Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Geçmiş ve gelecek birbiriyle bağlantı kurularak ele alınmalıdır. Günümüzde yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri geçmişimize yabancı olmamızdır. Oysa toplumlar sadece kendi dinamikleriyle var olabilirler. Bizim kültürümüzün bir eseri olan İslâm felsefesi, yaklaşık olarak sekizinci yüzyılda başlayan Antik Yunan eserlerinin çeviri faaliyetleriyle başlamıştır. Bu faaliyetler sonucunda özellikle Yunan kültürü ve felsefesiyle tanışan İslâm filozofları, onlardan aldıkları mirası kendi kültürleriyle uzlaştırma y
Tükendi
İmam Gazali, asırlar öncesinden kaleme aldığı bu kitabında kalbimizin derinliklerine inerek, gönüllerimize musallat olan ve maddi-manevi değerlerimizi tehdit edebilecek her türlü tehlikeleri teşhis ediyor. Bunun yanında kurtuluşa ermenin yegâne yolu olan istikametin kriterlerini de adeta reçete halinde sunarak iman üzere sebat etmemizin yöntemlerini bizlere gösteriyor. Sevgiden tövbeye, kibirden harama, Şeytanın tuzaklarından faziletli amellere kadar 111 konuya dair büyük imamın derunundan dökülen nasihatle
Tükendi
İslam aleminde önemli bir konumda bulunan masum on iki imam inancına sahip İmamiyye Şiası'nın inanç yapısını ve geçirdiği evreleri anlamak, sadece bir mezhebin teşekkül ve kurumsallaşma sürecinin ortaya konulabilmesi açısından değil, aynı zamanda İslam düşünce tarihinin anlaşılabilmesi açısından da önemlidir. Bu sürecin tespiti ise önemli ölçüde mezhebin imamet nazariyesinin ortaya konulmasına bağlıdır. Zira günümüz Şiiliğinin büyük çoğunluğunu oluşturan söz konusu mezhep mensuplarının kendin inanç esasları
Asr-ı saadet ve onu izleyen çeyrek yüzyıl içerisinde dinamizmini koruyan İslam düşüncesi başta Sıffin'de hortlayan Emevicilik fitnesi olmak üzere, ortaya çıkan çeşitli sosyal, siyasi ve kültürel nedenlerin etkisi ile saflığını büyük oranda yitirmiş; dinin ilahi murada uygun bir şekilde anlaşılmasının vazgeçilmez anahtarları olan Kur'ani kavramlar zihinlerdeki netliğini, orijinalliğini kaybetmiş ve öz muhtevalarından hemen tamamiyle uzaklaşmıştır. Fetihler, kültür mübadeleleri ve iç siyasi ihtilafların etki
Tükendi
An IslamicPsychospiritualStudy "The human race is in crisis and very few of us – if any – are able to understand what is wrong with our lives and the world at large. How did this happen and how did humans become so ‘disconnected' with humanity? Why are psychological disorders such as depression, anxiety, fear, and suicide on the increase, and why are conventional Western therapies unable to stem the tide? To approach this we must first look inside ourselves – to explore our own purpose in life and extend t
1- Dine Karşı Din 2- İnsanın Dört Zindanı 3- Şehadet 4- Anne Baba Biz Suçluyuz 5- Aydın 6- Marksizm 7- Hangi Şia? 8- Kur'an'a Bakış 9- Çocuklar ve Gençler 10- Bilinç ve Eşekleştirme
Türkiye'de İslami hassasiyet taşıyan dergiler, Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad ile başlıyor. Tek partinin egemen olduğu fetret döneminin ardından üç mühim dergiyi hatırlıyoruz: 1940'lı ve 50'li yıllarda günışığına çıkan Büyük Doğu, Serdengeçti ve Hareket mecmuaları... Büyük Doğu dergisi Necip Fazıl Kısakürek'in, Serdengeçti dergisi Osman Yüksel Serdengeçti'nin, Hareket dergisi ise Nurettin Topçu'nun etrafında bir araya gelen dava adamlarının gayretiyle yayımlanmıştır. İslam'ın İlk Emri Oku me
Selefîlik, Asr-ı Saadetin; İslam'ı anlama, yorumlama ve yaşama bağlamında model alınması ve bu modelin korunmasına yönelik gelenekçi ve muhafazakar bir çizgiyi ifade eder. Bu haliyle Selefîliğin, dînî olduğu kadar, siyasi yönünün de bulunduğu su götürmez bir gerçektir. Bu çizgi, Kitap ve Sünnet'i anlamada "nassçı ve lafızcı" yaklaşımıyla, başta Ahmed b. Hanbel olmak üzere, İbn Teymiyye ve Muhammed b. Abdülvehhab eliyle Hanbeli Selefîliği olarak günümüze taşınmış ve siyasal bir harekete dönüşmüştür. Selefi t
İnsan kendine öyle ilginç zindanlar örebilir ki; adeta kendi kendini boğabilir. Nefsani hastalıkların arkasına saklanarak, kendi kendisiyle yüzleşmekten kaçabilir. Zaten insanların küfrün her çeşidine düşmesinin tek sebibi nefsani hastalıklarını yenememesindendir. Her küfrün tabanında nefsin hastalıkları vardır. Olay nefsin kendini değiştirmeyi başarmak için çabalamasıdır. Günahlarından vazgeçip, yeni bir yola girmesidir. Bu nedenle olumlu bir değişim için, ramazan ayını çok iyi idrak etmek ve geçirmek
Tükendi
İslam telif geleneği içerisinde erken dönemden itibaren tabakat eserleri yazılmaya başlanmış ve zamanla bir literatür oluşmuştur. Bu literatür belirli konularda öne çıkmış şahsiyetleri tanıtmayı hedeflemektedir. Tabakat eserleri, ilgili şahısların hayatlarını ve haklarındaki rivayetleri ele alırken ayrıca dönemin sosyo-kültürel durumunu, tartışmaları ve ilmî geleneği de konu edinebilmektedir. Bu bakımdan tabakat literatürü sosyal bilimlerin tarihleri ile uğraşanlar için vazgeçilmez bir kaynaktır. İstanbul
Tükendi
İslam dinini metafizik anlatılar düzleminde ve salt inançsal içerikle değerlendirmek gerçeği görmeyi engelleyen büyük bir yanılgıdır. Bu yanılgıdan kurtulup İslam'ın doğuş yıllarındaki toplumsal yapı teşhis edildiğinde Hazreti Muhammed'in mesajının ne denli sınıfsal bir mahiyet taşıdığı apaçık bir biçimde görülecektir. İşte bu nedenle biz İslam'ı toplumsal bir hareket olarak görmekteyiz. İslam'ın toplumsal bir hareket olduğu gerçeğini gören pek çok Müslüman düşünür onu yeni ve çağdaş bir okumaya tabi tutmak
Tükendi
İslami anlayışa göre Ramazan , baştan başa lahuti ve latif atmosferin hakim olduğu; bağrında "bin aydan daha hayırlı" olan "Kadir Gecesi"ni barındıran bir aydır. Bünyesindeki orucu; iftarı, sahuru, teravihi, mukabelesi, hatimleri, itikafı, fitresi, zekatı, Leyle-i Kadri, bayramı vs. hepsi bu ayda insanın ruhunda, kalbinde, ufkunda canlı ve net biçimde makes bulur. Bunların bıraktığı manevi izlerin insan hayatının her aşamasında canlılığını koruduğu görülür.
Tükendi
İnsanın asli yaratılışına ve kusursuz, dürüst tefekkür kabiliyetine hitap eder. Karşı çıkanlara, hakikatte bir mazeretinin bulunmadığı gerçeğini ve de bu gerçeği görmeleri anlamaları için hiçbir saptırıcı sebeplerinin var olmadığını bildirir. İmana ancak kibir, inat, gurur ve gaflet gibi hastalıklı durumlar mani olabilir. İşte burada akıl devreye girer. Akıl kullanılırken, haktan sapma meyli olmadan ve fitne aramadan, kişisel arzu ve istekler üzerine sapık manalar vermek gibi hastalıklı konuma girmeden ayet
Tükendi
Klasik hadis usulünde, hadis olarak nakledilen sözlerin Hz. Peygambere ait olup olmadığının tespiti konusunda ağırlıklı olarak senet merkezli bir güvenilirlik kontrolü kullanılmıştır. Buna göre bir hadisin senedinde bir kopukluk bulunmuyor, ravileri de adalet ve zabt yönünden güvenilir ise bu hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir. Klasik usuldeki bu sistemde ravilerin güvenilirliğinin tespiti de hadis münekkitleri tarafından yapılmaya çalışılmıştır. Yöntemin, bir hadisin güvenilirliğini belirlemede yeterli
Tükendi
M. Said Çekmegil'in yurt dışında yaptığı konferanslardan derlenmiş olan bu eser, İslam'ın yalnızca teorik bir inanç manzumesi olmadığını, bununla beraber son derecede önemli ve değerli bir yaşama modelini de taşıdığını işlemektedir. Batı dünyasında verilen bu konferanslarda İslam'ın bir Doğu Dini olmadığı, onun çağlar, prensipler ve doktrinler üstünde İlahi bir Mesaj olduğuna işaret edilmektedir. Batı, genellikle kendi teorilerinin bilimsel ve evrensel olduğunu iddia ederek, çoğu iyi düşünemeyen insanların
Tükendi
Tanımı bile doğru dürüst yapılamamış olan laikliğin, özellikle de devlet ve hükümet ricali tarafından çoğu kere İslami gelişmelerin önüne resmi bir engel gibi sunulduğu on yıllar yaşanmıştır ülkemizde. Devlet lisanı bir vakitler "bu ülkeye eğer bir komünizm lazımsa onu da biz getiririz" ifadesini bir vali tarafından dillendirmiştir. Bu bahisten olmak üzere sanki aynı niyetin bir devamı olarak "İslam'ın Gerçeği" adlı ve laikliği adeta İslami ilke imiş gibi sunan beş müellifin kaleminden bir kitap yayınlamışt
Peygamberlerin hayat hikayeleri, insanın geçmiş ve gelecek bütün zamanlarını aydınlatır. İnsanı yokluktan, hiçlikten, karanlıklardan kurtarır. Her bir mümini, bütün peygamberlerle ve onlara tâbi olan inananlarla alakalı hâle getirir. İnsan, Hz. Adem'den itibaren bütün insanlık tarihiyle de ilgili hâle gelir. Geçmişte cereyan etmiş o hadiselere karşı duyduğu merakı, peygamberlerin hayatları ile tatmin edilmiş olur. Allah, dünyada insan hayatı başladığından bu yana, asırlar boyunca peygamberler göndermiştir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9