Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
"Siyaset bilimi ile sosyoloji disiplinlerinin kesişme alanı" olarak tanımlanabilecek bir konumda yer alan siyaset sosyolojisinin, bu niteliğiyle sosyal bilimler dünyasının en eski "disiplinlerarası" alanı olduğu söylenebilir. Siyaset sosyolojisinin "siyasal gruplaşma ve parti sistemlerinin toplumsal tabanları", "topluluklarda (cemaatlerde) iktidar yapıları", "seçkinler", "çoğulculuk", "toplumsal değişimin tarihsel olarak incelenmesi", "demokrasi model ve kuramları", "siyasal kültür" gibi geleneksel ilgi ala
Tükendi
Çatı bahçelerinin yeterince yaygın olmamasının ana nedeni, esasında çatı bahçeleri hakkında çok az bilgimizin olmasındandır. Nüfusun büyük oranda kentlerde yaşamaya başladığı ülkemizde, çatılar bahçe kurmak için oldukça ideal mekânlar. Mimarlar ve mühendisler gibi yapıyla ilgili meslek uzmanlarının yanı sıra peyzaj mimarları, hortikültür uzmanları, biyologlar ve şehir plancıları, politika yapıcılar, yerel ya da merkezî hükûmet yetkilileri ve meraklıları için çatı bahçeleri önemli bir vizyon ve farkındalık s
Tükendi
….. Eve geldim. Çantamı bıraktım. Anneme ben bir yere gidiyorum ben geç gelirsem merak etme dedim. Annem sordu. Söylemedim. Oradan aşağıya koşarak Tonya’ ya gittim. Doğru fırıncılara durumumuzu anlattım. Ben her gün eşekle odun getirsem alırımsınız zaden ihtiyacınız var otun yakıyorsunuz. Amcacığım ben sana durumumuzu anlattım ama herhalde. Ben siz anlamak istemiyorsunuz. Fırıncılar bir araya geldi ne düşündülerse. -‘İyi de kızım sen çok küçüksün, okula gidiyorsun?’ dediler. Bende - ‘okula gidiyorum ne var
Tükendi
Ahlak, toplumları baskılayıp kısıtlamak yerine gelişip değişmesini sağladığında toplumlar daha yaşanabilir hale gelecektir. Zira toplumumuzun da en temel problemlerinden biri budur. Baskıcı pek çok toplumda görülen şiddet, aşağılanma ve ötekileştirme maalesef ahlakın baskıcı tutumundan kaynaklanmaktadır. Hâlbuki ahlak cinselliğin bilimsel açıklamalarının olduğunu ve buna bağlı olarak kadın ve erkeğin kendi cinslerine uygun davranışların temelinin nereden geldiğini öğretse insanlar özellikle erkekler kadını
Tükendi
“Çin’in ismini bile duymadığımız ücra bir şehrinde birdenbire ortaya çıkan küçücük bir virüs dünya çapında bir faciaya yol açtı. Kuşkusuz, bakterilerin küresel ölçekte birleşmesi Amerika kıtalarının keşfinden itibaren gerçekleşen bir vaka, ancak Covid-19’un köklü yeniliği siyasal, ekonomik, toplumsal, ekolojik, ulusal ve küresel krizlerin bileşimi olan bir megakrize yol açması oldu.” Dünyaca ünlü Fransız sosyolog Edgar Morin karşı karşıya olduğumuz salgının gezegene yayılmış Batılı paradigmanın, yani 16. y
“Dünyanın tüm alışveriş merkezleri cebimizde geziyoruz artık. Bir kredi kartı ve bir akıllı telefonla, istediğimiz an istediğimiz her şeye ulaşabiliyoruz. Peki bunun sonucunda ne oluyor? Çok basit; hastalanıyoruz. Bunun adı da aşırı tüketim hastalığı ve bana kalırsa günümüzdeki en tehlikeli hastalık boyutuna çoktan geldi bile. Fakat çoğumuz bu tehlikenin henüz farkına varamadık.” Tüketim kültürünün perisi, tükettikçe özel olacağımızı fısıldıyor kulağımıza, “imaj her şeydir” diyor. Daha özel, daha güzel,
Tükendi
Kapitalizm ve Pop Kültür adlı çalışma yazarın Armağan ve Minör Politika kitaplarının bir devamı niteliğinde. Armağan kapitalizmin işsizlik krizine yeni çıkış yollarını gösterirken, Minör Politika ise, bu noktadan itibaren meselenin toplumsal yönüne politik bir bakış açısı sunmaktaydı. Bu kitap ise, toplumlardaki ekonomik çelişkileri sergilerken, kapitalizmin kültürel açıdan popüler kültür alanına yaslandığını iddia ediyor. Kapitalizmin işleyişi bakımından Pop Art’ın modernliği ile Rönesans’ın geç dönemi ara
YÜKSEKLİ KÖYÜNE Nevşehir ilinin en güzel köyü Bulunmaz emsalin eşin Yüksekli Ne yiğitler yatar senin bağrında Kıymetli toprağın taşın Yüksekli Baharın başkadır yazın başkadır Bucakda Mahmut'da hazın başkadır Ördeğin başkadır kazın başkadır Tatlıdır ekmeğin aşın Yüksekli Gurbette olanlar özlemin çeker Ah eder gözünden yaşını döker Sevdanı çekenler boynunu büker Dumanlıdır bazen başın Yüksekli Ozan Sadık övdü seni özünden Mert olan bellidir mertçe sözünden Can veririz bayrak vatan yüzün
Heterojen bir yapıya sâhip olan imparatorluk toplumunu akla gelebilecek hemen her yönden inceleyen, geleneksel tarihçiliğin dışında kalan “sıradan insanların” yaşamlarına ışık tutmayı amaç edinmiş, akademik çevrelerin de en az genel okuyucu kitlesi kadar faydalanacağı bir eser olma niteliği taşıyor.Yazar yer yer şâhit olduğu yâhut işittiği olayları ve durumları “insanca” bir algılayışla yorumluyor. Bu eseri okurken kişinin kendini “orada” hissetmemesi gerçekten de zorlaşmaktadır. Osmanlı toplumunun bi
Tükendi
Yıllardır şiddeti konuştuk, şiddet mağdurlarını himaye etmek için seferber olduk, ağır cezalar talep ettik ve büyük ölçüde bu minvalde bir kodifikasyon sağladık. Ancak şiddetin bir türlü azalmadığını, katlanarak arttığını görmekten dolayı şaşkınız. Üstelik idealize ettiğimiz eğitim ve gelir düzeyindeki yükselme de bunu engelleyemiyor. Şiddet ne yazık ki eğitimliler içinde daha hızla yaygınlaşıyor. Yine idolümüz olan ülkelerde de durum farklı değil. Örneğin Avrupa’da kadın cinayetlerinde Finlandiya
Tükendi
Dine karşıtlığın zirvesine ulaştığı dönem olan 19. yüzyılda varlığı salt pozitivist bir bakış açısıyla değerlendirme saplantısı insanlığın şahit olduğu en büyük kırılmalardan birini gerçekleştirdi. Dinlerin resmettiği 'Tanrı' tasavvurunun yanlış aktarılması ve insanın önüne kendisine rakip bir 'Tanrı'nın konulması da bu kırılmayı şiddetlendirdi. Sosyal teoloji Allah insan ve bu iki varlığın ortak eylem süreci olan tarih (toplumsal süreç) arasındaki ilişkiyi yeniden kavramsallaştırmayı hedeflemektedir. Elini
Corinne Lepage’in dilimize Başka Türlü Yaşamak adıyla çevrilen kitabı, neo-liberal kapitalizmin yarattığı sosyo-ekonomik, siyasal ve ekolojik tahribatı aşmanın yollarını arıyor. İçinde yaşadığımız ve gelecek nesillere iyi bir miras bırakmakla yükümlü olduğumuz dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yeni bir ekonomik ve siyasal model önererek, başka türlü yaşamanın mümkün olduğuna işaret ediyor. Lepage, yeni üretim ve tüketim biçimleri geliştirilerek alınması gereken ekolojik önlemlerden, daha kap
Hidrobiyolog M. Levent Artüz, daha 15 yıl önce yaptığı araştırmaların sonucunda Marmara Denizi’ndeki oksijenin sıfıra yaklaştığını belirtmiş ve şu saptamada bulunmuştu: “Bir benzetme yapmak gerekirse Marmara Denizi komada ve ölmek üzere olan bir hastaya benziyor.” İşte o hasta bugünlerde “müsilaj” ile son nefesini vermeye hazırlanıyor ne acı ki... Peki hastayı kaybediyor muyuz? Marmara Denizi’ni kurtaramaz mıyız? Elbette Marmara Denizi kurtarılabilir; ama akılla, bilimle, uzun vadeli projelerle ve kamucu an
Tükendi
Neden daha büyük biyolojik çeşitlilik istenir? Ozon tabakasındaki delikler nasıl keşfedildi? Soyu tükenen başka türler olacak mı? İnsanlar tarih boyunca canlı dünyayı düzene koymaya ve işlerin nasıl yürüdüğünü anlamaya çalışıyor. Gezegen üzerindeki etkimiz gün geçtikçe artarken bu derin soruları yanıtlamak daha da önem kazanıyor. Sade bir dille yazılan Ekoloji Kitabı 90’dan fazla önemli düşünceye ait kısa ve öz açıklamalarla dolu. Karmaşık teoriler, grafiklerle adım adım çözüme ulaşıyor; açıklayıcı alıntıla
Sosyolojik Nazar, Besim F. Dellaloğlu’nun Gazete Duvar’da kaleme aldığı yazılarından oluşuyor. Yazar, bu derlemesinde bir sosyolog olarak gündelik kavramlar üzerinden bir Türkiye resmi çiziyor. Mevcut mahalli zihniyetlerin hangi tutumlar, hangi kavramlar üzerinden meseleleri, nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor. Bu kitapta sağdan, soldan, medeniyetten, kültürden, üniversiteden, akademiden, aydından, entelektüelden, televizyon dizilerinden, futboldan, hakemlerden, yürüyen merdivenlerden, pi
Tükendi
“Kahraman kadın olduğunda, yolculuk hikâyeleri mutlu sonla bitmez pek. (…) Kadınların yolculukları ta baştan, bir kadının yola çıkmasının uygunsuzluğundan itibaren zordur. (…) Zordur, canavarlarla savaşırken bile bir yandan dökülen kanı temizlemeleri, dağınıklığı toparlayıp korkanları yatıştırmaları, yaralılara el uzatmaları gerekir… Yürüyüp gidemezler, gitseler, akılları arkada kalır. (…) Bana öyle geliyor ki, yola çıkan bir kadınsa, geçip gitmiyor da bir parçası hep geride kalıyor. Yani sadece aklı kalmıy
Tükendi
Fazla becerim olmasa da modern hayat, beni de bir şekilde bu sosyal medyaya çekiverdi. Aşırı heveslisi olmasam da fazla uzakta da kalamadım. Özellikle de Sudan'daki görevim sırasında internet hayatımızı paylaşan bir araç haline dönüştü. Yorgun iş trafiği günün sonunda yorgun düşürüyordu. Hava çok sıcak olunca dışarıya çıkma imkanı kalmıyordu. Evde yapacak başka iş bulamayınca da Facebook ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla gurbette yaşadıklarımı izlenimlerimi arkadaşlarımla paylaşmaya gündemdeki konula
Bebeğimle bağ kurduğumu hissetmiyorum. Bebeğimin neye ihtiyacı olduğunu anlayamıyorum.İkinci kez hamile kalarak çocuğumla vaktimizden mi çaldım? Anne olmak gerçekten çok zor. Böyle düşünmemeliyim! Neden diğerleri gibi olamıyorum? Neden sürekli endişeliyim? Bunları düşündüğüm için kötü bir anne miyim?Kötü bir anne değilsiniz. Annelerin %91’inin aklından korkutucu, endişe verici ve yüz kızartıcı düşünceler geçer. Ne var ki bunların büyük bir çoğunluğunu yüreğimizin derinliklerine gömeriz. Öyle olunca biz anne
Müslümanlar yakın geçmişlerine kadar kadın-erken ilişkilerini "iffet ve mahremiyet" "meveddet ve rahmet" kavramlarıyla şekillendirmekteydiler. Günümüzde ise bu ilişkileri "toplumsal cinsiyet eşitliği" ve "toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları" "şiddet" "kadına şiddet" "cinsel yönelim" gibi "haz odaklı" Batı kültür ve medeniyetinin ürettiği içeriğini anlamakta zorlandığı birtakım sözde kavram teori ve modellerle yapılandırmaya çalışmaktadırlar.Batı'nın "haz" odaklı bu düşünce sistemi son zamanlarda Müslüm
Tükendi
Genel Sosyoloji, Pierre Bourdieu’nün 1981-1983 öğretim yıllarında, Collège de France’ta verdiği iki dönem dersini bir araya getiriyor . Bourdieu, sosyolojinin konusunun ne olduğunu, sosyolojik bir araştırmanın temel ilkelerini, çalışmalarının odağında bulunan habitus, alan ve sermaye kavramları ışığında, örneklerle ve uygulamalı bir biçimde anlatıyor. Bir pratik kuramı geliştirmeyi, bilimin öznesi ile nesnesi arasındaki ilişkinin bir analizini yapmayı hedefleyen Bourdieu, teorisinin temel kavramlarının birb
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7