Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
‘'Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne Dede Korkut'u öbür gözüne Koysanız,yine Dede Korkut ağır basar'' -Ord.Prof.M.Fuat Köprülü Dede Korkut Romanları serisinin ilk kitabı,Oğuzların kudretli bir beyi Olan, yedi kız babası Pay Püre Bey'in,erkek sabihi olamayışı Karşısındaki çaresizliğiyle başlar.Nice zaman sonra Allahu Teala,Pay Püre Bey'e sekizinci evlat olarak Yusuf yüzlü bir oğul verir.Ama bu Oğlanın güzelliği başına nice belalar açar.Güzelliğinin methi Türkistan Sınırlarını aşıp kafir ülkeler
‘'Oğuz Kağan Destanı,en eski iki destanımızdan birisi olmasının yanında Oğuznameler içerisinde en muhteşem olanıdır. Okurken her satırından,hatta her kelimesinden ayrı lezzet aldığımız ; milli Duygularımızıa hayat veren,bizi destanlar çağına alıp götüren Oğuz Kağan Destanı'nın biri Uygur harfli diğeri Farsça kaleme alınmış iki önemli Kaynağı vardır. Esasen Oğuz Kağan Destanı deyince hemen hepimizin aklına Uygur harfli Metin gelir.İslamiyet tesirinden uzak bu metin şiir şeklindedir ve metin Başından,ortası
Polonya, İkinci Dünya Savaşı'nda Alman işgali altındadır. Ancak Ruslar da, diğer taraftan Polonya içlerine doğru ilerleyerek Almanları buradan çıkarmak niyetindedirler. Polonyalı millî direnişçiler Varşova'da Ruslar yaklaşırken, Almanlara karşı bir ayaklanma tertiplerler. Cengiz Dağcı kendisinin de şahit olduğu bu kanlı ayaklanma günlerini, babasını Birinci Dünya Savaşı'nda kaybetmiş, yirmi altı yaşındaki Teresa Zaromb'un gözünden aktarır. Teresa, ölüm ve korkunun hüküm sürdüğü bu günlerde bütün sevdiklerin
Tükendi
"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiz. Bilakis onlar diridirler. Lakin siz anlayamazsınız."(Bakara:154)Rahatça oturuyoruz evlerimizde, en büyük sıkıntılarımız, yarına sarkmayacak kadar hafif ve sıkıntısız... Dünyanın kargaşasına kapılmış, sürüklenirken, geçmişi sorgulamamız gerektiğini hiç aklımıza dahi getirmiyoruz... Biz ülkemizde özgürce, rahat bir şekilde, huzurlu olarak yaşıyoruz... Ama nasıl oluyor bu? Dört bir yanı sırtlan sürüsü gibi düşmanlarla çevrili, tarihin her döneminde istila edilmeye ç
Tükendi
Türkçede ilk kez yayımlanan Amerikalı çok satan yazar Chris Bohjalian’ın Kumdan Kale Kızları romanı, bizleri Bedrosyan ailesinin Anadolu’dan Halep’e, oradan da Amerika’ya uzanan sürükleyici hikâyesine davet ediyor. Genç yazar Laura Bedrosyan, New York’un bir banliyösünde ve Miami’de geçen çocukluğunu, evdeki Şark halılarını, etrafta kullanılmadan yatan nargile marpuçlarını ve çözemediği bir dilde yazılmış kitapları anımsarken, dedesi Armen’in ölümünün ardından anlatılmaya başlayan hikâyelerle kendini, uzun
Tükendi
Türkiye üzerinde oynanan ve büyük oyunu çürüten Doğan Karamanoğlu, suikasta uğrayarak ölümden döner. Bu durum, “Kızıl Elma” ruhuna sahip yedi asırlık teşkilatın vatan sevdalısı Doğan’ı apar topar kuruma götürür. Asena, Doğan ve Semih Ayyıldız için 251 şehidin intikamını almak üzere Okyanus`un diğer kıtasına uçarlar. Allentown’da bekleyen diğer bir ekiple toplanıp büyük operasyon için titiz planlarını hazırlarlar. 27 sayısı hiç bu kadar acımasız ve anlam yüklü olmamıştı; Doğan, artık intikam için yaşayaca
Ey gökyüzü, eğer bir gün kanatlanıp Uçmak istersem bu sessiz hapishaneden Nasıl derim ağlayan çocuğumun gözlerine "Unut gitsin beni çünkü esir bir kuşum ben..." Annesinin duvarlarla çevrili bahçesindeki kokulu güllerinin arasında kız kardeşiyle dedikodu yaptığı zamanlarda ya da genç aşkıyla flört etmek için evden kaçtığında, Furuğ Ferruhzad her zaman bir asiydi. İran, Furuğ'un çocukluğunda Batılılaşmakta olan bir ülke olsa da insanların büyük bir çoğunluğu hâlâ kadınların ortalıkta görünmemesi gerektiğine
Tükendi
Soluk soluğa okunan bir macera Ortaçağı çok iyi yansıtan enfes bir seyir Batı dünyasına, Doğunun gizemli kapılarını açan araştırmacı yazar Harold Lamb, bu defa eline kılıç almamış bir dâhinin öyküsünü yazmış. Cüretkâr şiirleriyle tanınan Ömer Hayyam'ın, Ortaçağda İran'ın hüzünlü atmosferinde geçen öyküsü, halktan ve soylu sınıfından seçilmiş renkli portrelerle canlılık kazanıyor. Metafizik zekâsı ve yıldızlara olan tutkusu nedeniyle muhafazakârların şimşeklerini üzerine çekem Hayyam'ın hayattan beklediği sa
Usta yazar Meşa Selimoviç'ten otuz değişik dile çevrilmiş, önemli edebiyat ödüllerine layık görülmüş bir başyapıt... Boşnak yazar Selimoviç'in1967'de yayımlanan Derviş ve Ölüm adlı romanı, değişik dönemlerde birçok eleştirmenin inceleme konusu edindiği, ayrıca geçtiğimiz yıllarda bir Türk-İtalyan ortak yapımı ile sinemaya da aktarılmış olup otuz değişik dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüştü. Kitap, Meb'in tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde de yer alıyor. Meşa Selimoviç, D
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında kara kutuyu kaçıranlarla, 2007'deki Atlasjet kazasında olay yerini inceleyen ekibin birbirleriyle olan bağlantılarını araştıran genç yazar, SR adlı bir suikast örgütünün varlığıyla yüzleşir. Binlerce yıldır dünyayı ağ gibi saran Lusiferianizm inancının temsilcileri, hangi tarikatlar aracılığıyla Türkiye'de eylemciler yetiştiriyorlar? Amerika ile İran arasındaki silah ticaretini yöneten Cemal Kaşıkçı'nın dayısı Adnan Kaşıkçı'nın suikastla bağlantısı neydi
Tükendi
7-8 Mart 1915 gecesi Karanlık Koyu'na döktüğü mayınlarla Çanakkale'yi geçilmez kılan Nusret Mayın Gemisi, Türk ve dünya tarihinde silinmez bir yer edindi. Çanakkale'yi denizden aşamayan işgal orduları Kara Savaşları'nı başlatmasalardı Yarbay Mustafa Kemal Anafartalar'da bir yıldız gibi parlamayacak, Atatürk gibi büyük bir lider ortaya çıkmayacaktı. 1955'te terhis edildikten sonra yük gemisi olarak çalışan, 1962'de daha çok yük taşısın diye orta kısmına on iki metre ekleme yapılan, 1989'da batan ve on yıl de
Tükendi
"Bir anda Büyükada'daki otelde gözleri şaşkınlıkla açılmış Amerikalı'nın dudaklarından İngilizce küfürler döküldü. Elindeki portatif mitralyöz ile ortalığı ve adamlarını duman eden Esat'tan başkası değildi. İçinden gelen ayağa kalkıp saçını-başını yolma isteğini güçlükle engelledi. ‘Nasıl olabilir bu? Bir saat olmadı bizim bu adamları Trabzon'da gördüğümüz. Lanet olsun!' diye bağırdı. Büyükada'daki operasyon odası bir anda buz kesmişti." Bütün dünyayı pençesine almış kadim bir kötülük... Sönmek üzere olan
Celâleddin Harezmşah, 1199'da Harezm'de doğmuş ve dünyanın en büyük sultanı Alâaddin Muhammed'in oğlu olarak büyümüştü. Ancak henüz yirmi bir yaşında iken Cengiz Han'a yenilip geri çekilmiş ve memleketi harap olmuş olan babasının yerine tahta geçmişti. O Hindistan ile Diyarbekir arasında yüzlerce destan yazarak çekilmiş ve Doğu Anadolu, Gürcistan ve Azerbaycan'daki fetihleriyle bir devleti kaybederken, yeni bir devlet kurmuştu. Cengiz Han onu hayatında iken ele geçiremeden ölmüş ve bu düşmanlık mirası oğlu
İtalyan orduları İkinci Dünya Savaşı'nda Arnavutluk'u işgal eder. Arnavut halkının büyük kahramanlığı ve direnciyle karşılaşan faşist ordular geri çekilmek zorunda kalır. İşgal bittiğinde işgalci ordularından geriye sadece kemik kalmıştır. Devlet "ölü ordu"yu toplaması için Arnavutluk'a bir general ve bir rahip gönderir. Görev, Arnavut topraklarında kalmış ölü ordunun kemiklerini toplamaktır. Savaşın ve insanın tüm detaylarıyla ve tarafsız bir biçimde anlatıldığı Ölü Ordunun Generali, yaşayan en büyük Arnav
Güneş kırmızı bir tepsi gibi ufkun üzerinde dururken, bulutlar renkli bir aleme bürünmüş; çöl susuzluğun remzi, kum tepelerinin her biri uyuyan bir dev... Gökler ve çöller alabildiğine uzanırken bir adam yolları adımlıyordu, bu Musa´ydı. Anladı ki bu ayaklar, bu vücudu çekmeyecek... Ekmek torbasını yastık yaptı, kumların üzerine uzandı, bulutlar gitmiş, yıldızlar parlıyordu. "Gökleri silip süpüren kim?" Yıldızlar kayıyordu, birilerini taşlarcasına... Uyudu, uyandı, yine yıldızlar, yine çöl... "Ölmediği
Devletini Adalet ve Oğuz Töresi Üzerine Kuran Osman Gazi'nin Romanı... 1281 yılının Eylül ayıdır. Kayı Aşireti'nin reisi Ertuğrul Gazi 93 yaşında iken vefat etmiştir ve herkes Kayılar'ın yeni liderinin kim olacağını merak etmektedir. Elinizdeki tarihi roman, rüyalarla müjdelenen Osman Gazi'nin; Kayı Aşireti'ne reis olmasından uç beyliğine, uç beyliğinden sancak beyliğine ve nihayetinde 624 yıl üç kıtada hüküm sürecek bir cihan devletini kurma mücadelesine yer vermektedir. Ve bu roman, Osman Gazi'nin 1258'
Şu esas duruşta asker selamı veren kısa pantolonlu çocuk benim. Alman Harbi yıllarıydı. Her gece biraz daha karanlık... Topla tüfekle olmasa da, dişimizle, tırnağımızla ve yaşadığımız sefaletle bizler de içindeydik savaşın. Ayaklarımız çıplak, kılığımız kıyafetimiz haliyle biraz perişan. Ama olsun, utanıp çekinecek kimsemiz yoktu ki... Biz çok nadir çıkardık insan içine. Şu yamaçtaki beyaz deniz feneri var ya, işte orada yaşardık, herkesten uzakta... Farkında değildik o zamanlar hiçbirimiz; yalnızlık ve yok
Kayılar'ın Türkistan'dan başlayıp Söğüt ve Domaniç'e uzanan destansı göç yolculuğu ile Ertuğrul Bey'in efsanevi hayat hikâyesi bu romanda... Tarihler 1200'e yaklaşırken Asya'nın doğusunda büyük bir güç doğmaya başlamıştı. Avrupalılar'ın Tatarlar, Asyalı kavimlerinse Moğollar şeklinde adlandırdığı bu kavmin en belirgin vasıfları arasında çevreye sürekli yayılmak, geçtiği her yeri istila etmek ve fazlaca kan dökmek vardı. Moğollar'ın Batı yönlü yayılmacılığa başlamaları ile Türkistan coğrafyası hedef hâline
Devletini Adalet ve Oğuz Töresi Üzerine Kuran Osman Gazi'nin Romanı... 1281 yılının Eylül ayıdır. Kayı Aşireti'nin reisi Ertuğrul Gazi 93 yaşında iken vefat etmiştir ve herkes Kayılar'ın yeni liderinin kim olacağını merak etmektedir. Elinizdeki tarihi roman, rüyalarla müjdelenen Osman Gazi'nin; Kayı Aşireti'ne reis olmasından uç beyliğine, uç beyliğinden sancak beyliğine ve nihayetinde 624 yıl üç kıtada hüküm sürecek bir cihan devletini kurma mücadelesine yer vermektedir. Ve bu roman, Osman Gazi'nin 1258'
Tükendi
Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan romanında Ömer ile Macide'nin aşkını anlatırken bu ilişkinin çevresinde Türkiye aydınlarının dramını da anlatır. Bu dramı bireysel boyutlardan çıkararak toplumsal bir sorun olarak ele alır ve eleştirel gerçekçi bir bakışla yorumlar. Pek çok felsefi gönderme içeren roman, toplumsal olayların yorumlanışı açısından dönemindeki pek çok eserle kıyaslandığında "ayrıksı" bulunmuşsa da yıllar içinde özellikle sanat, felsefe ve insan ruhu açısından yeni okumalara kapı aralamıştır.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9