Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 477 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Türkiye son yıllarda önemli bir toplumsal dönüşüm geçiriyor. Dilleri, dinleri, mezhepleri ya da cinsiyetleri hâkim normlardan farklı olan gruplar ayrımcılığa uğradığını gittikçe daha sık dile getiriyor. Buna paralel olarak geçmişte tabu olan konular hem toplumsal hem de siyasal düzeyde açıkça tartışılıyor. Bu süreç iki olasılığı barındırıyor: Farklı grupların kamusal alanda görünür olması, bir yandan gruplararası gerginliği artırma potansiyeli taşıyor. Zira eşitlik talep eden gruplar, hâkim normları ve top
Kıyı Anadolu'nun kültürel bir öğesi olan deve güreşleri yaklaşık iki yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Türklerin ata mirası olan devecilik ve devecilik kültürü yaşamlarının da önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Yörük kültürünün ayrılmaz bir unsuru olan deve, konar-göçer yaşamın vazgeçilmezlerindendir. Yörük kültürü ile Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen develer zaman içerisinde taşımacılıkta kullanılırken aynı zamanda güreş kültürünü de hazırlamıştır. Kervanların taşımacılıkta konakladıkları yerlerde develeri
Tükendi
Bu kitap Avusturya'dan Mısır'a ve İstanbul'a uzanan bir tekstil ve hazır giyim ailesinin öyküsü. Mayer Firması 1830'lara, o zamanlar Pressburg adını taşıyan günümüzün Bratislava'sındaki bir Yahudi gettosuna dayanıyor. Seyyar satıcı Salomon Mayer'in o yıllarda kurduğu küçük kumaş firması asıl gelişimini Mısır'daki faaliyeti sırasında sağlıyor, çok erken bir tarihte 1882'de İstanbul'da Mısır Çarşısının yanındaki dükkanlarını açıyorlar. Bunu Karaköy ve Beyoğlu'ndaki mağazalar izliyor. Bu mağazaların en uzun öm
Henri Lefebvre'nin üç ciltlik başyapıtı Gündelik Hayatın Eleştirisi'nin Giriş ve Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri başlıklı ilk iki cildinde yazar iktidar ilişkilerinin, meta fetişizminin ve yabancılaşmanın her gün yeniden üretildiği, buna rağmen değişimin ve devrimlerin temeli olmaya devam eden gerçek hayatın eleştirisine odaklanmıştı. Moderniteden Modernizme (Gündelik Hayatın Meta-Felsefesi) başlıklı bu üçüncü ciltte ise ilk iki cildin eleştirisinin ardından, modernitenin içinde bulunduğu krizi ve t
Tükendi
Türkiye'nin Modernizm serüvenini, farklı disiplinleri bir araya getirerekülkenin geçirdiği süreçleri ve olayları özgün biçimde anlatan MODERNİZMİN YANSIMALARI serisinin dördüncü kitabı Modernizmin Yansımaları: 90'lı Yıllarda Türkiye. 1990'lı yıllar, 20. yüzyıla damgasını vuran iki kutuplu dünyanın yıkılıp yerine henüz ne tür bir düzenin geleceğinin kestirilemediği, bir yandan kapitalizmin zaferi olarak nitelendirilen tek dünya metaforunun ortaya çıkışı, diğer yandan neo-liberal politikaların sonuçlarının i
Tükendi
Trafik kurallarını bilmeden araba kullanırsanız yolculuğunuz kafa karıştırıcı ve zor geçer. Trafik kurallarını öğrenip uygulamaya başlarsanız, yolculuğunuz güvenli ve keyifli bir hale gelir. Dünya'da sürdürdüğümüz yaşamın da bazı kuralları vardır. Diana Cooper bu kitapta Dünya'daki yaşamın kuralları olarak görülebilecek 36 spiritüel yasaya ışık tutuyor. Başkalarına ilham ve cesaret verme yeteneği olan Diana Cooper, Dünya'daki yaşamı yöneten bu yasaları açık ve basit bir şekilde gözler önüne seriyor. Metafo
Modern sosyolojik düşüncence, bireyin toplumsal koşullar icinde biçimlenen hareketlerini, bunların gercekleşmesine dair imkan ve imkansızlıkları araştırırken; siyasi iktidarın baskısı altında kalan kişinin farklılaşan işlev ve davranışlarını da ele alır. Klasik hukuk sosyolojisi yaklaşımları hukuku, devlet hukukuyla sınırlı olmaksızın toplumsal yaşamın derinliklerinde dolaşımda olan bir olgu olarak ve bilimsellikle incelemekteyken, günümüzdeki calışmalar ise hukuku, son tahlilde, bir yönetimsel rasyonalite
Tükendi
Akışkan Modernite'de, yaygın olarak "postmodernite", daha az oranda da "geç modernite", "yüksek modernite" veya "ileri modernite" gibi şekillerde isimlendirilen olguyu ele alıyor Bauman. Aydınlanma sonrası yükselen rasyonel, hedefleri ve yolu belli, öngörülebilir, özgüvenli, katı modernitenin karşısına belirsiz, tekinsiz, güvencesiz bugünü anlamak için kendi kuramsal çerçevesini, akışkan moderniteyi koyuyor. Bunu da ancak kendi düzeyindeki birinin altından kalkabileceği biçimde yapıyor: Aynı metnin içinde b
Tükendi
Her on yedi saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her bir saniyede yüzlerce hayvan öldürülüyor. "Dayak yiyen kadınlar" gerçekliği her gün yüzümüze çarpılıyor ekranlardan ve gazete sayfalarından. Çiftliklerin esir ettiği, mezbahaların katlettiği hayvanlar "marketteki et"e indirgeniyor günümüzde. Etin hem protein için zorunlu olduğuna hem de gücün kaynağı olduğuna inanmamız için örülen mit, aslında erkeğin potansiyel şiddet eğilimiyle üstünlük kurmasına neden oluyor. Etçilleri yiyen etçiller, kafamızdaki iktid
Tükendi
İslâm entelektüel geleneğinin seçkin simalarından olan Nasîruddîn Tûsî, felsefi ahlâka dair eserleriyle Osmanlı ahlâk düşüncesini de etkilemiştir. Kitap Tûsînin pratik ahlâka dair iki eserini içermektedir: Evsâful-Eşrâf, onun tasavvuf alanındaki temel yapıtıdır. Hakka ulaşmak üzere seyr u sülûk ehlinin ve evliyanın yöntemi gereği yapılan manevî yolculuğu anlatır. er-Risâletün-Nasîriyye ise filozofça yaşamanın esaslarını, insanı mutlu kılabilecek erdemleri ve bu bağlamda dinin rolünü konu edinmektedir.
Tükendi
Yazardan Gelen Tanıtım: Kültürsüz Sanayi, Sanayisiz Kültür Olmaz ´Kültür ve Sanayileşme´ Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan´ın önsöz yerine yazdığı bir giriş yazısıyla konuşmalarını topladığı kitabının adıdır. Yazar, ´Ağır sanayi ağır kültür ister´ diyen Sezai Karakoç´tan esinlenerek, ´Kültürsüz sanayi, sanayisiz kültür olmaz.´ demektedir. Toplumların üretim gücünün kaynağında Marksistlerin iddia ettiği gibi ekonomi değil, kültür vardır. Sovyetler Birliği´nin dağılmasıyla, belirleyici olan ekonomidir diyen Mar
Tükendi
Bu araştırmamız, Doğu Bölgemizin kök-paradigmasını oluşturan Erzurum ve çevresi Sosyo-Kültürel kimlik yapısını incelemektedir. İlk kez, Erzurum temel konfigürasyonu oluşturması kaydı ile, Kars ve Erzincan komşu illeri ile olan toplumsal ilişkiler sistemi de bu incelememizin alt yapısını oluşturmuştur. Böylece, bu güne değin ele aldığımız Güneydoğu yöresi kabile-aşiret yapıları, Zaza-Kürt sorunları, siyasal şiddet ve terör olayları yanında, Doğu bölgemizin benzeri sorunlarının da sosyo-antropolojik alan ar
Tükendi
Bu kitap, bir yandan çok ciddi yapısal değişimlere uğrayan günümüz dünyasına dair bir takım önemli tespit ve tahliller sunarken, diğer yandan geleceğe dönük çok-medeniyetli bir toplum ve dünya düzeni projesinin kültürel temelini oluşturacak yeni bir düşünce tarzı önermektedir. Yazara göre açık medeniyetler başka medeniyetlere hayat hakkı tanırlar ve onlarla etkileşim içine girerler. Kapalı medeniyetler ise kendilerini yeryüzündeki tek medeniyet olarak görerek diğerlerini yok etmeye çalışırlar.Günümüzde mede
Tükendi
Bugüne kadar "daha iyi bir akademi"nin nasıl olacağını tartıştık, peki akademinin neden hala var olduğu sorusuna sıra geldiğini düşünmek –artık- çok mu erken, lüks ya da yanıltıcı olur? İşte bunun oldukça Sitüasyonist cevabı formel okul eğitimden alınarak doktora sıralarında dirseklerini çürüten herkes için verilmeye çalışılıyor: Öğrenmek aynı zamanda sınıfsal bir dayatmadır. Jan D. Matthews'ün rahatsız edici notları ile bu dayatmanın, iktidarların kadim Grek kültünden bu yana insanlığa işlediği "öğrenme" v
Tükendi
İlk okuma nasıl gerçekleşti? Sokrates yazıya neden karşı çıkmıştı? Beyin okumayı nasıl öğrenir; öğrenmezse ne olur? Farklı okuyan beyin nasıl çalışır? Okuduklarımız bizi nasıl değiştirir? Maryanne Wolf, Proust ve Mürekkepbalığı'nda okumaya dair benzer pek çok soruya cevap arıyor. Wolf, okuyan beynin tarihini, hem yazının icadından bu yana hem de günümüzde bir çocuğun yaşamı boyunca ele alıyor. Disleksili çocukların okumayı öğrenirken neden zorlandıklarını ve özel yetilerini tartışıyor. Atalarımızın borç
Tükendi
Anlattıkça sıra dağlar gibi yükseliyordu. Ne kesik bacak kaldı, ne koltuk değnekleri. Ne yüzünde yanıklar kaldı,ne alnında kırışıklıklar. Devleşti, yüceldi. Gözlerinden ateş saçılan bir kartal kesilip, gerdi kanatlarını yurdun üzerine. Karanlıkta donmuş gibi duran mezar taşlarının tümü birden yeşil bereli birer asker olup canlandılar. Pınarın nazlı çığıltısı ile tarihin derinliklerinden coşup gelen nal sesleri, kılıç sesleri, at kişnemeleri... Birbirine karıştı.
Kurâna göre insan hayatı burada başlamamıştır, burada sona ermez. İnsan buraya başka bir diyardan gelmişti. Tekrar oraya dönecek ve orada sonsuza doğru yaşayıp gidecektir. O hayatın sınırsız mutluluğu olacaktır. Ancak o mutluluğun kazanılması, bu dünya hayatındaki fiil ve davranışlara bağlıdır. Bu davranışlar üzerindeki bir hesap insana o mutluluğu kazandıracaktır. Bunlar Tanrının elindedir. Kurânın ifadesi ile; Din-hesap gününün sahibi Odur. (1/4). Öyleyse faziletlerin yönü Ona dönük olmalı, fiil ve davran
"Medeniyet" kavramı tarih boyunca ciddi anlamda tartışılan bir kavram olagelmiştir. 19. ve 20. yüzyıllarda özellikle pozitivizmin yükselişi ile birlikte medeniyet kavramının içinde barındırdığı kültür ve din olguları büyük ölçüde göz ardı edilmiştir. 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde hem eleştirel düşünce akımlarının yükselmesi hem de dünyadaki siyasal düzenin radikal bir değişime uğraması "medeniyet" kavramının geri dönüşünü sağlamıştır. Tabii ki bu geri dönüş herkes tarafından olumlu karşılanmamış, bir gru
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 477 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3