Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4
Bazı çevreler dinle bilimin çatışma içinde olduğu iddiasını savunur. Oysa Osmanlı Cihan Devleti'nin bilim ve teknoloji tarihi bu iddianın geçersiz olduğuna en güzel delildir. Selçuklular’dan çok büyük bir miras devralan Osmanlılar, bu mirası daha da güçlendirip bilim ve teknoloji açısından çok güçlü bir imparatorluk kurmuşlardır. Osmanlılardan geriye kalan büyük külliyeler, kütüphaneler, darüşşifalar, el yazması eserler, bilimsel çalışmalar; astronomi, tıp, matematik, anatomi, coğrafya, eczacılık, mimari ve
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana doğayı bilmek, anlamak ve keşfetmek istemiştir. Ay’ın ya da Güneş’in tutulması, gök gürlemesi, şimşek çakması, çare bulunamayan hastalıklar, afetler gibi doğa olayları insanlarda merak uyandırmış, kimi zaman da onları ürkütmüştür. İnsanoğlunun bu korkusunu yenebilme, merakını giderebilmenin yolu, doğanın işleyişini daha iyi bilmek ve anlamaktan geçtiğini görmesi uzun sürmemiştir. Nitekim bilim insanları, çevreyle ilgili olan herşeyi anlamak ve insanlığın yararına yönlendi
Bilim baş döndürücü bir hızla gelişirken dünya tarihinin canlıların evrimiyle ve canlıların evriminin de evrenin oluşumuyla çok yakından ilintili olduğu apaçık ortaya çıkıyor. İnsanın ve uygarlığın doğuşu ile gelişimini iyi anlayabilmek için evrenin nasıl meydana geldiğini, yıldız ve gezegenlerin nasıl oluştuğunu, Dünya'nın neden yaşamın ortaya çıkmasına elverişli koşullara sahip olduğunu kavramak gerek. Bir Solukta Evren ve Dünya Tarihi'ni aşağıdaki konu başlıkları altında okuyacaksınız: • Evrenin ve Dü
Tükendi
Hem Doğu hem de Batı kültürüne aşina olan Fatih Sultan Mehmed, Yunanlı Diyojen'i, Herodot'u, Romalı tarihçiler Livius ve Rufus'u, Büyük İskender'in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardlar'ın vekayinamelerini okumuştu. Sezar'ı, İskender'i, Anibal'i, Afrikalı Scipio'yu, Pyrhus'u ve Keykavus'u aşmak niyetinde olduğunu söylerdi. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanlı Devleti bir dünya gücü hâline geldi. Fatih'in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebi
Kitapta, Milli Mücadele kıvılcımını ateşleyen din adamlarının Kurtuluş Savaşı sürecindeki önemli etkileri anlatılmaktadır. Kitap, Milli Mücadele tarihimizin bir kesitini ortaya koyması bakımından önemli ilmî bir eserdir.
Son yıllarda Türkiye’nin baş döndürücü gündeminde yer alan olayların aslında tarihî sürekliliğin bir parçası olduğu tezine işaret eden yazıları kapsayan kitap, belli başlıklar altında, gündemdeki bazı hususları kucaklayıp geçmişle bugün arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Kitap, bir milletin tarihsel birikiminin elverdiği ölçülerde kendi edebiyatının, efsanelerinin, dilinin, hukukunun, sanatının, yönetim biçimlerinin, dininin ve felsefesinin toplamı olması sebebiyle yaşanılan mekân, sahip olunan kültür
Ortaçağ ekonomi tarihi üzerine çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Carlo M. Cipolla, Para ve Akdeniz Uygarlığı’nda paranın kısa tarihini gözler önüne seriyor. Cipolla gündelik hayat üzerinden örneklerle ulaşım maliyeti, kitap fiyatları üzerinden fiyatların göreli değerini, toplumun mevcut koşullarını nasıl değiştirdiğini ve kültür üzerindeki etkilerini araştırıyor.
Gazi Mustafa Kemal 15 Ocak 1923’de; “Eskişehir’i ve Eskişehirlileri çok iyi tanırım. Milli Mücadele yıllarında büyük vatanseverlik ve üstün bir cesaretle mücadelemizin daima yanında olmuş, bu mücadeleye çok geniş yardımlarda bulunmuşlardır. Gördüğüme göre halk aydın ve faaldir. Toprak verimlidir. Az zamanda zayiatı telafi ve fedakarlıklarıyla iftihar edecektir” diyordu. Eskişehir bilinmeyen yönleri ile geçmişten günümüze köprü olan, çağdaş toplumsal yapısı ile öne çıkan çağdaş bir şehir. Bilinmeyen Eskişehi
Tükendi
“Öğle yemeğinden sonra yeni evli çift sığınağın koridoruna çıktı. Hitler’in üstünde siyah pantolon, yeşilimsi mavi asker ceketi, beyaz gömlek vardı ve kravat takmıştı. Eva Braun siyah bir elbise giymişti. Herkese son kez veda ettiler. Odalarına çekildiler. Herkes koridorda bekliyordu. Bir silah sesi duyulur gibi oldu. Saat 15.15’te odanın kapısını açtılar. Eva Braun’un dudakları yuttuğu siyanür hapından büzülmüş, Hitler’in şakağından akan kan donmuştu. Cesetleri asker battaniyesine sarıp üst bahçeye çıkardı
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi boyunca egemen iktisadi faaliyeti olan tarım Birinci Dünya Savaşı’nın takiben yıkılmasına kadar ekonominin en önemli sektörü, devletin ana vergi kaynağı ve tebaanın çoğunluğunun geçiminin temeli olmayı sürdürmüştür. İmparatorlukta yaşayanların büyük çoğunluğunun kırsal doğrudan üreticiler olmasına rağmen, bu alana ilişkin çalışmalar uzun bir süre Osmanlı tarihçiliğinde hak ettikleri yeri elde edememiştir. E. Attila Aytekin elinizdeki kitapta Osmanlı tarımı, tarımsal ilişkile
Tükendi
Bu kitap, Appianos’un Eski Yunanca dilinde kaleme almış olduğu Roma Tarihi eserinin giriş ve parçalar hâlinde günümüze ulaşmış ilk beş kitabını içerir. Appianos, yaşadığı dönemden dokuz yüzyıl öncesine gidip, Roma’nın kuruluşundan başlayarak kralların hüküm sürdüğü dönemi, İtalya’da yaşanan olayları, Samnit Savaşları’nı, Keltler ile Romalıların etkileşimlerini ve Sicilya ile diğer adalar üzerindeki hakimiyet mücadelesini aktarmaya çalışır.
Kazım Karabekir’in kaleminden dönemin mücadele dolu yıllarını, çekilen zorlukları ve hem içte hem dışta mücadele edilen pek çok noktayı kendi deneyimleriyle okuma şansı buluyoruz. Dönemin şartlarının insanlar üzerindeki etkisi ve bunların milli mücadeleye yansımasını Karabekir’in gözünden ve yorumundan okuyoruz. Milli mücadelenin verildiği dönem şartları bizim bugün elimizdekilere daha farklı bir gözle bakmamıza ve tarihi farklı pencerelerden okuma gerekliliğine de imkan sağlamaktadır.
Tükendi
Ol tabîb-i illet-i devlet ki bu târihde Hekîmi oldu sadre kanûn-ı şifâî bu Ali [H. 1144 / M. 1732] Hekimoğlu Ali Paşa, XVIII. yüzyılda üç kere sadaret makamına gelmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve sosyal dönüşümlerine şahit olmuş ve bunlara yön vermiş bir devlet adamıdır. 70 yılı aşan ömrü boyunca, Bosna’dan Adana’ya, Tebriz’den Kahire’ye, Girit’ten Trabzon’a, İmparatorluk coğrafyasında ayak basmadığı pek az yer bırakan Ali Paşa siyasi haşmeti, savaşlarda ve idari nizamda elde ettiği başarılarıyla, s
Tükendi
Şark Mektupları adlı eser, Osmanlı Devleti’ne 18 yüzyıl başlarında İngiliz Büyükelçisi olarak atanan Milord Montegü’ nün eşi Lady Montegü tarafından kaleme alınmıştır. Farklı bir kültürden gelen bir kadının gözüyle yazılmış mektuplardaki anlatım, döneme ait önemli ve aynı zamanda merakla da okunacak bir belge niteliğini taşımaktadır. İncelemeleriyle, Avrupa’nın Türklere karşı olan önyargılarını kırmaya çalıştığı gibi, bazı durumları da kendi bakış açısına göre değerlendirmiştir. Genel olarak; Osmanlı Devlet
Tükendi
Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor. Bu hikâyeyle özdeşleşen sendika önderi Şemsi Denizer’in portresiyle birlikte… Bir işçi havzası olarak Zonguldak’ın emek tarihindeki yerini hatırlatan Büyük Madenci Yürüyüşü, aynı zamanda bu
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4