Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 960-980 / Aktif Sayfa : 49
"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar." Viyanalı asilzade Baron R. Ve onun hayatını değiştiren bir gece... İnsanın kendini ve tüm insanlığı keşfi... Stefan Zweig'ın derinlikli psikolojik gözlemleri bu romanı bir şaheser kılıyor diyebiliriz.
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür,. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız... Yalnız..." New York'tan Buenos Aires'e doğru ilerleyen bir yolcu gemisinde, soluksuz bir satranç oyunu. Taraflardan birisi bir milyoner, diğeri bir satranç şampiyonu; ve tabii ki asıl kahramanımız Dr. B. Bu oyunu kim, nasıl kazanacak? Yazarın belki de en gerilimli k
Tükendi
"İçinde kıza karşı derin bir sempati uyandı, çünkü acı verici meydan okumayı, sert, amansız ve savunma dolu tavırları, sonsuz bir sevgi vermek isteyen ancak kendini reddedilmiş hisseden birini çok iyi anlayabiliyordu." Stefan Zweig, keskin psikolojik anlatımıyla sahibi olmadığımız tecrübelere bizi yakınlaştırıyor, insana dair hiçbir şeye yabancı olmayacağımız bir gerçeklikle okurunu tanıştırıyor. Hayatın Mucizeleri, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'nın bir ruh çözümlemesi, toplumun adeta her bireyine
"Korku cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınırlandırılmışa kıyasla ceza, daha az ürkütür. Cezasının ne olduğunu anlayınca kız rahatladı. Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır. İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır." Zweig bu kısa romanında korkunun haritasını çiziyor, bir duygunun insan doğasındaki resmini tüm incelikleriyle ortaya koyuyor. Burjuvan olmanın tüm imkanlarını doyasıya kullandığı hayat
"Kafese kapatılmış kırlangıçlar gibi odalarında çırpınıp içinde bulundukları yalan ve sessizlik yüklü ortamda kahroldular. Hayatları boyunca ilk kez bugün yüzleşmek zorunda kaldıkları gerçeklere açılan o bilinmez dünyada, başlarına gelebilecek şeylerin beklentisiyle sarsılıyorlardı." İnsanın tüm özlemleri ve hatalarıyla dolu zengin bir anlatı.
Tükendi
Ben de tek bir vazifem olduğunu biliyorum, insan olmak ve çalışmak. İnsanın ötesinde bir vatanın yok benim, insanları öldürmek gibi bir isteğim, hırsım yok, bunların hepsini biliyorum..." Birinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da hem insan ruhunda hem toplumsal yapıda bıraktığı yıkımın izlerini satırlarına her fırsatta taşıyan Zweig, bu romanda ressam Ferdinand'ın savaş karşıtı duruşuyla askerlik arasında kaldığı ve yaşadığı derin ahlaki bir sorgulamayı büyük bir ustalıkla kaleme alıyor.
Savaş ve Barış, yüz elli yıldır büyük bir hayranlıkla okunan dev bir başyapıt ve hiç kuşkusuz tüm zamanların en güzel epik romanlarından biri. Tolstoy, Rus toplumundan son derece gerçek, yüzlerce karakteri, Napolyon ordularının Moskova'ya kadar ilerlediği tarihsel dönem içinde betimliyor. Canlı ve görkemli savaş ve barış tabloları, zekice kurgulanmış ayrıntılarla bezeli... Büyük gerçekçi yazarların hep yaptığı gibi, Tolstoy da tarihe ve topluma canlı ve hareketli bir merkezden bakıyor. Onun merkezinde daima
Tolstoy'un olağanüstü karakter betimlemeleri, doğa tasvirleri ve gerçekçi bakışıyla zenginleşen bu dev yapıt, belirli bir zaman ve mekânın dışına çıkarak tarihin doğasını, yaşamı ve insanı mercek altına almaktadır. 160'a yakını gerçek olmak üzere yaklaşık 600 kahraman, kurgu ile gerçek arasındaki çizginin belirsizliğinde, tanıklık ettikleri döneme okurun da sokulmasına izin veriyor. Tolstoy, farklı sosyal sınıflardan ve farklı cinsiyetlerdeki bu yüzlerce karakteri başarıyla yansıtıyor, konuşturuyor ve o ust
Tükendi
Bir kitap ne zaman biter? Son sayfa bitince mi? Savaş ve Barış'ın bitmediğini, sizinle yaşamaya devam ettiğini göreceksiniz. Nikolay'ın bir gün bir yerde ettiği herhangi bir söz, ansızın gelip canlanacak zihninizde. Nataşa'nın uçuşan dantelli elbiseleri ve sonsuz neşesi, attığınız kahkahalara yansıyacak. Gördüğünüz bir meşe ağacına Andrey'in gözleriyle baktığınızı fark edeceksiniz. Bir parça bisküvi kırıntısı size Petya'yı hatırlatacak. Gördüğünüz her güzel kadını Elen'le kıyaslayacaksınız, yaşamın size bat
Tükendi
Savaş ve Barış, yazıldıktan kısa bir süre sonra neredeyse tüm dünya dillerine çevrilen, aradan geçen yüz elli yılda evrensel edebiyatın başyapıtı hâline gelen dev bir eser... Bir roman değildir, tarihsel bir anlatı değil, belgesel değil, felsefe kitabı değil, Rus toplumunu anlatan sosyolojik bir inceleme değil, bir dönem romanı, savaş ya da aşk romanı değildir. Çünkü bunların hepsidir Savaş ve Barış. Tolstoy, edebî türlerin sınırlarını aşarak var ettiği bu büyük yapıtla, edebî değerinden, anlatım zenginliği
Akıl ve Kalpte Bir Seyahat Seksen dakikada okunacak, ancak bitmeyecek bir kitap bu... Denizler, çöller ve kıtaları ziyaret edip, çiçeklere, kelebeklere ve kendinize de bir "merhaba" diyerek "devr-i âlem" yapmak isterseniz bu kitap tam size göre. Bir yönüyle çok kısa, bir yönüyle çok uzun sürecek bir yolculuk. Belki de kitap bitince başlayacak veya devam edecek. Akıl ve kalpte yapılan devr-i âlem, yolculukların en önemlisi. Dilerseniz gelin, böyle bir yolculuğa çıkalım. Bakıp geçtiğimiz, ekip biçtiğimiz, yer
Şah, mat, fil, vezir ve diğerleri... İşte Mirko Czentovic'in hayatı tamamen bundan ibaretti. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, iyi yürekli bir rahip tarafından koruma altına alınmıştı. Mirko, yaşıtlarının aksine oldukça içine kapanık ve sakin bir çocuktu. İnsanların onun zekâsından şüphe etmesine sebep olacak kadar tepkisizdi. Satranç taşlarıyla tanıştıktan sonra da bu sessiz çocuktan bir dünya şampiyonu çıktı ortaya. New York'tan Buenos Aires'e gitmek üzere olan bir yolcu gemisinin güvertesindeki bi
Tükendi
O diğerlerinden çok farklıydı. Kardeşlerinin tüyleri daha şimdiden anne kurt Kiche'ye benzeyerek kızılımsı bir renk almışken, sadece kendisi babasına çekmişti. Bir batında doğan yavrular içinde, gri renkli olan tek kendisiydi. Tam anlamıyla kurt soyuna çekmişti. Tek bir fark dışında vücutça Tek Göz'e benziyordu.O da, babasının tek gözüne karşılık, kendisinin iki gözü olmasıydı.Gri yavrunun gözleri uzun zaman açılmamıştı, fakat şimdi her şeyi şaşmaz bir netlikle görebiliyordu. Gözleri henüz kapalıyken dokuna
Tükendi
1921´de Nobel Edebiyat Ödülü´ne değer görülen Anatole France´ın yapıtları arasında Kırmızı Zambak´ın kendine özgü bir yeri vardır. Bu romanda, Anatole France´ın çalkantılı özel yaşamının da payı olduğu, yazarın 1888´de tanıştığı Madame Arman de Caillavet ile ilişkisinden esinlendiği söylenebilir. Kırmızı Zambak, seçkinler ve sanatçılar çevresinde geçer, siyasal yaşamdan ilginç yüzler ve davranışlar, şaşırtıcı şairler ve sanatçılarla karşılaşırız. Ama özünde, dönemin Floransa´sında geçen bir aşk öyküsü anl
Tükendi
Dünyada barış, insanın içinde ise iyilik! Edebiyat tarihinin en önemli romanlarına imza atan Lev Tolstoy, ömrünün son otuz yılında manevi yönü daha kuvvetli eserler verdiği bir döneme girmiştir. İnsanın hayatı boyunca yüzleşmek zorunda kaldığı seçimlere ve ahlaki kararlara dair didaktik bir üslupla kaleme aldığı bu öykülerde ise mutluluğa giden yolun erdemli hayattan geçtiğini anlatırken okurları sevgiye, dürüstlüğe ve iyiliğe çağırır.
Tükendi
Dünyanın en meşhur şövalyesi hiç şüphesiz Don Kişot'tur. Aynı zamanda Don Kişot dünyanın ilk romanıdır. Okumayı henüz yeni öğrenen çocuklara, enfes çizgilerle İspanyolca orijinalinden çevirdiğimiz ve esasında romanı özetleyen bir başucu kitabı hazırladık. Okurken çocuklarla birlikte gülüp, hatta olayları canlandırın ve hayal dünyanızın sınırlarını tıpkı kahramanımız gibi zorlayın. Çünkü hayat düş gücüyle güçleniyor ve serpiliyor.
Feridüd-dîn Attâr, bir şair ve mutasavvıf olarak gerek Fars edebiyatında gerekse klâsik Türk edebiyatında birçok şair üzerinde derin izler bırakmış, önemli bir şahsiyettir. O´nun en tanınmış kitabı olan Mantıku´t-Tayr ise hem içerdiği hikâyelerle hem de bu hikâyelerin arka plânındaki tasavvufî düşüncelerle geniş bir okuyucu kitlesi kazanmış ve çok geniş bir coğrafyada zevkle okunmuş bir Şark Klasiğidir. Kuşlar ülkesinin bütün kuşları, Kafdağı´nın ardındaki padişahları efsanevi kuş olan Simurg´u bulmak için
Hindistan'dan yola çıkan bir transatlantiğin içinde herkesten saklanarak yalnızca geceleri güverteye çıkan bir doktor, Avrupalı bir yolcuya hayatının en büyük sırrını anlatır. Kimsenin uğramadığı ücra bir köyde çalışırken, kendisinden ‘yardım' isteyen yüksek sosyeteden İngiliz bir kadının kibriyle savaşa girerek, her ikisinin de sonunu hazırlamıştır. Görevi ve pençesine düştüğü tutku arasında kalarak adım adım deliliğe sürüklenişi, onu cezasız kalmayacak bir cinnet haline, amok koşusuna sürükler. Saplantıl
Gogol'ün Palto adlı öyküsünün başkahramanı Akaki Akakiyeviç, hayatta işinden başka bir zevki olmayan, silik bir memurdur. Çevresi tarafından alay konusu olsa da sakin ve huzurlu bir hayat sürmektedir. Rusya'nın zorlu kışlarında eski püskü paltosuyla ne kendini soğuktan koruyabiliyor ne de yenisini almaya gücü yetiyordur. Canını dişine takıp yeterli parayı biriktirebildiğinde ise, hayalini kurduğu paltoya neler olacağından habersizdir. Burun adlı öyküde ise sıradan bir güne uyanan bir adamın, burnunu her za
Edebiyatçı, filozof ve eğitimci kişiliğiyle toplumun aynası olan, çağının en büyük yazarlarından Tolstoy'un bu eseri, insanın dünyaya geliş amacı ve hayattaki önceliklerine, birleştirici güç olan sevgiye, insanın özünde var olan iyiliğe, açgözlülük ve tokgözlülüğe, hırsa dair içerdiği eşsiz hikâyelerle kendinize dışarıdan bakabilmenizi sağlıyor. Her biri sizi ayrı diyarlara götürecek, aklınızı, ruhunuzu ve kalbinizi besleyecek, kimi zaman sizi vicdanınızla baş başa bırakacak, kimi zaman içinizdeki kilitle
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 960-980 / Aktif Sayfa : 49