Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 715 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Ülkemizde film eleştirisi alanında, ciddi bir literatür boşluğunun bulunması, bu alandaki tartışmalara sağlam bir zemin oluşturulamaması sonucuna yol açmaktadır. Filmler hakkında bilgilenme ve bilgilendirme sürecine ait olanakların yetersizliği, film eleştirisinin gelişimi önünde önemli bir engel olarak durmaktadır. Akademik bir bakış açısıyla hazırlanan bu kitap, mevcut temel sorunların ortaya konulmasına katkıda bulunmayı ve sinemayla farklı düzeylerde ilgilenenlere yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Kitabın
1895`te doğuşundan bu yana sinema, dünyanın her yerinde insanaları büyüleyen, mesaj veren, ağlatan bir sanat, tiyatronun yanında insanlığa ikinci bir ayna oldu. İşte Scognamillo da, sinemanın Türkiye`deki tarihine eğilerek, korunmamış, sahip çıkılmamış, kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılmış bir tarih okurun / seyircinin gözleri önüne seriyor. 1896`daki ilk sinema gösterilerinden başlayarak, 1990`lara, günümüze kadar gelen belgeler ve görsel malzemeyle destekli, titiz bir arşiv çalışmasına dayanan bir "an
Tükendi
Kazakistan Sineması'nın tarihini ve ideolojik söylemini ele alan bu kitap üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ideoloji kavramı üzerinde durulmuş; kavramın ortaya çıkışı, ideoloji tanımları ve ideolojinin tarihsel süreci ortaya konulmuştur. İdeolojinin doğasından ziyade siyasi ideolojilerin rolü ve etkileri üzerinde durulan bu bölümde, etki alanı geniş siyasi ideolojiler genel hatlarıyla anlatılmıştır. Sonrasında ideolojinin sanat ve sinemayla ilişkisi, SSCB ideolojisi, SSCB ideolojisinin sanat ve sin
Tükendi
"Ancak sinemanın olanaklarıyla anlatabileceğimizi düşündüğümüzde film yapmalıyız. Hikâye olarak yazdığımızda oluyorsa o zaman öyle kalmalı. (...) Bir filmin tutarlılığını dramaturjiden alıp onu çekene, yazana, kurana, yapana geri vermeliyiz. Yönetmen dramaturjinin kurallarına o kadar da hapis olmamalı. Kendini ona uydurmaya çalışmamalı!" Onur Ünlü "Benim dış dünya ile karşılaşmadan masa başında tasarladığım şey, sahada çekmeye çalıştığım şeyin biricikliğini, başka şeye benzemezliğini, eşsizliğini orta
Franz Kafka'nın özgeçmişinden, Prag deneyiminden ve edebi eserlerinden hareketle yazılan bu kitap, Kafka'nın sinemayla, sinemanın da Kafka'yla ilişkisini masaya yatırıyor. Kafka'yı Theodor W. Adorno ve Georg Lukács'ın çoğu zaman birbiriyle çatışan düşüncelerini baz alarak incelerken, "Kafka çağı"ndaki sinemayı, Martin Scorsese'den Nuri Bilge Ceylan'a, Michael Haneke'den Terry Gilliam'a Kafkaesk sinemayı ve Orson Welles'in Josef K. ile olan bitmeyen "dava"sını incelikle analiz ediyor. Hakan Bıçakcı'nın önsöz
Başta İletişim Bilimleri, ona bağlı koşut kuramsal çalışmaların ve sosyal bilimlerin farklı disiplinlerini irdeleyen onca yazılı bilginin, son dönem Türk filmlerine yansıyan etkilerini bağdaştıran ve aralarındaki etkileşimi açımlayan eşsiz bir yapıt Son Dönem Türk Sinemasında Kadın Yönetmen Bakışı. Yazar Doç. Dr. Rengin Ozan, bir tür kuram ve uygulamayı bağdaştırma adına, çıkan resmi yorumlama amacıyla yola çıkmış. Kuramların salt okumalarının yapılması, gündelik yaşam pratikleri içerisinde öğretilerinin fa
Tükendi
William Shakespeare (26 Nisan 1564 – 23 Nisan 1616), İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncudur. İngilizce dilinde yazan en büyük yazar ve dünyanın en seçkin drama yazarı olarak kabul edilmektedir. Sıklıkla İngiltere´nin ulusal şairi ve "Avon´un Ozanı" olarak anılır. Günümüze ulaşan eserleri, bazı ortaklaşa yazılanlarla birlikte 38 oyun, 154 sone, iki uzun öykü şiir ve birkaç kaynağı belirsiz şiirlerden oluşur. Oyunları bütün büyük dillere çevrildi ve diğer bütün oyun yazarlarından daha çok sergilendi. Shakespe
Tükendi
William Shakespeare (26 Nisan 1564 – 23 Nisan 1616), İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncudur. İngilizce dilinde yazan en büyük yazar ve dünyanın en seçkin drama yazarı olarak kabul edilmektedir. Sıklıkla İngiltere´nin ulusal şairi ve "Avon´un Ozanı" olarak anılır. Günümüze ulaşan eserleri, bazı ortaklaşa yazılanlarla birlikte 38 oyun, 154 sone, iki uzun öykü şiir ve birkaç kaynağı belirsiz şiirlerden oluşur. Oyunları bütün büyük dillere çevrildi ve diğer bütün oyun yazarlarından daha çok sergilendi. Shakesp
Tükendi
Yazar ve yönetmen Rıza Kıraç, Kifayetsiz Pastoral'de, Türkiye sineması ile "politika" arasındaki çetrefil ilişkiyi derinlemesine inceliyor. Kıraç, "Yönetmenlerin sinema dilini etkileyen ‘politik' faktörler ve olaylar neler? Sinemanın kendisi konjonktürü etkileyebilir mi? Türkiye gibi bir ülkede apolitik sinema mümkün mü?" gibi birçok soruyu Türkiye ve dünya ekseninde cevaplıyor. Ayrıca, Türkiye sinemasında özellikle Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoğlu, Reha Erdem ve Tayfun Pirselimoğlu gibi
Tükendi
En son satın almaya değer gördüğünüz şeyi hatırlayın! O her ne ise, sizce gerçekten ihtiyacınız mıydı? Yoksa kapsamlı ve programlı bir ilüzyonun parçası mı? Ve bu ilüzyon, değer yargılarınıza yön vermek isteyen cambazların bir aldatmacası mı?
Tükendi
Pelin Erdal bu kitabında, Ertem Eğilmez'in sinemasını ve Arzu Film'de hazırlanıp çekilen filmleri esas alarak, çocukluk anılarımızın yaşandığı zamanlar ve mekanlar üzerinden geçmişimizin izlerini sürüyor...
Tükendi
Onlar dağlılar, dağ Türkleri, gayrimedeni, Doğulu, geri kalmış, batıl, ilkel, vahşi, feodal, sert insanlar, silah severler, şiddet onların doğalarında var, saf ve masumlar, çocuk gibiler. Kürtlerin Türk sinemasının perdesinde görülmeye başlamaları 50'li yıllarda "Doğu"nun keşfiyle başlar. O tarihlerden günümüze Kürtler ve Kürtlerle meskün coğrafyalar Türk sinemasının vazgeçilmez konusu oldu. Ne var ki Kürtler asla "Kürt" olarak adlandırılmadılar, sadece işaret edilerek gösterildiler. Türk kamerasının bugü
Tükendi
80'LER TÜRKİYESİ'NDE SİNEMA Salon koyu bir karanlık içinde. Yükseklerdeki noktadan, güçlü bir ışık yayılıyor karşı duvara. Yönetmenin dünyasının ışığı, kalabalıklara yansıyor duvardaki perdeden. Ve salondaki dünya sayısı kadar ışık, yoğunlaşıyor, yükseklerdeki o noktada yeniden. Dünyalar arasındaki bu ışık alışverişi gerçekleşebildi mi, 80'ler Türkiyesi'nde... 80'ler Türkiyesi'nin beyazperdesinde? Prof. Dr. Şükran Kuyucak Esen
Tükendi
Elinizdeki kitap devletsiz bir ulusun sineması üzerine estetik bir tartışma başlatırken Kürt kimliği ile Kürt sineması arasındaki bağlantılara da odaklanıyor. Dört farklı ülkeye bölünmüş topraklar üzerinde yaşayan bir halkın sinemasının özünü oluşturan "vatansızlık", "sınır" ve "ölüm" temaları üzerinden Kürt sinemasının farklı boyutlarını irdeliyor. Kitapta, "Kürt sinemasını Kürt sineması yapan şey nedir?" sorusunun yanıtı aranıyor, bu bağlamda Yılmaz Güney'in sinema anlayışının Kürt sinemacıları üzerindek
Tükendi
Yazar, elinizdeki kitapta okurunu Türk sineması üzerinden tarihten güncele bir yolculuğa çağırıyor. İrdelediği film içeriklerini tarihsel ve toplumsal boyutlarıyla ele alan yazar, sinemanın serüveni üzerinden modern Türkiye tarihinin bir panoramasını sunuyor. Türk sinemasının yüz yıllık tarihini; Atatürkçülük, ulusal sinema, milliyetçilik, sanatta muhafazakârlık, Kürt sorunu, 12 Eylül, sansür ve aydın sorunu temaları altında mercek altına alırken, Türk sinemasının şekillenmesinde tarihsel ve toplumsal koşul
Tükendi
Atillâ Dorsay, Sinemanın Hazineleri: 50 Unutulmaz Film kitabının bu ikinci cildinde, yine sinema tarihine ‘en özgür biçimde' eğiliyor. Ve 30'lardan 70'lerehatırlanması gereken ya da güncelliğin anımsattığı filmleri ele alıyor: Sisler Rıhtımı'ndan Notre Dame'ın Kamburu'na, Yanlış Numara'dan Pandora'ya, Milano Mucizesi'nden Avare'ye, Ankara Casusu'ndan Zorba'ya, Yankesici'den Burjuvazinin Gizli Çekiciliği'ne, Yürüyen Ölülerin Gecesi'nden Şark Ekspresinde Cinayet'e... Bir kez daha, sinema sevgisiyle tutkusunu
Bu kitapta, mümkün olan en az parayla film yapmak için bilmeniz gereken neredeyse her şeyi bulacaksınız. Şimdiye kadar karşılaştığım her düşük bütçeli film yapımcısının sahip olduğu en temel özellik "imkansız" diye bir kelime tanımamalarıydı. Bu insanlar sahip oldukları bütün kaynakları sonuna kadar kullanırlar ve illa ki istedikleri şeyi yapmanın özgün bir yolunu bulurlar. Beceri, bağlantılar ve kararlılığın doğru birleşimiyle çok pahalıymış gibi görünen ama aslında mütevazı bir cüzdana sığdırılabilecek bi
Tükendi
Esasen Sigmund Freud'un temellendirdiği psiko-terapi metodolojisinin sıkı bir takipçisi olan ve hayatının hiçbir döneminde kendi entelektüel dünyasını tanımlarken, ima ile bile olsa kendisini sinemacı olarak nitelememiş Lacan'ın, sinema ve film çevrelerince bir sinema-film düşünürü olarak ele alınması bu yüzyılın en temel fikri paradokslarından biridir. Modernitenin ya da post-modernitenin önde gelen fikir işçilerinin bilinçli ya da bilinçsizce ortaya koyduğu bu anlam ve alan kaymasının sebep ve sonuçları
Tükendi
Toplumsal koşulların bir çıktısı olan milliyetçilik, toplumdan ayrı ve bağımsız bir olgu olarak değerlendirilemez. Milliyetçi söylemin yayılması ve yeniden üretilmesinde kitle iletişim araçlarının etkisi büyüktür. Mesajını görüntü ve göstergeler üzerinden ileten sinemanın; radyo, televizyon, gazete vb. gibi geleneksel iletişim araçları ile kıyaslandığında anlatı dili daha evrenseldir. Bu bakımdan sinema için, toplumsal yaşamdaki milliyetçi söylemi yeniden üreten en güçlü araçtır denilebilir. Aynı anda dünya
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 715 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4