Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 982 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
“Mekke’nin yazı ile kışı arasında fazla fark olmadığından hava ılıktı. Çiseleyen yağmurdan sonraki tatlı koku, insanları mutlu etmeye yetiyordu. Hele hafif hafif eserken bedenlere can katan bad-ı sabanın bıraktığı tılsımlı serinlik, yöre insanının az tadabildiği cinstendi. İşte bu mevsimde ticaret kervanlarının biri gider, diğeri gelirdi. Şehir, umre yapanlarla, mal satanlarla dolup taşardı. Fil Vakası’ndan sonra kentin kutsallığına inananlar arttığından ziyaretçiler çoğalmıştı. Abdülmuttalib’in evinde
Tükendi
“Çizgileri açısından bakıldığında öncesi yoktur Hasan Aycın’ın. Hocası yoktur. Ustası yoktur. Çırağı da yoktur aynı zamanda. Taklitçileri de yoktur. Bir armağandır insanlık için, müslümanlık için. Kâğıda, kaleme, güzellikler bağına başta anne, baba ve dedesinin, aynı zamanda bütün güzel ve mahzun çocukların, her biri ayrı bir dünya olan değerli ve kederli insanların elleriyle uzanır. Yed-i beyzâ gibi zulumâtı kovar ve aydınlığa uzanan köprüler kurar, ışıklar düşürür, iyilik ırmaklarına yol açar.” Cemal Şaka
“İnsanlar yanlış anlar,” diyerek vefatından iki yıl önce, 1914’te divanını yakmıştı Atkaracalarlı şair Cevriye Banu. Benzer bir endişe yüzünden İstanbul doğumlu Nimet Gecekuşu (Yıldırım) da 1930’ların başlarında Erzincan’ın bir köyünde canla başla sürdürdüğü köy eğitmenliğini bırakmak zorunda kaldı. Farklı şartlarda da olsa kalem ve kâğıtla ilişkilerini korumak için şartları zorlayan bu iki kadının yaşadıkları zaman dilimi çok uzağımızda değil, ama haklarında pek az şey biliyoruz. Şair ve Gecekuşu, Cihan Ak
“Kimi iyi sanıyordu beni, kimi kötü. Kimi kanatlı diyordu, kimi kanatsız. Kimi sinsi diyordu, kimi sözlerin yakıyor. Buluştukları tek ortak nokta üç yüzlü olmamdı. Hâlâ bu konudan vazgeçmiyorlardı. Başımıza onca şey gelmiş, aman, diyorlardı, Melek ne de benziyor hepsine. Ama kararlıydım. Artık duymayacaktım. Önüme bakacaktım. Önemli vazifelerim vardı. Zaman kaçtı. Hiçbiri geçmez oldu sert kabuğumdan artık. Gittikçe büyüdüm. Odalara sığamadım. Evi yıkacak olunca da kovuldum. Sırtlandım incilerimi. Yı
“Portakal bir taydır. Ve ben suya düşüp ölen bir tayı ceylana çevirme ihtimalinden bahsediyorum. Bir tay genelde suya düşüp ölmez. Ben de genelde sempatiğimdir ama ayağıma çarpıp düşer taylar. Benim gönlüm düşer suya sonra. Kimse bulamaz orada gönlümü de aklımı da. Aklım zaten uzun zamandır kayıp... Ellerimi tuttular, düşlerden bahsettiler, başka hayvanlardan bahsettiler. Hep, birini önemseyince hayvanlara benzetiyordum, bunu bilmediler. Annem de dahil. Annem ceylandı icabında. Bir ara gergedandı
Tükendi
“Ben kocaman bir çocuktum. Çocuktum evet, on yaşında çocuksundur çünkü. Ama kocamandım. O kadar kocamandım ki bulunduğum yere zor sığardım. Evime mesela, evimde tüm odaları kaplardım neredeyse. Annem, babam ve üç kardeşim üzerimde oturmak, üzerimde yatmak zorunda kalırlardı. Annem sofrayı üzerime sererdi. Bir yemek masamız olmadı hiç, çünkü annem daha fazla yük yüklemek istemedi. O yüzden bez sofrayı sererdi. Hepsi çevresine oturur, yemek yer ve kalkardı. Ama yine üzerime kalkarlardı, bacağımda
İnsan ve davranışlarını inceleyen psikolojinin kuruluşundan itibaren, insanın ruhsal ve davranış alanında büyük tezahürleri olan din olgusunu problem edinmiştir. Din ve onun birey hayatındaki görünümleri 20. yüzyılın başlarında psikologlar tarafından öncelikle ampirik düzeyde ele alınmış daha sonra da teorik temelde incelenmiştir. Bugün ise din psikolojisi ve din sosyolojisi çatısı altında dinin birey ve toplum üzerindeki etkileri ampirik düzeyde incelenmeye devam etmektedir. Bu kitapta okuyucu, psikolojid
Tükendi
Kur'ân-ı Hakîm'de en geniş sûrette anlatılan kıssadır Musa aleyhisselamın kıssası. Onun Firavun, aveneleri ve Benî İsrail ile yaşadığı imtihan, her çağın mü'minleri için bir 'istikamet dersi' niteliğindedir. Hz. Musa'nın Rabbinin emriyle Firavun'a gidişi ise, dikey ve yatay, iki düzlemde beraberce sürüp giden ortak zulme karşı, her iki düzlemde adalet çağrısının nasıl yapılacağını bize gösterir. Merkezinde Firavun'un yer aldığı 'zulüm konsorsiyumu'nun bir ferdi olmamak; bilakis, merkezinde Hz. Musa'nın yer
Tükendi
"Varlıkla yüz yüze gelirseniz, onu bulursanız onunla terennüm edersiniz. Onun için şiir biraz buluş ve bulunuşla da ilgili bir şey..." diyen, Türk şiirinin usta şairlerinden Turan Koç'un bütün şiirleri Kan Gibi Vakte Düşen adıyla bir çatı altında toplandı. İslâm medeniyetinden felsefesine, estetiğinden yerli ve yabancı çağdaş entelektüel birikimi anlama ve aktarmaya kadar uzanan geniş bir birikim ve zihinsel faaliyete imza atmış bu önemli ismin şiirlerinin toplu halde edinilmesi için, okurun kaçırmaması ger
Tükendi
Aydınlanma düşünürü Immanuel Kant (1724-1804) eğitim felsefesinin klasiklerinden olan bu kitabında eğitimi "insanda gizli ve gelişmemiş halde bulunan nüvelerin geliştirilmesi" şeklinde tanımlıyor. Kant bize eğitim meselesini James, Dewey ve Skinner gibi Amerikan pragmatistlerinin ortaya koydukları çerçeve dışında ele almak için sağlam bir zemin sunuyor. Yazılışının üzerinden iki asırdan fazla zaman geçtiği halde, içindeki önerilerin güncelliğini koruduğu bir eğitim manifestosu. Tüm ebeveyn ve eğitim cami
Tükendi
Âkif’se tavrını değişmiş olan çağının ve şartlarının sonucu olarak Müslümanlığın; her gün biraz daha cemiyetin hayatından çıkarılmak istenen İslamın yerli yerine oturtulmasını istemek şeklinde tezahür ettirmiştir. Bu istek onda belki kıyasıya bir ideoloji kavgası hüviyetinde görülmez ama yazılarının tümüne bakılarak konuşulacak olursa, İslamdan gayrı hiçbir davasının olmadığı açıkça görülür. Bir yandan, kendinden önceki bazı Müslüman şairleri hatırlatıcı biçimde halkın amel ve itikadına ilişkin
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, ismiyle anılan itikâdî bir mezhebin imamı ve Te'vîlâtü'l-Kur'ân adlı eserin sahibi bir âlimdir. O ve eseri çeşitli yönleriyle günümüz akademik çalışmalarına konu olmuştur. Bu çalışma, Mâtürîdî'nin tefsir-te'vîl ayrımını ve asli itibariyle bu ayrımın neyi amaçladığını görmek adına hazırlandı. İlk bölüm, Mâtürîdî'yi tefsir-te'vîl ayrımına sevk eden ortamı analiz ediyor. İkinci bölüm Mâtürîdî öncesi tefsir-te'vîl ayrımını hatırlatan bazı tanımları ve Mâtürîdî'nin tefsir-te'vîl
Tükendi
Kelam ve Tefsir ilimlerinde büyük şöhrete sahip olan Fahreddin er-Râzî, çevirisini sunduğumuz bu eserinde, Müşebbihe olarak anılan antropomorfist kelâm akımının Kur´ân ve hadislerde Allahü Teâlâ´yı tavsif eden ifadeleri anlama biçimini ele almakta; bütünlük ve derinlikten yoksun olduğu gerekçesiyle de eleştirmektedir. Râzî´ye göre Allah´ın haberî sıfatlarını bildiren ayet ve hadislerin böyle lafızda kalan yahut literalist tarzda anlaşılması aslında gerçek anlamdan uzaklaşmaktan başka bir şey değildir. Öneml
Tükendi
Farklı bir âlemdesiniz ama bulunduğunuz noktaya çok aşinasınız. Başka bir insanı başka bir dille; biraz şairane, biraz hakikat kadar sert bir sesle dinliyorsunuz, ama dinlediğiniz aslında sizsiniz. Siz değilseniz bile şu sağ tarafınızda bulunan, o değilse soldaki, arkanızdaki, önünüzdeki belki. Fakat çok yakınlarda bir yerde olmalı. Yine de her şey bu kadar net değil, muğlak. Muhayyilenizde ne kadar yer açarsanız o kadar imge dolacak içeriye, ufuklar sınırlarını genişletecek; öykü, öykü olmanın hakkını vere
Bilim ve teknolojinin bireysel ve toplumsal etkileri, değişik alanlarda ortaya çıkan kirlenmenin fiziksel ve ruhsal boyutları Gürdoğanın önemle üzerinde durduğu konular arasındadır. Yazar bu kitabında yalın ve hayatın içinde bir anlatımla, Mekkeden Kurtubaya kadar uzanan, keyifle okuyacağınız değişik bir seyahatname örneği veriyor. Zengin bir bilgi birikimine dayanan bu izlenimlerin satır aralarında, Müslümanların Hıristiyanlarla hesaplaşmasının iniş ve çıkışlarının hüzün ve coşkusunu duyacaksınız.
Tükendi
Ayşegül Genç, Kuğu Boynu'nda bir saatin kadranını esas alarak hayatın döngüsünü okurlarının kalplerini kanatacak bir hikayeye dönüştürüyor. Maden kazasında vefat eden babasının ardından İstanbul'a yerleşen Mualla, onu gözeten eski bir mühendis Atilla, antika bir saatin peşindeki Metin, duvarın içinden gelen tik taklar ve Bülent, Celalli saatçi ve akıp duran zaman romanın karakterleri. Her şey yarım kalırken, tamamlanıyor romanda. Her şey tamamlanırken bir şeyler eksiliyor. Kuğu Boynu Ayşegül Genç'in Ölü Ser
Tükendi
"Dostluk Üzerine", merhum mücadele adamı Fethi Gemuhluoğlu'nun 22 Kasım 1975 tarihinde bir toplantıda yaptığı, ünü günümüze kadar ulaşmış bir konuşma metnidir. Kendisinin vefatından sonra defalarca basılmış, elden ele ulaşmış, milyonları etkilemiş bir manifestodur. Türk fikir ve düşünce hayatının yanı sıra, siyaset ve bürokrasi çarklarında yetişmiş bir nesil pek çok vatan evladı, ömrünün bir döneminde şu veya bu şekilde Gemuhluoğlu'nun himaye ve teşviklerine mazhar olmuştur. Bu kitap, kendisinin ünlü konuş
Tükendi
Bildiğimiz akademik kurumlar olan üniversitelerin yanında bir de davranışlarıyla, hal ve tavırlarıyla, yönlendirmeleriyle kişinin eğitimine büyük katkıda bulunan insanlar vardır. O insanlarla tanıştığımızda hayatımız değişir, dünyaya apayrı bir noktadan bakmaya başlarız. Bu kitap bu kaynak kişilerden birine, M. Zahid Kotku´ya dairdir.
Tükendi
Din Felsefesi müfredatında, "büyük sorular" da denilen, şu temel meseleler yer alır: "Akıl ile iman arasında ne tür bir ilişki vardır? Alem niçin yok değil de var? Niçin âlem tam da bizim gibi zeki varlıkların yaşamasına izin verir bir yapıda? Niçin bir sonsuzluk fikrine sahibim? Tanrı yoktur, demek mümkün müdür? İnsan gibi şuurlu bir varlığı en iyi hangi teori açıklayabilir? Tanrı nasıl bir Varlık'tır? Tanrı hakkında konuşmanın grameri nasıldır? İyi-Adil-Alim bir Tanrı ile Memdeki kötülüklerin varlığı tuta
Tükendi
Yaşam kaç yüz parçaya bölünebilir? Bu parçaların her birinden kaç bin tane hikâye çıkabilir? Sonra bu bölünmelerin her biri nasıl olur da tek bir noktada birleşip büyük bir aynaya dönüşür? Cam Kenarı'nı ikiye bölün; biri Mülteciler'e, biri Mülteci Olmayanlar'a baksın. Sonra ortadaki çizgiyi hayalinizde yok edin, ortaya hepimizin öyküsü çıksın. Yıldız Ramazanoğlu, bu kitabında da yaşam sanatının peşine düşmüş olanların öykülerini anlatıyor. Daha doğru bir ifadeyle devasa bir aynanın parçalarını birleştirip
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 982 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2