Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Elifler köyünde doğan çekingen, çelimsiz bir çocuktu Memet, ülkesinin kurtuluşunda adına destanlar yazdıracak bir yiğide dönüşeceğine ihtimal verilmezdi. Ancak küçükken köydeki arkadaşlarının ürkekliğiyle dalga geçtikleri Molla Memet, yıllar sonra Karayılan olup Fransızlara karşı verilen savaşta bir halk kahramanına dönüşecek, adına türküler yakılacaktı. Eşkıyaya kafa tutan, Milli Mücadele’de canını hiçe sayarak ülkesine, ordusuna hizmet eden, topladığı çetesiyle cepheden cepheye koşan Karayılan, Antep’in i
"Kitlelerde inkılapçı şuurun göze batacak kadar arttığı her yerde görülmektedir. Bunun en kuvvetli delillerinden biri de Henri Barbusse'ün Ateş adlı romanıdır. Kendi görüşleri ve peşin hükümleri tarafından tamamıyla ezilmiş, tamamıyla cahil bir küçük burjuvanın, tamamıyla cahil kalmış bir sokak adamının, en çok da savaşın etkisiyle, bir inkılapçı haline gelmesi, sonsuz bir hakikatle, ustalıkla gösterilmiştir." Lenin "Barbusse Ateş adlı eseriyle 1914-18 (emperyalist savaş) cinayetini parlak bir şekilde ayd
Tükendi
Ömer Hayyam’ın "Bu insanlar cennet için yaşarlar. Onlara cenneti verebilirsen yönetirsin." sözü üzerine Alamut Kalesi'nde kendisine inananlar için yalancı cennet hazırlayan, Ömrünün yarısı sürgünlerde yarısı Alamut Kalesi'nde geçen, Kimilerine göre terörist kimilerine göre kahraman olan, Davası uğruna kendi öz oğullarının idam fermanını veren Hasan Sabbah, Ve… Alamut Kalesi, Melikşah, Nizamülmülk, Nizariler, Selçuklular, taht kavgaları, mezhep kavgaları, Muhammed Tapar, Sultan Sencer... Suikastlar, fedailer
Adım Yunus Emre. Zor bir zamanda yaşadım ama pes etmedim. Anadolu’da köy köy, oba oba gezerek sevgiyi, birliği dile getirdim. Milletin sesi oldum. Onlara mücadele azmi aşıladım. Böylece milli ve dini değerlerimize sarılarak Anadolu ayağa kalktı. Önce Moğol, işgaline son verdi. Ardından Türk boyları birleşip Osmanlı devletini kurdular. Bu, aynı zamanda kendimizi bilme, bulma ve olma yolculuğu idi. Bunun için yeri geldi sarı çiçekle konuştum. Yeri geldi dağlar ile taşlar ile Mevla’ya seslendim. Kimseyi öteki
Türkler "Barak" derlerdi, kara tüylü köpeğe,Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.Kuzey-batı Asya'da güya "İt-Barak" vardı,Türklerse İç Asya'da, onlara uzaklardı.Başları köpek imiş, vücutları insanmış,Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.Destanda denilmiş ki, Oğuz-H
Tükendi
Boğa olmasaydı, Oz uçsuz denizlerde nasıl hüküm sürerdi? Karanlık dalgaların arasına gizlenen kötülükten insanlarını nasıl korur, denizlerin acununa nasıl adalet getirirdi? Börü olmasaydı, Oz nasıl iz sürer, kinini diri tutar ve intikamını alırdı? Uçsuz bucaksız topraklarda, kendi adaletini nasıl sağlardı? Gök Geyik olmasaydı, Oz, bilgeliğe nasıl uzanırdı? Işığa nasıl yol gösterici ve insanlığa köprü olurdu? Aslan olmasaydı, Oz nasıl en büyük olur, düşmanlarının yüreğine korku salardı. Kalbini; Ra-Mu'nun
13. yüzyılın başlarında, bozkırın efendileri tek tanrılı ve tek kağanlı bir dünya düzeni kurmak için birbirleriyle kıyasıya mücadele içindeydiler. Tarihe "Devlerin Savaşı" olarak geçen bu mücadelelerin en zorlusu da Cacıratlı Camoka ile kan kardeşi Kıyatlı Temuçin arasındaki savaşlardı. Camoka, tüm gücüyle savaşıyordu. Amacına ulaşmak için Olcay Ata'nın güç simgesi sihirli kalkanını ele geçirmeye karar verip Maymun yılının üçüncü ayında doğuya uzun bir yolculuğa çıktı. Herkes kalkanın doğunun en do
“- Mustafa Albayım. Dediğiniz gibi bir büyük zaferden, bir başka büyük bir savaşa doğru gidiyoruz. Aldığımız haberlere göre İngiltere, Fransa ve Rusya bu defa Ortadoğu’yu paylaşmak için hazırlık yapıyor. Siz Şam’da iken haberdar olduğunuz İngiliz Mark Sykes, Fransa ve Rusya ile irtibata geçmiş ve bir plan hazırlıyor. Pazarlıkları Fransa adına, Beyrut’ta Fransız konsolosluğu ve Londra’da Büyükelçilik Siyasi Danışmanlığı yapmış olan François Georges Picot ile İngiltere adına İngiltere Savaş Bakanı Lord Kitche
Tükendi
Düşman zulmüyle vatanlarından koparılan Osman baba ve torunlarının Türkiye'ye ulaşmak için verdikleri zorlu mücadele... Hava şartlarının, vahşi hayvan ve düşman saldırılarının güçleştirdiği bu macera onlarla birlikte sizi de sırlarla dolu ?Yer Altında Bir Şehir'e sürükleyecek... Usta ve kıvrak kalemiyle Türk çocuklarına ömrünü ve gönlünü veren Kemalettin Tuğcu, yazı hayatına sadece kendisi için başlamış, yazarak yaşamış ve eğlenmiştir. Bu yazı yazma bir avuntu ve bir tutkudur. Kendisi bunu şöyle anlatır:
"Bunların hepsi belediyece gömdürülecek şehit ailelerinin çocuklarıydı. Fatma'nın ölüsü de gelince mezar­cılar irili ufaklı, kızlı erkekli çocuk ölülerini birer birer mezara indirip, toprağın üzerine yan yana dizmeye, sonra üzerlerine tah­ta dizmeden toprak atmaya başladılar. Bir yığın çocuk bir daha kalkıp oynamamak, ekmek istememek, cıvıldaşmamak, kavga et­memek üzere bir tek mezara atılmıştı. Bu, Şakire'nin çok gücüne gitti. İçinde korkunç bir hınç kabarmıştı. Bu felek denen şey ne korkunç bir canavardı?
Tükendi
Barbaros Hayreddin bir amiral, deniz kahramanı, korsan ve savaşçıydı. Yunanistan’ın Midilli Adasında doğup, Osmanlı donanmasının kaptanıderyası, Cezayir sultanı, Kanuni Sultan Süleyman’ın dostu ve danışmanı oldu. Cesareti ve başarılarıyla 16 yüzyıl Akdeniz dünyasını kasıp kavurdu. Kardeşi Oruç’la birlikte Kuzey Afrika kıyısına yerleştikten sonra, Akdeniz’deki yaşamın ve ticaretin seyrini ebediyen değiştirdi. Osmanlı donanmasını yeniden inşa etti ve tüm Avrupa’yı tehdit eden Osmanlı İmparatorluğunun genişlem
Tomris Han... Saka Türklerinin Kadın Hakanı… Yiğit kadın… Alp kadın… Bilge kadın… Kurt kadın… Han kadın… Çağlar ötesinden ses veren, kutlu bir destan kahramanı… Var olmuş tarihî gerçek... Tomris Han… MÖ 500-600 yılları arasında yaşamış, Alp Er Tunga soyundan gelen eşinin ölümü üzerine Sakaları yönetmiştir. Öylesine büyük işler yapmış, öylesine yiğitlikler göstermiştir ki, başta Herodot olmak üzere yaşamış en eski tarihçiler ve yazılmış en eski kaynaklar ondan söz etmek zorunda kal
On altıncı yüzyıl Avrupa'sı: Protestan Reformu Katolik Kilisesi'ne, güçlülere ve ayrıcalıklılara karşı bir isyana girişir. Böylece, kendilerine yalnızca cennette eşitlik vaat edilen köylüler ve yoksullar, bu eşitliğe neden burada ve hemen sahip olmadıklarını sorgulamaya başlar. Bunun neticesinde, muktedirlerle aralarında kısa sürede alevlenen şiddetli bir mücadele patlak verir. Tarihe damgasını vuracak bu mücadeleye bir ilahiyatçı önderlik edecektir: Thomas Müntzer. Kendisi Almanya’yı ateşe verecek olan kiş
“- Teşkilatı Mahsusa içerisinde Fedailer ve Harbiyeliler olarak zaten ikiye bölünmüştük.” diye başladı söze Süleyman Askeri, “Yakup Cemil, tamamen kendi başına hareket etmeye başladı. O günlerde Enver Bey ile teşkilat içinde durum mütalaası yaparken, Edirne’nin kaybedilmesini Mahmut Şevket Paşa’nın kifayetsizliğine bağlayanlar oldu. Yakup Cemil de kraldan çok kralcılık yapıp, BabıAli baskınında Harbiye Nazırı’nı öldürdüğü gibi, Enver Beye yaranmak için bu suikastı planlamış ve Mahmut Şevket Paşa’yı şehit et
Tükendi
1571 eylülünde İnebahtı’dan Korint Körfezi’ne girmekte olan gemiler, yoğun bir sefer mevsiminin daha geride bırakıldığını düşünen Osmanlı donanmasının öncüleriydi. Bir süre sonra tüm donanma körfeze girip demirlemiş, yapılan toplantılardan sonra kış mevsiminin bu körfezde geçirilmesi yönünde görüş birliğine varılmıştı. Eylül ayının üçüncü çeyreğine gelindiğinde donanma bünyesinde görev yapan birçok levent, neccar ve kürekçiye izin verilip memleketlerine yollandılar. Bu karar, yarım asırdır bileği bükül
Tükendi
Öğleden sonra gelen haber Cerbe Adası’nda bulunan Birleşik Haçlı İttifakında korkuya sebep olmuştu. Öyle ki askerlerin büyük bölümü sahile koşmuş, açıkta bekleyen gemilere ulaşmaya çalışmaktaydı. Oluşan bu heyecan ve korku fırtınasını dindirmek isteyen komutanların askerleri sakinleştirmesi bir hayli güç olmuştu. Nasıl hareket edileceğine dair yapılan tartışmalar netice vermeyince geceyi gemilerde geçirmeye karar verdiler. Eğer Türk Donanması sabaha kadar gelmezse günün ilk ışıklarıyla birlikte kara askerle
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde Gürcistan'da Ermeni, Yahudi, Gürcü ve Türk, farklı etnik aidiyeti olan insanların yaşadığı Ahıska'da, küçük Ömer ve Nika'nın dostlukları merkezinde yepyeni olaylar gelişir. Bu dostluklar yüz binden fazla insanın bir gecede silahlı askerler tarafından köylerinden alınıp yük vagonlarıyla Orta Asya'ya sürgün edilmeleriyle trajik bir şekilde kesintiye uğrar. 40 gün süren ölüm yolculuğu sırasında otuz bin kadar insan açlık, soğuk ve hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Salkım
Muhterem okuyucu, ben bir roman yazmıyorum; bir hakikati değiştirerek size bir roman gibi okutmak fikrinde de değilim. Bu yazılar tarih arabasının tekerlekleri altında sesleri duyulmayan, ezilen zerrelerden birinin hikâyesidir. Romana çok benzer. Burada tesadüf tanrısının o kadar garip cilvelerini göreceksiniz ki bir hakikati okuduğunuza şüphe edeceksiniz. Romanlarda hayal, hakikat kostümü içindedir. Burada bunun aksi görülecektir. Bu hikâye benimdir. Fakat kendim için yazılmış değildir. Bir memlekete düşma
Münevver ile Perizat'ın Romanı İki Devir İki Kadın, İkinci Meşrutiyet'in ilanından sekiz yıl sonra başlayıp, Cumhuriyet'in seksen dördüncü yılına kadar uzanan zaman diliminde iki kadının yaşamından kesitler sunuyor. Münevver ve kızı Perizat'ın çevresinde örülen roman, savaşlar, göçler ve köklü değişimlerle çalkalanan dönemde, onların kadın olarak var olma mücadelelerine ve hayata tutunma çabalarına ayna tutuyor. Ülker Banguoğlu Bilgin'in bu ilk romanı, bir geçiş dönemi öyküsü olarak ülkemizin toplums
Tükendi
Değerli kardeşim Çınar Ata’nın ele almış olduğu Hâce Ubeydullah Ahrâr romanı, hepimizin ortak değeri olan atamızın manevi hazinesini daha yakından hissetmek, ahlak pınarının önemli kaynaklarından birinin hayat yolu ve ideallerini kavramak bakımından son derece önem arz etmektedir. Böylesi güzel bir eserin Hâce Ubeydullah Ahrâr’ın yaşadığı tarihi bölgeleri kapsayan Özbekistan Cumhuriyeti’nin 30. Bağımsızlık Yıl Dönümü’nde yayınlanıyor olması bizleri ayrıca mutlu etmektedir. Bu vesileyle eserin yazarını bu gü
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2