Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 165 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
"Türkiye'den Aydın Portreleri" dizisinin ilk kitabında niçin Kurtuluş Kayalı ismi tercih edildi? Elbette bunun için birçok neden sayılabilir. Kayalı'nın elli yıllık düşünce hayatı bütünüyle resmedildiğinde belirli bir istikrar ve tavrın kendisini özenle koruduğu görülecektir. Yaşam tarzıyla, üniversitedeki hocalığıyla, yazı ve konuşmalarıyla, daima kendi çizgisini takip eden ve "direnç" gösteren bir "içsel kale"ydi bu. Dışarıdan gelen rüzgârlara kapalı ve ait olduğu toplumun zamanını ve mekânını her an göze
Tükendi
Günümüzde Müslüman bir genç olmak ne anlama geliyor? Dünya üzerindeki 1.6 milyar Müslüman nüfusun gençlerinin, sadece Müslümanların geleceğini değil, aynı zamanda dünya piyasalarını etkileyecek kadar büyük bir güce sahip olabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Gelin bu gençlere bir isim verelim: M Nesli. Moda dergilerinden, sosyal medyaya, Mipsterz ve Haloodies gibi dünya çapında markalara, internetteki helal çöpçatanlık sitelerine kadar M Nesli, dokunduğu her yerde iz bırakıyor. Müslüman gençlerin hayata nas
Batı ve İslam; iki kültür ve tefekkürün arasındaki farklar nelerdir? Batı dünyası hakkında azgelişmiş ülkelere hangi yanıltıcı imajlar verilmektedir? Türkiye´ de Batı ve Batılılaşma konusu, çağdaşlık ve bilimsellik gibi kavramlardan anlaşılması gerekenler nelerdir? Batı uygarlığının paradoksları ve İslam´dan beklediği yardımlar hangileridir? Düşünce ve edebiyat dünyamızın önde gelen imzalarından Rasim Özdenören, insanımız için özellikle bu dönemde yeniden incelenip düşünülmesi gereken bu benzeri birçok önem
Tükendi
Yaratıcılık genel olarak, yeni düşünce, yeni kavram üretebilme; bunları yaparken olmayan bir şeyi hayal ederek, farklı şeyleri düşünüp, bunu bilenen kavramlarla bağlantılandırarak, yeni yaklaşımlar üretebilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Gerçek yaratıcılığın en belirgin özelliği ise bir toplumsal yarar sağlaması olarak öne çıkar. Yaratıcılık, eskiden beri kelime olarak gündelik hayatta pek rastlanmayan, sıradışı, görülmemiş nesne ve olayları tanımlamak için kullanılır. Ne var ki, artık yaratıcılık nesnel
Tükendi
19. Yüzyıl'ın modern toplumun süregelen sorunlarının temellerinin atıldığı veya sağlamlaştırıldığınbir yüzyıl olduğu söylenebilir. 21. Yüzyıl'da da hala bu temel sorunlar devam etmektedir. 21. Yüzyıl'a miras kalan sorunları o zamandan analiz eden Marx hala güncelliğini korumaktadır. Bundan dolayıMarx'ı yeniden düşünmemiz gerekmektedir. Özgür bir toplumun ön koşulu ne olabilir? Bir birey kendini gerçekleştirirken bu aynı zamanda toplumun tüm bireylerinin kendini gerçekleştirmesine nasıl olanak tanır? Daha da
Tükendi
Şehir en üstün insani başarıların da, en utanç verici insanlık hallerinin de sergilendiği, dolayısıyla kapitalizmin iç çelişkilerinin en çarpıcı şekilde göründüğü yer olmuştur. Ama kent ve deneyim söz konusuysa, Brecht'in "Okumuş Bir İşçi Soruyor" şiirinin başındaki gibi, "Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim" diye soran eleştirel bir gelenek de hep var olagelmiştir. Bu geleneğin günümüzdeki en saygın temsilcilerinden David Harvey Kent Deneyimi'nde bu tersten okuma çalışmasına dair kendi analitik zenginliği
İnsan hakları kavramı çağdaş söylemde en güçlü fikirlerden birini temsil eder. Bireyciliğin ve zengin olmanın yaşamdaki en önemli şeyler olarak görüldüğü ve aynı zamanda eylemlerimizi yargılamak için daha önceden güvenli olan ahlaki konumlarımızın post-modern bir görecelilikle değişmiş göründüğü iktisadi bir küreselleşme çağında, insan hakları fikri, insanlık değerlerini yeniden ileri sürmenin yollarını arayanlar için, alternatif bir ahlaki referans noktası sağlar. Bu kitap insan haklarının önemli olduğu ve
Tükendi
Ziya Gökalp ilk kez 1923 yılında yayımlanan kitabında, Türklerin töreyi ne şekilde tanımladığını, töre anlayışlarının nasıl şekillendiğini, töreyle ilgili bilgilerin hangi kaynaklarda ne ölçüde yer aldığını, kısacası Türk töresinin ne demek olduğunu araştırmaktadır. Eserin "Başlangıç" kısmında "Töre Ne Demektir?", "Türk Kendisini Başkalarından Nasıl Ayırıyordu?" gibi sorular sorarak bunlara cevap arayan Ziya Gökalp, öncelikle töre kelimesini, tarihî ve edebî kaynaklardaki takibini yaparak tanımlamıştır. Ziy
Bu kitap, erkek hemşireler hakkında bir buçuk yıl süren bir projenin sonuçlarını paylaşmak amacıyla kaleme alınmıştır. Erkeklerin hemşirelik mesleğine girişi hem çalışma sosyolojisi, hem toplumsal cinsiyet sosyolojisi hem de sağlık sosyolojisi açısından kayda değer bir gelişmedir. Hemşirelik mesleğindeki cinsiyet kompozisyonu değişmekte, mesleğin işleyişini ve algılanışını dönüştürmektedir. Soru şu ki, bu değişim hemşirelik için gereken vasıfların kadınlıkla ilişkilendirilmesine ve hemşireliğin ‘kadın işi'
Tükendi
Yemek ile düşünmek iyidir." Peki yemek ile neyi nasıl düşünebiliriz? Yemekle kültürel değişimi, dönüşümü, tarihi, coğrafyayı, milliyetçiliği, ırkçılığı, çok kültürlülüğü, kimliği, aktivizmi ve teknolojiyi düşündüğümüzde ilginç hikâyelerle karşılaşırız. Yemek kültürleri, coğrafyaları ve tarihi anlamak için bir araç olmakla birlikte, kimlikleri belirleyen, yaratan ve bozan; milletleri, dinleri, toplumları ve insanları birleştiren veya ayıran; sınırlar koyan veya sınırları tekrar ve tekrar yaratan veya yıkan s
Tükendi
İstanbul'un içinden geçenlere... Kimin yabancı, kimin yerli olduğuna dair sarsılmaz ölçülerimizin kaçınılmaz olarak değiştiği, kimliklerin, aidiyetlerin, sınırların, sırların, dillerin, memleketlerin yeniden sorgulandığı bir devir. Deniz Bağrıaçık, bir laboratuvara çevirdiği İstanbul'un geçirgen surlarının içinde yaşayan, yabancıyı küçümsemek ya da onu aşırı yüceltmek arasında gidip gelen Türk toplumunun fotoğrafını "bizi bize anlatan yabancıların yardımıyla" bir çerçeve içine alıyor.
Tükendi
Akla pranga vuran ve geçmişini güncelleştiremeyen dinci yobazlık, İnsan severlikten uzak, ırkçı ve saplantılı etnik yobazlık, Bilimi ilâh gibi görüp putlaştıran bilimci-teknokratik yobazlık, Çıkarı için diğer halkları açlığa mahkûm eden kapitalist yobazlık, Marks'ın düşüncesini pespayeleştiren sosyalist-komünist yobazlık, Ve bugünün insanına hayatı zehreden, geleceğin insanını da şimdiden zehirleyen daha nice yobazlıklar... Bu eserde Batı'nın ve Doğu'nun bütün yobazlıkları gözler önüne seriliyor. Sadece ser
Tükendi
Bu kitap, Max Weber'in empirik külliyatı ile ahlaki görüşü arasındaki, yani modern Batı medeniyetinin ‘özgül ve hususi rasyonalizminin' tarihsel ve sosyolojik çözümlemesi ile bu rasyonalizme verdiği son derece ikircikli tepki arasındaki zengin ve muğlak karşılıklı etkileşimi keşfe çıkar. İnsanlar hedeflerini ve inanışlarını paylaştığı kadarıyla rasyonalite ve irrasyonalite muhakemelerinde hemfikir olabilirler; ama hedeflerin ve inanışların farklılaşması halinde rasyonalite ve irrasyonalite muhakemeleri de f
Tükendi
"Zorunlu göçün karmaşık içeriğini anlamak ve açıklamak için hem teorik hem de uygulamaya yönelik geçmişte ve devam edegelen süreçleri inceleyen şaşırtıcı derecede derinliğe sahip bir kitap." Thomas G. Weiss, Ralph Bunche Uluslararası İncelemeler Enstitüsü Başkanı ve Direktörü, CUNY Lisansüstü Enstitüsü "Zorunlu Göç ve Küresel Politika, uluslararası ilişkiler kalıplarının zorunlu göçe ilişkin küresel politikanın incelenmesinde kullanılmasına yönelik ilk ciddi araştırmayı ortaya koymaktadır. Her ne kadar öğ
Tükendi
Din, inkılâp, irtica; üzerinde fırtınalar koparılan, kolaylıkla istismar edilen mefhumlardır. Üzerlerinde yürütülen kavgalar zararlı sonuçlar vermiş ve Türk milletine pahalıya mal olmuştur. Kısır çekişmelerden kurtulmak için mutlaka okunması gereken bir eser...
Bu eser, Ziya Gökalp'ın Millî Tetebbûlar Mecmuası'nda yayımladığı iki değerli yazıdan oluşmaktadır: "Bir Kavmin Tedkîkinde Takip Olunacak Usul" ve "Eski Türklerde İçtimaî Teşkilatla Mantıkî Tasnifler Arasında Tenâzur". Ziya Gökalp'ın ilk yazısı ilm-i akvâm, kavmiyat veya günümüz tabiriyle etnoloji biliminin alanına giren bir konuda yazılmıştır. Bu alanda ilk olma özelliği gösterdiğini düşündüğümüz bu yazı, o yılların Türkiye'si için çok ileri bir düzeyi işaret etmektedir. İkinci yazı ise içtimaiyat, yani s
"İster bir bilim adamı ister başka bir şey olarak ne yapıyor olursanız olun, işe her zaman gündelik hayata ilişkin sorularla başlarsınız" diyor Georg Lukács. Bu yerinde uyarıyı sorgulamalarının merkezine koyan Michael Gardiner, elinizdeki çalışmasında, gündelik deneyimlerin sınırlı bir tasviriyle yetinmiyor sadece, gündelik hayatın dayattığı sınırların ama aynı zamanda sunduğu özgürleşme fırsatlarının da izini süren bir karşı-gelenek içerisinde konumlanarak, gündelik yaşam dünyasının layıkıyla kavranışını g
BU VAZGEÇİLMEZ KAYNAĞIN YEDİNCİ EDİSYONU, SOSYOLOJİYE SÜRÜKLEYİCİ, GÜVENİLİR VE DOLU DOLU BİR SUNUŞU GERÇEKLEŞTİREREK BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATMAKTADIR. Baştan başa gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş bu kitap, son zamanlardaki küresel gelişmeler ve sosyolojideki yeni düşünceler konusunda mükemmel bir genel bakış sunmaktadır. En karışık düşüncelerin bile merak uyandıran bir şekilde verildiği bu çalışmada, klasik tartışmalar da dikkatli bir kapsayıcılıkla sunulmuştur. Akıcı ve izlemesi kolay bir yöntemle
Tükendi
Üretim kapitalizminden, Tüketim Kapitalizmine Üretim ve Tüketim Teorileri adını taşıyan elinizdeki çalışma; Sosyal bilimcilerin kapitalist gelişme, üretim, tüketim teorilerini özetleyerek çözümlemekte ve üretimden tüketime bağlantılar kurmaya çalışmaktadır. Akademik çevrelerin ihtiyaç duymasının ötesinde bu konuya ilgi duyan gündelik okur içinde önemli parametreler içermektedir. Yazar, sosyal bilimcilerin teorilerini incelemeden önce birinci bölümde, belirgin bir bakış açısını yansıtıyor. Bir biçimde kapita
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 165 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3