Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21
Orta Çağ'da Avrupa'nın göbeğindeki bir Türk ajanın nefes kesen hikayesi... Endülüs'e yakılan bir ağıt... 21'inci yüzyılda bile eksikliği hissedilen bir insanlık dersi... Daha önce Son Sefarad olarak yayınlanan Cennetin Kapıları, kitabın İngilizce baskısında kullanılan ve büyük beğeni toplayan yeni ismiyle ve yüzüyle karşınızda... Endülüs'teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif'in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır... Granada İslam
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran, ona adını veren kahramanın hikâyesi. İki ciltlik bir epik, film tadında bir kuruluş romanı. On üçüncü asrın sonları. Anadolu savaş ve kan içinde. İnsan kellelerinden kulelerle kalplere terör salan Doğulu barbar Moğollar, Batılı fanatik Haçlı orduları ve hain haşhaşinler.. Ve Türkleri tamamen bitirmek niyetinde olan İmparatorluk vârisi tekfurlar.. Bu kaostan bir cihan lideri doğmak üzere.. Küçük bir uç beyliğinden çıkarak bu katliamlara dur diyecek, umudun ve adaletin adı
Tükendi
Krallar, kendi ülkelerinin vatandaşlarını yemeğe başladığından beri, gecelerin gündüzleri yuttuğu, dağların gömülmek için diriltildiği, tanrıların insanların arasına karışıp insanlaştığı ve ölümlülerin tanrılar arasına alınıp tanrılaştırıldığından beri, kör ve topalın sağlam, sağlamın hasta kabul edildiğinden beri, acımanın acıma kabul edilmediği günden, ölüme ve dirime inancın kaybolduğundan beri, her kederin ve her kaderin ortak yazgısına ellerin karıştığı, hile ile karıştığı, kralın soytarıyı, soytarının
Tükendi
Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın oğlu Kılıçarslan, büyük bir komutan ve adaletli bir hükümdar olmasıyla nam salmıştır. Daha genç bir delikanlıyken esir olarak tutulduğu Tebriz'deki kaleden kardeşi Tokay ile birlikte kaçan Kılıçarslan, bundan sonra yepyeni bir hayata yelken açar... Artık İran Selçuklularının elinden kurtulmuştur. Anadolu'ya doğru dörtnala at süren Kılıçarslan, özlem duyduğu İznik'e kavuşacakken yolda Sümbül'e rastlar. Hayatına büyük bir aşkı da katan Arslan,
Tarihler, 1167 senesini gösteriyordu ki Moğolistan'ın uçsuz bucaksız ovalarında, atlarını solukları kesilinceye kadar süren savaşçıların arasından sonraları taçlara ve tahtlara hâkim olacak bir Han dünyaya geldi. Henüz gençken ileride göğüs gereceği zorluklara alışacağı bir serüvende nice zorluklardan daha kudretli bir biçimde çıktı. Onun bu kudreti, tüm Moğol kabilelerini bir bayrak altında toplamasına yetmişti. Artık bir Han olarak bilinen Cengiz Han, gözünü yeryüzüne yayılacak bir devletin hayaline dikmi
Osmanlıların onuncu padişahı olan Sultan Süleyman, adaletiyle Doğu'da Kanunî, yaptığı fetihlerle Batı'da Muhteşem olarak adlandırılmıştı. Yetmiş bir senelik ömründe kırk altı yıl Devlet-i Aliyye'nin saltanatında bulunanSüleyman'ınnamı, Asya'nın steplerinden uzayıp Çin Seddi'ni aşıyor, Balkanlar'ın geçit vermez dağlarından Viyana'ya ulaşıp Fransız Sarayı'nın duvarlarında yankılanıyordu. Tüm dünya onu Belgrad'da, Rodos'ta, Mohaç'ta kazandığı zaferlerle tanımıştı. 1299 yılında Osman Bey'in Söğüt'te tohumlarını
Osmanlı Devleti, kurulduğu günden itibaren sadece teşkilâtlanması ile değil ordusunun kudretiyle de tüm dünyaya nam salmıştır. Şüphesiz bu ordunun en bilinen sınıfı olan yeniçeriler, ocağa kabul edilmelerinden yetiştirilmelerine, savaş meydanlarındaki kabiliyetlerinden sahip oldukları özelliklere kadar Osmanlı tarihinin en çok merak edilen konularındandır. İşte bu ilgi, 19. yüzyılda yetişmiş önemli şarkiyatçılardan olan David LéonCahun'un romanında tekrardan gözler önüne seriliyor. Sahip olduğu bilgilerle r
TIME'ın seçtiği "1923-2005 Yılları Arasında Yayımlanan En İyi İngilizce 100 Roman"dan biri. Afrika edebiyatının en büyük ismi Chinua Achebe gerçekçi tarzda yazdığı ve çoğunlukla Batı'nın Afrika'yı kolonileştirmesi üzerine kaleme aldığı romanlarıyla her ne kadar yerel bir hikâye anlatsa da yarattığı karakterler ve kurgularıyla evrensel meselelere değinmeyi başaran nadir yazarlardan. 2007'de dünya edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Man Booker Uluslarası Ödülü'nü kazanan Achebe'nin ilk romanı Parçalanma
Tükendi
On dokuzuncu ve yirminci yüzyıl Osmanlı tarihi, bir anlamda sürekli ayaklanmaların tarihidir. İmparatorluğun 19. yüzyıl sonlarında derin ve hissedilir bir şekilde yaşamaya başladığı ve yıkılışına kadar artarak devam eden sosyal, ekonomik ve siyasal çözümsüzlüklerin bir sonucu olarak, eşkıyalık hareketleri kısa sürede yaygınlaşmıştır. Eşkıyalığın, bu dönemde en gelişmiş, toplumsal katmanlar arasında eşitsizliğin en fazla belirginleşmiş bölge olan Ege'de ortaya çıkması ise tesadüf değildir. Ege'de eşkıyalığı
Tükendi
En büyük cihadın Zalim idareciye karşı hakkı söylemek olduğunu bilen, Ümmet koyunlaştırılırken Kitapları bırakıp kıyama koşan, Kalemi bırakıp kılıca sarılan, Alimlerin mürekkeplerini şehidlerin kanlarına dönüştüren, Bir alim... Tağuta, 'evet efendim' demeyi, Firavun'a Bel'am olmayı, Rahatı, sosyal konumu ve canı uğruna reddeden Bir alim... Said... Cübeyr'in oğlu Said. Zalim idarenin... Hakkı mahkum edip nefsini ilah edinen, İnatçı, zalim ve tağut devlet adamlarının, Tipik örneği, Bir zalim... Haccac... Hacc
Tükendi
Aşinalar, diğer Türk boyları gibi Hun İmparatorluğu dağıldıktan sonra Juan Juanların boyunduruğuna girdiler. Gün geçtikçe güçlenen Aşinalar, Kağan Anakui'yi rahatsız etmeye başladığında umulmadık bir buyruk verdi. Kurtlar, karanlık kuyulara sürüklenmeye başladığında, devri değiştirecek bir ihtilalin ateşi yüreklerde parlayıverdi. Ulu Kara Dağ'ın ulularından, o kutlu günün haberi geldiğinde Gökkurt, işareti ufukta gördü. Başlarını göğe kaldırıp, kutlu bir kağanlık için, kanlarının son damlasına kadar durmaya
Daha küçük yaşlarda içindeki müthiş cevher keşfedilen, amcasının ve babasının sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinin çehresini tamamen değiştiren, yenildikçe daha da güçlenerek bir çığ gibi gelen düşmanlarının karşısında dağ misali dimdik duran bir kahraman... Hayatı iman ve vatan üzere şekillenen bir mücahit... "Kafkas Kartalı" Şeyh Şamil... Ve onun destansı hayatı... Romanlarıyla yüz binlere tarihi sevdiren, okurları tarafından "günümüzün Peyami Safa'sı" olarak nitelenen Okay Tiryakioğlu, tarihi roman se
Tükendi
Bilinmezler karanlıkta kaldıkça, gizemli kalın giysilerle birlikte öyküleri sarar. Ardından masalsı, destansı ögeler yüklenince anlamı güçlenir. Daha da olmazların içinde daha da saklanarak aslı nedir unutulur. Eğer geride maddi bir şeyler kaldıysa, tutunulası bilgilerin gereği kaçınılmazdır. Bilinmezleri çok, bilineni az olduğunda, kim ne söylerse eğer, aksi kanıtlanmadıkça anlatılan doğru bellenir. Doğrudan şüphe etmenin nedeni budur çoğu kez. Doğru bilinen, doğru değilse... "Gerçeği aramaktan başka yap
Tükendi
Bir kurtarıcı... Gerektiğinde ölü, gerektiğinde yenilmez dev taklidi yapabilen, usta bir oyuncu. İcabında sağır ve dilsiz, icabında kör. Gerektiğinde Amazon ormanlarından Versay Sarayı'na kadar olan biteni gören, duyan biri... Elinde iki silahı bulunan, dua ve keskin bir zekânın sahibi... II. Abdülhamid... Yalnızlığı ve çaresizliği bilmeyen onu anlayamaz. Tarih onu öncekilerden ve sonrakilerden çok daha sert yargılamıştır. O, Osmanlı hanedanının üvey evladıdır. Hakkında olumlu veya olumsuz çok şey uydurul
Tükendi
İki kandaş Türkmen Beyi... Tuğrul ve Çağrı Beyler... Birlikte omuzlamışlardı Türkmen'in yükünü. Birlikte başlamışlar, birlikte savaşmışlar, yenilmişler, yenmişler, yok olmanın eşiğinden dönüp, en yükseğe... Büyük bir utkunun ardından doğan devlete uzanmışlardı! Onca derdin ardından düş gerçekleşti ya durulmazdı artık. Durmak istense de durulmazdı, durulamazdı artık. Her geçen gün daha fazlaya, daha iyiye ve büyümeye... Türkmen gündoğusundan gelmeyi sürdürdükçe, yeter olanlar yetmezdi artık. Yıllar geçer
Tükendi
Ben geldim diyorum, ben geldim. Sana seni anlatmaya, sana O'nu... Senin düşlerini, O'nun hakikatlerini... Artık elimden mi tutarsın, dizimin dibine diz mi çökersin, ardımdan mı gelirsin, yoksa kanatlarına tutunduğum kuşların bir tüyünden de sen mi tutarsın, orasını gönlün bilir. Dinle... Birazdan bir yolculuk başlayacak Seninle... O Senin yolculuğun... Yol da sensin, yolcu da, yolculuğun başı da sonu da sensin aslında... ... Bir deli çıkagelse hayatınıza, Ve o delinin gelişiyle değişiverse bütün hayatınız.
Psikolojik danışmanlık yapan Alkım, yeni görevinin yakışıklı ve başarılı iş adamı Kaan Soyalp adındaki adamın ta kendisi olduğunu öğrendiğinde hayatı hızla yön değiştirir. Soyalp Şirketler Grubu baş mimarı ve CEO'su Kaan Soyalp, uygunsuz bir videosunun basına sızdırılması nedeniyle büyük itibar kaybeder ve hiç istemese de profesyonel yardım almayı kabul eder. Fakat danışmanının, bir kafede gördüğü ve ilk andan itibaren aklından çıkaramadığı o kadın olduğunu öğrenince işler tam tersine döner. Birbirlerine du
Kimi tarihçilere göre; zalim, despot, taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmasın emriyle korku salan istilacı bir cani ve kelle avcısı. Kimilerine göre; sanatçılara, alimlere sonsuz saygı duyan ve yüzyıllar sonra bile zekâsıyla kendine hayran bırakan büyük bir komutan. M. Samih Fethinin şiirsel anlatımıyla bezenmiş bu tarihi romanda, Timurun bilinen ve genel olarak çizilen portresinin dışında iç dünyasına yolculuk yapacağız. Okuduğumuz her satırda biz de onun gibi duygudan duyguya geçeceğiz. Timur her in
13 Temmuz 1878'de, Berlin Antlaşması'nın imzalandığı gün Amasya Kaleköy'de sarı saçlı, maviye çalan yeşil gözlü, güzel bir kız doğar. Adını Havva koyarlar. Dağda, bayırda, kırlarda, kalede çiçeklerle büyür. Yaylanın düzünde atıyla koşturur. Okuryazar olur. Dünya büyük bir dönüşümün eşiğindedir. Kıtlıkların, salgın hastalıkların, savaşların, Müslüman ve gayrimüslim göçlerinin, tehcirin, gizli sevdaların yaşandığı yıllardır. Havva da mutluluklar, trajediler yaşar. Gün gelir saraylara konuk olur, gün gelir acı
Tükendi
"Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır." (Yusuf 111) Allah Teâlâ Kur'an'ı; biz kulları için öğüt almak, onu tefekkür ederek tane tane okumak, tevhid ve kulluk şuurunu kazanmak, kıssalar yoluyla iyi ve kötünün modellerini ortaya koyarak iyiliğe teşvik edip, kötülüklerden sakındırmak ve karanlıklardan aydınlığa çıkmak için gönderdiğini bildirmektedir. Bizler vahyi, hayatımıza rehber kılmak, bütün davranışlarımızı ona göre şekillendir
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21