Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 165 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Alptekin Cevherli diyor ki... Ay akşamdan aş da gel Cılga yola düş de gel Eğer anan koymazsa Vicdanan danış da gel! Ya neymiş; vicdan varmış. Rıza varmış... Nerede ?Vicdan?' En aşağılık vahşeti uygulayıp, bir de bunu insan müsveddesi olarak yapmak akıl, hafızsala almıyor. İdam mı? Elbette idam cezası gerekli. Ama sadece; tecavüzcülere, sübyancılara, hunharca cinayet işleyenlere değil; terör suçu işleyenlere ve bunlara emir verenlere de gelmeli. Toplum vicdanı ancak o zaman rahat bulur. Doğal hukuk ancak
Tükendi
"...Antropolojik deyimi ile millet-altı kuruluşlar olarak yaşantısını sürdüren bir kabile-aşiret oluşumunun, Avrupa Birliği süreciyle küreselleşmeye yönelmesi, henüz ulus-devlet kimliğine ulaşmış niteliği ile tartışmaya açılmalıdır. AB ve küreselleşmenin "ulus-devlet olgusunun" veya " Kemalist Sistemin sonu mu" tarzındaki tartışmaların gündeme getirildiği bir dönemde Doğu ve Güneydoğu yöremizin alt yapısı üzerinde oynayan Hristiyan Judaist eğilimli odak noktaları ile Siyonist işbirliği oyunlarının akıcı bir
Tükendi
Ölmek nasıl bir şeydir? Bu kitabın yazarlarına bakılırsa, yanıt soruyu kime sorduğunuza bağlıdır. Ölmek ne tek bir şey, ne tek bir deneyim, ne de basitçe sağlık durumundaki kötüleşme ya da zayıflık klişesidir. Her ne kadar ölümün en sık karşılaşılan nedeni hastalık olsa da, ölmeyi hastalık hakkındaki bilgilerimizle kavrayamayız. Ölme her zaman sağlık durumunda kötüleşmeyle, umutsuzlukla ilişkili olmasa da, sağlığını yitirme ve çaresizlik hemen her zaman yaşamın sona erişiyle ilişkilendirilir. Ölme hızlı vey
Tükendi
Ziya Gökalp Kitabı Gökalp'in millî sosyoloji anlayışını ve Türk sosyolojisindeki yerini belirlemeye çalışan yazılara yer vermektedir. Kitaba katkıda bulunan yazarlar, Gökalp'in sosyolojisini, düşüncesini, ideolojisini ve aydın kişiliğini yeni bir değerlendirmeye tabi tutmaktadırlar. Gökalp'in kısa dönemler içinde önemli değişiklikler gösteren din, siyaset, kültür, medeniyet, tarih, edebiyat, eğitimvb. alanlardaki görüşleri bütüncül ve sistematik okumalarla analiz edilmiştir. Okuyucu kitapta Gökalp'in Osmanl
Yaşamı boyunca üretken bir aydın olan Yusuf Ziya Bahadınlı, sosyalizme bağlılığından hiç ödün vermedi. Bahadınlı bir sanatçının sosyalizmle ilişkisini şu sözlerle ifade ediyor: "Bir sosyalist için kılavuz, bilimsel sosyalizmdir. Onu iyi kavrayan, iyi özümleyen yolunu er geç bulur. Sınıflı toplumlarda sanatçı belirli bir sınıfa hizmet etmektedir. Sanatçının tarafsız olabileceğini düşünemiyorum. Sosyalist sanatçı, sosyalist gerçekçidir. Emperyalizme, kapitalizme, faşizme karşı emeğin yanındadır, işçi sınıfını
Tükendi
*Sosyolojinin İlgilendiği Konular *Sosyoloji: Tenkitçi Bir Yaklaşım *Amerikan Sosyolojisine Bir Bakış *Sosyolojik Muhayyile *Gülmenin Bazı Toplumsal Fonksiyonları *Açık Olan Ne? *Aile İçi Roller ve Toplum Ağı *Sosyal Darwinizmden Günümüze Modernleşme Teorilerine: Bir Tahlil Geleneği *Sanayileşmenin Mantığı *Sanayileşme, Modernleşme ve Kalkınma *Gelişmiş Kapitalist Ülkelerde Şehirleşme:İngiltere ve Amerika Örneği *İngiliz İşçi Sınıfının Hayatındaki Değişmeler *Amerika'da Ademimerkeziyet ve Etkileri *Bürokrat
Tükendi
Ortak deneyim, davranış ve değer kalıplarının da içinde yoğrulduğu kapsamlı anlam bütünlüklerinin muhafazası ve aktarılması, tüm "modern-öncesi" toplumların birincil kurumlarının en temel işlevlerinden biri olmuştur. Bu durum, "modernite"nin tesisiyle sonuçlanan dönemden itibaren değişmiş; başta din olmak üzere bütünlükçü anlam kalıpları zayıflamış ve hatta çöküntüye uğramış ve devamında da büyük çaplı bir anlam krizi meydana gelmiştir. Günümüzün önde gelen sosyologlarından Berger ve Luckmann, bu anlam kriz
Tükendi
Toplumun belirlediği geleneksel kimliklere sığmayan, sığdırılamayan, aykırı, özgün kişiliklerin hayat yolculuklarına kısa bir süreliğine eşlik ediliyor bu kitapta. Kendine uymayanı öteleyen toplum tarafından yaşamın kıyısına köşesine itilmiş, yok sayılmış, yok edilmeye çalışılmış kimliklerin var olma mücadelesi yansıtılıyor. Geleneksel yapının oluşturduğu tüm sınırlılıklara karşı, yaşama çıkan alternatif yollar inşa eden mimarların hikayelerine ve mücadelelerine tanık oluyoruz her satırda. Bir tarafta dışl
Üzerine çok tartışılan bir kavram olan tüketimin işaret ve sembollerle örülmüş biçeminin pratik yaşamdaki yansımalarının anlamlandırılması, tüketim üzerine yapılan çalışmaların odak noktasında yer alır. Toplumsal ve kültürel olanın tüketimi de bütünsel bir pratiğin parçası olarak kendine içkin olan soyut alanıyla örülmüştür. Soyut alanın örülmesinde kitle iletişim araçlarının yönlendirici, inşa edici ve tekrar inşa ediciliğinin çözümlenmesi ve sistemli yorumlanması tüketimdeki "yanlış bilme" boyutunun ortay
Tükendi
Bu çalışma, yoğunluklu olarak Türkiye gündemini işgal eden olaylar ve aktüaliteye dair sosyolojik perspektiften yapılmış çözümleme ve analizleri içeren yazılardan oluşmaktadır. Bu yazılar, Türkiye'nin aktüel olaylarının görünen dış şekillerinden başlayarak içeriği "anlama"ya doğru bir çabayı ve yerel projeksiyonlar geliştirmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda yazarın temel bir endişesi "aktüel"in köpük kısmında boğulup kalmadan, "künhüne vakıf olma"ya çalışma olmuştur. Yazıların kitap haline gelmesi öncelikle,
Toplumların düşünsel ve kültürel keşiflerini insanlığa kazandırmaları medeniyet olgusunu oluşturmaktadır. Kitaplar ve kütüphaneler medeniyetin toplumun geneline yaygınlaşmasında ve sonraki nesillere aktarılabilmesinde çok önemli araçlar olmuşlardır. Nitekim son döneme kadar toplumların gelişmişlik düzeylerini ölçmede okuma-yazma durumları, kitap ve gazete üretimi, kütüphanelerinin niceliği ve niteliği medeniyet için başat göstergeler olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle kitabın belirli zümrelerin tekelinden
Tükendi
"Geçmişin kınanabilir olduğunun herkesçe farkına varılması ve kabul görmesi, yeni bir başlangıçtır." Sosyolog, şair ve oyun yazarı Ari Sitas'ın düşünsel, siyasal, ideolojik, sanatsal ve toplumsal hareket temelli birçok yapıdan sentezleyerek ileri sürdüğü Barışma Etiği, Türkiye'de bugün içinde bulunduğumuz süreçte yürütülmekte olan "barışma çabaları"na önemli bir katkı sağlayacaktır. Ari Sitas'ın Güney Afrika, Hindistan, Latin Amerika ve Kıbrıs'taki barışma deneyimleriyle öne sürdüğü "Barışma Etiği"nin kita
Simmel'in sosyoloji anlayışını inşa ettiği eseri Paranın Felsefesi'dir.Bu eserde Simmel önceden ele aldığı ve daha sonra ele alacağı konuları para ekseninde analiz eder. Ancak temel ilgisi modernliktir. Nitekim 20. yüzyılın girişinde yazılan bu metin 19. yüzyılda inşa olmuş sosyolojinin yüzyıllık özetidir. Simmel öyle bir yerde durmaktadır ki, 20. yüzyılın şafağında, 18. yüzyıl bilinç felsefeleri ile 19. yüzyıl sosyoloji birikimine sahip olarak modernliği ele alış biçimi ve topluma dair yeni içgörüleri ile
Tükendi
Türk sosyolojisi dendiğinde, Baykan Sezer adı çok özel bir yerde bulunuyor. "Sosyolojinin ana başlıkları" da O'nun sosyoloji anlayışını ortaya koyan temel bir eser. "Bütün sosyologlar söylediklerinin, öğrettiklerinin toplum yararına olduğunu öne sürecektir. Söyledikleri ve öğrettiklerinin toplum zararına olduğunu savunacak bir sosyolog elbet düşünülemez. Güçlük toplum yararının, toplum çıkarlarının saptanmasında başlamaktadır. Bize gelen ya da sosyolojide hazır bulduğumuz tanımlara göre toplum, çeşitli çık
Tükendi
İslâm toplum tasavvuru nedir? Bu toplum tasavvuru modernleşme ile beraber nasıl bir varlığa yönelir? Buna ilişkin sosyolojik görüşler nelerdir? Ergün Yıldırım bu kitabında sosyolojinin moderniteye sunduğu temel toplum teorilerini analiz ederek bunların İslâm toplum teorisi ile olan bağlarını araştırmakta. Bunu yaparken hareket noktası ise 4 isim ve düşünceleri: Said Halim Paşa, Filibeli Ahmet Hilmi, Mehmed Âkif Ersoy, Bediüzzaman Said Nursi...
Tükendi
Bugün hemen her kentin sokaklarında Suriyelileri görmek ya da hemen her gün gazete ve televizyonlarda Suriyelilerle ilgili bir habere rastlamak mümkün. Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği dış politika tercihlerine ilişkin tartışmalardan "ne olacak bu Suriyelilerin durumu" ifadeleriyle başlayan sohbetlere varıncaya kadar bu mevzu günlük hayatın rutin konularından biri haline geldi. Suriye'deki iç savaş sebebiyle ortaya çıkan insanlık dramı, 100 binlerce insanın hayatını yitirmesi ve milyonlarca Suriyelinin
Tükendi
İnsanı anlamanın, insanın içinde bulunduğu bağlamı anlamakla mümkün olduğunu kabul ettiğimizde; bireyi çevresi içinde değerlendirmek durumundayız. Bireyin içinde bulunduğu çevre, onun davranışlarının, yönelimlerinin, tercihlerinin şekillenmesi konusunda bir temel oluşturur. İnsanın sosyolojik, psikolojik, biyolojik karakteristiklerinin değişimlerini ve dönüşümlerini bilmek, insana hizmet üreten meslekler için bir zorunluluktur. İnsan davranışını anlamak, sağlıklı bir gelişimin temel özelliklerini, bunu etki
Tükendi
David Harvey son dönemin en çok referans verilen, en etkileyici teorisyenlerinden biri. Aktivist kimliği ve antikapitalist hareketler üzerine yazdıklarıyla da bilinen Harvey'in ünü ve etkisi, bakış açısını değiştirdiği coğrafya biliminin yanı sıra sosyoloji, siyasal iktisat, mimari, edebiyat incelemeleri ve kent çalışmalarına kadar uzanıyor. Bu kitap 30 yılı aşkın bir süre zarfında yazdığı makaleleri ilk kez bir araya getirerek Harvey'in eleştirel coğrafya teorisinin gelişimine ve düşüncesinin yapıtaşların
Tükendi
Sahicilik iddiasının belki de en büyük çıkmazı, kendi jargonuna bağımlı olacak kadar sahicilikten uzak olmasıdır. Küreselleşmenin veya herhangi bir toplumsal koşulun sahicilik imkânını tümden yok ettiğine karar verenler bu sahicilikten uzak jargonun içinden konuşmuş oluyorlar. Oysa herhangi bir hayat deneyimi, bir Müslüman bakış açısından bir imtihan olarak algılandığında içinde başarılı çıkmak için de başarısız çıkmak için de her türlü imkânı barındırmaktadır. Sahicilik jargonuna prim verdiğimizde de aynı
Tükendi
Aydınlanma Çağı'ndan itibaren, birçok düşünür, modern bilimdeki gelişmelerin ve Sanayi Devrimi'nin de etkisiyle dinin insan ve toplum üzerindeki etkisinin azalacağını, dinsel düşüncenin yerini daha rasyonel ve seküler bir anlayışa bırakacağını öne sürmüştür. 19. yüzyılda Nietzsche, Tanrı'nın öldüğünü ilan etmiş, 20. yüzyılda ise kimi düşünürler tarih vererek, 2000 yılına kadar dinlerin ortadan kalkacağını ileri sürmüşlerdir. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ise kimi sosyologlar, bu sekülerleşme savını
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 165 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6