Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 173 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Franco'nun nasyonal Katolik rejimi emanet ettiği Kral Juan Carlos, mimarı olduğu kademeli demokratikleşme sürecinin İspanya'ya çağ atlatan demokratik bir anayasayla taçlandırılmasını sağlamıştır. Geniş bir toplumsal mutabakata dayanan 1978 Anayasası, ayrılıkçı çevresel milliyetçiliklerin entegrasyonunu sağlamak amacıyla simetrik bir özerklikler sistemi de oluşturmuştur. Zaman içinde esneyen bu sistem artık asimetrik, hatta federal bir nitelik taşımaktadır. Topraklarının bir bölümü Fransa'da kalan Euskal He
Bu kaynak kitap, şehir dokularının yenilenmesi ve yeniden geliştirilmesi faaliyetlerinin çeşitli yönlerine ve bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sırasında insan bilimlerine mensup bilim adamları ile teknik konularda yetişmiş uzmanların, ortaya çıkacak olumsuzlukların en aza indirilmesinde önemli birtakım katkıları olabileceği konusuna ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır. Kitap, şehir yenilenmesinin veya şehirlerin yeniden geliştirilmesinin insanî ve sosyal yönleri, sosyal bilim adamları açısından üzerinde
Tükendi
Bu denemede ben, Karl Marx'ın Kapital'i 19. yüzyıl için ne idiyse bundan sonra Sinema adıyla atıfta bulunulacak Deleuze'ün Sinema kitaplarının da 20. yüzyıl için o olabileceğini öne süreceğim. Filmler, izleyicileri makinalarında işe koyarak, gelecekteki gelişim için sabit yedekler olarak varolan psikososyal olanak dizileri üretirler. Her libidinal vektör, her cezbedici tavır, para sisteminin kısıtlamaları içerisinde üretilmiştir ve topladığı ilgiye bağlı olarak, gelecek cazibeler için bekleyen biçimler okya
Tükendi
Yüz Yıl Savaşları, Aziz Bartolomeus Yortusu Katliamı, Haçlı Seferleri, Dreyfus Davası, Dünya Savaşları, ulusal kurtuluş mücadeleleri ve bütün bu büyük tarihsel olayların kökeninde yatan devlet, ulus ve ulusculuk. Hagen Shulze tarih boyunca siyasetçilerin ve insan bilimleriyle uğraşanların kafalarını meşgul eden ulus ve devlet kavramını ortaçadan günümüze geçirdiği evrimiyle ele alıyor. Avrupa´nın değişik bölgelerinde devletlerin gelişimini kıyaslayarak, ulus kavramıyla nasıl kaynaştığını inceleyen S
Tükendi
Avrupa Birliği, Avrupa'nın daha geniş boyutlu bütünleşme projesinin bir halkası veya siyasal ve sosyal boyutları olan bir büyük projenin ilk aşaması. Birliğin kendi içinde geçirdiği dönüşümler de bunu göstermekte. Avrupa Birliği'ni tanımak, yalnızca organları, kurumları ve kurallarıyla bir örgütü tanımanın çok ötesinde, ''tarihsel ve toplumsal bir deneyimi'' anlamayı gerektiriyor. Avrupa Birliği'nin aday ülkeler için öne sürdüğü kriterler bile, birliğin kurumsal bir oluşumdan çok daha ötesine geçtiğini orta
Son yıllarda gittikçe daha fazla duymaya başladığımız, adeta "sihirli" bir sözcük: Yönetişim. Ancak "yönetim", "idari" gibi kavramların yerine kullanılmaya başlanan yönetişimin, tam olarak neleri içerip, neleri dışarıda bıraktığı hiçbir zaman net şekilde ortaya konmuyor. Sonay Bayramoğlu`nun alanında bir ilk olan bu çalışması, neoliberalizmin devleti ve dünyayı yeniden şekillendirmesinin en önemli araçlarından olan kavramı, her yönüyle irdeliyor. Devleti bir "firma gibi" yeniden yapılandırarak piyasa mantığ
Bu kitap, küreselleşmenin giderek daha fazla hissedildiği bir ortamda yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmeler ışığında, sağlık hizmetleri analında yerinden yönetim anlayışının, ön plana çıkmasını, ulusal ve uluslar arası deneyimleri de göz önünde tutarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu analiz sürecinde, kamu yönetimi deneyim ve perspektiflerinin de önemli olduğu düşünülmekte ve bu sebeple sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırımasında olası etkileri tartışılmaktadır.
Tükendi
"11 Eylül hadisesi, bir makyaj operasyonudur ve tam da uluslararası malî ve parasal çöküşün yaşandığı dönemde yapılmıştır. Bunu yapan, kafiyen ABD dışındaki güçler değildir. Başka ülke insanları kullanılmış olabilir. Fakat bunu yapanlar, ABD içindeki güçlerdir. Hedef, ABD´de yönetim darbesi yapmak, olur veya olmaz da, ABD´yi bir savaşa sürüklemektir. Bunu yapanlar, hedeflerine ulaşmak için ileri hareketlerine devamla, başka operasyonlar da yapacaklardır. Halk kışkırtılacak, hükümet savaşa sürüklenecektir. B
Performans yönetiminin tüm kamu kurumlarında zorunlu olmasına yönelik hukukî düzenlemeler, stratejik planlama için de benzer mecburiyetleri beraberinde getirmektedir. Kamu yönetiminde etkinlik ve verimlilik artırmaya yönelik çabaların bir sonucu olan "Stratejik Planlama", ya da daha geniş ifadesi ile "Stratejik Yönetim Modeli" de, aynı pratik anlatım tarzı ile bu kitapta ayrıntılarıyla açıklanıyor.
Adı siyaset olmakla birlikte kitabı salt siyaset bilimi içerisinde görmek ya da bu alanla sınırlamak, bu alana sığdırmak pek mümkün değildir. Kitapta; siyaset felsefesi, bilgi kuramı, siyasal düşüncelere, hepsinden daha fazla iletişim bilimine ilişkin kavramlara yer verilmiştir. Bu ve benzeri disiplinlerin verilerinden yararlanmakla birlikte esasen çalışma, bilgi sosyolojisinin aydınlattığı bir alanın içinde devinmeyi denemektedir. Zaten kitabın kapağında da bu durum “Bilgi sosyolojisi Açısından Bir Deneme”
Tükendi
Sosyolojik Boyutuyla Türk Yönetim Tarihi adı verilen bu eser Türklerin tarih boyunca ortaya koydukları yönetim tarzlarını bütün yönleriyle analiz etmek iddiasında değildir. Kurdukları devletlerin gerek sayısı gerekse yönetim yapısı açısından, uzun bir tarih dönemini kuşatan Türklerin yönetim açısından da tüm insanlığa model olduğu gerçeği bu kitabın yazılmasını sağlamıştır. Eser içeriği bakımından bir iddiadan çok bu konudaki ihtiyacı karşılamaya yöneliktir.
Tükendi
Bugün çevre konusunun giderek artan bir oranda siyasal tartışma zemini içine çekilmeye başlanmasında, odak noktası artık iyice belirginleşmiştir. Bu odak, çevre ve ekonomik büyüme ikilemidir ve bu durum siyasal çevre bilimin en önemli tartışma konusudur. Kimilerine göre, çevreciliği partiler üstü bir devlet politikası olarak görmek gerekir. Bu bir anlamda üzerinde siyaset yapmamayı kabul etmek, yani çevreciliği apolitik bir olgu olarak görmek anlamına gelmektedir. Oysa çevrenin korunmasına ilişkin tercih ve
Tükendi
Gücün iktidar, iktidarın "güç" demek olduğunu, asıl meselenin; bu gücün en az masrafla; kimlerle ve nasıl bölüşülmesi gerektiği üzerinde duran "insan" Makyavel, yazıldığı günden başlayarak, iktidar-güç-anlaşıklar sorununun, Rönesans öncesi İtalyası´nda nasıl çözüme bağlandığını açıklıyor. Güç ve iktidar uğruna dizginlerinden boşanmış bir dünyada, lanetli ayak izleri bırakan Hükümdar makyavelizm; iktidar sırrı bahşettiği yönetenleri, yönetilenleri yüzüne daha yakından bakmaya çağırıyor.
Tükendi
Devlet... İnsanoğlunun tarihteki en büyük icadı... Kendi elleriyle yarattığı, bilerek ve isteyerek iradesini, haklarını, hatta biricik varlığı, canını teslim ettiği, çoğu zaman, her anlamıyla bir "yok edici"ye dönüştürdüğü, karşı konlamaz aygıt... Thomas Hobbes`un "canavar"ı, Hegel`e göre "Tanrı`nın yeryüzündeki yürüyüşü", Max Weber`in tanımıyla "şiddet kullanma hakkını elinde bulunduran yegane güç"...
Tükendi
İki türlü siyaset vardır. 1- Zulüm ve işkenceye dayalı siyaset 2- Adaleti emreden, insanı yaşatan ve ayakta tutan siyaset Adaletle yürütülen siyaset tarzında en iyi vazifeyi yapmak için çok önemli tedbirler almak gerekir. Zulüme dayanan siyasete karşı, hakkı tavsiye etmek ve uygulamak siyasetçinin ve idarecinin işidir. Bu eserde siyaset nedir? Nasıl yapılmalıdır? Liderde aranan vasıflar nelerdir? İdarecilerle idare edilenler arasındaki münasebetler nasıl olmalıdır? Devletin temelini teşkil eden esaslar nele
Avrupa´da son dönemde "Avrupalılık, yurttaşlık, kamusal alan, siyasal meşruiyet, anayasallık, halkların aidiyeti, ortak bilinç" gibi kavramlar ciddi şekilde tartışılıyor. Bu kitap, bir yandan Türkiye´nin AB´ye üyeliğine karşı olan kesimlerin argümanlarını tartışmaya açarak, Türkiye´nin birlik içinde nasıl bir rol üstlenebileceğini değerlendiriyor, diğer yandan AB içindeki kimi tartışmaları gündeme getirerek gelecek AB yönetiminin nasıl bir çerçeveye oturacağını ele alıyor. Kitabın kapak resmi, boğa s
1970´li yıllar yoğun bir sosyo-ekonomik dönüşüm sürecine tanıklık etmiş ve pek çok alanda bu sürecin yansımaları ortaya çıkmıştır. Post-Fordizm, postmodernizm, bilgi toplumu, küreselleşme gibi kavramlarla açıklanmaya çalışılan bu dönüşümler, özellikle 1980´li yılların başlarında iktidara gelen yeni sağ ve liberal partilerle birlikte büyük bir ivme kazanmış, başta kamu yönetimi ve yerel yönetimler, yeni süreç çerçevesinde şekillendirilmeye çalışılmıştır. (Önsöz´den)
Tükendi
Bu kitap, Soğuk Savaş sonrasında Türkiye´de etnisite/dinsellik ile ordu arasında yaşanan gerilimlerin nasıl demokrasiyi ve dış politikayı dışladığının, tıkanmışlığa ve kısmen de tutsaklığa sürüklediğinin öyküsünü anlatmaktadır. Araştırma, Türkiye´deki "kimlikler sorunu" kadar, onun ötesinde Türkiye´nin kendi kimliğinin sorunsalını siyaset biliminin postmodern açılımları doğrultusunda irdelemektedir. Kendini arayan bir ülkenin serüveni, o ülkeyi seven aydın ve dürüst bir bilim adamının kaleminden, çağdaş
Bu çalışma, üniversitelerin iç müşterisi konumunda olan öğretim elemanlarına ve idari personeline sunduğu hizmet kalitesinin, yine onlar tarafından nasıl algılandığının belirlemesi gerektiği üzerinde durmaktadır.
Tükendi
Bu kitabın konusu "Türkiye´de milletvekili olmak." Yazar, önce vekil olmak isteyenlere "TBMM´ye giriş tüyoları" veriyor... Hem de yaşanmış örneklerle, adım adım açıklayarak. Sonra da Ankara´nın "lacivert sırlar"ını çok cesurca yazıyor. Dumanaltı kulisleri, çapkın milletvekilleri, şaşkın seçmenleriyle, meclisin fonda kalan "insani" ve komik yüzünü gösteriyor. Deniz Güçer 13 yıllık gazeteci ve meclis muhabiri. "TBMM de sonuçta bir iş yeri bence. Meclisin de malzemesi insan. Her tür(k)lü komikliğe,
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 173 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7