Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 668 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Teklif, mükellefi yet temasıyla başladığı düşünce macerasını gerçeklik dosyasıyla sürdürüyor. Teklif, klasik hükmündeki kitapların tanıtımları, muhtelif alıntılar ve uzmanlarca kaleme alınan makalelerle geçmişten günümüze gerçeklik sorununu ele alan farklı yaklaşımlara bütünlüklü bir bakış getirmeye çalışıyor. Teklif, hakikate ilginin zayıfl adığı çağdaş fi kriyattan farklı bir yol izleyerek insanlığın gerçekliğe yönelik ilgisini ve merakını bir kez daha tazelemeyi öneriyor. Teklif, “Nasıl bir gerçeklik?” s
"Şiir nedir? Şiir ne söyler? Şiir ileteceklerini nasıl iletir? Bu kitap, o sorulardan üçüncüsüne vermeye çalıştığım yanıtın genişletilmiş halidir. Şiir, bir şair ile bir toplumun dilinden, ritimlerinden, inançlarından ve saplantılarından yola çıkılarak biçim verilmiş bir nesnedir. Şiir, belirli bir tarihin ve belirli bir toplumun ürünüdür, ama tarihsel varoluş tarzı çelişkilidir. Şiir, tarih karşıtını üreten bir gereçtir -şairin niyeti bu olmasa da. Şiirsel süreç, zamanın geçişini tersine çevirir
Arabistan, Osmanlı kültüründe Hicaz adıyla ün salan, Hac yollarını açık tutmak için uğruna asırlarca savaşlar verilen bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Emperyalistlerin Osmanlı'yı durdurma istekleri uzun süre devam etmiş ve nihai amaçları bölgeyi Osmanlı'dan koparmak olmuştur. Bu çerçevede Orta Arabistan'ın Necd bölgesinin bedevileri arasında doğup yayılan Vehhâbîlik hareketinin ayrılıkçı faaliyetleri, özellikle İngilizler tarafından desteklenerek burada İngiliz sömürge politikaları uygulamaya konulmuş
Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu'yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. "Ortadoğu'ya Dair Yirmi Tez", ismindeki ‘tez' sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden
Bu kitabın amacı İslâm-Osmanlı-Türk entelektüel tarihine ilişkin bir okumanın nasıl yapılabileceğini bir beyit üzerinden göstermeye çalışmak ve bu beyit edebî ve meşhur olduğu için de elden geldiğince geniş bir kesimle irtibat kurabilmektir. Söz konusu amacın gerçekleştirilmesi için "mahsûs olmadan Doğa üzerine, ma'kul olmadan Tanrı üzerine, menkûl olmadan Din üzerine, mısdâk olmadan Kavram üzerine konuşulmaz" ilkesi benimsendiğinden, öncelikle mefhumların dünyasına kısa bir seyahat gerçekleştirildi, d
Kitap Tanıtım Yazısı: Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banli
Gerçekte Endülüs milleti Arap, Berberi, Romen ve Vizigot melezi olup özgün niteliklere sahip farklı bir millettir. Bu millet 1497’den itibaren İspanyolların uyguladığı sistemli bir soykırıma maruz kalmış ve yitip gitmiştir. Onlardan geriye kalan kültürel miras ise tüm insanlığa mâlolmuş şekilde yaşamaya devam etmektedir. Elinizdeki kitapta, Endülüs İslam toplumunun hem kendi içindeki gayrimüslim topluluklarla ve hem de dışarıdaki hristiyanlar ile sağladığı siyasi, askeri, toplumsal ve kültürel iletişim ve e
Beyin ölümü' ve ‘organ nakli', çağımızın ‘bıçak sırtı' konularından biri. İlk bakışta, ‘çürüyüp gideceğine birini yaşatsın' cümlesinin ‘mâsumiyeti' karşısında hepimiz gönüllü organ bağışçıları olabiliriz. Hatta ‘annenin yavrusuna organlarını vermesinden daha büyük iyilik mi olur' diye de düşünebiliriz. Lâkin bazı meseleler cümlede durduğu kadar basit ve sıradan değil. Söz konusu Allah'ın en mükerrem varlığı olan insanın hayatı olduğunda sıradan bir hüküm cümlesi kurulamaz, kurulmamalı. Bazı şeyler rek
Adorno, “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarcadır.” demişti. Olanca zayiat arasında kaybedilmemiş tek şeyin dil olduğunu bilen ve anadilini tüm yaşananların şahitliğine çağıran Paul Celan’ın meşhur “Ölüm Fügü” şiiri Adorno’nun bu cümlesine verilebilecek en güzel cevaplardan biridir. Neticede milyonlarca ölü, şiirlere gömülmeyecekse nereye gömülecektir? Ahmet Sarı, Şairaneliğin Karanlığından’da Alman edebiyatının önemli isimlerinden Paul Celan’ın şiir poetikasına eğilerek onun, gecenin sonuna yolculuk ede
Charlotte Brontë, Shirley’yi yazmaya tıpkı kendisi gibi yazar olan kız kardeşleri Emily ve Anne hayattayken başlar. İngiliz ve dünya edebiyatının kült eserlerinden olan bu romanın iki ana karakterinde kız kardeşlerini resmettiğine inanılan yazarın, her iki kardeşini de kaybettikten sonra tamamlayabildiği Shirley, merkezine aldığı aşk hikâyelerinin yanında aile olmak, ölüm ve kayıp duygusuna dair biyografi niteliğinde bir anlatı. Napolyon’un Avrupa’da tozu dumana kattığı 19 yüzyıl başlarında, İngiltere’nin k
Sır Derya kıyısında atlarını dinlendiren, yalçın kara dağların bağrında yurt tutan, kardeşini yitirince uğrun uğrun aramaya çıkan, havadaki kuşu yerdeki mahlukatı kovalayan, aslan yüreğiyle yeryüzünde dolaşan, hiç yorulmadan harp eden, ad kazanan, yiğitlik gösteren, göz yaşı döken, şiir söyleyen; kara elbiseli altmış kafirle bir başına vuruşan, on iki gözü gözleyen, on iki suyu izleyen, on iki hikâyeyi dillendiren Oğuzlar’ın duyulsun diye zaman rüzgarına bıraktığı hikayelerdir bunlar! Aykut Ertuğrul ve Güra
Dünyaca ünlü Danimarkalı filozof Soren Kierkegaard bu kitapta İbrahim Peygamber’in oğlunu kurban etme girişimi üzerinden imanı inceliyor. Kierkegaard’a göre iman akla sığan bir şey değil. Lirik bir dille yazılan kitapta Kierkegaard felsefesinin meşhur etik, estetik ve dini « varoluş aşamaları » da açıklanıyor. Arka kapak : Kierkegaard yazın hayatı boyunca pek çok kez başvurduğu üzere bir takma ismin, bu kez Johannes de Silentio’nun suskunluğunun ardına saklanıp iman kavramı üzerinde bir düşünme denemesinde
Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banliyölerinin çıkmaz sokaklarından
On dokuz başlık altında ontolojik bir mecburiyetle ortaya çıkan Fragmanlar; dil, hakikat, kurmaca, bilinç, imge, muhayyile, gerçekçilik, üslup, biçim, buluş gibi kavramlara dikkat çekiyor. Okuyucusunu kendini inşa etme sürecindeki kavramların her hâline tanıklık etmeye davet eden Cemal Şakar, insanın kendi kimliğine yönelik arayışı için müşterek bir alan oluşturuyor.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi’yi Tahsin Yıldırım’ın özenli çalışmasıyla size sunuyoruz. Modern anlamda Türk edebiyatının ilk örneklerini veren Ahmet Mithat Efendi, eserlerinde modernleşme, doğu-batı çatışması ve toplum meselelerine yoğunlaşır. Varlıklı ve züppe Felâtun Bey ile yoksulluk içinde büyümüş, çalışkan Râkım Efendi tipleriyle Osmanlı’da değişen insan tipleri ve yanlış Batılılılaşmayı ele almakla kalmaz, aynı zamanda okurlara modernleşmeye dair doğruları ve yanlışları da anlatır. Yazar, otobiyografik
Osmanlı İmparatorluğu’nun, Batı’da ismi en çok bilinen sultanı, “Muhteşem” adıyla meşhur olan I. Süleyman’dır. Batılılar için “Muhteşem” nitelemesi her şeyden önce sultanın ordularının ezici gücüne, maddi zenginliğine ve hâkim olduğu toprakların genişliğine işaret etmektedir. Osmanlılar da Süleyman’ı sultanlarının en büyüğü olarak görmüşlerdir. Vefatını izleyen yıllar içinde onun iktidarda olduğu döneme, kaybedilmiş bir altın çağ olarak özlemle bakmaya ve Süleyman döneminde oluşmuş normların yeniden kurulma
Çağdaş Gürcü edebiyatının önemli romancılarından olan ve 2019’da Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Beka Adamaşvili, okurlarını sıradışı, eğlenceli ve çarpıcı bir maceraya davet ediyor. Ölüm’ün romanına hoş geldiniz! Bu Romanda Herkes Ölüyor’un başkahramanı, evet, Ölüm’ün ta kendisi! Ama yine Ölüm, bir romanın içinde olduğunun farkında ve üstelik ölüme mahkûm edilmiş karakterleri kurtarmak üzere edebiyat tarihinin en sevilen kitaplarının içine girebilme yetisine sahip! Onu Romeo ve Juliet’i int
Batı Felsefesi Tarihi, M.Ö. altıncı asırdan başlayarak M.S. yirminci asra kadar Batı felsefesinin merkezini oluşturan fikirleri ve onların gelişimini özlü ve okunabilir bir şekilde anlatırken felsefeyi herkes için erişilebilir kılıyor. Donald Palmer bunu, Ortaçağ geleneğinin metinlerini aydınlatarak ve kişiler ile hadiseler arasında kurduğu ilişkilerin kolay anlaşılması için bölümler arası göndermeler yaparak gerçekleştiriyor. Yazar, hafif mizah unsurları içeren anlatımı ile felsefe tarihini gereğinden fazl
“Toplumsal Eylemin Yapısı toplumsal olayların bilimsel analizinde büyük bir devrim ortaya çıkaran ve birbiriyle çakışan bir teorik gelişme sürecini tahlil etmiştir. Bu çalışmada ele alınan üç büyük yazar (Pareto, Durkheim ve Weber) kesinlikle münferit olarak değil bu gelişmenin “sosyolojik” tarafına katkı veren teorisyenler olarak değerlendirilebilir ve geçen on yılın bakış açısı onların bu akım içerisindeki zirve noktalar olarak önemini azaltmaz. Esasen burada sadece üç zirve değil bütünüyle yüksek bir ala
mahcupluğun bir omzu olsa ve yaslansam ona ve tüm kalbimle dönsem yüzümü yine kalbime kimseye söylemesem her akşam gidiyorum hepsi bu gözcüler, bekçiler ve meraklı bakışların olmadığı bir orman var kalanların sessizliğe saklandığı ve ağaçların ancak göğe tutunarak büyüdüğü bir orman bahçeler bir de eskitmemek için dar zamanları ki tutunmaktır aslı, eşyanın eşyaya insanın ise insana uzayıp giden düzlüklere ölçüsünü hiç sormasam
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 668 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1