Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 732 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Vahyin muhatapları olan toplumların özellikle karşı çıktıkları konular nelerdir? Onların itiraz ve muhalefetleri karşısında, Kur'ân ve peygamberler nasıl bir tutum sergilemişlerdir? Muhatapların bu tutumlarına karşılık onları ikna etmek için hangi üslup ve yöntemler benimsenmiştir? Tartışmalarda gözetilen hedefler neler olmalıdır? Hangi tür tartışmalar bizi istenilen hedeflere ulaştırır, hangi tür tartışmalar ise olumlu bir sonuca ulaştırmayacağı için yasaklanmıştır? Bütün bu hususların ortaya konulması yan
İnsanlığın ihtiyaçlarını karşılamak ve ortaya çıkan problemlere çözümler üretmek gayesiyle indirilen Kuran konularına göre tertip edilmiş bir kitap değildir. Bu yüzden şayet herhangi bir konuda onun görüşüne müracaat edilmek istenirse o mesele ile ilgili tüm nassların bir araya getirilerek bunların tarihsel bağlama uygun bir şekilde dizilip yorumlanması gerekmektedir. İşte bu yönteme kısaca konulu tefsir denir. Bu niteliğinden dolayıdır ki konulu tefsir son zamanlarda adından çok söz edilen bir yöntem olara
Şüphesiz ki Kur'an öğretim faaliyetlerinin temel amacı kelam-ı ilahî'nin vahyedildiği şekliyle değişmeden ve hatasız olarak okunmasını ve aktarılmasını sağlamak olmuştur. Bunun için gayretlerini ortaya koyarak bu alanda önce kendini yetiştiren, sonra talebe yetiştiren, sahip olduğu birikimi yazıya dökerek sonraki nesillerin istifadesine sunan herkes bu kutlu zincirin bir halkası olmuştur. Kur'an-ı Kerim'in sahih ve usulüne uygun bir şekilde okunması için ortaya konan gayretlerin teorik yönünü oluşturan eli
Tükendi
Kur'ân'da Yaratılış isimli bu çalışmada essese (اسس), bede‘a (بدع), be‘ase (بعث), benâ (بنى), haleka (خلق), zera'e (ذرء), şekka (شقق), sane‘a (صنع), savvera (صور), fetera (فطر), feleka (فلق), neşe'e (نشء), neşera (نشر) ve neşeze (نشز) kökünden kelimeler ile bera'e برء kökünden Bârî بَارِئِ kelimesini ve kevene (كون) kökünden kün (كُنْ) kelimesini ele aldık. Âyetlerin bağlamı, üzerinde çalıştığınız kelime veya kavrama göre değişiyor. Bunu bir konuyla ilgili farklı kelimeler üzerinde çalışırken daha iyi görü
Rabbimizin insanlığa bir rehber olarak armağan ettiği Kur'an'ın günlük hayat pratiklerimizi, dünya görüşümüzü, insanı, doğayı ve eşyaya verdiğimiz anlamı şekillendirebilmesi için öncelikle vahyi anlamlandıracak bir okuma ile okuyabilmemiz gerekir. Kur'an, içerisinde çıktığımız yolculuklarda bizlere sorgulamayı ve akletmeyi öğretir; sorular sordurur, defalarca okuma ve altını çizme ihtiyacı hissettirir. Bu yüzden Kur'an'ı en doğru şekilde anlayabilmek adına ilgimizi çeken yer- lerin altını çizmek, kenarların
Tükendi
"Müslümanların, Kur'ân'a bakışlarında önyargılarından ve mezhebî taasuplarından kurtulmadıkça sağlıklı bir inanç ve sahih bir amele kavuşmaları çok zordur. Elinizdeki bu araştırmamızda Kur'ân'dan iki meseleyi inceledik ‘Muhkem-Müteşabih' ve ‘Nesh' konuları. Bunlardan biri genelde akaidi, diğeri ise pratik hayatı yani ameli ilgilendirir. Çalışmamızda mümkün mertebe önyargılardan uzak durmaya çalıştık. Kur'ân'ın anlaşılmasında bu iki mesele büyük önem arzetmektedir. Kur'ân'ın daha iyi anlaşılmasında az da o
Tükendi
Kur'ân, âyetlerinin tefekkür edilmesini, anlaşılmasını ve sunduğu ilkelere göre ahlâkî bir toplum oluşturmalarını muhataplarından isteyen bir rehberdir. Bu bakımdan Arapça bilmeyenler için, âyetlerin ne demek istediğini anlamanın en başta gelen yolu, sağlıklı Kur'ân tercümelerine başvurmaktır. Özellikle Cumhuriyetle birlikte, ülkemizde Kur'ân'ın Türkçe çevirileri giderek hız kazanmış ve pek çok meal yazılmıştır. Ancak, yapılan meallerin ekseriyetinin, özellikle Türkçe açısından yeterli düzeyde olmadığı tesp
Peygamberimizin (s.a.v.) Kur'an Okuması ve Onu Dinleyen Cinler De ki: "Bana şu vahyolundu: Cinlerden bir topluluk (beni) dinlediler ve dediler ki: Gerçekten biz, (dinleyeni) hayrete düşüren bir Kur'an dinledik. Biz de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız." (Cin Suresi: 1-2.) "De ki: Bana şu vahyolundu" ayeti şu demektir: "Ey Muhammed! Ümmetine de ki: Allah, bana Cebrâil aracılığıyla şunu vahiy etti: Cinlerden bir topluluk beni dinlediler." Yüce Allah, bu hususu vahiy ile kendi
Tükendi
Yüce Allah, sonsuz rahmetinin eseri olarak bizlere, ebedî mucize Kur’ân’ı tilâvet buyurmuştur. O’nun, Kur’ân’ı tilâvet eden bir peygamber göndermiş olması da diğer bir lütfudur. Bu özel rahmetin farkına vararak Kur’ân mucizesinden istifade edebilmek ancak Yüce Allah’ın tasvip ettiği bir tilâvetle mümkündür. İnsanoğlu onunla, karanlıklardan aydınlığa çıkar; nura ve huzura kavuşur. Onu terk edip okumamak, ondan yüz çevirip ona uymamak ise zulüm, cehalet, hüsran ve pişmanlıkla son bulur. Bu âcizane kitapta Ku
Kuran-ı Kerimde adı geçen peygamberlerin tevhid mücadelesini anlatan bu kitap, ayetler esas alınarak hazırlanmıştır. İmkan nisbetinde hadis-i şeriflerden yararlanılmıştır. Bu kitap, peygamberlerin hayatı ve mücadelelerini, mücadele usullerini merak edenler için hazırlanmıştır. Bu eser, onların tümünün ruh dokusunu verecektir. İşte bu kitap, ilk insan ve ilk Peygamberden beri insanın tevhid mücadelesi yolunda söylenmiş sözlerin demetidir. Onun evlerimizde mutena bir yeri olacağını, yuvalarımıza bir tevhit ış
Bilindiği üzere, nazıl olduğu günden bu günümüze varıncaya kadar, Kur'ân-ı Kerim üzerinde ciltler dolusu kitaplar yazılmıştır. Kıyamete kadar da yazılmaya devam edecektir. Zira kâmil ve mükemmel olan vahyin son halkası olan Kur'ân'ın, her zamanı ve her mekânı kuşatan bir enginliği vardır. Dolayısıyla her asra uygun bir yorumu da olacaktır. Evet, İslam'ın sabiteleri olan temel ilkeleri, elbette değişmez ve değiştirilemez. Ama fer'i konuları; zamana, mekena, şahıs, toplum ve şartların durumunu göre değişebili
Halen dil filolojisine göre Kur'an'ın Türkçe çevirisi yazılmadı. 1400 yıl içinde biriken Müslüman kültürü dikkate alınmadan, sadece Arap dilinin filolojik yapısından gidilerek, tıpkı bir roman, bir hikâye, bir tarih kitabı çevrilir gibi dile, dilin sembolik, semantik, değişmeceli anlamına göre meal yapılmadı. Belki yapıldı ben bilmiyorum. Yapıldıysa da ben görmedim. Bu nedenle mevcut mealler her zaman Müslümanların tarihi süreçteki kültürünü yansıtıyor, Kur'an'ı değil. Belki filolojik açıdan Kur'an'ın 1400
Tükendi
İncelediğiniz kitap, hayatını Kur'an ilimleri, tecvit ve kıraatlere adamış ve bu sahada haklı yerini almış Eymen Rüşdü Süveyd hocaya ait derslerin ve konferansların, eşi ve talebesi Rihab Şakaki hanımefendi tarafından, kendi özel üslubuyla kaleme alınmış şeklidir. Uluslararası bir kuruluş olan "el-Hey'etu'l-Alemiyye li-Tahfizi'l-Kur'an" tarafından öğrenciler için ders kitabı olarak seçilmiş ve tavsiye edilmiştir. Emin Aşıkkutlu, kitabın önemine dikkat çekerek özetle şöyle demektedir: "Günümüzde Kur'an'ı oku
Tükendi
İnsanları câhil veya bilgin olarak ayırımda kriter ne olmalıdır? Yalnız dünyalığı kazandıran bilgiler mi, yoksa mânevî değerlerle birleşmiş bilgiler mi? Tarihî ve sosyal olaylar gösteriyor ki, birçok tahsilli insanlar veya medenî denen milletler, çıkarları uğruna kimilerinin kanını dökmüşler, kimilerini sömürge yaparak hürriyetlerine mal/mülk ve gelir kaynaklarına el koymuşlardır. İşte cehâletin görünmez yüzlerinden biri de budur. Câhillik, görüldüğü gibi yalnız bilgisizlik değildir; câhillik gerek ilâhî o
Tükendi
Şunu belirtelim ki, gerek Hz. Peygamber (s.a.) ve gerekse sahabiler zamanında tilavetle ilgili kaideler daha sonrakilere şifahi olarak nakledilmiştir. Önceden şifahi olarak rivayet edilen tilavet kaidelerinin yazıyla tesbit edilmesine ancak hicri II. asrın başlarından itibaren teşebbüs edildiğini görüyoruz. Kuran-ı Kerimin kıraat ve tecvid ıstılahlarına dair konuları muhteva bakımından çok geniştir. Hicri III. asırdan itibaren bu kadar geniş kıraat telifatının bulunmasına rağmen, alışılmışın dışında, ıstıla
Müslümanlar, Kur'ân-ı Kerîmi korumakla yükümlüdür. Onu koruma yollarından birisi de okumaktır. Bunun içindir ki, Kur'ân okumak, dinimizde ibâdet olarak kabul edilmiştir. Ancak bu, gelişigüzel bir okuyuş değil, usûlüne uygun bir okuyuştur. Yüce Allah, Kitabının "tertîl" ile okunmasını buyurmuştur; bu da yavaş yavaş, tane tane, kurallarına uygun olarak okumak demektir. Kurânı, kurallarına uygun olarak okumasını öğreten de Tecvîddir. Bu bakımdan tecvîd, bir fantezi ve lüks değildir; Kurânın Allah tarafından i
Tükendi
Modern çağda ulvi yönelişini kaybeden insan, tarihte yaşanan cahiliye devirlerini aratacak derecede özünden kopmuş, Yüce Yaratıcı'nın bahşettiği erdemleri elinin tersiyle bir kenara itmiş, süfli hedefleri doğrultusunda inşa ettiği profan dünyada nefsi ve şeytanıyla baş başa kalmış ve böylece dünyayı kendisine zindan etmiştir. Artık insan, içine düştüğü bu buhrandan kurtulmak için özeleştiri yapmak, kendisini yeniden tanımak ve tanımlamak, maddî ve manevî varlığını; olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında ola
5G , CERN, Salgınlar ve Karantina. Krizleri Kimler Yönetiyor? Yaşananların ve Yaşanacakların Ardındaki Kadim Gerçekler! İnsanoğluna Kurulan Büyük Tuzak! Kur'an-ı Kerim'de, kâinatta olmuş ve olacak olan tüm her şeyin bilgisi bulunduğuna inanıyoruz. Bu bilgi bize, bizzat kutsal kitabımızın güçlü bir iddiası olarak ayetler vasıtasıyla ulaşmıştır. Ayrıca ikinci ve daha güçlü bir iddia olarak kutsal kitabımız kendisini Açık Kitap olarak tanımlar. Evet, Kur'an-ı Kerim apaçık ayetleri olan bir kitaptır. Peki
Tükendi
Meşum 11 Eylül olayından sonra Batı'da İslâm'ı ve Müslümanları anlamaya yönelik büyük bir ilgi doğdu. Bu süreçte birçok kitap yazıldı. Bunların bir kısmı, İslâm konusunda uzman olan Batılı akademisyenlerin sipariş üzerine yazdığı, derinliği olmayan kitaplardı. Colin Turner'in bu kitabı, tüm bu taleplere sahih bir cevap vermek üzere Batılı Müslüman bir akademisyenin yazdığı bir kitap. Kitabın özgünlüğü ise hayatını çağımız insanına Kur'ân'ın bütüncül mesajını anlatmaya adamış Said Nursî'nin Nur Risalelerinde
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 732 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3