Bilgi, akılla elde edilir. Fakat akıl, bir başlangıç bilgisine göre çalışır. Yani akıl, bilgiyi sıfırdan üretemez. Bunun için bir temel başlangıç yetileri olmalıdır. Bir başka ifade ile akıl doğuştan bir bilgiye sahiptir. Bilgi ilk olarak var olan şeylerin bilgisidir ve akıl, varlıkla ilişki kurup bu bilgileri alabilmek içim bir takım temel yetilere sahip olmalıdır. Bu yetiler; soyutlamalar, genellemeler, çıkarım yapma ve saklamadır. Sonrasında akıl, var olan nesneler, bireyler ve olaylarla ilişkili kurar.
İnsan yaşamının ilk dönüşümü fetüsten bebekliğe geçiş olan doğumdur, ikinci dönüşüm çocukluktan erişkinliğe geçiş olan ergenliktir. Son dönüşüm ise canlı olma halinden cansızlığa geçiş olan ölümdür. Sonun başlangıcı doğumdur, ancak sonun başlangıcının farkına varılması ergenlikte olur. Öyleyse ergenlik bir son-başlangıç olmanın zıtlığı ve tuhaflığıyla, ikinci doğum olarak, bireyi biricik ölümüne hazırlayan ve kabullenmesini sağlayan bir süreç olacaktır.
İstanbul Psikanaliz Derneği'nin kurucu başkanı ve Tür
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar.
Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
Tarihi mahallelerden birinde, küçük müstakil bir evi satın almamla başladı her şey. Tadilat esnasında bodrum katında tılsımlı bir oda keşfettim. Felsefe kitaplarımı yazmaya başladığım gece tuhaf bir gelişme oldu. Bir de baktım ki felsefe tarihinde adları anılan ünlü filozoflar, düşünürler, bilgeler saydam bedenleriyle odamdalar.
Önce biraz tuhaf karşılasam da zamanla bu duruma alıştım. Çünkü felsefe kitaplarımı baba filozoflarla birlikte yazmak gerçekten ilginç ve keyifli olacaktı. Fakat işin daha da tuhaf
İnsanlara durup şöyle iyi ya da kötü yanlarıyla bir bakmak istesem onları daima tek bir ödevle ilgilenirken bulurum, tümünü ve özellikle teker teker hepsini: İnsan türünü korumak için iyi olanı yapmak.
Bu kitap Alman Romantizminin dünya görüşüne; Romantik yaşam ve düşünceye giriş niteliğindedir. Kitapta Romantikler'in en önemli temsilcileri Schlegel, Hölderlin, Novalis, Schleiermacher'in yanı sıra bu akımın öncüsü Hemsterhuis ele alınmaktadır.
Romantizm kendine özgü bir yaşam tonu, yaşam tınısıdır. Onun özünü kavramsal olarak belirleyebilmek olanaksızdır. Öyle ki ona en uzak şeyin felsefe olduğu görülür; şiir ise ona daha yakın durur. Şairler Romantizmin en saf temsilcileridir. Şairlerin izinden giden fi
Tanrı ile pire bir ve aynı anlamda olabilir mi?
Bu soru karşısında ortaçağ kiliselerinden yükselen itiraz seslerini duyar gibiyiz. Hem Tanrı'nın aşkın ve ayrıcalıklı bir konumu olmalı hem de farklı doğalarımız olmasına rağmen onun bilgisine erişmeliyiz, ne de olsa varlığının ispatı şart. Ama bu nasıl olabilir? Ortaçağda bu soruya kimi tekanlamlılık kimi de çokanlamlılık üzerinden yanıt vermeye çalıştı fakat problem derinleşerek devam etti. Tarihsel olarak kazanan ise, orta yolcu analojik yöntem oldu. Yani k
"Din ve Felsefe Arasında Din Felsefesi" başlıklı bu kitap, "Din felsefesinin ülkemiz eğitim ve öğretimindeki rolü ve işlevi nedir?" sorusuna cevap arayışının bir ürünüdür. Oldukça kapsamlı olan bu soru kitapta din felsefesinin felsefe, kelam, teoloji, fıkıh, tefsir ve din eğitimi ile ilişkisi üzerinden ele alınmıştır. Günümüzde din ve felsefenin öncesine kıyasla belki de hiç olmadığı kadar birbirine mesafelendiği gerçeğiyle birlikte, bu kitap din ve felsefe arasında konumlanan din felsefesinin, mevcut mesaf
Zaman zaman herkesin aklını meşgul etmiş
bazı felsefi sorular vardır: Zihin nedir?
Onu bedenden ayrı düşünmek mümkün mü? Düşünen ya da hisseden maddi
midir?
Ben kimim? Gerçekten özgür bir iradeye sahip miyiz? Her şey belirlenmiş olabilir
mi?
Bu sorular merak uyandırıcı olduğu kadar kafa karıştırıcıdırlar da. Nitekim
Douglas Hofstadter ve Daniel Dennett, "Elinizdeki kitabı bu zihin karışıklıklarını
ortaya çıkarma ve belirginleştirme girişimi olarak tasarladık," diye yazıyorlar. Bu
doğrultuda benlik, bilinç,
Felsefenin Kısa Tarihi, felsefeye ve felsefe tarihine ilgi duyan okurların yanı sıra; felsefe, sosyoloji ve beşeri bilimler alanlarında eğitim alan öğrenciler için hazırlanmıştır. Antik Felsefeden 21. yüzyıl Kıta Felsefesine dek, filozoflar, çağlar ve felsefe akımları hakkında özlü bilgiler sunarken, felsefi bir perspektif oluşturmaya çalışmaktadır.
Felsefe ve felsefe eğitimi alanlarında çok sayıda kitaba imza atan Prof. Ahmet Cevizci tarafından hazırlanan Felsefenin Kısa Tarihi, bu alandaki önemli bir boşl
Aristoteles, Antikçağ felsefesinin en önde gelen filozofudur. Benzer düzeyde bir felsefeye İlkçağda sadece Platon'un erişebildiği kabul edilir. Antikçağa damgasını vurmuş olan Aristoteles, pek çoklarına göre tüm çağların en büyük birkaç filozofundan biridir. Bilim ve felsefede onun başarmış olduklarıyla rekabet etme ümidi besleyebilen insan sayısının bir elin parmaklarını geçmediği hemen herkes tarafından kabul edilir.
Aristoteles, mantık, doğabilimleri, metafizik, psikoloji, etik ve siyaset felsefesi gi
"İnsan olmak temelde mükemmelin aranmadığı anlamına gelir"
GEORGE ORWELL
"Kışın ortasında, kendi benliğimde yenilmez bir yazı keşfettim."
ALBERT CAMUS
"Nereye gittiğimi bilmek için yürüyorum."
GOETHE
"Kötüleşen bir hikâyeden kurtulmak için bir kavanoz reçele başvuruyorum."
FRIEDRICH NIETZSCHE
"Bu dalga ve sisten, gemini kurtar."
ARISTO
Yeniden İnsan Olmak İçin 3 Dakikalık Felsefe, okurları farklı düşünmeye davet ediyor. Bunu yaparken, yazarlardan, düşünürlerden, ressamlardan ve şairlerden
istifade ediyor. T
Latince aslından yapılmış ilk Türkçe çevirisini elinizde tuttuğunuz bu kitap, Spinoza'nın düşüncelerini olgunlaştırıp felsefi terminolojisini şekillendirmeye başladığı, dolayısıyla zihin dünyasına giden yolların temel taşlarını döşediği eseridir. Bu eserinde Spinoza'nın asıl gayesi, insanın tabii kuvvetini bütün özellikleriyle tanımak ve eksiksiz bir yöntem keşfederek onu doğruya götürecek bir mantık haritası çizmektir. Bu keşfedildimi, arkası gelir. İçimizde mevcut olan doğru kavram ilk adım atacağımız bas
Neden hâlâ Hegel? 1960lardan sonra dünyada, 2000li yıllardan sonra ise ülkemizde Hegele duyulan artan ilginin gerçek kaynağı nedir? Felsefe tarihinde metafiziğin kapanışı, tarihin sonu ve sa¬natın ölümüyle adı özdeş kılınan, düşüncenin bundan sonra ger¬çekleşmesi gerektiği söylenmek suretiyle tarihin oldu-bittileri arasına gönderilerek ölü köpek muamelesine tâbî kılınan Hegel, öğretisindeki derinliğin günışığına her geçen gün daha bir çıkma¬sıyla birlikte, varlığa dair geliştirilmiş düşüncelerin hemen her a
"Dr. Atila Doğan'ın başarılı çalışması düşünce dünyamıza, hem dilimizde Avrupa materyalizminin Darwin sonrası geçirdiği dönüşümü detaylı biçimde anlatan tek eser olması, hem de bu materyalizmin basitleştirilmiş bir yorumunun Osmanlı entelektüel çevreleri üzerindeki derin tesirini göstermesinden dolayı son derece mühim katkılarda bulunmaktadır. Türk resmi ideolojisinin bilimci (scientist) arkaplanını oluşturması nedeniyle günümüze yansıyan ciddi neticeleri olan bu popüler materyalist yorumu kavramadan çağdaş
Etik, Toplum, Siyaset, modern çağın en hayranlık uyandırıcı düşünürlerinden biri olan Bertrand Russell'ın hem siyasete hem de dine dair etik ve siyasi duruşunu bütünüyle son kez ifade ettiği bir eserdir. Russell, içtepiler ve zekâ arasındaki çatışma dolayısıyla etiğin insan için gerekli olduğunu, eğer bunlardan biri diğeri olmaksızın var olabilseydi etiğe de ihtiyaç olmayacağını öne sürer. İnsanın içtepileri ve arzuları eşit şekilde hem sosyal hem de bireyseldir. Siyaset ve etik, toplum ve birey olarak bizl
Bilme, bünyemizde ne tür bir değişiklik talep eder? Herhangi bir şey hakkında tam ve doğru bir bilgiye sahip olabilmek için neleri geride bırakmamız, neyi kendimizden uzaklaştırmamız gerekir? Böyle bir geride bırakma gerçekleşmediği takdirde bilgi hangi illetlerle maluldür?
Belki de bu soruların açtığı aralıktan "Bugün artık modern bilimden insanlığın hayrına bir şey bekleyemeyiz" yargısının aşırı bir yargı olmadığı görülecek, modern bilimin bilme tarzında neyin eksik ya da neyin fazla olduğu üzerine kafa
John Locke'a göre hakikati elde etme çabası, gizli bir hazine için kazı yapmak gibidir. Saf
altına ulaşmadan önce bir sürü topraktan ve gereksiz şeyden kurtulmak gerekir. Zahmetli
bir iş, ancak değerli şeyler yalnızca onu arayıp ayıklama zahmetine giren kişileri
zenginleştirir. Kazmadığı takdirde, kimse hazine bulamaz ve doğa, mücevherlerini
çoğunlukla kayalık zeminlerin altına gizler. Konu çetin ve anlam derinlerde yatıyorsa, zihin
durup ona eğilmeli, emek, düşünce ve yakından temaşayla onun üzerinde durma
17 yüzyıl Fransız filozofu Pascal, bilim insanı ve düşünür kimliğinin yanında Janseniusçuluğun karargâhı Port-Royal ile ilişki içerisinde olan dindar bir kişidir. Ancak dönemin skolastik, dogmatik ve sorgulamayan din anlayışına itirazı vardır Pascal'ın. Dönemin koşulları gereği taraflılığını ve kimliğini gizli tutmaya çalışan Pascal, elinizdeki kitapla Cizvitlerin ‘gevşek' din ve ahlak anlayışlarına savaş açar. Hayalî bir ‘taşralı'ya hitaben kaleme alınan bu mektuplar, Pascal'ın din felsefesine ışık tutmakl
Batı uygarlığı mirasını, metinleri özgün dillerinden okuyarak özümseyen, Yunan-Roma kültürü konusunda büyük bilgi birikimi sahibi İtalyan şair ve felsefeci Giacomo Leopardi´nin (1798-1837) düşüncelerinin ve yazılarının merkezini, yanılsama ile gerçeklik arasındaki bitimsiz diyalektik savaşım oluşturur.
Leopardi, 1824 yılında, henüz yirmi altı yaşındayken Operetten Morali´nin (Hisseli Kıssalar) büyük bir bölümünü yazmıştı. Bu yapıtına yergili diliyle insanın arzularını ve düş kırıklıklarını kalıcı imgelere
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 80-100 /
Aktif Sayfa : 5
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.