Kopernik Kitap'dan yepyeni bir eser; Çevirizm: Çeviri Tarihi Üzerine Bir Deneme ⠀ Tarihsel süreç içinde Doğu ve Batı ayrımının oluşması ve bu süreçte öne çıkan çeviri hareketlerinin etki ve sonuçları, farklı medeniyetlerin 'uyanış' ve 'yükseliş' dönemlerinin neredeyse her zaman yoğun bir çeviri hareketiyle eşleştiğini görülmektedir. Bu nedenle dil evreni bağlamında çeviri tarihi üzerine bir deneme olarak tasarlanan bu çalışmanın temel amacı, toplum ve medeniyetlerin gelişmesinde itici bir güç olarak çevirin

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ); 'gizlilik', ‘takiye' ve ‘katı hiyerarşik disiplin' uygulayarak inşa edilen ve içinde barındığı toplumun dinî, millî ve kültürel kodlarını maske olarak kullanan, tüm değer yargılarını manipüle eden illegal bir yapılanmadır. Bilgi/belge sızdırmak veya deşifre olmamak amacıyla, farklı takiyecilik tarzları geliştiren örgüt,'renkelndirme' adını verdiği, yöntem ile muhalif toplulukların içine sızdığı gibi, hükümet yanlısı grupların içinde de yer almıştır. Başka bir takiye yöntemi o

1927 baskısı esas alınarak çeviri yazıya aktarılan Nutuk, daha önceki birkaç bakımdan farklıdır. Daha önceki basımlarda ana metinde numaralandırılarak işaret edilen vesikalar hep ayrı bir cilt şeklinde veya ana metnin hemen devamında verilmiştir. Kopernik basımında ise vesikalar, aslî numara sırası korunarak ana metnin içinde dipnota çekilmiş ve çoğu zaman müracaat edilmesi külfet gerektiren Vesaik cildi, metnin içine yerleştirilmiştir. Nutuk metninde bulunmayan ana bölüm başlıkları ve ara başlıklar k

1927 baskısı esas alınarak çeviri yazıya aktarılan Nutuk, daha önceki birkaç bakımdan farklıdır.Daha önceki basımlarda ana metinde numaralandırılarak işaret edilen vesikalar hep ayrı bir cilt şeklinde veya ana metnin hemen devamında verilmiştir. Kopernik basımında ise vesikalar, aslî numara sırası korunarak ana metnin içinde dipnota çekilmiş ve çoğu zaman müracaat edilmesi külfet gerektiren Vesaik cildi, metnin içine yerleştirilmiştir.Nutuk metninde bulunmayan ana bölüm başlıkları ve ara başlıklar konularak

In Constantinople, empires are about to collide, lovers are about to depart,  and the world is about to change for ever.Beyazit Akman’s epic, 1453: The Conquest is the first novel to appear in English that tells the story of the era-changing war of 1453 for Constantinople between the Ottomans and the Eastern Roman Empire. Written after five years of archival research in libraries worldwide, the novel is a page-turner based on sound historical research. It is also the first of its kind to expound on the life

Mohammed Alexander Russell Webb (1846-1916) is one of the prominent nineteenth-century American white converts, who spent remarkable effort to serve and forward the various causes of the American Muslims and construct an American Muslim intellectual heritage in his time. His popularity for the Turks stems from the fact that he resorted to publishing and disseminating propaganda, albeit anonymously, for the Ottoman Empire in the first decades of twentieth century as well as his diplomatic career he accomplis

Akdeniz asırlardır Asya ve Avrupa’nın ekonomik ve siyasî kaderini belirleyen en önemli çatışma ve buluşma noktalarından bir tanesi olmuştur. Bu çalışma İngiltere ve Osmanlı ilişkileri üzerinden erken modern dönemde (1580-1630) Akdeniz’de ortaya çıkan siyasî ve ticarî mücadeleyi ele almakta Akdeniz’in İngilizler ve Türkler arasında nasıl bir etkileşim alanına dönüştüğünü ve Büyük Britanya Sömürge İmparatorluğu’nun tohumlarını bu dönüşüme öncülük eden İngiliz ticaret şirketlerinin nasıl attığını anlatmaktadı

Geçmişte farklı dinlerden pek çok insanın barış içinde birlikte yaşadığı ve her birinin kutsal saydığı Kudüs, yıllardır dünya gündeminde çatışmalar, işgaller ve şiddet haberleriyle anılıyor. Hangi aşamalardan geçerek bu duruma geldiğini anlamak ancak süreci analiz etmekle mümkündür.Bu çalışma, Kudüs’ün uluslararası statüsünün değiştirilme çabalarını çıkış noktası olarak belirleyerek tarihsel bir perspektifle ve bütün evreleriyle konuyu ele almaktadır. Kudüs’ü geçmişi ve bugünüyle yakından tanımak ve anlamak

Yönetim biçimi her ne olursa olsun, iktidar sahipleri ve iktidarı arzu edenler, yönetecekleri toplulukların, kamuoylarının desteğine muhtaçtır. Siyasal iletişim, siyasal aktörlerin ideolojik düşüncelerini ve bakış açılarını kitlelere etkili şekilde ulaştırmak ve onları harekete geçirmek için yaptığı iletişimdir. Ülkeler arasında farklılık gösteren siyasal iletişim yöntemleri ülkenin yönetim şekli, ekonomik, sosyal, kültürel durumu, teknolojik gelişimi ve liderlik türü ile yakından ilişkilidir.Bu kitap batı

21. yüzyılda Batılı devletlerin, özellikle de ABD’nin, dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan halklara uyguladıkları şiddet artarak devam etmektedir. Batılı beyaz kimliğine sahip çıkan ABD’nin de Batı-dışı dünyanın insanlarını ve ülkelerini imha etmeyi meşru gösterdiği politikalarına tanık olmaktayız. Bazı durumlarda demokrasi adına ekonomik yaptırımlarla gerçekleştirilen siyasî dayatmalar, dünyayı ‘Beyazlaştırma’ operasyonu adını verebileceğimiz siyasî bir projedir. Sömürgecilik dönemlerinden bu yana beyaz ol

Türkiye’nin demokratikleşme tarihine bakıldığında askerî ve bürokratik müdahalelerle dolu olduğunu görürüz. 1909 Darbesi ile başlayan müdahaleler zinciri 1960 Darbesi, 1971 Muhtırası, 1980 Darbesi, 28 Şubat Darbesi, 27 Nisan e-muhtırası ile FETÖ unsurlarının 7 Şubat MİT Krizi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz 2016 Askerî Darbe Girişimleri ile devam etmiştir. Bu müdahaleler sonucunda küçük bir bürokratik ve sivil klik siyaset alanı ve aktörleri üzerinde vesayet kurmuş ve her müdahale döneminde de bu vesayeti tahkim

“İnsan davranışının iki boyutluluğuna uygun olarak insanın dünyası da iki boyutludur. Konuşabildiği iki temel kelimeye uygun olarak insanın davranışı da iki boyutludur. Temel kelimeler tek kelimeler değil, kelime çiftleridir. Temel kelimenin biri, BEN-SEN kelime çiftidir. Diğer temel kelime, BEN-O kelime çiftidir. Dolayısıyla insanın BEN’i de iki boyutludur.” “BEN-SEN temel kelimesi, kişinin ancak bütün varlığıyla söylenebilir. Bir küllî varlığa yoğunlaşma ve onda erime, asla benim tarafımdan başarılabilece

Mustafa Kemal Atatürk'ün Bölüğün Muharebe Talimi adıyla yayımlanan bu tanıtım ve tercüme etüdü meskûn mahal vuruşması, savunma ve taarruz muharebesi konularını kapsamaktadır. Yine bu çalışmada, taarruz icrasındaki birliğin aldığı tertip ve düzen, ilerleme, ateş üstünlüğü; istinat, ihtiyat ve emniyet unsurlarının kullanılması gibi taarruz harekâtında her zaman karşılaşılabilecek müşkül konular da ele alınmıştır. Öz bir ifadeyle "üç taktik-tabiye" yani kabaca stratejik meseleyi kapsayan bu eser, seferi mevcu

Akademisyen kimliğiyle üniversitelerde, profesyonellerin yol arkadaşı (koç & eğitmen) kimliğiyle iş dünyasında önemli hizmetler veren Dr. Şaban Kızıldağ, son yirmi yılda, iki milyonu aşkın insana ‘Eğitim için, gelişim için, değişim için ve daha güzel bir dünya için Mazeret Yok!’ dedirtmeyi başardı. Şimdi sırada, büyük ÇIKIŞ var! Zorluklarla dolu iş hayatında, mazeret yok diyebilme cesaretini göstererek başarıyla ilerleyen liderler, bundan böyle sadece çözümlere odaklanacak, yeni çıkış yöntemleri bulacak...

Akademisyen kimliğiyle üniversitelerde, profesyonellerin yol arkadaşı (koç & eğitmen) kimliğiyle iş dünyasında önemli hizmetler veren Dr. Şaban Kızıldağ, son yirmi yılda, iki milyonu aşkın insana ‘Eğitim için, gelişim için, değişim için ve daha güzel bir dünya için Mazeret Yok!’ dedirtmeyi başardı. Ve hayatta mazeret yok diyebilme cesaretini gösterenlere ödül olarak bu kitabı yazdı!‘Hayatta Başarı’ kazanmak isteyenler için şimdi çıkış zamanı Sorunlar üzerine konuşmak yerine çözümlere odaklanmak, hayatın içi

Bilgilerini, üniversite ve iş dünyasındaki deneyimleriyle bütünleştirerek kaleme alan, teori ve pratiği ustaca buluşturduğu diliyle dikkat çeken Dr. Şaban Kızıldağ, bugüne kadar iki milyonu aşkın insana, ‘Eğitim için, gelişim için, değişim için ve daha güzel bir dünya için Mazeret Yok!’ dedirtmeyi başardı. Mazeret Yok seminerlerinin başarılı olma nedeni, benzerlerinden ayrışmasıydı. Çünkü bu eğitimler, hayatımıza dair sorunları tanımlamakla kalmadı, her sorunun bir Çıkış Yolu olduğunu, eğer istersek o yolla

Yazının yükü ağırdır ve taşıması zordur! Yazarından büyük bir sorumluluk, fedakârlık ve ahlâkî tavır ister. Bu kitaptaki yazıların tümünde sanatkârın/entelektüelin belki de ezelde ruhuna üflenen nefesten dolayı- kendini hayata, hakikate ve topluma karşı farklı bir biçimde konumlandırması, İsmet Özel'in deyişiyle "baygın meyvelerin lezzeti"ne kapılmaması ve sadece vicdanının sesine kulak vermesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda üç başlıkta kümelenen metinlerde yazmanın ahlâkı, doğası ve iklimi; edebiyat

İsmail Hikmet Ertaylan'ın süreli yayınlarda kalmış birikiminden "Fatih Sultan Mehmed'in Aşk ve Zafer Mektupları" başlıklı tefrikasını esas alan elinizdeki çalışma, bu büyük Osmanlı padişahını bize hem cihanşümul tarafıyla hem de son derece insanî yönleriyle tanıtıyor. Fatih Sultan Mehmed'in eşleriyle, komutanları ve paşalarıyla ve ayrıca dönemin bazı hükümdarlarıyla münasebetlerini diplomatik bir nezaket içinde yansıtan mektupların kitaplaşması sayesinde, Ertaylan'ın matbu eserlerine yeni bir halka daha ekl

Mehmet Erdoğan, şiirleri, eleştiri yazıları ve dergiciliğiyle tanınan bir yazar. Bu kitap, onun edebiyatla ilgili kaleme aldığı deneme-eleştiri yazılarından oluşuyor. Kitabın Birinci Bölümünde konusu şiir olan yazılar, İkinci Bölümünde Namık Kemal'den 80 kuşağı ve günümüz şairlerine genel ve konulu yazılar, Üçüncü Bölümünde hikâye ve hikâyecilerle ilgili yazılar, Dördüncü Bölümünde eleştiri türü ve eleştirmenler üzerine yazılar, Beşinci Bölümünde muhtelif yazarlar ve konulara dair yazılar ve Altıncı Bölümün

Bu kitap sosyal medyada bir günlük, bir tür çalakalem sayıklama. Esip coşuyorum kendi halimce. Bu dünyanın, bu ülkenin ‘Ada' adını verdiğim metaforundan ufka bakıyorum. Hayal ve gerçek arasında gidip geliyorum. ‘Çekirgeyle Konuşmalar' ter tepelek, torlak bir hakikat arayıcısının iç dökmeleri, dertleşmeleridir. Muhayyilemden bir ‘Çekirge' hayali çıkardım, ona konuştum. Yani kendime, içimdeki talebeye... Paylaşımlarımda ki zor yıllardı hem kendime hem beni okuyanlara vitaminler moraller vermeye çalıştım.