Görüşlerini "temel kaygı" kavramına dayandıran Horney, saldırgan öğeler içeren bir toplumda çocuğun ve insanın kendini güvence içinde duyamayacağını, bir insanın sağlıklı olabilmesi içni, çocukluğunun güvenceli, sevgi dolu, anlayışlı, saygılı ve sıcak bir ortamda gelişmesi gerektiğini savunur. Freud´un ruhçözümlemesi alanındaki önemli katkılarını da değerlendirerek yeni kuramlar geliştiren yazar, bir kadın olarak bu kurama yenilikler getirmeyi amaçlamıştır. Elinizdeki kitap, Karen Horney´in, Freud´la ayr

"Siz kimsiniz?"sorusuna, bugünün kadınları sırasıyla "ben bir kadınım,"ben kendimi kadın olarak inşa ederim"ve bunu öncelikle cinsellik yoluyla yaparım"yanıtlarını veriyor.

Dünya'da yalnızca son altı bin yıldır ataerkil düzen görülmektedir. Daha önce tam bir milyon yıl, toplulukları kadınlar yönetmiş, hayvandan insana geçişte en önemli rolü kadınlar üstlenmişlerdir. Dünyamızdaki ilk çiftçiler, ilk doktor ve bilim adamları kadındır. Toplumsal güdülerin gelişmesine cinsel ilişkiler değil, anasal işlevler yol açmıştır. Dişi cins, erkekleri hayvanlıktan çıkarıp insanlığa yükseltmiş, ırkımızı uygarlığın eşiğine getirmiştir. Erkekler sürekli olarak avlanmakta ve savaşmaktaydılar. Bu

İletişim, Teknoloji ve İdeoloji Televizyon İmgeseli ve Yaşam Dünyasının Yapısındaki Konumu Kadın İmgesinin Zaman İçerisindeki Kimlik Devinimi "Aliye" Dizisinin Tematik Çözümlenmesi

x

Simone de Beauvoir´in "Kadın" (Le Deuxieme Sexe - İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa´da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gördü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak bir rekor kırdı. Kitap büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birde altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika´da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevr

Simone de Beauvoir´ın (Le Deuxieme Sexe - İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa´da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gördü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak bir rekor kırdı. Kitap büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birden altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika´da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevrildiği

Beauvoir, "Kadınlığımın Hikayesi"nde, daha önce genç kızlık döneminin sorunlarını anlattığı ´Bir Genç Kızın Anıları´ kitabında kaldığı yerden yaşamını tam bir açıklıkla anlatmaya devam ediyor. Sartre ile kurdukları ortak yaşantıyı, mutlu ve acılı günlerini, kadınlığın çeşitli sorunlarını, tanıdığı insanları, tutkularını, yazarlığını ve dünyamızın geçirdiği buhranlı dönemleri en küçük ayrıntılarına kadar veriyor. (Arka Kapak)

x

Kabul edilmesi gereken bir şey var. Kadınlar erkeklerden farklı. Ne daha iyi, ne daha kötü; ama kesinlikle farklı. İşte bu farklılıktır ki kadınları yalnızca erkekler tarafından hissedilen baskılara karşı değil, bunlar dışında başka baskılara karşı da korumasız bırakıyor. Mesleki hayatım boyunca, toplumun baskısı ve çoğu zaman olduğu gibi kendi kendileri üzerine yükledikleri duygusal, fiziksel ve zihinsel talepler ile baş edemediklerini hisseden, hayatın her alanından kadınlarla karşılaştım. Belki yeterinc

Kadınlarla alakalı bütün ayetler... Bir kadın gözüyle... Ve manaları örselemeyen bir dikkatle Ve konuya layık ciddeytle...

Erkek egemen bir dünyada, içinde yaşadıkları toplumların değer yargılarına, öznel ya da nesnel baskılarına boyun eğmeyen, eşit olmayan koşullara karşın öne çıkan kadınlar... Yaşamın çeşitli alanlarında, başka zamanlarda başka yerlerde başarılı olmuş hünerli, becerikli, mücadeleci, parlak, etkili 365 kadın günümüz dünyasına değerli katkılar sunuyor ve ışık tutuyorlar. Soyadı alfabetik sırasına göre hazırlanan bir başucu yapıtı. Yayınevimizin "Bilgelik Dizisi" içinde yeralan "... 365 Söz" kitaplarındaki birço

Hayat vermek, "Yaratan vasıtasıyla bir insan yaratığına sahip olmak, "yalnız dünyaya bir çocuk getirmek değildir. Bu kelimeyi en geniş anlamında ele alarak, bu çocuğu yetiştirmektir, eğitmektir. Ondan sağlam, gürbüz, uzun bir hayat vazifesini yerine getirecek güçte bir varlık meydana getirmek için onu fiziki bakımdan yetiştirmektir. Yanlışı ortadan kaldıran ve davranışı, hal ve hareketi akla, sağduyuya tabi kılan bütün aydınlık ışıklarla zekasını doldurarak onu hakikat içinde yetiştirmektir.

1862 Erkeklerle bekar kadınlara belediye seçimlerinde eşit oy hakkı tanındı. 1863 Bekar kadınlar 25 yaşında yetişkin kabul edildiler. 1864 Kocaların karılarını dövme ''hakkı'' yasadan çıkarıldı. 1870 Kadınları lise ve cimnazyumda ''dışarıdan'' diploma alma hakkı tanındı. Bugün, parlamentonun ve kabinenin yarısı kadınlardan oluşuyor. Kadın özgürlüğü mücadelesinde çok mesafe almış İsveç deneyinin ele alındığı bu kitapta, kadın özgürlüğü ile demokrasi arasında çok yakın bağlar olduğu bir kez da

Hepimiz, kendimizi ve bağlı olduğumuz ilişkileri koruma amacıyla "kandırırız". Kandırma Dansı , kadınların gerçeği saptırmak ve saklamak amacıyla başvurdukları yolları (ve nedenlerini) ele alıyor. İlişkilerimizin yalan, taklit, suskunluk, `miş` gibi yapma ve cesurca doğruyu söyleme çabalarıyla nasıl etkilendiğini gösteriyor bize. Doğruyu söyleme savaşımı yakın ilişki, içtenlik ve özgüven gereksinimlerimizin merkezinde yer alıyor. Yine de, "dürüstlük" adına birbirimizi hırpalayabiliyoruz. Bazen zor bir sor

Önce Kadınları Vurun, terörist eylemlerle ilgilenen polis ekiplerine verilen öğütlerden biridir. Neden? Kadınlar erkeklerden daha acımasız oldukları için mi? Bir kadını öldürmesi istendiğinde duyulan içgüdüsel kararsızlığın üstesinden gelmek için mi? Kadınlar erkeklerden daha tehlikeli oldukları için mi? Bu sorulardan etkilenen Eileen Mac Donald, yaşadıkları toplumsal düzene başkalkdıran yada bağımsızlığı için savaşan şiddet yanlısı örğütlerden kadınlarla röportajlar yaptı. Uçak sabotajcısı Kim Hyon Hui il

1824´te doğan Fransız oyun ve roman yazarı Alexandre Dumas´ın, kahramanlarına sevecenlikle yaklaştığı ünlü romanı Kamelyalı Kadın,1848´de yayımlandığından beri dünya edebiyatının klasik başyapıtlarından biri olmuştur. Parisli kibar bir fahişenin umutsuz aşk serüveninin anlatıldığı Kamelyalı Kadın, kısa zamanda kavuştuğu ününü, tiyatrolaştırılarak, sinemaya uyarlanarak da pekiştirmiş ve 1895´te ölen yazarının ölümsüzleşmesini sağlamıştır. Özgün adı "La Dame aux Camélias" olan romanda, 19. yüzyıl Paris´inin s

Kadın gücü, kadınların kendi geleceğini seçme hakkına sahip olmaları demektir. Bu da ataerkil topluma ait tüm safranın atılmasını gerektirir. Kadının, onun mükemmel olmasını engellemeyecek bir ahlak kavramı ile onu ruhsal sakatlığa mahkum etmeyen bir psikoloji geliştirmek için yer ve fırsata gereksinmesi vardır.

Günümüzün modern toplumlarıda, kadınların üzerinde geçmişte olduğundan çok daha fazla yük var. Birçok kadının yaşadığı depresyonun nedeni, evi ile işi arasında ikiye bölünmekten kaynaklanıyor. Böyle yoğun bir yaşamda da, kadınlar kendilerine zaman ayırmakta, sağlık ve güzelliklerini korumakta, mutlu, üretken ve sağlıklı bir yaşlılık dönemine kendilerini hazırlamakta zorlanıyorlar. Dünyaca ünlü İngiliz aktrist Joan Collins, üç çocuk annesi ve mesleğinde başarılı bir insan olarak, bu konudaki deneyimlerini,

"Ağırmeşrep Kadınlar"da size yeni fakat gerçekten usta bir güldürü yazarının, Selçuk Erez´in, kendi deyimi ile kimi ´öykü´ ve ´öykümsüler´ini sunuyoruz. Bu ´öykü´ler ya da ´öykümsü´lerde bugüne dek güldürü türünde pek rastlamadığınız bir değişken yapının sergilendiğini göreceksiniz. Selçuk Erez çok ´farklı´ bir toplum kesiminin ve yine bu kesimin bugüne dek pek ´öykü´lenmemiş ya da ´öykümsü´lenmemiş durumlarını, yaşam biçimlerini ele alıyor ve kadını erkeği, yaşlısı genciyle yazdıklarında onları izletiyor