Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Bu kitapta, İslâm'da tasavvur olunduğu şekliyle hayatın en temel esaslarıyla ilgili tanımlamalar ve açıklamalar açık bir şekilde izah edilmektedir. Bu izahlar Din ile, İnsan ile, Bilgi, Hikmet, Adalet, Doğru Amel (edep), Akıl ve Akletme ile (nutk); dilin, düşüncenin, anlamın (mana), bilginin ve eğitimin İslâmîleştirilmesiyle; Kur'anî yorumlamalar (tefsir ve te'vil) paralelinde tabiatın incelenmesi ve bilimsel olarak araştırılmasının yöntemiyle; Arapça dahil tüm Müslüman hakların dillerinin İslâmîleştirilmes
1971´de Sıkıyönetimin ilaniyle 15´inci devresini kapatan Büyük Doğu dergisini dört-beş sene sonra tekrar çıkarmaya karar veren Necip Fazıl, daha hazırlık safhasında, genel bir akâmet, iktidarsızlık, fesat ve çürüme ortamiyle karşılaşınca; "Büyük Doğu çıkamaz! Ancak (Rapor 1-2-3..) diye yeni bir tarz düşünülebilir!" hükmüne varır. Raporlar, aylık yazılar şeklinde 1976 - 1980 yılları arasında 13 sayı çıkmıştır. Bu serinin birinci kitabında, ilk iki Rapor, ikinci kitabında 3´üncü, 4´üncü Rapor, üçüncü kitabınd
Farabi (ö. 339/950) İslam dünyasında mantık bilimine en fazla vurgu yapan filozoflardan biridir. Filozof, felsefenin diğer alanlarında olduğu gibi mantık alanına dair de kendine özgü bir telif ve metin inşası tarzı ortaya koymuştur. Bu durum, gerek selefi Aristoteles, gerekse halefleri İbn Sînâ ve İbn Rüşd'ün aynı alanlara ilişkin eserleri ile mukayese edildiğinde daha iyi anlaşılmaktadır. Farabi Kategoriler'de ilk defa Aristoteles tarafından ortaya konulan kategoriler teorisini, Retorik'te ise yine ilk def
Tükendi
Çağımız agnostik, ateist, sciantist/pozitivist, panteist, az anlayıp çok inanan dogmatik teolojik, post-modernist (nihilist) düşünme-inanma tarzlarının hegemonyasındadır. Zenginliğin artması ile "küfreden düşünmenin" artacağı öndeyişi- ihbarı (43/33-35), gerçekleşmiştir. Allah'tan başka şeyleri dost edinmiş olan insanlar, modern "tecno-city"lerde ("evlerin en zayıfı olan örümcek evlerinde", 29/41) ipek böceği kozası gibi ölümü beklemektedirler. Allah'ın rahmetinden umudunu kesmeyenler (39/53, 15/56)
İslam'da Metafizik Düşünce, İslam'da metafizik geleneğinin iki kurucu düşünürü olan Kindî ve Fârâbî'nin metafizik öğretilerini incelemekte, İslam düşünce geleneğinde birlik ve varlık kavramlarının keşfinin izini sürmektedir. Her iki filozofun da ortak vasfı, İslam geleneğinin kadîm dünyanın bilimsel aklıyla irtibatını tesis etmeleri ve kadîm bilimsel akla, İslam'ın oluşturduğu medenî havzada ortaya çıkan yeni sorunlarla hayat vermeleridir. Kindî, Meşşâî felsefeyi benimsemekle bir yandan Yunan felsefesinin b
Tükendi
Evrende kötülüğün var olduğu herkes tarafından kabul edilir. Ancak bu kötülüğün varlık sebebi tartışma konusudur. "Tanrı, biz insanlar için -cennet örneğinde olduğu gibi- içinde kötülüğün olmadığı bir dünya yaratamaz mıydı?" sorusu sıkça sorulmuştur. Bu tür soruları soranlar, âlemin kötülükle olan metafizik ilişkisini bilmek ister. Kötülüğün fizikî sebeplerini açıklamak zor değildir. Örneğin bir Tsunami dalgasının fizik kurallarına göre nasıl meydana geldiği bilim adamları tarafından açıklanmaktadır. Ancak
Günümüzde "İslam Eğitim Felsefesi" adı altında kalem oynatanlar ve düşünce serdedenler, İslam dünyasında felsefe ile ilgilenenlerin büyük çoğunluğunun yaptığı gibi genelde Batı felsefesini temel alarak "İslam Eğitim Felsefesi"ni yapılandırmaya ve izah etmeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki çok iyi biliyoruz ki İslam dünyasında felsefî çalışmalar, ancak Halife Mansur döneminden itibaren yapılan tercümelerden sonra başladığını söyleyebiliriz. O halde şu soruyu sormanın zamanı gelmiştir: Resulullah döneminden itibar
Tükendi
İslam düşüncesinin yüzyıllardır süregelen en önemli sorunlarından birini oluşturan; din-dünya, akıl-nakil, ilim-iman, şeriat-hikmet ilişkisinin belirlenip buna göre İslam'ın yeni gelişen olaylara intibak ettirilmesi meselesi, büyük fikir ayrılıklarının doğmasına hatta itikadi mezheblerin oluşumuna neden olmuştur. Konunun öneminden dolayı, İmam-Azam'dan bu yana İslam bilgin ve düşünürlerinin büyük bir kısmı bu mevzuda küçük-büyük eserler kaleme almışlardır. İmam Gazzali'nin "Tehafutü'l-Felasife" isimli eseri
Mülemmâ yazmak basitçe başka bir dilden iktibasta bulunmak değil, her iki dilin gramerini bir başka dilde buluşturmaktır. Farklı vezinleri bozmadan birleştirebilme kavrayışını gerektirir. Gelen-ek-te "zü'l-lisâneyn" olmakla ifade edilir. Tefekkür tarihinin her önemli tarihsel kesiti kendi özel mülemmâsını üretmiştir. Örneğin Batı ile başka bir türde karşılan Doğu -Farsça, Arapça mısralar içeren mülemmâ şiiri bırakıp- Fransızca, Almanca ve İngilizce içeren mülemmâlara yönelmiştir... Elinizdeki bu mülemmâ met
Tükendi
Çağdaş felsefenin önde gelen isimlerinin önemli bir kısmının farka dair metinler neşretmiş olması bir tesadüf sayılamaz. Heidegger Identity and Difference, Deleuze Difference and Repetition, Lyotard The Differend, Derrida Writing and Difference. Bu merkezî metinlerin yanında alabildiğine geniş bir fark literatürü var: farklara saygı göstermek, farklılıkların bir aradalığı, ötekilik, başkalık ve bunları tamamlayan motifler. Kuşkusuz fark felsefesi önemli, dahası zorunlu bir kavramsallaştırmadır, fakat bu gen
Tükendi
Neden Batılı nazariyatçılara karşılık, yerli sanatçıları zikrediyorsunuz diye soracak olursanız bu, yerli olmayan evrensel olamaz ezberi ve post-modern olmanın cazibesiyle alakalı bir durumdur. Öte yandan söz konusu husus, son tahlilde adına zihnî kirlenme diyebileceğimiz idrakî bulanıklığın da karşılığıdır; bir diğer ifadeyle: Yılan ıslığıyla serenad yapmanın. Yılan Islığıyla Serenad, Ömer Lekesiz'in keskin kaleminden çıkmış özel bir seçki. Kültürden sanata, İslam felsefesi ve sanatından Batı düşüncesine,
Sekülerizm, deizm ve ateizm konusu, medyatik malzeme olmadan evvel de dindar toplumların can yakıcı problemlerinden birisi idi. Üstelik bu sorun, sadece bize ait bir gelişme de değildir. Batının dindar mahfilleri bununla uzunca yıldır uğraşmakta, hatta bu eğilimlere karşı yürüttükleri mücadeleyi ya da savaşı kaybetmiş görünmektedir. Ancak sorunun bize düşen tarafında hala şansımızın olduğu kanaatindeyiz. O sebeple, tartışılan şeyin özü, bugün için deizm üzerinden dini genç kuşaklara hangi dil ve metotla anl
Bu kitap, Haftalık Diriliş Dergisi'nde 17 Ekim 1988'den 27 Mart 1989'a kadar yayınlanan bir seri yazıdan oluşmuştur.
Tükendi
Gazzâlî'nin Mişkâtü'l-envâr'ı, onun, temelde, kelâm, felsefe ve tasavvuf çerçevesinde geçen entelektüel serüveninin en dikkate çekici ve son ürünlerinden birisidir. Bir dostunun, ?Allah göklerin ve yeryüzünün nurudur" (en-Nûr 24/35) âyetindeki sembolik anlatıma dair sorusu üzerine bu eseri kaleme alan Gazzâlî, sadece bir te'vil teorisi ortaya koymamakta, bize epistemolojik ve psikolojik verilerle temellendirilmiş bir ontoloji teorisi sunmaktadır. ?Nur" kavramı bağlamında geliştirdiği ve Tehâfütü'l-felâsife
Tükendi
Dinî inançlarla ilgili yaklaşık bir düzine temel soru etrafında örülmüş olan Din Felsefesi: Seçme Metinler; hem dinî tecrübe, teist argümanlar, kötülük problemi ve mucizeler gibi din felsefesinde genel kabul görmüş, hem de dinin ontolojik hükmü, reformcu epistemoloji, açık teizm, bilim ve din çatışması ve dinî çeşitlilik gibi yeni ilgi alanları hâline gelmekte olan mevzulara dair metinleri ihtiva ediyor. Elinizdeki eseri oluşturan metinler, dinî inançların felsefî zeminine dair müzakereler içermesi bakımın
Tükendi
18. ve 19. yüzyılda oryantalizm konusunda en fazla etkin olan ülkenin Almanya olduğu tespit edilmektedir. Ancak son dönemlerde Alman oryantalizm geleneğinin, özellikle de inanç ve düşünce (Kelam-İslam Felsefesi) bağlamında bilinmesinin zorunluluğu konusu daha da önemli hâle gelmiştir. Zira bu alanda detaylı çalışmalar mevcut değildir. Bunun için çalışmamız bu hususta bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Almanya'nın kendi Müslüman Din Dersi öğretmenlerini ve Din görevlilerini yetiştirmek üzere açmaya başladığ
Tükendi
Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülken´in Galatasaray Lisesi´nde "felsefe öğretmeni" olduğu yıllarda kaleme aldığı Türk Tefekkürü Tarihi, 1933 -1934´te iki cilt olarak yayımlanır. Bu kitabın üçüncü cildi olarak tasarlanan Türkiye´de Çağdaş Düşünce Tarihi İse ancak 1966´da yayımlanmıştır. Yayımlandığı yıllardan itibaren alanındaki bütün araştırmalara kaynaklık eden ve bir "klasik" haline gelen bu yapıtın yeniden basımı bugüne kadar mümkün olmamıştır. Türk düşüncesinin temel taşlarından olan Türk Tefekkürü Tarihi, 70 yıl
Felsefe ve vahiy, düşünce tarihinde daha çok aralarındaki çatışmayla gündeme gelirler. Ancak dikkatli bir felsefe tarihi okuması, bu yapıların arasındaki çatışmayı öne çıkaranların yanında, uzlaşma ve bütünleşmeye vurgu yapanların da oldukça önemli bir yer tuttuğunu ortaya koyacaktır. Özellikle dini bir ortamda şekillenen felsefe faaliyetleri, felsefe ve vahyin arasını bulma adına farklı sentezler sunmuşlardır. Bu sentezlerin bir tarihi olarak görülebilecek İslam felsefesi tarihi, İslam medeniyetinin üretti
İslam felsefesinde estetik düşüncenin; ontolojik, kozmolojik, psikolojik ve epistemolojik bir çerçevede ele alınması metodolojik bir zorunluluktur. Bu bağlamda Güzelin Peşindenin nirengi noktası, Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşdde güzel kavramının metafizik ve ontolojik izdüşümlerinin Tanrı ve Tanrının güzelliğine referansla tartışılmasıdır. Konunun kavramsal arka planını yapılandırmak için kurucu Grek filozoflarında güzel ve iyi ideleri, mimesis ve tragedya kuramları ve Grek estetiğinin İslam dünyasına intikal
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3