Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 982 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Te'vil, ilim ve irfanla temayüz etmiş, dinî disiplinlerde derinleşmiş, onları özümsemiş, takva ve ihlas ile dinî hususlarda istinbât ve içtihat faaliyetine girme ehliyetine sahip kimselere özgü olarak ortaya çıkan Kur'anî bir kavramdır. Evrensel mesajlarla insanlığa bir rahmet olarak inen İslam öğretilerinin temel ilke ve prensipleri açık ve belli olup Allah'ın büyük bir nimet olarak insanlara bahşettiği akıl ve iradeyi, bunların tezahürü olan içtihat, te'vil, tefekkür ve tezekkürü sorumluluk bilinciyle ih
Tükendi
İngiliz din fenomenolojisi ekolünün başlıca temsilcisi olan Ninian Smart, 20. yüzyılın en önde gelen dinler tarihçisi ve din fenomenolojisi araştırmacılarından birisi kabul edilir. Nitekim tarih boyunca dinin insan hayatının vazgeçilmez özelliği olduğuna, dolayısıyla dünyayı tam anlamıyla anlamak için insanlığın dinî tecrübesini kavramanın gerekliliğine işaret eder. Bu nedenle dinleri inceleyip müntesiplerine yönelik doğru bakış açıları geliştirerek barışçıl toplumlar inşa etmeye katkı sağlamanın din bilimc
Tükendi
Türk edebiyatının ilk natüralist ve tezli romanı olan Zehra, aynı zamanda ilk psikolojik roman denemesidir. 1894 yılında Servet-i Fünûn Dergisi'nde tefrika olarak yayımlanan romanda Nabizâde Nâzım, dönemin özelliklerini, sosyal çevreyi, insan karakter ve tiplerini oldukça başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Romanın ana karakteri Zehra aşırı kıskanç ve huysuz bir kadındır. Babası onu Suphi Bey ile evlendirdikten sonra Zehra'nın kıskançlık krizleri bitmek bilmeyen sorunları peşinden getirir. Bu vakitten sonra
Tükendi
Günlük hayatın ufak uğraşılarından arkadaş ziyaretlerine, serbest zamanlardan sanat etkinliklerine, şehirlerden kültürlere yoğun ve kuvvetli bağlar... Dahası ebeveyn çocuk ilişkisini farklılaştıran ama aynı zamanda kuşaklar arası alışverişi zenginleştiren torun sevgisi. En önemlisi de çocukların hayatı ne kadar doyurucu ve anlamlı hâle getirebildiğini gösteren izlenimler ve hatırlayışlar... Cihan Aktaş'ın zahmetli ve yorucu fakat bunların hepsine üstün gelen bir tecrübenin heyecanıyla seyahatine düştüğü no
Tükendi
Kaybolan gölgelerin peşi sıra giden hayatlar ve o hayatların öyküleri... İnsanın kaybettiği bazı şeyler koca bir noksan olarak kalır; ne öteye gider ne beriye. Ne yere sığar ne de göğe. Noksanlar kaybolan gölgelerimizin peşinden koşuyor, onları hiç olmadık yerlerden çıkarıp bizimle buluşturuyor. Bu öyküleri okurken bazen çocukluğunuzun berber dükkânına dönüp oralet içecek, bazen ilkokul sıralarındaki bir arkadaşınızı anımsayacak, bazen de gelecek nesillere anlatacağınız hikâyelerin kurgusunu yapacaksınız. N
Tükendi
Çizginin insana söyleyeceği çok şeyleri vardır. Güftesiz ve bestesiz bir şarkı gibi sessizliğin diliyle iletişim kurar. Yazının da kelimelerin arkasına sakladığı koca bir dünyası bulunur. Harflerle perdelenmiş bir âleme sürükler insanı. Çizginin yazgıyla buluşması ise hoş bir müzikalin kapılarını aralamak gibidir. Görüntüler ve sesler birbiriyle kaynaşıp manidar bir oyunu sahneler. Bu kitap, ismine münhasır bir şekilde Hasan Aycın'ın en özel çizgileriyle yirmi farklı öykü yazarının kalemini buluşturuyor. Çi
İnsanları câhil veya bilgin olarak ayırımda kriter ne olmalıdır? Yalnız dünyalığı kazandıran bilgiler mi, yoksa mânevî değerlerle birleşmiş bilgiler mi? Tarihî ve sosyal olaylar gösteriyor ki, birçok tahsilli insanlar veya medenî denen milletler, çıkarları uğruna kimilerinin kanını dökmüşler, kimilerini sömürge yaparak hürriyetlerine mal/mülk ve gelir kaynaklarına el koymuşlardır. İşte cehâletin görünmez yüzlerinden biri de budur. Câhillik, görüldüğü gibi yalnız bilgisizlik değildir; câhillik gerek ilâhî o
Tükendi
Dünyaya yaşlı bir insan olarak gelip gitgide çocuklaşsaydık ne olurdu? Ömür tersten aksaydı, biz bebekleşinceye kadar bizim için kurulan kum saati akmaya devam etseydi... Sonra bir gün bir hemşirenin kollarına verildiğimizde duruverseydi zaman...Benjamin Button tam olarak böyle bir dünyada yaşamaktadır. Dünyaya seksen yaşında bir adam olarak gelen Button yaşamın tüm kronolojisini alt üst etmektedir. Muhteşem kurgu dünyasıyla seneler evvelinden okuruna ulaşan F. Scott Fitzgerald hayranlık uyandıran bir esere
Tükendi
Türk modernleşmesi tarihin eşik noktasına takılıp kalmış bir mevzudur. Bir yanda Batılılaşma çabaları öte yanda köklü bir gelenek! Osmanlı’nın son yüzyılından çıkıp Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni düzenine ayak uydurmaya çalışırken neler yaşadık, üç asırlık dönemde neler olup bitti, sebepleri ve sonuçları neydi? Bu kitap, üç asırlık Türk Batılılaşma veya modernleşme sürecinin aşamalarını, farklılıklarını ve değişmeyen yönlerini ele alırken aynı zamanda neden yanlış Batılılaşmanın rüzgârına kapıldığımızı da açı
Tükendi
F. Scott Fitzgerald’ın uzun öyküsü Babil’e Dönüş, Charlie isimli bir adamın gençlik heveslerini doludizgin yaşadığı Paris’e, yıllar sonra tekrar dönüşünü ve orada geçmişle yüzleşmesini anlatır. Bu öyküde Paris, bir şehir olarak değil adeta bir hatırlatıcı, bir hesap sorucu olarak bulunur. Peki Charlie bu geçmiş hesaplaşmasından nasıl çıkacak, velayetini almak istediği kızı ile şehrin geçmişi arasında ne yapacaktır? Kısa bir romana benzeyen bu uzun soluklu öykü, karakterin sancılarını okura en canlı şekliyle
Tükendi
Akıl ile iman arasındaki ilişkide imanın hakikate ulaşma konusunda daha üstün olabileceğini ve bu iki kavramın birbirinden bağımsız olduğunu savunan fideizm, günümüzde din-bilim, din-felsefe ve akıl-iman çatışmalarına dair tartışmalar arttığı için daha sık konuşulan bir mevzu haline gelmiştir. Fakat fideizmin ne olduğu, hangi açılardan savunulduğu, bu savunuların olumlu ve olumsuz yönleri ve tutarlılıkları incelenmesi gerekli olan hususlardır.Bu kitap, söz konusu bu hususları irdeliyor, fideizmin ne olduğun
Tükendi
Amerikalı yazar Jack London’ın 1903 yılında yayımlanan Yabanın Çağrısı romanı yayımlandığı günden bu yana en çok okunan klasikler arasında yer almıştır. Kısa bir macera romanı olan bu eser, Buck isimli evcil bir köpeğin çalınarak bir kızak köpeği haline getirilmesini ve o vakitten sonraki mücadelelerini anlatır. Bu romanda Buck, yalnızca bir köpek değil aynı zamanda yaşam mücadelesinin en belirgin timsalidir. Bu yüzden de insan, Buck’ın yaşadığı her olayda kendisini, kendi duygularını ve mücadelelerini bula
Tükendi
Hayreddin Karaman bu kitapta, her bir grubun kendi dar anlayışına değil, ulemanın ortak beyanına dayalı geniş Ehl-i Sünnet yolunu, ümmeti derleyip toparlayacak ve kıyamete kadar sürecek olan misyonlarını yeniden üstlenmede yol haritası olacak “Sahih İslâm”ı kendine dert ve görev ediniyor.Asırlar içinde kemale ermiş anlama ve yorumlama usûlünü özetliyor. Bu usûlden sapan eski veya modern yöntem ve yorumları tenkit ediyor. Usûl içinde sünnetin öneminin altını çiziyor. Bütün bu faaliyetleri yapacak olan “İslâm
İnsanoğlu, etkileşime geçtiği eşyanın/nesnelerin nasıl davrandıklarını ve hangi şartlara göre tepki gösterdiklerini değil, doğrudan eşyanın kendisinin, eşyadaki oluş ve bozuluşun ve ezelden ebede doğru akışın mahiyetini anlamak için durup düşünmeye başladığı zaman, en temel hareket noktası olarak karşısında “varlığı” bulur. Bu anlama sürecinde o, önce varlığın ne olmadığını idrak eder, sonra da yok olduğunu iddia edemediği şeyleri tasnif eder. Bunlardan bazılarının zorunlu, bazılarınınsa mümkün olabileceğin
Tükendi
Budist Kateşizm (Budist İlmihal) Budizm’in tarihini, inançlarını, ahlak sistemini, cemaat yapısını ve pratiklerini soru cevap şeklinde ortaya koyan bir eser. Yazarı Henry Steel Olcott, modern okültizmin önemli ismi Helena Petrovna Blavatsky ile birlikte Teosofi Cemiyeti’nin kurucularından. Teosofi Cemiyeti’nin Hindistan’daki çalışmaları ve Doğu öğretilerini Batı’ya aktarmadaki gayreti biliniyor. Olcott’un Seylan’da (günümüzde Sri Lanka) Budizm’i yeniden canlandırma adına giriştiği çalışmalar da dikkate değ
Halit Ziya Uşaklıgil’in öyküleri, çocuklardan cariyelere, meczuplardan iflah olmaz âşıklara ve toplumu dengede tutan insanlara kadar zengin bir mahalle vitrini gibidir. Özellikle içinde yetiştiği sosyolojiye ait gözlemleri ve kendisine nakledilenleri öykülerinde ustaca birleştirmesi yakın geçmişteki Türk toplumu adına bir sergi izlenimi verir. Temel perspektifi ise merhamettir. Sudan’dan getirilmiş bir genç kız, İstanbul kültüründe kendine yetişmeye çalışan insanlar, savaşın ardından dağılan hayatlar, zorlu
Tükendi
Yaşadığı ve yönettiği dönemde, Osmanlı devletini bir cihan imparatorluğu haline getiren, yaptıkları ile dünyanın “muhteşem” lakabını taktığı Kanunî Sultan Süleyman, idareciliğinin yanı sıra, gerek eşleriyle, gerekse çocuklarıyla yaşadıkları açısından çok sayıda yerli ve yabancı sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Böyle kudretli bir sultanın hayatından kesitler içeren elinizdeki eser, Türk tiyatro sanatının duayen ismi Turan Oflazoğlu’nun kaleme aldığı son eserlerindendir. Oflazoğlu bu eseri sadece bir san
Tükendi
Klasik metinlerimizi günümüz insanıyla buluşturabilmeyi uzun zamandan beri düşünüyordum. Son yıllarda Mesnevî’ye karşı bir ilgilerinin olduğunu da görüyordum. Ancak Mesnevî’yi eline alıp baştan sona okuyanların sayısı çok azdı ve kanaatimce Mesnevî yeterince anlaşılmıyordu.Mesnevî’yi ruhuna uygun olarak çocuklar ve gençlere nasıl okutabileceğimi düşündüm ve bunu hayvan hikâyeleri üzerinden yapmaya çalıştım. Hayvan hikâyeleri yayınlandı ve ilgi gördü. Hikâyede geçen olayları ve hayvanları açıklamak iyi oldu,
Tükendi
Sözleri, müziği, orkestra düzenlemeleri Yalçın Tura tarafından yazılmış olan “Sevmek Nedir?” Melodramı 1993 yılı sonunda Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Tiyatroları için Türk Bestecilerinden Müzikaller istenmesi üzerine kısa sürede yazıldı. Eser 1994 yılı başlarında teslim edildi, fakat dönemin siyasi istikrarsızlıklarının etkisinde kalınarak, daha sonra da anlaşılması güç çeşitli nedenlerle, günümüze kadar bütünüyle bir tiyatro ya da opera sahnesinde temsil edilemedi.“Sevmek Nedir?”den seçilen bazı şark
Tükendi
Tanzimat’la birlikte Türk edebiyatı, Tanpınar’ın da ifade ettiği gibi “mutlakı kaybetmekten doğan bir buhran”a düşer. Doğrularından kuşkuya düşen yeni insan tipi artık yüzünü realiteye gerçekliğin çoklu görünümlerine çevirir. Böylece mutlakçı geleneğin sarsılması etrafında bir medeniyet krizi baş gösterir. Ancak sarsılan yekpare geleneğin yerine farklı dünya görüşlerine ve düşünüş biçimlerine göre yeni mutlaklar oluşur. Bu durum, dirençli yapısıyla zihniyetin kendini farklı tonlarda açığa çıkarmasıdır. Öyl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 982 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4