Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7
Malazgirt zaferi sonrasında Anadolu’nun kapılarını açan Türkler, XI. yüzyılda Antalya ve Sinop’un ele geçirilmesi ile denizle tanışmışlardır. Önceleri askeri denizcilik öne çıksa da zamanla ticari denizcilikte gelişmiştir. Ege kıyısında yaptığı fetihlerle Türk denizcilik tarihinin mihenk taşı kabul edilen, ilk Türk amirali Çaka Bey’in açtığı yolda yürüyen Türk denizciliği XV. ve XVI. Yüzyılda altın yıllarını yaşamıştır. Bu kitap, Türk denizcilik tarihini kapsamlı bir şekilde anlamanızı sağlarken Preveze Den
Tükendi
İpek Yolu bildiğiniz tüm tarihi gerçekleri altüst edecek. Dünya tarihine yön veren İpek Yolu tam olarak nedir? Akla hemen çöl kumlarının üzerinde, Çin'den Roma'ya yol alan bir deve kervanı geliyor. Ama gerçek bundan daha farklı ve ilgi çekici. İpek Yolu'nda Valerie Hansen bereketli ticaret rotalarına, kültürlerarası etkileşime, İpek Yolu ekonomisine ve arkeolojik şaheserlere dair bilinmeyenlere ışık tutuyor. Hansen, seyahat güzergâhında yer alan sekiz arkeolojik kazı alanını inceliyor. Çangan’dan Semarkand’
Tükendi
Türkiye'de Ermeniler üzerine yapılan çalışmalar 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması’ndan sonra başlayan ve 1915 tehcirine kadar cereyan eden olaylarla sınırlı kalmıştır. Bu tarihten önce Ermenilerin yerleşim yerleri, nüfus ve sosyo-ekonomik durumları hakkında yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Oysa Türklerle Ermenilerin ilişkileri Anadolu’nun ilk fetih yıllarından başlar. Bu dönem içinde geniş bir kültür alışverişine ve yüksek bir birlikte yaşama tecrübesine örnek oluştururlar. Türkler ve Erme
Zihniyet değişmeden insanlar değişmez, gelişmez. Afganistan’da zihniyet değişikliğine bütün tarafların ihtiyacı var. Ortak yaşam ülküsünü, iradesini, bilinç ve direncini, ilham verici insan kaynaklarını, adil paylaşım ve yaşam zihniyetini, güven duygularını, yeteneklerini, tercih özgürlüğü ve potansiyelini kaybetmiş bir toplum; kurumsal ve kavramsal değerleri, işleyiş düzeni yok olmuş, taşlaşmış devlet düzeni. Uluslararası sistemin akılcı, gerçekçi desteği olmadan ayağa kalkması mümkün olmayan ve dünya için
Tükendi
“Kimisi işbirlikçi saray hükümetinin, kimisi işgalci İngilizlerin yanında Kurtuluş Savaşı’na karşı çıktı; Türk milletinin varlık yokluk kavgasında ihanet ettiler. Kurtuluş Savaşı sonrasında affedilenler oldu, böylece sayıları 150’ye indi. 150’likler diye anıldılar. Fransız ve Rus devrimlerinde yapıldığının aksine idam edilmediler, hapse atılmadılar, sürgün edildiler. Cumhuriyet’i kuranlar kin tutmadılar, suçun bireyselliği ilkesini dikkate aldılar. 150’liklerin yakınlarını ve çocuklarını suçlu olarak görmed
Ömer Seyfettin Osmanlı Türkçesi’nin ömrünü tamamladığı zaman olarak bahsedilen 19 asrın sonlarında dilde ve edebiyatta milliyetçiliğin baş mimarlarından biri haline gelmiştir. Eserlerinde sıklıkla milliyetçi söylemine rastlanmakta ve aynı zamanda milliyetçiliğe farklı yönlerden baktığı görülmektedir. Hayatı boyunca büyük baş yapıtlara imza atmış ve birçok edebiyatçı için ilham kaynağı olmuştur. Gençlere millî şuuru, Türk’ün mefkûresini aşılamayı bir görev edinmiş ve Türklük Ülküsü’nü kaleme almıştır. Okuyuc
Bu çalışma, Memluklar devri tarihçilerinden İbn İyas olarak bilinen Zeyneddin Muhammed bin Ahmed’in (öl. 1523 civarında) Bedâyiü’z-Zühûr fî Vekayi‘i’d-Dühûr adlı Mısır tarihinin dördüncü cildinin tercümesidir. Eser, Kansu Gavrî’nin saltanatı dönemine, 906-921/1501-1516 yılları arasında Memluklar Devleti’ne ışık tutmaktadır. Artık bu devirde Memluklar Devleti idarî, malî ve askerî bakımdan tam bir çöküntü içindedir. Sultan Gavrî, istemeyerek, ağlayarak sultan olmuştur. Defalarca memluklar tarafından isyanla
Bu kitap, Ortaçağda bilim ve felsefenin sekülerizm ve iktidarla ilişkisini ele alıyor. Ortaçağı açan ve kapatan iki bilim insanı, Hypatia ve Galileo üzerinden aklın, din ve iktidarla savaşını anlatıyor. • Cadılıkla suçlanarak öldürülen bilim kadını ve filozof İskenderiyeli Hypatia yalnızca bir efsaneden mi ibaretti? • Hypatia’nın katli ve Galileo’nun yargılanması din ile bilimin çatışmasının mı ürünüydü? • Bilim ve felsefenin, teolojinin hizmetçisi olduğu öğretisi iktidar için araç olarak mı kullanıldı m
“Işıktan hızlı gidebileceğimizi, zamanda geriye yolculuk edebileceğimizi pek sanmıyorum. Ama geriye gitmeyi kim ister ki zaten! İlerleyebiliriz. Yoksulluğu yenebilir, herkesi doyurabilir, giydirebilir, eğitebilir, biyolojimizin elverdiği ölçüde iyi yaşatabiliriz. Bunu gezegenin atmosferini berbat etmeden, başka canlı türlerini ortadan kaldırmadan yapabiliriz. Çocuklarımıza hayatın kutsandığı, yalanın ayıplandığı, insanları birbirlerine dilleri, cinsiyetleri, renkleri yüzünden düşman eden ideolojilerin çöpe
Tükendi
Evvel Zaman İçinde İstanbul, dünya sahnesinin en önemli kültür kavşağında yer alan bir şehrin, İstanbul’un yazınsal ve görsel bellek kaydının küçük bir resmini sunuyor. Edebiyatın, tarihin ve sanatın aynı potada buluştuğu bir renk ve masal cümbüşü içerisinde İstanbul’un sokaklarında adım adım turlamayı vadediyor. Evvel Zaman İçinde İstanbul, bu şehre gönül vermiş, yolu ve kalbi hep İstanbul’da olan yazarların kaleminden şehrin tarihine, kültürüne, insan ilişkilerine, edebiyatına, eğlence hayatına, mimari
Tükendi
İnsanlık, tarih boyunca ölümle yüzleşmekten kaçınmış ve ondan kurtulmak için yollar aramıştır. Ölümün kaçınılmaz olduğunu anladığında ise fiziki varlığının yok olacağı düşüncesiyle savaşabilmek için ölümün ardından gidilecek yeni dünyalar yaratmıştır. Ölüme karşı geliştirilen inanış ve uygulamaların günümüzde Rusya Federasyonu sınırları içindeki Hakas Cumhuriyeti’nde Yenisey Kırgızlarının torunları olarak yaşayan Hakas Türklerinde nasıl şekillendiğini ortaya koyabilmek amacıyla hazırlanan bu çalışmada ölüm,
Samuel Noah Kramer yaşamımda önemli bir yer tuttu. 1950’den itibaren Sumer edebi metinleriyle ilgili çalışmalarına katıldım. Bu kitapta yer alan Prof. Kramer’le yazışmalarım da bu ortamda doğdu, bilimsel üretimimiz dayanışmaya ve dostluğa dönüştü. Kitapta yer alan bu mektuplar da söz konusu bilimsel üretimin birer kanıtıdır. Sonuç olarak bu kitap, bilim insanlarının dayanışmalarının hangi tarihsel köklerden beslendiğini ortaya koyarak, arşivde ölü gibi duran mektuplara ve belgelere can suyu vermektedir.”
Tarihi ölü bir anlatı olmaktan kurtarıp yaşayan, nefes alan bir canlı haline getiren sosyal tarih anlayışı tüm tarih yazımını kökten değiştirdi. Sosyal disiplinlerin tamamıyla etkileşim halinde olan bu yeni tarih yazımı ile birlikte geçmişte yaşanmış büyük olayların bir izleyicisi olmaktan kurtulan ve onun içinde yaşayan bir özne halini alan “sıradan insan” da bu sayede tarihsel özne konumuna yerleşmiş oldu. Dile ve onda gerçekleşen değişimlere hem bir tarihsel kaynak hem de onu yaratan en büyük aktörler
Haçlı seferleri neydi ve nelere yol açmıştı? gibi sorular her zaman kafamızı meşgul eder. Çünkü bazen anlamlı bazen de anlamsız olan pek çok olguyu içinde barındır. Genel olarak Haçlı seferlerinin en büyük motivasyon kaynağı, Doğu topraklarında başarı elde edebilmekti. Tam da bu noktada Akka’nın fethi, bazı Hristiyanlar için bir son değil, aslında yeni bir başlangıç olarak görülüyordu. Bu amaçla çeşitli Haçlı seferi projeleri tasarlanmaya başlanmıştı. Kutsal Toprakları kurtarma fikrinden yola çıkan ve çabal
Cevat Çobanlı Paşa; 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanılmasını sağlayan Müstahkem Mevki’nin kahraman kumandanı ve mütareke devrinin en zor zamanlarında Osmanlı genelkurmay başkanıdır. Cevat Paşa'nın Mustafa Kemal’in Anadolu'ya gönderilmesindeki rolü ihmal edilmiştir. Millî Mücadele'ye gizli ve açık desteğinden dolayı da Malta'ya sürülmüştür. Yakın zamanlara kadar adeta unutulmuş olan Cevat Paşa'nın hayatının aydınlatılması hem Çanakkale Muharebeleri'nin hem de Millî Mücadele'nin bilinmesi açısından ön
Bu kitap, I. Dünya Savaşı’nda en kanlı mücadelenin yaşandığı Çanakkale Cephesi’nde savaşan askerlerimizin tarihe mâl olmuş destansı mücadelesini bir nebze olsun anlatmak için hazırlanmış ve vatan savunmasında varlığını ortaya koyan Mehmetçiklerimizin hikâyeleri dile getirilmiştir. Geride ailesini, bazen de bir tek anacığını bırakıp vatan savunmasına koşan yiğitleri, uykusuz geçen günler boyunca cephede mermilerin üzerlerinden geçmesine aldırmaksızın sargı mahallerinde zor şartlar altında yaralı askerleri te
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7