da hareketle 19. yüzyılın
Tükendi
Evliya Çelebi, 80 yıllık ömrünün 50 yılını seyahatlerde harcamış büyük bir seyyahtır. O, seyahat etmekle kalmamış yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını anlatmıştır. Çelebinin; Hollandadan İrana, Rusyadan Habeşistana dünyanın yarısına ayak basması, insanı hayrete düşürmektedir. Seyahatnameye, biraz da bu nedenle Osmanlının kara kutusu desek yanlış olmaz. Zaten dünya seyahat edebiyatında, bu kadar geniş ikinci bir eser de yoktur. Bu durum, Seyahatnamenin eşsiz bir kaynak olmasını sağlamıştır. B
Tükendi
Evliya-yı Seyyah Evliya Çelebi, gezip gördüğü diğer pek çok yere ek olarak Kahramanmaraş ve çevresini de gezip görmüş ve Anadolu hakkında önemli bilgiler veren ve pek çok konuda tek yerli kaynağımız olan Seyahatnamesinde kendine özgü tarz, üslup ve yöntemiyle Kahramanmaraş yöresini tasvir etmiştir. Örneğin Maraş adının nereden geldiğinden tutun demografik ve kültürel yapısına kadar pek çok konuda bilgiler vermekte, yorumlar yapmaktadır. İşte bu kitapta, her ne kadar devlet memuru olsa da aslında asıl mesleğ
Tükendi
Tarihte, Irak adında bir ülke henüz yokken ve de Türklerin büyük göçlerle Anadoluya gelişinden önceki dönemlerde, günümüzdeki Irak topraklarında Türkler vardı. Tarihçi Abdizâde Hüseyin Hüsâmeddinin verdiği bilgilere göre; İslamiyetin nâzil olduğu 610 yılında Irak bölgesinde çok sayıda Türk aşireti ve Türk Beyliği bulunuyordu. En çok bilineni Banuklu aşireti idi. Bu aşiret Banukya denilen şehirde yaşıyordu. Arap Orduları 632 yılının ikinci yarısında bu aşiretle savaş alanında karşılaştı. Türkler, kalabalık
Tükendi
Allahım! Senin benden başka merhamet edeceğin kulun çok Ama benim SENden başka af dileyecek kapım yok (AMİN) Evliya Çelebi'nin bir rüyadaki niyazıyla başlayan seyahati O'nu ebediyete kadar yaşatacak seyahatnamesini bırakarak Hakka yürümesine vesile oldu. 2011 yılı Evliya Çelebi'nin doğumunun 400. yılı. Evliya Çelebi yalnız Türk milletinin seyyahı ve kültür insanı değil; O dünyanın bir seyyahı ve kültür insanıdır. Onun içindir ki, UNESCO 2011 yılını "Evliya çelebi'yi Anma Yılı" ilan etmiştir. On cilt ha
Tükendi
İstanbul o kadar büyük bir şehirdir ki yangın zuhur edip on veya yirmi bin ev yanmış olduğu halde diğer semtlerdeki halkın haberi olmaz. Her bahçe bir serviliktir. Bütün yollar, altı günlük uzunlukta da olsa, Edirne'ye kadar olan yol gibi kâmilen kaldırımla döşelidir. Her yerde çeşme bulunduğu gibi, kimseye fenalık edilmemesi ve kavga çıkmaması için yasakçılar ve zaptiyeler mevcuttur." Polonyalı Simeon 17. yüzyılın ünlü bir seyyahı... Kudüs'e hacca gitmek maksadıyla geldiği İstanbul'dan bütün Anadolu'ya açı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 116 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4