Kendisini dünyaya getiren doktorun unvanını alan Doktor Marriged, baba mesleği olan seyyar satıcılığı devam ettirmekte karısı ve küçük kızları Sophy ile birlikte yoksul bir hayat sürdürmektedir. Annesinden sürekli dayak yiyen Sophy’nin gördüğü şiddet, reddedilme duygusu ve sevgi eksikliği küçük kalbinde yaralar açar ve onu yatağa düşürür. Kızının ölümü, karısına fazla gelir, derin bir teessürle kıvranır ve vicdan azabına dayanamaz hale gelince o da hayatına son verir.Bireylerin, insani tutumlar sergileme

14 Nisan 1914 te Beykozda dünyaya geldi. Edebiyata olan merakı ilkokul zamanlarında başlayan Orhan Veli Kanıkın ilk hikâye denemesi, Çocuk Dünyası Dergisinde basıldı. Bunu farklı yıllarda, başka dergilerde çıkan hikâyeleri izledi. Orhan Veli’nin edebiyata ilgisini fark eden lise edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar, destek ve yönlendirmeleriyle Kanık’ın ufkunu açarak, kültür ve gelişimine önemli bir ivme kazandırdı.

Öykülerinde gerilim, korku ve anlaşılması zor cinayetleri konu edinen Edgar Allen Poe, kendi ruhundan gelen özgür ve derin hayal gücünü yansıttığı, sırrı çözülememiş gizemli olayları farklı hikâyeler üzerinden sürükleyici kurguculuğuyla okura sunarken kitaba ismini veren Şehrazat’ın Bin İkinci Masalı öyküsünü, bilinenin dışında kalarak kendine özgü üslup ve ironi ile ortaya koyuyor.

Beni, bu güzel havalar mahvetti,Böyle havada istifa ettim.Evkaftaki memuriyetimdenÜtüne böyle havada alıştım,Böyle havada âşık oldum Eve ekmekle tuz götürmeyiBöyle havalarda unuttum Şiir yazma hastalığımHep böyle havalarda nüksetti Beni, bu güzel havalar mahvetti.

14 Nisan 1914 te Beykozda dünyaya geldi. Edebiyata olan merakı ilkokul zamanlarında başlayan Orhan Veli Kanıkın ilk hikâye denemesi, Çocuk Dünyası Dergisinde basıldı. Bunu farklı yıllarda, başka dergilerde çıkan hikâyeleri izledi. Orhan Veli’nin edebiyata ilgisini fark eden lise edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar, destek ve yönlendirmeleriyle Kanık’ın ufkunu açarak, kültür ve gelişimine önemli bir ivme kazandırdı.

Manor Çiftliği’nde yaşam, hayvanlar için çok zor ve ağırdır. Bir gün ihtiyar Majör, onlara “Hayvanların özgür olduğu, çiftliği yönetebildikleri ve sadece kendileri için çalıştıkları bir rüyadan bahseder ve isyan fikrinin tohumlarını hayvanların zihinlerinde yeşertir. Hayvanlar, isyan bayrağını açtıkları gün çiftliğin sahibi olan insanları çiftlikten kovarak yönetime geçerler. Atık tüm hayvanlar özgürdür, mutludur ve bundan böyle açlık, soğuk, çok çalışma nedir bilmeyeceklerdir. Ancak bu durum çok sürmez d

1984 yılını bir distopya olarak betimleyen George Orwell, baskıcı bir yönetimin sansürcü yaklaşımlarını insanların köleleştirilmesi, robotlaştırılması gibi temalarla harmanlar. Siyasal ve sosyolojik denklemde sistemin istemediği oluşumların yasaklandığı, muhalif kesimin pasifinize veya yok edildiği, özgürlüğün dolayısıyla bireyselleşmenin bedelinin çok ağır ödetildiği totalitarizmi sansür ve propaganda gibi kavramlar üzerinden hayal gücünün beklenilmedik iniş çıkışları ile birlikte okuyucuya sunuyor.

Aktif satışta en değerli kavram müşteridir. Satış, müşteri ile yapılan bir yolculuktur. Zor olan ürün satmak değil, insanları temel satış tekniklerini kullanarak hizmet yada ürün almaya ikna etmektir. Etkili ve güncel satış stratejilerinin oluşması için bir satış danışmanın sahip olması gereken özellikler nelerdir?Dijital pazarlama devriminden sonra değişen satış stratejilerinden birebir satış teknikleri, etkili iletişim, diksiyon kuralları, beden dili ve görgü kurallarına kadar bir çok konuyu bu kitapta bu

1980lerin Amerikasında, derin ekonomik krizin etkileri görülürken, sokakların en acımasız gerçekleri demiryollarında yaşanmaktadır. Bu ekonomik krizin oluşturduğu boşluklar, özellikle adalet kavramını sorgulatır duruma getirmiştir.Demiryolu Serserileri toplumun marjinal katmanlarından biri olan Jack Londonun, kaçak yolcu statüsünde trenle Amerikayı gezerek yaşamını sürdürdüğü, bazen dilencilik bazen hırsızlık bazen de aç kalarak hayatını idame ettirdiği gençlik yıllarını anlatan otobiyografik öykülerinden o

Hayatına giren herkese duygusal hisler besleyerek, samimi ve içten bir bağlılık oluşturan yoksul ve temiz kalpli genç bir kadının, koşulsuz ve hesapsız sevmeleri ruhunda derin yaralar açar. Modern romanın öncülerinden sayılan Fransız yazar Gustave Flaubert, yapayalnız bir kadının hayat mücadelesinde kaçırdığı mutlulukları, acısını, hüznünü, kaybedişlerini, yasını ve acı sonunu satır aralarına ilmek ilmek dokuyor.

İnsan hayatında büyük bir öneme sahip olan kadın-erkek ilişkilerindeki dinamiklerin merkeze alındığı ve temel cinsiyet rollerinin ve kadına yönelik düşünce kalıplarının Hristiyan Kilisesi çerçevesinde ele alındığı öykü, bir tren yolculuğunda eşiyle sorunları olan bir adamın anılarını anlatmasıyla başlıyor. Tolstoy, kadının toplumdaki konumu ve görevleri üzerinden ahlâk, kıskançlık, iffet gibi kavramları derinlemesine inceliyor ve kadın-erkek ilişkileri ile ilgili tespitlerde bulunuyor.

Genç ve güzel bir kadın olan Daisy Miller, dönemin baskıcı toplumsal yapısına rağmen tutucu ve ataerkil otoriteyi tanımayan yaşantısı ile göze çarpar. Daisy gibi bir Amerikalı olan Winterbourne, geleneksel kalıpların aksine özgür ruhunu ön planda tutan bu kadının büyüsüne kapılır fakat onun sosyal hayatın sınırlarını zorlayan başına buyruk tavırlarını, kendi ahlak çerçevesinde sürekli sorgular ve kabullenemez. Edebiyat tarihine adını altın harflerle yazdıran Henry James, kültürler arası karşılaştırmayı çar

Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda? Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum.

Felsefenin üstatlarından kabul edilen Sokrates, dönemin ileri gelenleri tarafından “Devletin Tanrılarını inkâr etmek, Yunanlı gençler üzerinde olumsuz bir etki bırakmak, düzeni bozmak ve halkı isyana teşvik etmek” gibi gerekçelerle mahkemeye çıkarılır ve idama mahkûm edilir. Sokrates’in, Atinalı yargıçlara karşı yaptığı muazzam savunma, ölümünden sonra öğrencisi Platon tarafından kaleme alınır. Sokrates’in doğru soruları sorarak kendisine dönük çirkin suçlamaları geri püskürttüğü ve kendisine yöneltilen tüm

Mutluluk, delilik ve dahilik arasındaki çizgiden doğar! sözüne katılır mısınız?Kahramanımız Kovrin, bir felsefe doktorudur ve Tanrı tarafından seçilmiş özel bir kul olduğuna inanır. Bir gün tarlada, sanrı mı gerçek mi olduğu bilinmeyen Kara Keşişi görür ve onunla psikolojik ve felsefi derinliği olan diyaloglar kurar.Anton Çehov, dâhilerin ve delilerin gizemli dünyalarının kapısını araladığı ve kendi hayal dünyasında zenginleştirerek kaleme aldığı bu öyküde, megalomaniye dikkat çekiyor ve okuru delilik mi d

Korku ve gerilim edebiyatının esin kaynağı olarak görülen Edgar Allan Poe, Kara Kedi öyküsünde de sürükleyici anlatımına, felsefi bir boyut katarak sebepsiz, mantıksız ve düşsel cinayetlere yer verir. Yazarın soğukkanlı ve nesnel kalemi, ruhunuza çizikler atarken satırlarda inceden inceye göze çarpan soyut ironiler ve iğnelemeler, duyularınızı harekete geçirecek.

Ailesini kaybetmiş 17 yaşındaki zengin bir kadının, kendisinden yaşça büyük bir adamla evlenişini ve sürekli değişen duygu ve ruh durumunu konu edinen Tolstoy, evlilikte uyumu zorlaştıran dinamiklerin, sadece yaş farkının değil, düşünce ve beklentilerin de örtüşmemesi olduğunu vurguluyor.Tolstoy, kahramanların arasındaki yaş ve kültür farkının, evlilikle ilgili değerlere yansımasında uç noktalara değinirken aralarındaki tutku ve aşkın, dostluğa ve yakın arkadaşlığa dönüşünü çarpıcı bir şekilde ele alıyor.

Hayatını bilime adamış, hastalıklı ve a-sosyal bir karakter olan Ordinov, bir gün kiralık oda aramak için evden dışarı çıkar ve kilisede gördüğü evli bir kadına âşık olur. Hikâyenin olay örgüsünü Ordinov’un, bu yasak aşkı üzerinden gelişen hadiseleri belirler. Dostoyevski, toplumun dışında kalmış, çevresi tarafından yalnızlaştırılmış ve aşk acısı çeken bir insanın, yaşadığı buhranları ve karmaşık duyguları derin analizleriyle gözler önüne seriyor ve okuyucuya, tüm bu yaşanılanların gerçek mi yoksa kahrama

Hayatımıza giren her icat, şüphesiz hayatımızın her alanında işimizi kolaylaştırıyor. Peki, günümüzde kullandığımız telefonların, arabaların, jeneratörlerin, mutfakta kullandığımız elektrikli aletlerin vb. teknolojilerin temelinde hangi isimlerin icatları yatıyor? Mucitler Sınıfı nda dünyanın her yerinden imkansızı başarmış bilim insanlarının, insanlığın hayatını kolaylaştıran çılgın icatlarını ve sağlık - tıp alanındaki buluşlarını okuyacaksınız.

Bilmiyorum Neden, Nasıl Niçin? (3 Kitap Takım)