Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
İlişkiler söz konusu olduğunda kadınlar ve erkekler birbirinden oldukça farklıdır. Özellikle de konu romantizm ve cinsellik olduğunda erkeklerin neden girişken, kadınlarınsa çekingen davrandığını anlamak için artık yorumlardan ziyade bilimsel gerçeklere ihtiyacımız var! Tüm cinsel ve sosyal davranışlarımızın, hatta fiziksel görünümümüzün bile minik üreme hücrelerimizin yaptıklarına bağlanabileceğini kim tahmin edebilirdi? Evet, Spermler Erkekten, Yumurtalar Kadından bilimsel bir kitap; ama erkeklerin bağlan
“Örgütsel Davranış” isimli bu çalışma, örgütsel davranışa ilgi duyan kişilere anlaşılır bir üslupla, Türkiye’den ve dünyadan çalışma hayatına, örgütsel davranışa ilişkin çok sayıda örnek sunarak örgütsel davranışta öne çıkan konuları yansıtmayı hedeflemektedir. Kitapta, “örgütsel davranış: tanıtım, konular, tarihsel süreç”. “örgüt kültürü”, “örgütlerde gruplar”, “örgütlerde iletişim”, “iş tahmini”, “örgütsel stres”, “örgütlerde çatışma”, “örgütlerde değişme”, “örgütlerde motivasyon”, “örgütlerde mobbing”, “
Tükendi
1.Sosyoloji: Tanım ve içerik 2.Sosyoloji kısa bir tarihçe sosyologlar , yaklaşımlar 3.Kültür 4.Toplumsallaşma 5.Toplumsal gruplar 6.Toplumsal tabakalaşma ve eşitsizlik 7.Aile 8.Eğitim
Tükendi
Türkiye’de kooperatifler üzerine çalışma yürüten antropologlar dışında sanki herkes için kooperatifler konuşulmuş, tartışılmış araştırılmış ve keşfedilmiş bir konu olarak toplumun bilgi dağarcığında ve arşivlerde yerini almıştır. Kooperatifleşme başı sonu herkes tarafından tahmin edilen çok bilindik bir hikâyedir âdeta. Bugün ise tam tersine kooperatifleri “bilindik” değil, “bilinmedik” kılan bir bakış açısına daha çok ihtiyacımız var. Globalizmin tüm dünyayı şiddetle kuşattığı, ulus devletlerin uluslararas
Ramazan ayı geldiğinde memleketin en çarpıcı motiflerinden birini, iftardan sonra cami minareleri arasında yanan mahyalar oluşturur. Yazıyla ışığı birleştiren mahyalardan yayılan deyişlerden biri, çocukluğumdan beri hiç değişmeden her yıl yeniden belirir. “Din hayattır” diye bir ay boyunca minarelerin arasından sokaklara akıp duran bu deyiş, garip bir şekilde hem huzur hem de tatlı bir ürperti verir insana… İnanan bir kalbin ve zihnin sesidir bu. Hayatın dinden, onun ‘öznesi’nden kaynaklandığını anlatır. Ha
Tükendi
Türkiye, son yıllarda tarihinin en büyük beyin göçü dalgasını yaşıyor. Yalnızca geçtiğimiz beş senede, çoğunluğu yükseköğrenim görmüş genç kuşaktan on binlerce kişi yurtdışına yerleşme kararı aldı. Peki, bu insanları böylesi zor bir kararı vermeye iten sebepler neler? Ya gittikten sonrası? Aradıklarını bulabildiler mi, dönmeyi düşünüyorlar mı, neleri özlediler, neleri hiç özlemediler? Evrim Kuran, Onlar Göçtü Buradan’da Türkiye’nin her köşesinden 118 ülke, 728 kente dağılmış 3.253 göçmenle görüşere
İÇERİK TANITIMI: Kent teorisi modernliği alışılagelmiş şekliyle şehre, belirli öznellik biçimlerinin tarihsel olarak ortaya çıkışına ve kültür, sanat ve mimarideki önemli gelişmelerin yükselişine bağlar. Bu da genellikle on dokuzuncu yüzyılda ve yirminci yüzyılın başlarında Avrupa ve Amerika’nın belli başlı metropollerindeki teknolojik, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin sonucu olarak değerlendirilir. Buna karşılık, modern dönemde Batılı olmayan şehirlere genellikle Batılılaşma ve gelişme merceğinden bak
Tükendi
Her şeyi kurtarmak için artık çok geç olsa da halen birbirimizi ve bizim dışımızda kalan pek çok canlı türünü kurtarabiliriz. El ele verip yangını söndürelim ve yerine bambaşka bir düzen inşa edelim. Dünyaca ünlü gazeteci ve yazar Naomi Klein, iklim değişikliği konusunda son yıllarda yayımlanmış yazılarını ve yaptığı konuşmaları bu kitapta bir araya getirdi. Meselenin önemini bir kez daha yüksek sesle dillendirirken, tabloda payı olan gelişmiş ülkelere, Yeşil Yeni Düzen ve benzeri anlamlı politikaları bir a
Tükendi
“Diplomalı işsizliğinin küresel bir sorun olduğu ve hatta gelecekte dünyanın gündemini daha fazla meşgul edeceği aşikâr. Ancak diplomalı işsizliğini bir politik kavrayış olarak sadece ‘küresel’ ve ‘kaçınılmaz’ sorun alanları torbasına atmak, yaşanan tahribatın toplumsal ve politik sorumluluğunu örtmek anlamına da gelir. Meselenin sadece yapısallığını ve ölçeğini öne çıkaran bu nevi yaklaşımlar sonuç olarak işsizliğin tekil olarak diplomalıların sorunu olduğu kanaatini yeniden üretir.” İşsizlik 2
Tükendi
“Kamusal alan... siyasal mücadelelerin kavga uğrağının berisinde, oluş, eylem ve etkileşim halinde bulunacak eyleyicilerin ortakduyularının, algı kategorilerinin ve yatkınlıklarının türediği; değerlerin sahiciliğinin, ortaklığının, farklılıklarının ve karşıtlıklarının sınandığı hem gerçek hem simgesel bir uzamdır. Bu anlamda kamusal alan, Meral Özbek’in ‘hem toplumsal yaşamın üretim koşullarından kaynaklanan toplumsal ilişkilerin yapılanma biçimi hem de bu koşul ve ilişkileri tecrübe etme, anlamlandırma
Türkiye’yi Avrupa’nın istilasını önleyen tampon ülke haline getirdiler… Üstelik bununla da övünüyorlar! Başbakan Yıldırım 2016’da “Türkiye olmasa mülteciler Avrupa’yı istila edecek” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019’da “Avrupa’nın huzurunu, 4 milyon sığınmacıyı Türkiye’de tutmalarına” bağlıyor. Türkiye’yi, AB’yle imzaladıkları “Geri Kabul Anlaşması” ile “göçmen deposu” yaptılar.Kâbil Havalimanı bekçiliği pazarlığının bir parçası olarak da, ABD’nin işbirliği yaptığı Afganlara göç için işaret ettiği Türkiye’y
Çevirinin dolaşımı birden fazla aracı sayesinde gerçekleşmektedir. Bu ağın içerisinde hem bireyler hem de kurumlar vardır. Ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi alışverişinin yoğun olarak yapıldığı günümüz dünyasında kurumların bu süreçteki rolü giderek artmıştır. Temelde kurumların iletişim ihtiyacından kaynaklanan bu durum, özellikle uluslararası kurum ve kuruluşlarda yoğun bir çeviri faaliyetinin sürdürülmesine neden olmaktadır. Çeviriye yer veren kurum ve kuruluşların oluşturduğu kurumsal çeviri alanına
Tükendi
Alanının İlk Kitabı Olması Özelliğini Taşıyan Bu Kitap, lisans ve lisansüstü biyoloji, coğrafya ve jeoloji öğrencilerini paleolimnoloji alanına ve özellikle coğrafya ve jeoloji öğrencilerini de biyolojik indikatörlere tanıştırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, biyoloji biliminin alt dallarından olan güncel limnoloji ve ekoloji alanlarında çalışmalar yapanların, uzun süreli geçmiş çevresel ve iklimsel değişimin takibi ile ilgilenen coğrafyacı ve jeologların, aynı zamanda geçmiş çevresel koşulları ve iklimi merak e
Tükendi
Su, hava ve dünyanın kendisi her geçen gün daha da kirleniyor. Türler yok oluyor, yok ediliyor. Bununla birlikte, artık insanlık, kapitalizmin yarattığı katliamın farkına varmaya başlıyor. Kapitalizm, sürekli büyümek ve kâr elde etmek üzerine kurduğu bu düzeni sürdürebilmek için değerleri yok sayıyor ve eşitsizlikleri tetikliyor. Artan ırkçılık, cinsiyetçi baskı ve hiç sonu gelmeyen savaşlar ortasında, pastadan insanlığın payına yalnızca yoksulluk kalıyor. Tüm bunlar yapılırken insanın evrimsel rekabetçi kö
Tükendi
Ziya Gökalp'ın Türkleşmek İslâmlaşmak Muasırlaşmak kitabı 1918'de basılmıştır. Daha önce, 1913-1914'te, Türk Yurdu'nda bir seri makale olarak yayımlanmıştı. 1918 baskısıyla Türk Yurdu'nda çıkan makaleleri karşılaştırdık. Farklılıkları belirttik. Kitaba alınmayan bir makaleyi de sırasında verdik. Bu makale, H. Ş. imzasını kullanan bir Ermeni vatandaşa cevaptır. H. Ş., Ziya Gökalp'ın makalesinde bazı açıklamaları tenkit etmiştir. Bu tenkit, makale olarak Türk Yurdu'nda yayınlanmıştır. H. Ş.'nin makalesi, o
Modern toplumsal örgütlenme biçimi, ilkel toplumlarınki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumlar belki de bu yüzden, değer yasasının beklentilerine yanıt vermeyen bu simgesel düzenden, ölümden korkarcasına kaçmaktadırlar. Marx’tan bu yana belli bir devrimci düşüncenin, değer yasasından sıyrılmaya çalışmış olduğundan kuşku duyulamaz; ne var ki, bu uzun bir süre önce kitabına uydurulmuş bir devrim düşüncesidir. Hiç kuşkusuz psikanaliz de bir saplantı haline getirdiği bu simgesel düz
Masallar, kolektif bilinçdışının en basit ve saf ifadeleridir; bu yüzden, insan ruhunun temel kalıplarını açıkça anlamamıza imkan tanır. Her halk bu psişik gerçekliği kendi tarzında tecrübe eder; haliyle, dünya masallarını yorumlamak, insanın arketip deneyimlerini keşfederken verimli bir yöntem sunar. Masalların psikolojik açıdan yorumlanmasında belki de en büyük otorite olan Marie-Louise von Franz, masalları ayrıntısıyla analiz ederken hem kolektif hem de bireysel bilinç ve bilinçdışı arasındaki yolları
90’lı yıllarda İstanbul’da, bir dönemin ruhu ve heyecanı, farklı yaşam biçimi ve kültürüyle belleklerde iz bırakmıştır. Kadıköy (Akmar Pasajı), Beyoğlu ve Bakırköy’de “yeni sosyallik” arayışının gözde mekânlarında kümelenen gençler, aykırı sayılabilecek bir “duygu dünyası”nı temsil ediyorlardı. Giyimleri, beğenileri ve tercihleri genel kalıpların dışındaydı ve aileleri tarafından her zaman kabul görmüyorlardı. Ancak onlar için kendi ikonlarının, sembollerin ve isimlerin peşinden gitmek daha önemliydi; müzik
Sekülerleşmenin sadece laiklik olarak ifade edilen siyasi boyutu değil dünyevileşme olarak ifade edilen toplumsal gelişimi birbiriyle tamamen ilgisiz değil ama farklı dinamiklere sahiptir. Sekülerleşmeyle ilgili yaygın literatür dünya tarihini sekülerleşmeye doğru akan evrimsel bir süreç olarak gösterir. Bu anlatı modernist tarihyazımının bir türevi olarak başrolünü sekülerleşmenin oynadığı bir film gibi anlatıyor her şeyi. Bu kitap, İslâm ve Sekülerizm üzerine var olan tezlerle hesaplaşarak sekülerizmi mer
Din kendisine kulak verilen bir çağrı, hayatımızı ve kendimizi değiştirmeyi talep eden bir sesleniş olmaktan çıkıp istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir araç hâline nasıl gelir? Dinin bir mesajdan bir araca dönüşümü belki tarih boyunca din ve siyaset ilişkisinin özetidir. Bütün dünya dinlerinin ilk vazedildikleri, değiştirmeyi hedefledikleri toplumlar tarafından kabul edildikten sonra millîleştirilmesi bir sosyolojik kural gibi. Hristiyanlığın Romalılaştırılması, Protestanlığın Anglikanlaşması, İslam’ın E
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6